Yazar "Kurt, Fatma Yılmaz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 0-2 Yaş dönem çocuğu olan annelerin oral ilaç kullanım davranışlarının incelenmesi(2013) Kurt, Fatma Yılmaz; Arıkan, Duygu; Baklacı, Özlem; Bilmez, Aysun; Bülbül, DidemAmaç:Bu çalışma, 0-2 yaş dönem çocuğu olan annelerin, çocuklarının oral ilaç kullanım davranışlarını incelemek amacıyla tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Yöntem: Çanakkale ili belediye sınırları içerisinde bulunan iki Aile Sağlığı Merkezine, 01 Aralık 2010- 28 Şubat 2011 tarihleri arasında hizmet almak için gelen ve araştırmaya katılmayı kabul eden 0-2 yaş dönem çocuğu olan toplam 140 anne örneklemi oluşturmuştur. Veriler, araştırmacılar tarafından literatür doğrultusunda hazırlanan formla toplanmıştır. Verilerin analizi, SPSS 15.00 programında tanımlayıcı istatistikler kullanılarak yapılmıştır. Bulgular: Annelerin %36.4’ ünün çocuklarına ilaç içirmede bazen, %28.6 sının ise her zaman güçlük yaşadığı, %55.7’sinin çocuğun uyuması durumunda ilacı uyandığı anda verdiği, %50.7’sinin birden fazla ilaç verilmesi durumunda ilaçları arka arkaya verdiği, ilacın kusulması durumunda %60.7’sinin ilacı kestiği, %43.6’sının ilacı şikayetleri geçene kadar kullandığı ve yan etki durumunda % 46.4’ünün ilacı bıraktığı tespit edilmiştir. Sonuç: Araştırma sonucunda, 0-2 yaş grubu çocuğu olan annelerin, ilaç kullanım davranışlarında bazı bilgi eksiklerinin ve yanlış uygulamalarının olduğu tespit edilmiştir.Öğe 0-6 Yaş Grubu Çocuklarda Ev Kazaları*(2015) Kurt, Fatma Yılmaz; Özdemir, Aynur AytekinAmaç: Bu araştırma, 0-6 yaş grubu çocukların yaşadığı ev kazalarının incelenmesi amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntemler: Tanımlayıcı olarak yapılan bu araştırma, Çanakkale ilinde bir okul öncesi kurumda, 04-29 Nisan 2011 tarihleri arasında yapıldı. Araştırmanın evrenini, bu okul öncesi kuruma kayıtlı olan 0-6 yaş grubundaki 267 çocuğun annesi oluşturdu. Örneklem grubu seçimine gidilmeden evrenin tamamı ile çalışıldı. Ancak, araştırmaya katılmayı kabul etmeyen ya da ulaşılamayan 80 anne çalışmaya dahil edilmedi. Araştırma 187 anne ile tamamlandı. Verilerin toplanmasında bir soru formu kullanıldı. Araştırmanın yapılabilmesi için annelerden sözel izin ve ilgili kurumdan yazılı izin alındı. Veriler, bilgisayar ortamında sayı, yüzdelik dağılım, ortalama ve ki-kare testi ile değerlendirildi. Bulgular: Annelerin %52.4'ünün çocuğunun son bir yılda en az bir kez ev kazası geçirdiği ve çocukların %45.9'unun düşme şeklinde ev kazası yaşadığı belirlendi. Annelerin çalışma durumu ve ev kazalarıyla ilgili eğitim alma durumlarının çocukların ev kazası geçirme durumlarını etkilediği saptandı (p<0.05). Annelerin %56.1'i ev kazasının nedenini \"ihmal-dikkatsizlik\" olarak belirtti ve %47.7'si koruyucu önlemlerle ev kazalarının önlenebileceğini bildirdi. Sonuç: Çalışmada yaklaşık iki çocuktan birinin son bir yıl içinde en az bir kez ev kazası geçirdiği ve çocukların en fazla düşme şeklinde ev kazasına maruz kaldığı bulundu. Annelere/ailelere bu yaş grubu çocukların gelişimsel özellikleri, ev kazalarıyla ilgili risk faktörleri, güvenlik önlemleri ve ilkyardım uygulamaları konusunda eğitim verilmesi önerilmektedir.