Yazar "Reşorlu, Mustafa" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 22
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A Rare Cause of Median Nerve Entrapment Neuropathy: Carpal Lipoma(2019) Aylanç, Nilüfer; Kaymaz, Burak; Reşorlu, Mustafa; Toprak, Canan AkgünLipomas are common benign soft tissue tumors andmay appear in different anatomical regions of thebody. They are rarely seen in the hand. These lesions,in varying sizes, can cause some complications andclinical symptoms depending on the mass effect onthe anatomic region. Especially lesions in the hand,can cause carpal tunnel syndrome (CTS), due to theproximity to the median nerve or to compressioneffect. In this article, the lipoma causing median nerveentrapment will be discussed, although it is notlocated just in the carpal tunnel but distally.Öğe A rare cause of respiratory distress in newborns: Case report of a premature infant with congenital cystic adenomatoid malformations type 3(2014) Reşorlu, Mustafa; Topalo?lu, Naci; Uysal, Fatma; Adam, Gürhan; Karata?, Ozan; Kaymaz, Nazan; Yildirim, ŞuleCongenital cystic adenomatoid malformations (CCAMs) are hamartomatous lesions of pulmonary airway which are characterized by proliferations of terminal brochioles. They are usually infiltrated to one lobe. These patients are during the postnatal period at a level of 80% and adult patients are rare. We report a case of Stocker type 3 CCAM which caused respiratory distress in a premature born infant weighing 1940 g who was delivered by emergency caesarean section. Radiological imaging results revealed CCAM. He subsequently underwent right lobectomy. Pathological examination showed immature airspaces and interstitium, including bronchioles and cartilage as type 3 CCAM. CCAM should be considered in newborns with respiratory distress.Öğe Abdominal Ağrı ile Prezente Olan Duodenal Lipom Radyoloji(2017) Reşorlu, Mustafa; Karatağ, Ozan; Toprak, Canan AkgünDuodenal lipomlar nadir, benign tümörlerdir ve küçükboyutlu olduklarında asemptomatiktirler. Özellikle dörtcm den büyük olduklarında ağrı gibi semptomlara yadaintusepsiyon, obstrüksiyon gibi komplikasyonlara nedenolabilirler. Tanıda fluroskopik inceleme, endoskopikultrasonografi, bilgisayarlı tomografi ve manyetikrezonans görüntüleme kullanılabilirÖğe AĞRILI TOTAL OFTALMOPAREZİ İLE SEYREDEN İNDİREKT KAROTİKOKAVERNÖZ FİSTÜL OLGUSU I(2014) Özkan, Adile; Adam, Gürhan; Güllüoğlu, Halil; Çınar, Celal; Uysal, Fatma; Reşorlu, Mustafa; Özdemir, HüseyinÖzet 84 yaşında kadın hasta iki haftadır sağ göz kapağında düşme ve ağrı şikayeti ile başvurdu. Nörolojik muayenesinde sağ gözde her yöne hareketlerinin kısıtlılık ve pitoz saptandı. Sağ gözde direkt ve indirekt ışık refleksi pozitifti. Olgunun görme keskinliği tam olarak değerlendirildi. Kraniyal magnetik rezonans anjiografi tetkikinde 3 D TOF slab sekansında ,superior oftalmik vende dilatasyon ve kavernöz sinüste sinyal artışı izlendi. Serebral anjiografide (DSA) sağda kavernöz sinüs düzeyinde bilateral eksternal karotid arterin multipl meningeal dalından beslenen sağ inferior petrosal sinüse ve superior oftalmik vene direne olan indirekt KKF saptandı. Transvenöz yolla kavernöz sinüs ve inferior petrosal ven koil embolizasyon yöntemi ile fistülde total oklüzyon sağlandı . Tedavi sonrası dördüncü haftada hastanın sağ göz ağrısı tamamen geçti, pitoz ve göz hareketlerindeki kısıtlılık tama yakın düzeldi.Öğe Anjiomatoid Fibröz Histiositom(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Güven, Mustafa; Topaloğlu, Naci; Aras, Adem Bozkurt; Şen, Halil Murat; Reşorlu, Mustafa; Coşar, MuratAnjiomatoid fibröz histiositom nadir görülen bir yumuşak doku tümörüdür. Düşük grade malign potansiyele sahiptir. En sık görülme yerleri alt ve üst ekstremitelerdir. Ekstremiteleri gövde, boyun ve nazolabial bölge takip eder. Literatür taramasında skalpte angiomatoid fibrous histiositoma bulunan bir olgu saptanmadı. Bu sunumda oksipital yerleşimli anjiomatoid fibröz histiositom tanısı alan bir olgu literatür eşliğinde tartışıldı.