Yazar "Kömürcü, Erkam" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 23
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Adölesan amatör futbolcularda görülen spina iliaka anterior ve superior avulsiyon kırıklarının konservatif tedavisi: İki olgu sunumu(2015) Gölge, Umut Hatay; Kaymaz, Burak; Göksel, Ferdi; Kuyucu, Ersin; Kömürcü, ErkamSpina İliaka Anterior İnferior (SİAİ) ve Spina İliaka Anterior Superior (SİAS) avülsiyon kırıkları pelvisin nadir görülen yaralanmalarındandır. Genelde sporcularda ve futboloynarken şut çekme sırasında gerçekleştiği düşünülmektedir. Bu yüzden SİAİ ve SİAS avülsiyon kırıklarının gözden kaçmaması için ayrıntılı anamnez ve fizik muayeneile başlanmalıdır. Olgularımızın ikiside amatör düzeydefutbol oynarken şut çekme sonrasında kalça ağrısı vehareket kısıtlılığı ve yürümede zorluk nedeniyle poliklinikte görüldü. Yaşları 15 ve16 olan hastalarımızın fizikmuayene sonrası yapılan radyolojik değerlendirmelerinde bir olguda SİAİ diğer olguda da SİAS avülsiyon kırığısaptandı. Koltuk değnekleri ile tam yük vermeden yürümeve non-steroidal antiinflamatuar ilaçlar ile yaklaşık bir ayistirahat ettirilen olgularımızın konservatif tedavi sonrasımuayenede pasif kalça hareket açıklıkları tam ve ağrısızolarak değerlendirildi. İkinci ayın sonunda aktif spora dönüş gerçekleştirildi. SİAİ ve SİAS avulsiyon kırıkları adölesan futbolcularda daha sık gözlenen ancak nadir olanbu durumun gözden kaçmaması için ayrıntılı anamnez vedikkatli fizik muayene yapılması ve direkt grafinin yeterliolacağı kanaatindeyiz.Öğe Aksaray ilinde meydana gelen motosiklet kazalarına bağlı kas iskelet sistemi yaralanmaları(2013) Kömürcü, Erkam; Arık, Kasım; Hatay, Umut Gölge; Nusran, Gürdal; Kurt, TolgaSon yıllarda motosiklet kullanımının artmasıyla birlikte motosiklete bağlı kazalar ve bu kazalara bağlı gelişen sakatlıklar ve ölüm oranlarında artış gözlenmektedir. Çalışmamızda motosikletin yaygın olarak kullanıldığı Aksaray ilinde motosiklet kazalarına bağlı kas iskelet sistemi yaralanmalarının değerlendirilmesi amaçlandı. Gereç ve Yöntem Aksaray Devlet Hastanesi Acil Servisine başvuran motosiklet kazalarına bağlı yaralanması saptanan 189 hastanın dosyaları retrospektif olarak incelendi. Hastaların yaş, cinsiyet ve travmaları kaydedildi. Kas iskelet sistemi yaralanması saptanan olgular travmanın yerleşim yerine göre gruplandırıldı, gelişen morbitide ve mortalite değerlendirildi. Bulgular Hastaların (n=189) 168i erkek (%89.9), 21i (%11.1) kadındı. Hastaların 147sinde (%77.8) kas iskelet sistemi yaralanması mevcuttu. Hastaların birden çok ekstremite ve izole ekstremite yaralanması sırasıyla 26 (%17.69) ve 70 (%47.62) idi. 51inde (%34.69) sadece yumuşak doku travması saptandı. Kırık ve çıkıkların dağılımı şu şekildeydi: 74 (%54.81) alt ekstremite, 48 (%35.56) üst ekstremite, 9 (%6.67) pelvis, 4 adet (%2.96) vertebraydı. Ekstremite yaralanmalarında sıklık sırasına göre; femur (%27.41) ve tibiayı (%19.26), el ve el bileği (%9.63) yaralanmaları izlemekteydi. Çoklu organ yaralanması olan 7 hasta hayatını kaybetti ve kas iskelet sistemi yaralanması olan 22 hastada ekstremitenin fonksiyonunu kaybetmesinden dolayı kalıcı sakatlık gelişti. Komplikasyon olarak 2 hastada pulmoner emboli, 1 hastada osteomiyelit saptandı. Yaralanmaların en sık temmuz ayında saat 23:00 03:00 ve 04:00-07:00 arasında olduğu görüldü. Kayıtlarda hastaların 48 inin (%32.70) alkollü olduğu saptandı. Sonuç Motosiklet kazasına bağlı gelişen kas iskelet sistemi yaralanmaları yaşam boyu devam eden sakatlıklara ve ölümlere neden olabilmektedir. Bu konuda toplumsal bilinç arttırılmalı, motosiklet kullanımı konusunda eğitim programları daha etkin ve yaygın hale getirilmelidir.