Öğe 0–3 Yaş Çocuklarda Uyku Sorunlarının Belirlenmesi(2018) Kurt, Fatma Yılmaz; Özdemir, Aynur Aytekin; Çelebi, ArzuAmaç: Uyku, insan organizmasının koruyucu fonksiyonudur. Özellikle çocukların büyüme ve gelişmesinde, dokuların onarımı ve korunmasında uykunun önemli yeri olduğu bilinmektedir. Araştırmalar, çocukların yaklaşık dörtte birinin uyku sorunu olduğunu ortaya koymaktadır. Bu araştırma, 0–3 yaş grubu çocukların uyku sorunlarının belirlenmesi amacıyla yapıldı.Gereçler ve Yöntem: Araştırma, Erzurum’da farklı sosyoekonomik düzeye sahip ailelerin ikamet ettiği bir Aile Sağlığı Merkezi(ASM) bölgesinde 01 Şubat–30 Haziran 2015 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak yapıldı. Evreni, araştırmanın yapıldığı tarihler arasında ilgili ASM bölgesinde ikamet eden 0–36 aylık çocuğu olan anneler oluşturdu. Örneklem grubu seçimine gidilmeden araştırmaya katılmayı kabul eden 225 anne ile çalışma tamamlandı. Veriler, “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “Bebek Uyku Sorunu (kısa) Tanılama Formu (BUKF) aracılığıyla yüz yüze görüşme yöntemi ile elde edildi. Veriler bilgisayar ortamında sayı, yüzdelik dağılım, ortalama ve standart sapma ile değerlendirildi.Bulgular: Annelerin yaş ortalaması 27.99±5.47,çocukların yaş ortalaması 2.82±1.39yıldır.Annelerin %39,6’sının eğitim seviyesinin okuryazar/ ilkokul ve %42,2’sinin bir çocuk sahibi olduğu belirlendi. 0–3 yaş grubu çocukların gece uyuma saatleri, sırasıyla %38,7’sinde saat 22.00, %27,1’inde saat 21.00, %16,4’ünde saat 23.00, %9,3’ünde saat 20.00 ve %8,4’ünde saat 24.00 olarak saptandı. Çocukların %24,9’unun gece boyunca iki, %45,8’inin üç kez uyandığı; çocukların toplam uyku süresi ortalamasının ise 10.83±3.04 olduğu bulundu.Sonuç: Araştırmada 0–3 yaş çocuklarda uyku ile ilgili sorunların oldukça yaygın olduğu saptandı. Hemşirelerin çocuklarda uyku sorunları ve etkileyen faktörleri belirlemeye yönelik çalışmalar yapması ve annelere konu ile ilgili eğitim ve danışmanlık hizmetleri verilmesi önerilir.Öğe Alerji Tanısı Alan ve Almayan Çocukların Sadece Anne Sütü ve Toplam Anne Sütü Alma Sürelerinin İncelenmesi(2023) Durmaz, Şeyda; Kurt, Fatma YılmazÇalışma, 2-6 yaş arası çocukların alerji tanısı alıp, almama durumları ile ilk altı ay sadece anne sütü alma süresi ve toplam anne sütü alma süresi arasındaki ilişkiyi belirlemek amacıyla yapıldı. Tanımlayıcı ve ilişki arayıcı olarak tasarlanan çalışma Kasım 2019- Şubat 2021 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Araştırmaya belirtilen tarihler içerisinde Türkiye’nin batısında yer alan bir hastanenin alerji polikliniğine başvuran ve araştırma grubu seçim kriterlerine uyan 2- 6 yaş arası çocuk ve ebeveynleri dâhil edildi (n=390). Veriler yüz yüze görüşme yöntemi ile araştırmacı tarafından literatür doğrultusunda geliştirilen “Tanıtıcı Bilgi Formu” kullanılarak toplandı. Veri analizinde tanımlayıcı istatistiklerin yanı sıra bağımsız örneklemler için t testi, ki kare, Pearson moment çarpım korelasyon analizi ve gruplar arası normallik dağılımı ölçümü için Kolmogorov-Simirnov testi uygulandı. Çalışmanın her aşamasında etik ilkelere bağlı kalındı. Çocuğun ilk altı ay sadece anne sütü alma süresi ile alerji tanısı alıp almama durumu arasında (p<0,05) anlamlı bir ilişki bulundu. Alerji tanısı almayan çocukların sadece anne sütü alma süresinin daha uzun olduğu belirlendi. Toplam anne sütü alma süresi ve ek gıdaya geçiş zamanı ile alerji tanısı alıp almama durumu arasında herhangi bir ilişki saptanmadı. Sadece anne sütü alma süresinin artması alerji tanısı alma durumunu azaltan ve alerjiden koruyan bir faktör olabileceği düşünüldü. İlk altı ay sadece anne sütü alımının arttırılması ve toplum genelinde yaygınlaştırılması için gerekli eğitimlerin gebelik döneminden başlayarak doğum sonrası dönemde de devam ettirilmesi önerilir.