Öğe Böbrek Yaralanmasını Taklit Eden Nadir Bir Renal Kolik Olgusu : Koç Toslaması Sonrası Gelişen Renal Kolik(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Sancak, Eyüp Burak; Reşorlu, Mustafa; Akbaş, Alpaslan; Gülpınar, Murat TolgaHayvanlarla ilişkili travmalar, ciddi morbidite ve mortalite potansiyelinden dolayı, önemli bir tıbbi problemdir. Türkiyede hayvancılığın halen önemli bir geçim kaynağı oluşu, bu problemin riskini artırmaktadır. Koç saldırısı sonucu oluşan travma ile ilgili literatürde çok az veri vardır. Ancak hayvanla ilişkili travma sonrası renal kolik vakasına literatürde rastlanmamıştır. Biz burada genç erişkin bir hastada, koç saldırısı sonrası gelişen akut renal kolik olgusunu sunmayı planladık.Öğe Dermatomyositis complicated case with muscular hematoma(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Aylanç, Nilüfer; Reşorlu, Mustafa; Adam, Gürhan; Karatağ, Ozan; Uysal, Fatma; Öğretmen, ZerrinA 62 years old woman diagnosed with dermatomyositis went to MRI examination because of her left hip pain and on her imaging findings the high signal intensities on iliopsoas, proximal thigh muscles and some pelvic muscles we determined, in addition there was no any contrast enhancement. However, there are haemorrhages on her left psoas muscle. We evaluated these findings as haemorrhagic myositis, which is the rare situation seen during follow up such these patients.Öğe İnflamatuvar Barsak Hastalığını Taklit Eden Renal Enfarkt: Olgu Sunusu(2017) Reşorlu, Mustafa; Öztürk, Muhsin Özgün; Aylanç, Nilüfer; Toprak, Canan AkgünAkut etyolopatogenezinde tromboemboli major rol oynar.Akut renal enfarkt için en önemli risk faktörleri; atrialfibrilasyon, ateroskleroz, geçirilmiş emboli öyküsü vekalp hastalıklarıdır. Sıklıkla ileri yaş grubunuetkilemekte ve cinsiyet ayrımı göstermemektedir.Hastalarda genellikle yan ağrısı, üst abdominal ağrı,bulantı, kusma ve ateş gibi nonspesifik semptomlarvardır. Klinik tablonun spesifik olmaması nedeniyle tanıkonulması birçok olguda gecikmektedir. Bu çalışmada,hastanemize karın ağrısı, kusma şikayeti ile başvuran veyapılan bilgisayarlı tomografi tetkiki ile renal enfarkttanısı konulan 45 yaşındaki olgumuzu sunuyoruzÖğe Karyotipik bozukluk gösteren intratestiküler leyomiyom(2015) Gülpınar, Murat Tolga; Akbaş, Alpaslan; Sancak, Eyüp Burak; Aydın, Hatip; Reşorlu, Mustafa; Özkanlı, Sıdıka Şeymaİntratestiküler leyomiyom benign karakterli ve nadir görülen bir skrotal kitle sebebidir. Preoperatif klinik bulgular ile malign bir testiküler kitleden ayrımı mümkün olmamaktadır. Bu durum benign karakterdeki bir tümör nedeniyle testis kaybına yol açmaktadır. Klinik olarak malign-benign ayrımı yapılamayan şüpheli durumlarda peroperatif yapılacak frozen inceleme ile doğru tanı ve tedavi yapılabilir. Erkeklerde düz kas dokusu kaynaklı benign tümörlerde karyotipik anormallik görülmesi son derece ender bildirilen bir durumdur. Leyomiyom patogenezinin altında yatan moleküler mekanizmaların henüz anlaşılamamış olması saptanan karyotipik anomalilerin önemini arttırmaktadır.Öğe Neurophysiological monitoring in tethered cord syndrome surgery: Two case reports(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2014) Güven, Mustafa; Aras, Adem Bozkurt; Şen, Halil Murat; Karavelioğlu, Ergün; Reşorlu, Mustafa; Coşar, MuratTethered cord syndrome (TCS) is a neural tube defect that results from an attachment of the conus medullaris that limits movement of the spinal cord within the spinal canal. Temporary and permanent neurological complications may be observed after microsurgical release of the spinal cord. Currently, intraoperative neuromonitorization is used to decrease morbidity during TCS microsurgery.Pre-and postoperative results for 2 patients with tethered cord syndrome followed by intraoperative neuromonitorization are reported here. © 2014, Anatol J Clin Investig. All rights reserved.