Öğe Atipik Spinal Tüberküloz: Posterior Paravertebral Yayılım(2016) Kömürcü, Erkam; Kızıldağ, Betül; Koşar, Şule; Akman, TarıkAtipik spinal tüberküloz: Posterior paravertebral yayılımErken tanı ve tedavinin prognozu dramatik bir şekilde değiştirdiği tüberküloz enfeksiyonun ekstrapulmoner bir formu olan spinal tüberküloz olguları halen önemli bir sağlık sorunudur. Tipik seyreden spinal tüberküloz olgularının erken tanı ve tedavisi sorunsuz bir şekilde yapılırken, günümüz modern görüntüleme tekniklerindeki ilerlemeye rağmen atipik ilerleme gösteren spinal tüberküloz olguları yanlış tedavi nedeniyle dramatik sonuçlara yol açabilmektedir. Çalışmamızda, uyluktaki abse ve fistülden yola çıkılarak doğru tanıya ulaşılan daha önce tanımlanmamış bir paternde atipik bir yayılım göstererek eşlik eden pseudomonas koenfeksiyonu bulunan atipik spinal tüberküloz olgusunun sunulması amaçlanmıştırÖğe Avulsion Fracture of Tendon of Extensor Carpi Radialis Longus(2015) Gölge, Umut Hatay; Kömürcü, Erkam; Kaymaz, Burak; Göksel, Ferdi[Abstract Not Available]Öğe Bilateral quadriceps tendon rupture in a end-stage renal disease patient: case report(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Kaymaz, Burak; Gölge, Umut Hatay; Göksel, Ferdi; Kömürcü, Erkam; Mermerkaya, Musa Uğur; Eroğlu, MehmetSimultaneous bilateral quadriceps tendon rupture is a very rare injury. Occurrence after minor trauma is predominantly associated with certain medical problems including chronic diseases and long-term use of certain drugs.We report the case of a 56-year-old patient with end stage renal disease who sustained a simultaneous bilateral quadriceps tendon rupture following minor trauma and succesful surgical treatment.Öğe Comparison of fixed-bearing and mobile-bearing total knee arthroplasties: Short-term clinical results(2015) Kaymaz, Burak; Sevinçhan, Cihan; Gölge, Umut Hatay; Nusran, Gürdal; Göksel, Ferdi; Kömürcü, Erkam; Eroğlu, MehmetObjectives: Mobile-bearing knee replacements were introduced as an alternative to fixed-bearing prosthesis to decrease the wear. Despite theoretical advantages of mobile bearings prosthesis, it is still controversial whether there is any clinically significant difference between the patients treated with fixed and mobile bearing prosthesis. The aim of this study is to compare the short-term clinical outcomes of fixed versus mobile-bearing prosthesises. Methods: Patients who were diagnosed as grade 4 gonartrosis and operated for total knee arthroplasty between years 2010- 2014 were evaluated and 33 patients (40 knees) were included in the study. From hospital medical and radiological databases, age and gender of the patients, duration of operation, number of blood tranfusions postoperatively and preoperative range of motions (ROM) of the operated knees were recorded and all the patients were assessed with Knee Society Knee Score. Results: Twenty-two knees (12 female, 10 male) were present in fixed bearing group (Group I) and 18 knees (13 female, 5 male) were present in mobile bearing group (Group II). There was no statistically significant difference between the groups in terms of pre-operative range of motions (ROM), post-operative range of motions (ROM), number of blood transfusions. Knee Society Knee Score was 167.7±23.4 in Group I and 178.1±22.4 in Group II. Mobile bearing prosthesis group was found to have better knee score and this difference was near to statistically significance (p=0.055). Conclusions: Clinical outcomes of mobile bearing prosthesis seems to be better in short-term follow-up but long-term results should also be investigated before recommending the mobile bearing prosthesises.