Öğe Annelerin Akılcı İlaç Kullanımına Yönelik Tutumları ve Reçetesiz İlaç Kullanım Durumlarının İncelenmesi(2022) Kurt, Fatma Yılmaz; Kahriman, İlknur; Atay, Selma; Aldemir, FatmaBu çalışma 0-12 yaş aralığında çocuğu olan annelerin reçetesiz ilaç kullanma durumlarını ve akılcı ilaç kullanımına yönelik tutumlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Çalışmanın evrenini, Türkiye’nin batısında yer alan bir Üniversite Hastanesinin Çocuk polikliniğine herhangi bir nedenle başvuran 0-12 yaş çocukların anneleri oluşturdu. Araştırma 375 anne ile yürütüldü. Veriler “Tanıtıcı Bilgi Formu” ve “Akılcı İlaç Kullanımına Yönelik Ebeveyn Tutum Ölçeği (AİKYETÖ)” ile toplandı. Verilerin değerlendirilmesinde Mann-Whitney U ve Kruskal Wallis testi kullanıldı. Araştırmaya katılan annelerin yaş ortalaması 33,14±6,10 olarak hesaplandı. Annelerin %43,5 (n=163)’i üniversite mezunudur. Annelerin % 43,5’inin (n=163) son 6 ay içinde çocuklarında reçetesiz ilaç kullandıkları, bu ilaçların en çok antipiretik ve analjezik türünde olduğu ve bu ilaçların çoğunun önceki hekimden, eczacıdan ve tanıdıklardan temin edildiği saptandı. Annelerin AİKYETÖ puan ortalamasının 184,74±10,29; doğru ve bilinçli ilaç kullanımı 140,37±7,35; etkili ve güvenli ilaç kullanım alt boyutu puan ortalaması ise 44,36±5,75 olarak bulundu. Çalışmadan elde edilen sonuçlar annelerin, reçetesiz ilaç kullanma oranlarının yüksek; reçetesiz ilaç kullanım oranının aksine akılcı ilaç kullanımı konusunda tutumlarının oldukça yüksek olduğu görüldü.Öğe ANNELERİN ÇOCUKLARINDA YÜRÜTEÇ KULLANMA DURUMLARI VE YÜRÜTECE BAĞLI KAZALARIN İNCELENMESİ: DOĞU VE BATI ÖRNEĞİ(2018) Kurt, Fatma Yılmaz; Özdemir, Aynur Aytekin; Köse, Semra; Oğul, TanjuAmaç: Araştırma, Türkiye’nin doğu ve batısında iki ilde yaşayan annelerin çocuklarında yürüteç kullanmadurumları ve yürüteçle ilişkili olarak ortaya çıkan kazaları belirlemek amacıyla yapılmıştır.Yöntem: Araştırma, Çanakkale ve Erzurum illerinde farklı sosyoekonomik düzeye sahip ailelerin ikamet ettiğibirer Aile Sağlığı Merkezinde, 01 Şubat-30 Haziran 2015 tarihleri arasında tanımlayıcı olarak yapılmıştır. Evreni,araştırmanın yapıldığı tarihler arasında ilgili Aile Sağlığı Merkezi bölgesinde ikamet eden 18–24 aylık bebeği olananneler oluşturmuştur. Örneklem seçimine gidilmemiş, 423 anne ile çalışma tamamlanmıştır. Veriler, araştırmacılartarafından hazırlanan “Soru Formu” aracılığıyla yüz yüze görüşme yöntemi ile elde edilmiştir.Bulgular: Çanakkale’deki annelerin %54’ünün 18–24 aylık bebeklerinde yürüteç kullandığı, %75’inin yürüteçkullanmaya bebeğin yaşı 7–9 ay olduğunda başladığı ve %50’sinin 3–4 ay süre ile yürüteç kullandığı belirlenmiştir.Erzurum’daki annelerin %71.3’ünün 18–24 aylık bebeklerinde yürüteç kullandığı, %49.7’sinin yürüteç kullanmayabebeğin yaşı 7–9 ay olduğunda başladığı ve %62.3’ünün 1–2ay süre ile yürüteç kullandığı belirlenmiştir.