Öğe Patellar tendon ganglion cyst with Osgood Schlatter disease: a rare coexistence(Kuwait Medical Association, 2021) Aylanç, Nilüfer; Eker, Nebil; Reşorlu, MustafaPatellar tendinopathy is one of the causes of anterior knee pain. Osgood Schlatter disease (OSD) is another reason for pain in this location, occasionally accompaning patellar tendinopathy. We present magnetic resonance imaging and radiographic findings in a case of OSD with incidentally diagnosed patellar intratendinous ganglion that is a rare coexistence. We report a case of a 30-year-old male who presented with anterior knee pain, prolonged for 20 years. In radiologic evaluation, there was opacity in the patellar tendon and there was osseous fragment near the tibial tuberosity on lateral radiographic image. Except for this lesion, patellar tendon had the signal intensity changes indicating patellar tendinopathy. Besides these findings, there was bone irregularities and bone marrow edema on the tibial tuberosity and osseous fragment neighboring these structures with surrounding soft tissue edema. Patellar tendinopathy is a pathophysiological process that can be seen in people with knee pain and can occur due to recurrent trauma. Radiological findings can be encountered in a wide range from mild structural changes in the tendon due to degeneration to intratendinous lesions and adjacent bone pathologies such as OSD. Therefore, there is a relationship between two pathologies and magnetic resonance imaging plays an important role in the radiological diagnosis of these two entities.Öğe Periaortitli Hastada Retroperitoneal ve Mediastinal Fibrozis Birlikteliği: Olgu Sunusu(2017) Toprak, Canan Akgün; Öztürk, Muhsin Özgün; Reşorlu, MustafaKronik periaortit daha sık orta yaş erkekleri etkilemekte ve nadir olarak görülmektedir. Patofizyolojisinde otoimmünitenin etkili olduğu ve idiopatik retroperitoneal fibrozis, perianevrizmal fibrozis, enflamatuar abdominal aort anevrizması ile ilişkili olduğu ileri sürülmektedir. Retroperitoneal fibrozis olgularının büyük kısmı idiopatiktir. Mediastinal fibrozis ise sıklıkla enfeksiyoz süreçle ilişkilidir. Bu iki patolojik tablonun birlikteliği ise oldukça nadirdir. Biz bu çalışmamızda periaortiti olan bir hastamızda eşlik eden retroperitoneal ve mediastinal fibrozis birlikteliğini sunmayı amaçladık.Öğe Persistan Sol Süperior Vena Kava: Nadir Bir Olgu Sunumu(2016) Reşorlu, Mustafa; Aylanç, Nilüfer; Adam, Gürhan; Özcan, Sedat; Eker, NebilPersistan sol süperior vena kava, genel popülasyonda %0,3-0,5 prevalansa sahip nadir görülen vasküler bir anomalidir. Sol anterior kardinal venin obliterasyonundaki yetersizlik sonucunda meydana gelmektedir ve konjenital kalp hastalığı olanlarda sıklığı artmaktadır. Bu olgularda aynı zamanda sağ süperior vena kava da sıklıkla mevcuttur. Persistan sol süperior vena kava tanısı genellikle kardiyovasküler görüntüleme sırasında insidental olarak konulmaktadır.Öğe Prediction of mortality in COVID-19 through combing CT severity score with NEWS, qSOFA, or peripheral perfusion index(W.B. Saunders, 2021) Akdur, Gökhan; Daş, Murat; Bardakçı, Okan; Akman, Canan; Sıddıkoğlu, Duygu; Akdur, Okhan; Akçalı, Alper; Erbaş, Mesut; Reşorlu, Mustafa; Beyazıt, YavuzIntroduction: The assessment of disease severity and the prediction of clinical outcomes at early disease stages can contribute to decreased mortality in patients with Coronavirus disease 2019 (COVID-19). This study was conducted to develop and validate a multivariable risk prediction model for mortality with using a combination of computed tomography severity score (CT-SS), national early warning score (NEWS), and quick sequential (sepsis-related) organ failure assessment (qSOFA) in COVID-19 patients. Methods: We retrospectively collected medical data from 655 adult COVID-19 patients admitted to our hospital between July and November 2020. Data on demographics, clinical characteristics, and laboratory and radiological findings measured as