İslam Tarihi ve Sanatları Bölümü Koleksiyonu
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Çağatay Türkçesi Metinlerinde “-DI + şahıs eki + ?rse” Yapısı ve İşlevleri(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-09-18) Eker, ÜmitTürk dilinde genel olarak görülen geçmiş zamanın şartını karşılayan “-DI + şahıs eki + erse” yapısı Eski Türkçe döneminden başlayarak zarf-fiil işlevini de üstlenmiştir. Yapının kullanımı, Eski Türkçe döneminde seyrek olup Karahanlı Türkçesi döneminde yoğunluk kazanmış, Harezm Türkçesi döneminde zirve noktaya ulaşmıştır. Zarf-fiil işlevi Harezm Türkçesindeki kadar olmasa da Çağatay Türkçesinde de devam etmiş ancak Çağatay Türkçesinin ardılı Modern Özbek Türkçesinde yerini başka ek ve yapılara bırakmıştır. “-sA” şart ekinin zarf-fiil işlevi üzerine birçok çalışma yapılmıştır. Bu çalışmada ise “-sA” ekinin “-DI + şahıs eki + erse” şekli ele alınacak, bu şeklin Çağatay Türkçesindeki işlevleri ortaya konulacaktır.Öğe On Dokuzuncu Yüzyılda Güney Afrika’da Bir Osmanlı Alimi Ebubekir Efendi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-03-27) Yıkmaz, YusufGüney Afrika ve Ümit Burnu 15. asrın sonlarından itibaren; Portekiz, Hollanda, İngiltere gibi Batılı ülkelerin sömürgesi olmuş ve bulunduğu coğrafi konum sebebiyle de sömürgecilerin dikkatini her daim üzerine çekmiştir. Bölgede yaşayan Müslümanların varlığının ise 16. asra kadar dayandığı bilinmektedir. Yine Osmanlı Devleti’nin 16. asır ve sonrasında Uzakdoğu, Cava ve Güney Afrika dolayları ile ilgilendiği ve ilişki kurmaya çalıştığı bilinmektedir. Osmanlı Devleti’nin bu bölge ile doğrudan ilişkisi ise 19. asırda bölge Müslüman halkının ve İngiltere’nin talepleri üzerine Osmanlı Devleti’nin Ebubekir Efendi’yi göndermesiyle gerçekleşmiştir. Çeşitli dini konularda ihtilafa düşen ve kendi aralarında çatışan Müslümanlar çareyi İngiltere aracılığı ile Osmanlı’dan bir alim istemekte bulmuşlardı. Bu gelişmeler üzerine Güney Afrika’ya gönderilen Ebubekir Efendi 1862 yılında Cape Town’a ulaşmış ve Müslüman halk arasındaki ihtilafları çözmeye çalışmıştır. Güney Afrika tarihinde Osmanlı Devleti’nin ve gönderdiği Ebubekir Efendi’nin izleri bugün dahi canlılığını korumaktadır. Ebubekir Efendi’nin yolculuğu ve Ümit Burnu’nda yaptığı faaliyetler Osmanlı Devleti’nin bölgeye yönelik etkilerini anlamak bakımından önem arz etmektedir.Öğe Ruhun Yeniden Dirilmesi Unsuru Üzerinden Zerdüştlük–Yahudilik Etkileşimi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-09) Yıkmaz, YusufFarklı dini geleneklerde ölüm sonrasına dair inançları incelediğimizde kimi zaman bunların birbirine yakın anlatımlar içerdiğini görmekteyiz. Özellikle ruhun yeniden dirilmesi birçok gelenekte bulunan ve oldukça benzer anlatılar içeren unsurlardan birisidir. Coğrafi olarak yakın bölgelerde ortaya çıkmış olan Yahudilik ve Zerdüştlük dinleri, Babil sürgünü ile adeta iç içe bir yaşam tecrübesine sahip olmuştur. Araştırmamızda ruhun yeniden dirilmesi unsuru üzerinden bu iki dini geleneğin etkileşimini konu edinmekteyiz. Yahudiliğin teşekkülünde çok önemli bir yeri bulunan Babil sürgününün Yahudi eskatolojisini ne denli etkilediğini hem Zerdüştlük hem de Yahudilik metinlerindeki öğretilerle karşılaştırma yoluyla incelemeye çalıştık. Genel yaklaşımın aksine ruhun yeniden dirilmesi hususunda Zerdüştlükten Yahudiliğe doğru kesin ve belirli, bir unsur ve gelenek geçişinin olmadığını idrak ettik.Öğe Kavuklu Osmanlı şâhideleri : Çanakkale Arkeoloji Müzesi örneği(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2012-10) Arbaş, HamitÇanakkale ve çevresinde çok sayıda mezar taşı mevcuttur. Bunların büyük bir bölümü cami hazirelerinde bulunmaktadır. Bu eserlerle ilgili ilmi çalışmalara 1998 yılında başladık ve ilk olarak Çanakkale Yalı Camii Haziresi Mezar Taşları adlı makaleyi yayına hazırladık. Ancak bu şâhidelerin bir kısmı Arkeoloji Müzesinde, gözlerden uzak ve unutulmuş bir durumdaydı. Bu makalede Arkeoloji müzesinde bulunan on altı şâhideyi ele aldık. Çanakkale Osmanlı Mezar taşları ile ilgili araştırmalarımız devam ederek Çanakkale cami hazireleri ve kabristanlarında ayakta kalan taşların büyük bir kısmını kapsayacaktır ve bu incelemelerin sonunda genel değerlendirmelerin daha sağlıklı yapılacağı sağlanacaktır.