Öğe Endobutton technique for the treatment of acute acromioclavicular joint dislocations(2014) Özden, Raif; Uruç, Vedat; Duman, İbrahim Gökhan; Doğramacı, Yunus; Kalacı, Aydıner; Kömürcü, ErkamAmaç: Akromioklaviküler eklem çıkıkları daha çok genç atletlerde sık görülen bir yaralanmadır. Bu çalışmanın amacı endobutton sistemi ile tespit edilmiş akut akromioklaviküler eklem çıkıklarının postoperatif fonksiyonel sonuçlarını değerlendirmektir. Yöntemler: Bu tespit yöntemi 10 hastaya uygulandı. Rockwood sınıflamasına göre yedi has-tada tip V, üç hastada tip III çıkık vardı. Korakoklaviküler aralık ve akromioklaviküler eklem iki endobutton kullanılarak redükte edildi. Bir endobutton klavikulanın üzerine ikincisi korakoid çı- kıntının altına yerleştirildi. Sonuçlar Constant omuz skoru ve vizüel analog skala ile değerlendirildi. Bulgular: Tüm hastaların intraoperatif olarak fiksasyonunun sağlam olduğu görüldü. Ameliyattan hemen sonra, 6. haftada ve 1 yıl sonra çekilen grafilerde, korakoklaviküler aralık ve akromioklaviküler eklemin yeterli derecede redükte olduğu tespit edildi. Ortalama Constant omuz skoru ameliyatlı omuzda 89 (88-92), sağlam omuzda ise 90 (88-93) olarak bulundu. Constant omuz skoru ile değerlendirildiğinde akromioklaviküler çıkık olan taraf ile normal taraf arasında anlamlı istatiksel fark bulunamadı ve herhangi bir komplikasyonla karşılaşılmadı. Sonuçlar: Bu metod akromioklaviküler eklemin tespiti için güvenli ve etkin bir yöntemdir.Öğe Erken tanı konulması gereken bir kırık: femur boyun kırığı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2013-03) Kömürcü, Erkam; Kızıldağ, Betül; Özden, Raif; Nusran, Gürdal; Urunç, Vedat[No Abstract Available]Öğe Erken Tanı Konulması Gereken Bir Kırık: Kollum Femoris Kırığı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2013) Kömürcü, Erkam; Kızıldağ, Betül; Özden, Raif; Nusran, Gürdal; Urunç, VedatFemur boyun kırığı genç yetişkinlerde sıklıkla yüksek enerjili travmalarla karşımıza çıkar. Bu kırıklar yüksek insidansda avasküler nekroz ve kaynamama oranlarıyla ilişkilidirler. Komplikasyonların önlenmesi için erken teşhis vazgeçilmezdir. Çalışmamızda ilk planda radyolojik bulgularla saptanamayan fakat ilerleyen günlerdeki klinik takiplerde femur boyun kırığı saptanan olgu sunularak konunun önemi vurgulanmıştır. Araç içi trafik kazasıyla acil servise başvuran 36 yaşındaki kadın hastanın sağ kalçasında hassasiyet saptandı. Konvansiyel röntgenografide ve bilgisayarlı tomografide kırık saptanmadı. Klinik takiplerinde aksiyel planda bilgisayarlı tomografide kırık tam olarak saptanamamasına rağmen radyografide kırık saptandı. Genç yaş femur boyun kırıklarında tedavide anahtar nokta erken teşhis ve erken tedavidir. Aksi durumda femur başı avasküler nekrozu ve kaynamama kaçınılmaz olacaktır. Akut ağrılı bir kalçada kırık şüphesi var ise manyetik rezonans görüntüleme ve sintigrafi gibi ileri tetkikler kırığı mükemmel şekilde gösterirlerÖğe Giant intramuscular lipoma localized in thigh and literature review(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2015) Gölge, Umut Hatay; Göksel, Ferdi; Kömürcü, Erkam; Kaymaz, Burak; Güzel, Yunus; Toman, Hüseyin; Şimşek, TuncerThe most commonly encountered benign mesenchymal tumor of human body is lipoma. Intramuscular lipoma is a rarely seen lipoma. Deep seaated lipomas of extremities are generally located in thigh and shoulder. Due to their large diameters, deep localization, infiltration into muscle tissues and local recurrence they can imitate malign tumors such as liposarcoma. Therefore, differential diagnosis should be done from other soft tissue tumors. Ultrasonography (US), computerized tomography (CT), magnetic resonance imaging (MRI) is essential in differential diagnosis. In this study, clinicopathological properties of thigh seated intramuscular lipoma in three adult patients, operated following a complaint of increasing pain and a giant mass growing seated in thigh are presented with literature. © 2015, Anatolian Journal of Clinical Investigation. All rights reserved.