part of standard care at admission were used to calculate NEWS, qSOFA score, CT-SS, peripheral perfusion index (PPI) and shock index (SI). Logistic regression and Cox proportional hazard models were used to predict mortality, which was our primary outcome. The predictive accuracy of distinct scoring systems was evaluated by the receiver-operating characteristic (ROC) curve analysis. Results: The median age was 50.0 years [333 males (50.8%), 322 females (49.2%)]. Higher NEWS and SI was associated with time-to-death within 90-days, whereas higher age, CT-SS and lower PPI were significantly associated with time-to-death within both 14 days and 90 days in the adjusted Cox regression model. The CT-SS predicted different mortality risk levels within each stratum of NEWS and qSOFA and improved the discrimination of mortality prediction models. Combining CT-SS with NEWS score yielded more accurate 14 days (DBA: −0.048, p = 0.002) and 90 days (DBA: −0.066, p < 0.001) mortality prediction. Conclusion: Combining severity tools such as CT-SS, NEWS and qSOFA improves the accuracy of predicting mortality in patients with COVID-19. Inclusion of these tools in decision strategies might provide early detection of high-risk groups, avoid delayed medical attention, and improve patient outcomes.Öğe PSORİASİSLİ HASTALARDA SERUM VİSFATİN DÜZEYLERİ VE ALKOLİK OLMAYAN YAĞLI KARACİĞER HASTALIĞI VARLIĞININ METABOLİK SENDROM VE KOMPONENTLERİYLE İLİŞKİSİ(2018) Dağ, İsmail; Öğretmen, Zerrin; Çakır, Dilek Ülker; Reşorlu, MustafaAmaç: Metabolik sendrom (MS) ve alkolik olmayan yağlı karaciğer hastalığı (NAYKH) psoriasisin önemlikomorbiditelerindendir. Visfatin, visseral beyaz yağ dokusundan salınan bir adipokindir. Obezite ve kronikinflamasyon gibi durumlarda düzeyleri yükselir. Çalışmamızda serum visfatin düzeyinin ve NAYKH varlığınınpsoriasis ve komorbiditileriyle olan ilişkisi araştırıldı.Yöntem: Çalışmamızda Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Dermatoloji polikliniğine başvuran,psoriasisi olan 80 hasta yer aldı. Hastalar MS’u olan ve olmayan olmak üzere 40’ar kişilik gruplara ayrıldı. 40kişilik kontrol grubu çalışmaya dahil edildi. Hastaların bel çevresi, basen çevresi ölçümleri alındı. Vücut kitleindeksi ve psoriasis alan şiddet indeksi değerleri hesaplandı. Karaciğer ultrasonografisi yapıldı. ELISA yöntemiyleserum visfatin düzeyleri ölçüldü.Bulgular: MS’u olmayan psoriasis hastalarıyla benzer yaş ve cinsiyetteki kontrol grubu serum visfatin düzeyleriaçısından karşılaştırıldığında, psoriasis hastalarında visfatin düzeyleri istatistiksel olarak anlamlı şekildedaha yüksekti (p<0,001). Ancak MS’u olan ve olmayan psoriasis hastaları serum visfatin düzeyleri açısındankarşılaştırıldığında, iki grup arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunamadı (p=0,980). Ancak, MS’uolmayan psoriasis hastaları ile sağlıklı kontrol grubu karşılaştırıldığında NAYKH prevalansında anlamlı bir farklılıksaptanmadı (p=0,469). NAYKH, MS’u olan psoriasis hastalarında anlamlı düzeyde daha yüksek saptandıve daha şiddetli seyrediyordu (p<0,001).Sonuç: Psoriasis hastalarında NAYKH prevalansı artmış bulundu fakat MS’u olmayan psoriasis hastalarıylakontrol grubu karşılaştırıldığında NAYKH açısından anlamlı bir farklılık bulunamadı. Bu durum, psoriasistekiartmış NAYKH prevalansının, psoriasiste artmış MS sıklığıyla direk ilişkili olabileceği görüşünü desteklemektedir.Bunun yanı sıra, psoriasis hastalarında serum visfatin düzeyleri anlamlı düzeyde yüksek bulundu ancak buyükseklik MS ve komponentlerinden bağımsızdı. Bu çalışmadan, psoriasisteki serum visfatin düzeylerindekiyüksekliğin, psoriasisteki kronik inflamasyona bağlı olabileceği sonucu çıkarılabilir.