ÇÖZÜLÜŞ ASRI ŞİİRİNİN KAHRAMANLARI OLARAK YÖNETENLERDE LİYÂKAT VE ADÂLET DUYGUSU

dc.contributor.authorKıyçak, Özgür
dc.date.accessioned2025-01-27T19:45:17Z
dc.date.available2025-01-27T19:45:17Z
dc.date.issued2014
dc.departmentÇanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi
dc.description.abstractŞiir, güzelliği gaye edinen bediî bir sanattır. Şiirin güzellik arayışı onu fikrî hasletlerden yoksun bırakmaz. Şâir, bir mütefekkir gibi etrafını gözlemler; bir filozof edâsıyla fert, toplum, devlet, yönetim, varlık, tasavvuf, Allah, peygamber, aşk, vb. pek çok konu hakkında düşünce beyân eder. Yalnız fikrî olan unsurlar bazı çağlarda çok daha yoğun bir görünüm arz eder ki 17. asır bir çözülme çağı olarak böyledir. Osmanlı Devleti bu çağda ekonomik, siyasî, sosyal çalkantılar yaşar ve büyük inkırazlar söz konusudur. Böyle bir manzaranın eşliğinde gelişen klasik şiir, hayatın bir aynası olur ve bu çağı bir görüntü olarak tüm yönleri ile bu şiirde bulmak mümkündür. Bu çağ şiirinde Osmanlı yönetiminin farklı cepheleri görülebilir ve yönetenler çözülüş asrı şiirinin figürleridir. Âdil olma ise yöneticinin en önemli vasıflarından biri olarak bu çağda ayrı bir önem taşır. Bu asrın husûsiyetle mesnevi ve kasîdelerinde şâirler yönetici vasıflarını ve bu vasıflar içerisinde adâleti geleneğin bir uzantısı olarak ele aldıkları gibi çağın kendi koşulları içerisinde de değerlendirir; hatta zaman zaman hicvin en uç noktasına kadar ulaşırlar. Osmanlı düşünürü gibi Osmanlı şâiri de küfür ile bir devletin devam edebileceği; ancak adâletsiz pâyidar olamayacağı kanaatini taşıyordu. Bu anlayış soyut bir düşünce ürünü olmaktan ziyâde hayat ile birleşen somut bir manâ taşıyor; yönetimde liyâkat ve adâlet ihtiyacının arttığı 17. asırda gözlere somut manzaralar çiziyordu. Bu asır şiirinin yönetim ve adâlet hakkındaki söylemleri gelenekle beraber çağın genel görünümü ile birleşen bir içerik taşır ve şiir bu içeriğin sözcüsüdür. Klasik şiire tarihî ve sosyolojik pencereden bakıldığında şiirin anlam tabakaları ile gelenek, çağ ve yaşanılan gerçek hayat arasında bağlar kurulur. Şâirlerin gündelik hayata, devlet, siyâset ve toplum hayatına dönük gözlemleri şiirin imkân verdiği ölçüler içersinde tarih ve sosyolojiye katkı sağlayabilecek malzemeler sunar. Klasik şiirde yönetim ve adâlet kavramları 17. asır içerisinde sosyolojik ve tarihî bir görünüm kazanmıştır
dc.identifier.endpage915
dc.identifier.issn1308-2140
dc.identifier.issue3
dc.identifier.startpage893
dc.identifier.trdizinid282197
dc.identifier.urihttps://search.trdizin.gov.tr/tr/yayin/detay/282197
dc.identifier.urihttps://hdl.handle.net/20.500.12428/18257
dc.identifier.volume9
dc.indekslendigikaynakTR-Dizin
dc.language.isotr
dc.relation.ispartofTurkish Studies (Elektronik)
dc.relation.publicationcategoryMakale - Ulusal Hakemli Dergi - Kurum Öğretim Elemanı
dc.rightsinfo:eu-repo/semantics/openAccess
dc.snmzKA_TRD_20250125
dc.subjectTarih
dc.subjectEdebiyat
dc.titleÇÖZÜLÜŞ ASRI ŞİİRİNİN KAHRAMANLARI OLARAK YÖNETENLERDE LİYÂKAT VE ADÂLET DUYGUSU
dc.typeArticle

Dosyalar