Çanakkale’deki bebeklerin %25’inin, Erzurum’daki bebeklerin %28.9’unun yürüteçle ilişkili kaza geçirdiğisaptanmıştır.Sonuçlar: Anneler tarafından kullanılan geleneksel yardımcı araçlardan biri olan bebek yürütecinin, her ikibölgede yoğun olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Bebek yürüteci kullanımı konusunda, ailelerde farkındalıkoluşturacak çalışmaların ve eğitimlerin bölgesel farklılıklar dikkate alınarak yapılması ve yaygınlaştırılması önerilir.Öğe Effect of acupressure on procedural pain before heel lancing in neonates(Journal of Traditional Chinese Medicine, 2021) Oğul, Tanju; Kurt, Fatma YılmazOBJECTIVE: To investigate the effect of acupressure applied to UB60 and K3 acupuncture points in order to relieve the procedural pain caused by heel lancing blood sampling process in the term newborns. METHODS: The data were collected by using the Information Form and the Neonatal Infant Pain Scale. Acupressure applied for 3 min before heel lancing blood sampling in the newborns in the experimental group (n = 31). No intervention was applied to newborns in the control group (n = 32). RESULTS: A significant difference was found between mean scores of the newborns in the control and acupressure group in favor of the acupressure group in terms of heart rate during and after the procedure, oxygen saturation before, during and after the procedure, duration of crying during and after the procedure (P < 0.05). It was found that there was a significant difference between groups in terms of Neonatal Infant Pain Scale mean scores during (P = 0.001) and after the procedure (P < 0.05), and the difference was found to be in favor of the acupressure group. CONCLUSION: As a result, acupressure was found to be an effective method in relieving pain caused by heel lancing blood sampling in newborns.Öğe The Effect of Kangaroo Care on Breastfeeding and Development in Preterm Neonates(Elsevier Inc., 2021) Küçükoğlu, Sibel; Kurt, Fatma Yılmaz; Özdemir, Aynur Aytekin; Özcan, ZekiyePurpose: This study investigated the effect of kangaroo care (KC) on breastfeeding rate and development in preterm neonates in the first six months of life. Design: The study was conducted using a quasi-experimental method with a pretest-posttest control group design. The sample consisted of preterm neonates in the NICU of two state hospitals of Turkey. The experimental group (n =30) was provided with KC by their mothers for 30 min once a day during a postnatal month. The control group (n = 30) received routine care. Feeding patterns and physical development parameters were determined during the transition to exclusive breastfeeding and at discharge, and in the first, third, and sixth postnatal months. Data were collected using a descriptive characteristics questionnaire, a nutrition and physical development follow-up form, and a home KC follow-up form. Percentage distribution, mean, chi-square test, and t-test were used for analysis. Results: The KC group had a significantly higher mean body weight than the control group in the third and sixth postnatal months (p < .05). The KC group had higher breast milk intake and breastfeeding rates than the control group during the transition to exclusive breastfeeding and at discharge, and in the first, third, and sixth postnatal months (p < .05). Conclusion: The KC neonates were breastfed for a more extended period of time than controls. This result suggests that KC improves breast milk intake and breastfeeding rates. Therefore, mothers should be trained in KC in the postnatal period. Practice implications: Healthcare professionals should encourage and follow mothers for kangaroo care.