Öğe Hiperparatroidili bir Hastada Pubik ve Sakral Yetmezlik Kırığı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Gökmen, Ferhat; Savaş, Yılmaz; Kömürcü, Erkam; Kızıldağ, Betül; Tan, Yusuf ZiyaYetmezlik kırıkları direnci azalmış kemiğe uygulanan normal veya fizyolojik bir stresin sonucu gelişen stres kırığının bir alt tipidir. Bu kırıklar kemiğin elastisitesinin veya mineral içeriğinin anormal olduğu birçok durumda ortaya çıkar. Yetmezlik kırığının en sık görülen sebebi postmenopozal osteoporozdur. Diğer önemli nedenler senil osteoporoz, osteomalazi, hiperparatroidi, radyasyon uygulanması, kortikosteroid tedavisi ve romatoid artrittir. Yetmezlik Kırığı ciddi kasık, kalça ağrısı ve güçsüzlüğü olan postmenopozal kadınlarda akla gelmelidir. Bu yazıda hiperparatroidisi olan bir hastada üst ve alt pubik ramusun yetmezlik kırığı ile birlikte sakral yetmezlik kırığı bulunan olgunun klinik ve radyolojik bulguları sunulmuştur.Öğe Hiperparatroidili bir Hastada Pubik ve sakral Yetmezlik Kırığı: Olgu sunumu(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Gökmen, Ferhat; Savaş, Yılmaz; Kömürcü, Erkam; Kızıldağ, Betül; Tan, Yusuf ZiyaYetmezlik kırıkları direnci azalmış kemiğe uygulanan normal veya fizyolojik bir stresin sonucu gelişen stres kırığının bir alt tipidir. Bu kırıklar kemiğin elastisitesinin veya mineral içeriğinin anormal olduğu birçok durumda ortaya çıkar. Yetmezlik kırığının en sık görülen sebebi postmenopozal osteoporozdur. Diğer önemli nedenler senil osteoporoz, osteomalazi, hiperparatroidi, radyasyon uygulanması, kortikosteroid tedavisi ve romatoid artrittir. Yetmezlik Kırığı ciddi kasık, kalça ağrısı ve güçsüzlüğü olan postmenopozal kadınlarda akla gelmelidir. Bu yazıda hiperparatroidisi olan bir hastada üst ve alt pubik ramusun yetmezlik kırığı ile birlikte sakral yetmezlik kırığı bulunan olgunun klinik ve radyolojik bulguları sunulmuşturÖğe Kemik yerine geçen biyomateryaller 1. kısım: insan kaynaklı greftler(2011) Kömürcü, Erkam; İnanmaz, Mustafa Erkan; Işık, Cengiz; Akan, Burak; Köse, Kamil ÇağrıKemik greftleri Ortopedi, Beyin cerrahisi, Plastik cerrahi gibi branşlarda kaynamanın arttırılması, doku boşluklarının doldurulması, kemik eksikliklerinde yapısal güç sağlanması amacı ile giderek artan sıklıkta kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan greftler insan kaynaklı, hayvan kaynaklı ve sentetik greftler olarak çeşitlenmektedir. Okuyacağınız bu derlemede insan kaynaklı kemik greftlerini ve bunların başlıca kullanım alanlarını sunmaya çalıştık.Öğe Kemik yerine geçen biyomateryaller 2. kısım: hayvansal ve sentetik greftler(2011) Kömürcü, Erkam; İnanmaz, Mustafa Erkan; Işık, Cengiz; Akan, Burak; Köse, Kamil ÇağrıKemik greftleri Ortopedi, Beyin cerrahisi, Plastik cerrahi gibi branşlarda kaynamanın arttırılması, doku boşluklarının doldurulması, kemik eksikliklerinde yapısal güç sağlanması amacı ile giderek artan sıklıkta kullanılmaktadır. Günümüzde kullanılan greftler insan kaynaklı, hayvan kaynaklı ve sentetik greftler olarak çeşitlenmektedir. Okuyacağınız bu derlemede hayvansal ve sentetik kaynaklı kemik greftlerini ve bunların başlıca kullanım alanlarını sunmaya çalıştık.Öğe Management of fracture and dislocation associated with vascular injuries(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2014) Kömürcü, Erkam; Özden, Raif; Kaymaz, Burak; Gölge, Umut Hatay; Göksel, Ferdi; Özcan, Sedat; Yener, Ali ÜmitThe purpose of this study is to identify the factors that affect mortality and morbidity and that contribute to disability in vascular injuries associated with fracture and dislocation. Ninety-seven patients with vascular injuries associated with orthopedic fracture and dislocation in the study by searching hospital files retrospectively.Sixtytwo and thirty-five patients were male and female, respectively. Mean age of the patients was 36.6±12.1 years. The time elapsed between injury and surgical intervention was 3.6±1.9 hours. Tibia, femur and humerus fractures were the most encountered injuries with MESS value of 6.2±2. 