GRANİKOS VADİSİNDE BİR BİZANS KALESİ: SAPAN HİSAR

[ X ]

Tarih

2015

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Granikos (Biga Çayı) Vadisi Çanakkale Boğazı'nın orta bölümüne ulaşan Rhodius (Sarıçay) Vadisi ile bağlantı kurarak Kyzikos (Kapıdağ Yarımadası) önlerine kadar ulaşılmasını sağlayan doğal bir yol oluşturur. Bu çalışmada Granikos Vadisindeki Kocayayla köyünde yeralan Bizans kalesinde tespit ettiğimiz arkeolojik verilerin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Kale, doğu-batı yönünde yaklaşık 10 km uzanan, Osmanlı döneminde Karadağ ismini almış olan yaklaşık 720 m yüksekliğindeki antik Marceus dağlarının doğu ucunda, yaklaşık 520 m kotta yeralır. Kalenin üzerinde yeraldığı tepenin kuzeydoğu ve kuzeybatısı daha az eğime sahiptir. Kale arazinin topografyasına göre biçimlendirilmiş iki bölümlü bir plana sahiptir. İlk bölüm yaklaşık yuvarlak bir plan gösterir. Bu planı oluşturan duvarların toplam uzunluğu yaklaşık 435m'dir. Duvarlar tepenin kuzeydoğusunda yaklaşık 514-510 m kotlar arasında uzanır. Bu duvarda dörtgen planlı üç kule bulunur. Kalenin ikinci bölümü kuzeydoğu köşede yer alan kule ile batıdaki kayalık bölümün arasını kapatan bir duvar ve bu kayalık alandan güneybatı kuleye uzanan bir duvardan oluşur. Tepenin güneydoğu ve güneybatı tarafı savunmaya elverişli olarak oldukça diktir. Kale planlanırken topografyanın bu özelliğinden faydalanılmıştır. Daha az eğimli olan kuzeydoğu ve kuzeybatısındaki duvarların önüne ise bir hendek açılarak savunma güçlendirilmiştir. Bizans kalelerinde savunmayı güçlendirmek için başvurulan savunma hendekleri İstanbul surlarında kullanılmıştır. Başkent dışındaki pek çok savunma yapısında da kale hendeğine yer verildiği anlaşılmaktadır. Kalenin savunma hattını oluşturan kuleler iki farklı tip gösterir. Bunlardan ilki dörtgen planlı kulelerdir. Biri dışında tüm kulelerin bu tipte olduğu anlaşılır. Kulelerden biri ise apsidaldir. Hellenistik ve Roma dönemi kalelerinde kullanılmış olan apsidal kuleler 4.yüzyıla tarihlenen Euphrates'deki Pağnik öreninde görülebilir. İstanbul'da İmparator Theodosius dönemi surlarında dıştaki sur duvarında dörtgen ve apsidal kuleler dönüşümlü olarak tekrarlanır. 5-6. yüzyıllarda Suriye'deki Sergiopolis, Resafa ve Antioch'da apsidal kuleler kullanılmıştır. Kilikya'daki 7-8.yüzyıllara tarihlendirilen Lamas Kalesi ve Anavarza şehir surlarında dörtgen kuleler ile birlikte görülür. 10.yüzyılda Philippi kalesinde, yine dörtgen kulelerle birlikte kullanılmıştır. 10.yüzyıl sonuna tarihlenen Ohri kalesinde girişin iki yanındaki kuleler apsidaldir. Bizans döneminde yaygın biçimde kullanıldığı anlaşılan apsidal kuleler, erken Bizans döneminden itibaren kuzeybatıda Balkanlar ve Dalmaçya kıyılarından, güneydoğuda Suriye sınırına kadar geniş bir coğrafyada görülür. Özellikle 7-10.yüzyıllardaki Arap akınları sırasında inşa edilen kalelerde düzenli bir şekilde kullanılmış olduğu tespit edilir. Duvar örgüsünde farklı boyutlardaki moloz taşlar kullanılmıştır. Duvar örgüsünde kullanılan harç, taş ve tuğla kırıklı beyaz kireç harcıdır. Duvarların sağlamlığı ise harçlı moloz çekirdek ile sağlanmıştır. Bu çekirdekte iri moloz taşlar ile bol miktarda kireç harcı kullanılmıştır. Zaman zaman kırık tuğla parçaları da görülebilir. Çekirdek ile yüzeydeki örgü arasında ahşap hatılların kullanıldığı, özellikle güneybatıdaki 1 nolu kulede kaçak kazılar ile açılan duvar yüzeyindeki izlerden anlaşılır. Moloz taşlarla örülen duvarlar özellikle 78.yüzyıl kaleleri için tipiktir. Bu dönemdeki kalelerde moloz çekirdek ile duvar örgüsü arasındaki bağlantıyı sağlamak için genellikle devşirme blok taşların ya da sütunların kullanıldığı izlenir. 10.yüzyıl sonrasında, özellikle 11-12.yüzyıllarda ise bu amaçla ahşap hatıllar kullanılmaya başlar. Duvar kaplaması büyük ölçüde dökülmüş ve harçlı moloz çekirdeği ile günümüze ulaşan yapıda bir kazı veya temizlik çalışması yapılmadan değerlendirmelere göre kalenin plan özellikleri ve yapım tekniği orta Bizans döneminin sonlarına, 10-11.yüzyıllara işaret eder. Kalenin içerisinde özellikle kaçak kazı çukurlarında tespit edilebilen seramik ve pişmiş toprak çatı malzmeleri de orta ve geç Bizans dönemlerine aittir. Buluntular arasında 10-12. yüzyıllara ait iki farklı tipteki amphora kulp parçaları ile pişirme kaplarına ait ağız, gövde ve kaide parçaları yeralır

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Mimarlık, Tarih

Kaynak

Turkish Studies (Elektronik)

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

10

Sayı

1

Künye