Öğe HEMŞİRELİK ÖĞRENCİLERİNİN KLİNİK KARAR VERME SÜRECİNDE ÖZGÜVEN VE ANKSİYETE DÜZEYLERİNİN BELİRLENMESİ: İKİ FARKLI PROGRAM ÖRNEĞİ(2020) Günerigök, Ferhat; Kurt, Fatma Yılmaz; Küçükoğlu, SibelAmaç: Bu çalışma, intörnlük programı olan ve olmayan iki hemşirelik eğitim programındaki öğrencilerin klinik uygulamalardakarar verme sürecinde özgüven ve anksiyete düzeylerinin belirlenmesi amacıyla yapıldı.Yöntem: Tanımlayıcı ve karşılaştırmalı olarak yapılan bu çalışmanın evrenini, 2017-2018 eğitim öğretim yılı bahar dönemindeöğrenim gören, intörn hemşire uygulaması olan (B okulu) ve olmayan (A okulu) iki farklı üniversitenin 3. ve 4. sınıf hemşireliköğrencileri oluşturdu. Örneklem seçimine gidilmeden araştırmaya katılmayı kabul eden, klinik uygulamanın ilk ve son günüsoru formlarını eksiksiz dolduran öğrenciler ile çalışma tamamlandı. Veriler “Sosyodemografik Veri Toplama Formu” ve“Hemşirelikte Klinik Karar Verme Özgüven ve Anksiyete Ölçeği” ile toplandı.Bulgular: Çalışma sonucunda, intörnlük programında eğitim gören öğrencilerin özgüven toplam ve alt ölçek puanortalamalarının intörnlük programında eğitim görmeyen öğrencilerin toplam puan ortalamalarından istatistiksel olarak dahayüksek bulundu (p<0.05). İntörn programı olan öğrencilerin anksiyete toplam ve alt ölçek toplam puanlarının ise intörnprogramı olmayan öğrencilerin toplam puanlarından daha düşük olduğu, ancak aradaki farkın istatistiksel olarak anlamlıbulunmadığı saptandı (p>0.05).Sonuç: Çalışmada, intörnlük programı hemşirelik öğrencilerinin klinik karar vermede özgüven düzeyini yükseltmede etkili birprogram olduğu sonucu bulundu. Çalışma, ülkemizde konu ile ilgili ilk çalışma olup, yeni çalışmalara ihtiyaç vardır.Öğe Pediatrik Yaş Gruplarında Akut Ağrının Giderilmesinde Kullanılan Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Uygulamaları(2018) Cura, Şengül Üzen; Oğul, Tanju; Kurt, Fatma YılmazBu araştırma ile Türkiye’de pediatrik yaş grupları üzerinde girişimselağrı kontrolüne ilişkin Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp(TAT) uygulamalarının kullanıldığı hemşirelik çalışmalarınınsistematik olarak incelenmesi amaçlanmıştır. Araştırma kapsamında“tamamlayıcı tıp”, alternatif tıp”, “çocuk” ve “ağrı”,anahtar kelimeleri kullanılarak son 5 yılda (Ocak 2012–Aralık2016), Türkçe ve İngilizce dillerinde yayınlanan ve tammetnine ulaşılan araştırmalar incelendi. İnceleme sonucundaaraştırmalar arasından Türkiye’de pediatrik yaş grupları üzerindeağrı kontrolüne ilişkin TAT uygulamalarının kullanıldığıve hemşirelik araştırması niteliğinde olan 15 çalışma seçildi.Çalışmanın örneklemini 15 makale oluşturdu. Yapılan çalışmaların;13’ü randomize kontrollü deneysel, 1’i randomize olmayandeneysel, 1’i ise yarı deneysel çalışma niteliğinde olduğusaptandı. Çalışmaların 14’ünde kullanılan TAT uygulamasınıngirişimsel ağrı üzerine etkisinin ağrıyı azaltıcı yönde olduğu,1’inde ise ağrı üzerinde herhangi bir etkiye yol açmadığı tespitedildi. Ülkemizde, son yıllarda pediatrik yaş gruplarında ağrınınazaltılmasında TAT’tan yararlanıldığı görülmesine rağmenTAT’ın daha geniş uygulama sahası bulabilmesi için kanıta dayalıçalışma sayısının artması gerekmektedir.