Öğe Radiological Assessment of Dysbaric Osteonecrosis as a Part of Fitness-to-dive Examinations(İstanbul Training and Research Hospital, 2021) Korpınar, Şefika; Aylanç, Nilüfer; Ertem, Şenay Bengin; Reşorlu, MustafaIntroduction: It is important for professional divers and candidates to be medically and physically fit to undertake their underwater work safely. This study aimed to review the screening of dysbaric osteonecrosis (DON) using conventional radiography, which has been stated in the legislation as part of fitness-to-dive examinations, in terms of international standards and scientific facts. Methods: Data on clinical, demographic, laboratory, and radiological evaluations were retrospectively collected for 46 professional divers or candidates who were referred for fitnessto-dive examinations between 2018 and 2020. The approach of the Professional Divers Regulation to DON was compared with that of the Military Health Regulation for the Turkish Armed Forces and the Turkish Underwater Sports Federation Equipped Diving Instruction, as well as that of the legislation of United Kingdom and European Diving Technology Committee standards. Results: Forty-six divers (males: n=45; female: n=1) were enrolled in the study. Their median age was 34 (range: 18-63) years, and the mean body mass index was 25.42 kg/m2 . The prevalence of DON was 2.17% in the study group. Compared with the national and international legislations, Professional Diver Regulation was the only regulation that mandated radiological evaluation for DON in both the initial and periodic fitness-to-dive examinations. Conclusion: One of the aims of regulations is that medical fitness-to-dive standards should be evidence-based and compatible with contemporaneous clinical practice. By the 2000s, attitudes toward DON, fitness to continue diving, and compressed air work have changed in Europe. In light of the findings of the present study, we believe that it is time for a critical reappraisal of the Professional Divers Regulation.Öğe Rhino-orbito-cerebral mucormycosis: two case reports in the light of the literature(2015) Kara, Medine; Erdoğan, Halil; Toroslu, Tolgahan; Akçalı, Alper; Tatman Okun, Müşerref; Reşorlu, Mustafa; Dereköy, Fevzi S.efaRhino-orbito-cerebral mucormycosis is an acute onset and often fatal disease. Risk factors include uncontrolled diabetes mellitus, hematological malignancies, and long-term corticosteroid use. Early diagnosis and treatment are important. The underlying causes should be treated, surgical debridement should be performed and appropriate antifungal drugs should be given. In this article, we report two diabetic ketoacidosis patients who developed rhino-orbito-cerebral mucormycosis and were treated with surgical debridement and amphotericin B therapy.Öğe Rino-orbito-serebral mukormikozis: Literatür eşliğinde iki olgu sunumu(2015) Kara, Medine; Erdoğan, Halil; Toroslu, Tolgahan; Akçalı, Alper; Tatman, Müşerref Okun; Reşorlu, Mustafa; Dereköy, Fevzi SefaRino-orbito-serebral mukormikozis akut başlayan ve sıklıkla ölümcül olan bir hastalıktır. Risk faktörleri arasında kontrolsüz diyabetesmellitus, hematolojik maligniteler ve uzun süreli kortikosteroid kullanımı yer alır. Erken tanı ve tedavi önemlidir. Altta yatan nedenlertedavi edilmeli, cerrahi debridman yapılmalı ve uygun antifungal ilaçlar verilmelidir. Bu yazıda rino-orbito-serebral mukormikozis gelişen,cerrahi debridman ve amfoterisin B terapisi ile tedavi edilen iki diyabetik ketoasidoz hastası sunuldu.Öğe Spleen and muscle metastasis in renal-cell carcinoma(2018) Reşorlu, Mustafa; Aylanç, Nilüfer; Karatağ, Ozan; Öztürk, Muhsin Özgün[Abstract Not Available]Öğe Tesadüfen Saptanan Osteopoikiloz: Olgu sunusu(2017) Reşorlu, Mustafa; Karatağ, Ozan; Toprak, Canan Akgün; Döner, DavutOsteopoikiloz nadir görülen bir kemik displazisidir. Hastalar genelde asemptomatiktir ve sıklıkla radyolojik görüntüleme sırasında tesadüfen saptanmaktadır. Uzun kemiklerin epifiz ve metafizleri, falankslar, pelvik kemikler sık tutulan lokalizasyonlardır. Oval ya da yuvarlak, homojen, simetrik, uniform, radyoopasiteler şeklinde görülürler. Ayırıcı tanıda osteoblastik metastazlar, mastositoz, tüberoskleroz, Paget hastalığı akılda tutulmalıdır