2. External fixation and internal fixation osteosynthesis were used in 76 and 12 patients respectively. Vascular injuries were localized most frequently in femoral artery, popliteal artery. Preoperative arteriography was performed in 22 patients. 41 patients had isolated arterial injuries, 54 patients both artery and vein injuries. Priority was given to vascular repair in 68 patients; orthopedic stabilization was performed before the vascular treatment only in 22 patients. Only 4 patients lost their life in the postoperative period. Vascular injuries associated with fracture and dislocation, are major pathologies that must be diagnosed without delay and repaired urgently. There are still disputed issues in the algorithm of the treatment of these injuries and prospective studies are needed with wide patient series. © 2014, Anatol J Clin Investig. All rights received.Öğe Space-Occupying Lesions : Rare Causes Of Carpal Tunnel Syndrome(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Özden, Raif; Duman, İbrahim Gökhan; Yıldız, Ömer Serkan; Uruç, Vedat; Doğramacı, Yunus; Kömürcü, ErkamMost cases of carpal tunnel syndrome (CTS) are idiopathic. It is an extremely common entrapment neuropathy in the clinical practice. CTS caused by a tumor is a rare condition and it is more complicated than idiopathic CTS. Thus, the aim of our study is to evaluate the diagnosis and management of CTS caused by space-occupying lesions especially soft tissue tumors.CTS patients treated with surgery between 2004-2011 were included to the study. Of 410 patients, 12 were diagnosed as space occupying lesion. Patients with palpable mass or local swelling and neuropathy symptoms underwent magnetic resonance imaging (MRI) or ultrasonography for diagnosis.Complete excision of the tumors were performed. The symptoms subsided after surgery. CTS produced by a space-occupying lesion is uncommon and more difficult to treat than idiopathic CTS. Histopathologic examination revealed 1 tenosynovitis and tumors in 11 patients. The histopathological diagnosis of tumors were ganglion cysts in two, lipoma in five, lipofibromatous hamartoma in three, and hemangioma in one patient.In cases with unilateral CTS who had swelling or tenderness on the area of wrist, it is essential to achieve MRI, ultrasonography, and computed tomography alone or in combination in order to rule out space-occupying lesions around the carpal tunnel.Öğe Suprakondiler proses sendromunda MRG bulguları(2014) Kızıldağ, Betül; Yıldız, Yavuz; Koşar, Şule; Kömürcü, Erkam; Dağıstan, Emine; Canan, ArzuHumerus distal kesiminde anteromediyal yüzeyde gelişengaga şeklinde kemik çıkıntı suprakondiler spur ya daproçes olarak adlandırılır. Çoğu kez medial epikondileinsersiyosu olan Struthers ligamanı ile sonlanmaktadırHumerus distalinde insan türünde yaklaşık %0.1 -2.7 sıklı kla gözlenen bu konjenital anatomik varyasyon diğer n edenlerle çekilen radyogramlarda rastlantısal olarak saptanır. Suprakondiler proses kırılması ya da damar sinir bas ısına yol açması sonucunda nadiren semptomatik halegelmektedir. Suprakondiler prosesle ilişkili sinir tuzakla nma sendromunun klinik ve elektromyelografi bulgularıyanında manyetik rezonans (MR) görünümünün bilinmesi,ayırıcı tanı ve tedaviyi yönlendirme açısından faydalı ol acaktır. Suprakondile r proses sendromlu olguların MRbulguları literatürde az tanımlanmıştır.Bu sunumda 25yaşında kol ağrısı şikayeti ile ortopedi kliniğine baş vuranve direkt grafi ve MR bulguları eşliğinde tanısı konan su prakondiler proses sendromlu olgunun klinik ve radyo lojikbulguları, ayırıcı tanıdaki ipuçları, tedavi yaklaşımı literatüreşliğinde tartışılacaktır.