COVİD-19 ön tanısıyla gerçekleştirilen toraksbilgisayarlı tomografilerde saptanan insidental bulgular
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
Giriş ve Amaç: COVID-19 (coronavirus disease 2019) pandemisi tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de etkisini göstermiştir. Pandeminin ilk döneminde, laboratuvar tanı kitlerine yeterli erişimin olmaması ve testlerin yalancı negatiflik oranlarının yüksek olması nedeniyle COVID-19 şüpheli hastalarda, toraks bilgisayarlı tomografi (BT) tanıda önemli rol oynamıştır. Hastanemizin pandemi hastanesi olarak hizmet verdiği bu dönemde, radyoloji kliniğimizde yoğun bir şekilde toraks BT incelemesi gerçekleştirilmiştir. Bu dönemde görüntülemelerde herhangi bir seçiciliğin olamaması sebebiyle hasta popülasyonu demografik olarak geniş bir çeşitlilik göstermiştir. Normal koşullar altında yakalanamayacak olan bu yoğunluk ve çeşitlilik, söz konusu görüntülemelerde, hastalığa (COVID-19 akciğer tutulumu) özgü bulgular dışında da veriler barındırması açısından önem arz etmektedir. Bu çalışmada; COVID- 19 pandemisinin ilk yılında toraks BT çekimi yapılmış çok sayıda olgudan elde edilen görüntüleri retrospektif olarak inceleyerek, insidental bulguların prevalanslarını tespit etmeyi ve klinik önemlerini tartışmayı amaçladık. Materyal-Metot: 24/03/2020 ile 01/03/2021 tarihleri arasında, radyoloji kliniğimizde COVID-19 ön tanısıyla çekilen tüm toraks BT'ler retrospektif olarak tekrar değerlendirildi. COVID-19 hastalığına bağlı akciğer parankim tutulum derecesi, parankimal insidental bulguları maskeleyebilecek kadar ileri düzeyde olan tetkikler çalışmaya dahil edilmedi. Yine artefaktlar nedeniyle diagnostik değeri azalmış tetkikler çalışma dışı bırakıldı. Ayrıca inceleme periyodunda tekrarlanan çekimi olan hastalarda diagnostik tanı değeri en iyi olan tetkik değerlendirilmiş olup diğer tetkikler çalışmaya dahil edilmemiştir. İnsidental bulgular klinik önemlerine göre (yüksek-orta-düşük) sınıflandırılmış ve taranmıştır. 4186 hastanın görüntüleri taranmış olup 854 tanesi çalışma dışı bırakılmıştır. Elde edilen verilerin istatistiksel analizi ''IBM SPSS Statistics 22'' programı ile yapılmıştır. İstatistiksel anlamlılık eşik değeri ''p<0,05'' kabul edilmiştir. Bulgular: Çalışmaya 3332 hastanın görüntüleri dahil edilmiştir. Hastaların ortalama yaşı 45,2 (± 17,7) bulunmuştur. Hastaların %53'ünün erkek, %47'sinin ise kadın cinsiyette olduğu görülmüştür. Çalışmaya dahil edilen hastaların %69,7'sinde en az bir ya da daha fazla insidental bulgu tespit edilmiştir. İnsidental bulguya sahip olan hastaların ortalama yaşı (50,7 ±17,5) istatistiksel olarak anlamlı yüksek bulunmuştur (p<0,001). Ayrıca erkek cinsiyetle, insidental bulguya sahip olma durumu arasında pozitif korelasyon saptanmıştır (p<0,05). Sonuç: Son yıllarda tıbbi görüntüleme sayılarının giderek artmasıyla insidental bulguların tespit sıklığı da önemli ölçüde artmıştır. Ancak tespit edilen bu insidental bulguların klinik önemi ve sebep olduğu sonuçlar hakkında literatürde tartışmalar mevcuttur. Ayrıca insidental bulguların raporlanması esnasında radyologlar arasında farklılıklar görülmekte ve bu durum insidental bulguların yönetimindeki zorlukları artırmaktadır. Çok merkezli, multidisipliner, prospektif çalışma sayısının artmasıyla ve rehber niteliğindeki yayınların yaygınlaşmasıyla, insidental bulguların optimal yönetimi daha mümkün hale gelecektir.
Introduction and Purpose: The COVID-19 (coronavirus disease 2019) pandemic has had an impact in our country as well as all over the world. In the first period of the pandemic, chest computed tomography (CT) played an important role in the diagnosis of patients with suspected COVID-19 due to insufficient access to laboratory diagnostic kits and high false-negative rates of tests. During this period when our hospital served as a pandemic hospital, intensive chest CT examinations were performed in our radiology clinic. Due to the lack of any selectivity in imaging during this period, the patient population showed a wide demographic diversity. This density and diversity, which cannot be captured under normal conditions, is important in terms of having data other than disease-specific findings (COVID-19 lung involvement) in these imaging studies. In this study, we aimed to determine the prevalence of incidental findings and discuss their clinical significance by retrospectively analyzing the images obtained from a large number of patients who underwent chest CT in the first year of the COVID-19 pandemic. Material-Method: Between 24/03/2020 and 01/03/2021, all chest CT scans performed in our radiology clinic with a prediagnosis of COVID-19 were retrospectively re-evaluated. Lung parenchymal involvement due to COVID-19 disease was excluded from the study if the degree of lung parenchymal involvement was severe enough to mask parenchymal incidental findings. Also, examinations with reduced diagnostic value due to artifacts were excluded. In addition, in patients with repeated examinations during the examination period, the examination with the best diagnostic value was evaluated and other examinations were not included in the study. Incidental findings were classified and screened according to their clinical significance (high-moderate-low). Images of 4186 patients were scanned and 854 were excluded from the study. Statistical analysis of the data obtained was performed with the "IBM SPSS Statistics 22" program. The threshold value of statistical significance was accepted as "p<0.05". Findings: Images of 3332 patients were included in the study. The mean age of the patients was 45.2 years (± 17.7). 53% of the patients were male and 47% were female. At least one or more incidental findings were detected in 69.7% of the patients included in the study. The mean age of patients with incidental findings (50.7 ± 17.5) was found to be statistically significantly higher (p<0.001). There was also a positive correlation between male gender and incidental findings (p<0.05). Conclusion: In recent years, the frequency of detection of incidental findings has increased significantly with the increasing number of medical imaging studies. However, there is controversy in the literature about the clinical significance and consequences of these incidental findings. In addition, there are differences between radiologists in the reporting of incidental findings, which increases the difficulties in the management of incidental findings. With the increase in the number of multicenter, multidisciplinary, prospective studies and the widespread publication of guidelines, the optimal management of incidental findings will become more possible.