Öğe Sağlık yüksek okulu öğrencilerinin ilk klinik stres düzeyleri(2011) Atay, Selma; Kurt, Fatma YılmazTanımlayıcı tipteki bu çalışma, Hemşirelik ve Ebelik birinci sınıf öğrencilerinin ilk klinik uygulama sonrası yaşadıkları stres düzeyleri ve bunu etkileyen faktörleri tespit etmek amacıyla yapıldı. Araştırma, Çanakkale ilinde bir Sağlık Yüksekokulunda 2009-2010 Eğitim- öğretim yılında öğrenim gören hemşirelik ve ebelik I. sınıf öğrencilerinden araştırmaya katılmayı kabul eden 83 öğrenci üzerinde gerçekleştirildi. Veriler araştırmacılar tarafından hazırlanan öğrenci tanıtım formu ve klinik uygulama sonrasında stres düzeylerini belirlemek amacıyla Klinik Stres Anketi (KSA) kullanılarak toplandı. Verilerin analizi bilgisayarda SPSS 15.00 istatistik programında yüzdelik, ortalama ve t testi ile yapıldı. Araştırmada öğrencilerin KSA puan ortalamaları 54.2±8.9 olarak saptanmış, öğrencilerin ortalamanın üstünde stres yaşadıkları tespit edildi. Öğrencilerin bölümleri ile KSA toplam puan ortalamaları arasında (t=2.65, P=0.010 ) ve kendini kliniğe hazır hissetme durumu ile KSA alt boyut puan ortalamaları arasında anlamlı bir fark bulunurken, klinik deneyim öncesi kliniğin tanıtılması ve kliniğe hazır hissetme durumları ile KSA puan ortalaması arasında anlamlı bir fark olmadığı tespit edildi. Hemşirelik ve Ebelik öğrencilerinin klinik uygulamaya çıktıkları ilk gün sonundaki stres düzeyi puanlarının ortalamanın üzerinde olduğu tespit edildi. Öğrencilerde stres yaratan etkenlerin azaltılması önerilebilir.Öğe Yenidoğan yoğun bakım kliniği'nde çalışan hemşirelerde iş doyumu ve etkileyen faktörler(2014) Özdemir, Aynur Aytekin; Kurt, Fatma YılmazAmaç: Araştırma, yenidoğan yoğun bakım kliniğinde (YYBK) çalışan hemşirelerde iş doyumu veetkileyen faktörleri incelemek amacıyla 01 Mart-30 Mayıs 2012 tarihleri arasında tanımlayıcıolarak yapıldı.Yöntemler: Araştırma Türkiyenin Karadeniz bölgesindeki iki devlet hastanesinin YenidoğanYoğun Bakım Kliniğinde yapıldı. Araştırmanın evrenini, Türkiyenin Karadeniz bölgesindekiiki devlet hastanesinin Yenidoğan Yoğun Bakım Kliniklerinde görev yapan 96 hemşire oluşturdu.Örneklem grubu seçimine gidilmeden evrenin tamamı ile çalışılması planlandı. Ancak, hemşire -lerin araştırmaya katılmak istememesi ve izinde olmaları gibi nedenlerle 10 hemşire çalışmayadâhil edilmedi. Çalışma 86 hemşire ile gerçekleştirildi. Veriler araştırmacılar tarafından litera-tür ışığında oluşturulan ve katılımcıların demografik ve mesleki özelliklerini ortaya çıkaran Kişisel Bilgi Formu ve Minnesota İş Doyumu Ölçeği aracılığıyla yüzyüze görüşme yöntemi iletoplandı. Araştırma verileri, SPSS 17.0 paket programında sayı ve yüzdelik hesapları, CronbachAlfa katsayı hesaplaması, Mann-Whitney U, ve independent sample t-test ile değerlendirildi.Bulgular: İçsel, dışsal ve toplam iş doyumu puanları sırasıyla 3.47±0.43, 3.08±0.66 ve 3.32±0.49bulunmuştur.Sonuç: Çalışmada katılımcıların orta düzeyde içsel doyum, dışsal doyum ve toplam iş doyumunasahip olduğu belirlendi. YYBK hemşirelerinin eğitim durumunun, toplam çalışma yılının, görevpozisyonunun, iş arkadaşları ve yöneticilerle olan ilişkilerin de iş doyumunu etkilediği saptandı.