Öğe The effect of intraoperative sounds of saw and hammer on psychological condition in patients with total knee arthroplasty: Prospective randomized study(Hindawi Publishing Corporation, 2015) Kömürcü, Erkam; Kiraz, Hasan Ali; Kaymaz, Burak; Gölge, Umut Hatay; Nusran, Gürdal; Göksel, Ferdi; Şahin, HasanPurpose. Surgical procedures are likely to be stressful for patients and their families. Total knee arthroplasty (TKA) is a major surgical procedure used in the treatment of osteoarthritis. During this procedure the sounds of the saw and hammer may irritate the patient and adversely affect mood. The present study examines the effect of these intraoperative sounds during TKA on postoperative mood and anxiety, by comparing two different anesthetic procedures. Methods. A total of 40 patients who underwent TKA for grade IV gonarthrosis participated in the study. Patients were randomly divided into two groups: 20 patients in the general anesthesia group and 20 patients in the spinal anesthesia group. Mood and anxiety changes were evaluated using the Profile of Mood States (POMS) and State-Trait Anxiety Inventory (STAI) instruments, respectively. Results. The postoperative POMS value in the spinal anesthesia group was definitively higher than the general anesthesia group, though the difference in preoperative and postoperative POMS and STAI scores between the two groups was not significant. Conclusion. It would seem that sounds of hammer and saw have no evident negative effect on patient's mood. Regional anesthesia is advisable for TKA patients and appropriate sedation can be administered during the operation if needed. © 2015 Erkam Kömürcü et al.Öğe The effects of ozone therapy on extremity ischemiareperfusion injury in a rabbit model(2019) Kaymaz, Burak; Çoban, Ganime; Göksel, Ferdi; Toman, Hüseyin; Gölge, Umut Hatay; Kömürcü, ErkamIntroduction: Ischemia is reversible or irreversible cell/tissue damage that is secondary to insufficient blood flow to tissues or organs. Ischemia causesmany metabolic and structural changes at the cellular level. Ozone therapy is often used as an antioxidant remedy. This study aimed to investigate theeffects of ozone therapy on extremity ischemia-reperfusion (IR) injury.Methods: Twenty-four New Zealand White (NZW) rabbits were randomly allocated into three groups. Each group consisted of eight rabbits. Group Iwas the control group, Group II was the ischemia group, and Group III, the ozone group. Femoral arteries of the right legs were dissected, and femoralarterial occlusion was performed in Group II and III. Hematological and histopathological evaluation was performed in all groups.Results: The levels of total antioxidant status (TAS) after the surgical procedure was higher in the ozone group compared to the ischemia group(p=0.036). In addition, the levels of malondialdehyde (MDA) after the surgical procedure were lower in the ozone group compared to the ischemiagroup but not statistically significant (p=0.093). The control and ozone groups were histopathologically similar.Conclusions: Ozone therapy may be used as an alternative treatment modality with its anti-inflammatory and antioxidant effects for the treatment ofextremity IR injuryÖğe The inevitable outcome of chronic recurring actinomyces osteomyelitis of the hand(2015) Gölge, Umut Hatay; Göksel, Ferdi; Kömürcü, Erkam; Kaymaz, Burak; Kılınç, Nihal[Abstract Not Available]