Yazar "Ilgar, Rüştü" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 24
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 1987 -2001 yılları arasında Çanakkale kentsel alan değisiminin landsat etm sensor pcı görüntü isleme yazılımı ile değerlendirilmesi(2011) Ilgar, RüştüBu çalısmada Çanakkale kentinin 14 yıllık periyot içerisinde kentsel alan değisimimin uydu görüntüleri kullanılarak değerlendirmesine gidilmistir. 2001 yılı itibariyle Çanakkale il merkezinin kentsel gelisimine bakıldığında; Cumhuriyetin kurulusundan bu yana merkez ilçe nüfusu 81 435’e ulasmıs olup, nüfus artıs oranı %0 33,92 olarak gerçeklesmistir. Kent alanında kilometrekareye 112 kisi düsmektedir. Artan nüfus nedeniyle Çanakkale Belediyesi sınırları içinde yaklasık 1114 hektarlık imar planı yapılmıs konut ve donatı alanı bulunmaktadır. Yine Çanakkale Belediyesinin mücavir alanlarından Güzeyalı-Dardanos bölgesinde 301 Ha.’lık imar planı yapılmıs alan, Karacaören bölgesinde ise 300 Ha.’lık yeni kentsel gelisme alanı bulunmaktadır. Bütün bu gelisim planlarına rağmen bu çalısma ile kentin havaalanı, askeri tesisler ve deniz kıskacına alındığı sonucuna varılmıstır.Öğe ÇAN TERMİK SANTRAL PROJESİ(2008) Ilgar, RüştüBu çalışmada termik santraller, etkileri ve örnek bir çalışma olarak Çanakkale-Çan termik santrali ve çevreye olabilecek etkileri üzerinde durulmuştur. Günümüzde çevreci yaklaşımlar önem kazanmıştır. İnsanoğlu varolduğu günden bu yana çevreyi biçimlendirmektedir. Bunun minimum düzeyde olması çok önemlidir. Günümüzde de enerji üretiminde çevreye en az zarara verenler ve etkileyenler tercih edilmelidir. Sonuç olarak Çan Termik Santrali, kullandığı yeni teknoloji nedeniyle çevreye duyarlı olduğu kanaatine varılmıştır. Ancak risk senaryolarına açıktır.Öğe ÇANAKKALE BOĞAZINDA GEÇİŞ İSTATİSTİKLERİNE BAĞLI GEMİ ATIK YÖNETİMİ VE DEĞERLENDİRMESİ(2017) Ilgar, RüştüDeniz kirliliğinin çeşitli nedeni vardır. Bunların en önemlilerinden bir tanesi gemi kaynaklı kirliliklerdir. Gemi sintine, balast suyu ve kimyasal yük taşıyan, (LPG, LNG, TTA, TCH) risk oranı yüksek gemiler deniz kirliliğinde büyük tehdit oluşturmaktadır. 2012-2013-2014 yılları Çanakkale Boğazı gemi geçiş istatistiğine baktığımızda geçen gemi sayısı ortalama 43.582'dir. Çanakkale Boğazda toplana yıllık atık miktarı ortalama 170.000 tondur. Verileri oranladığımızda 2012-2013-2014 yılları gemi başına düşen ortalama atık miktarı 3.862 kg'dır. Boğazdan geçen risk oranı yüksek gemi geçişlerine baktığımızda yine aynı yıllar ortalaması 27.547 kg'dır. Verileri oranladığımızda risk oranı yüksek gemi başına düşen ortalama atık miktarı 18.513 kg'dır. Bu oranlar boğaz için azımsanamayacak miktarlardadır. Bu artışta coğrafi ve oşinografik koşulların da etkisi bulunmaktadırÖğe Çanakkale Boğazı Petrol Kirlilik Düzeyinin Saptanması(2007) Ilgar, Rüştü; Güven, CemalÇanakkale Boğazı Türkiye’nin kuzey batısında Asya ile Avrupa’nın birleştiği yerde, güneydoğu kuzeybatı uzantılı ülkemizin ve dünyanın önemli suyollarından biridir. Bu boğaz Ege ile Marmara arasındaki etkileşimi sağlar. Bu yüzden ekolojik hayat için oldukça önemlidir. Bilindiği gibi doğal çevrenin bozulması sadece yaşam kalitesini düşürmüyor, ayrıca maddi kayıplara da neden olmaktadır. Kirlilikle ilgili hiç bir şey yapmamanın maliyeti çok yüksek olabilir. Bu yüzden Çanakkale Boğazında “deniz ve kıyı koruma alanında neler yapabiliriz.” sorusuna cevaplar aranmıştır. Sonuç olarak bölgede çevre kirliliği açısından çalışılmamış olan petrol düzeylerinin incelenmesi gerçekleştirilmiştir.Petrol için PAH (Petrol tayininde kullanılan Poli Aromatik Hidrokarbon) analizi deniz suyunda ve sediment UVF analizi ile yapılmıştır. Elde edilen veriler ışığında sonuç ve değerlendirmeye gidilmiştir.Öğe Çanakkale Boğazındaki gemi hareketliliği ve kaza risk haritasının belirlenmesi(2015) Ilgar, RüştüYılda ortalama 50000 gemi Çanakkale Boğazı'ndan geçiş yapmakta olup bunların yaklaşık % 20'si tehlikeli yük taşıyan gemilerdir. Bu yüzden Çanakkale Boğaz yoğun bir ulusal ve uluslararası deniz trafiği olması nedeniyle can, mal ve çevre güvenliği bakımından büyük risklerle karşı karşıya bulunan bir bölgedir. Bu çalışmada Çanakkale Boğazı'nda geçiş yapan gemilerin seyrü seferi, tipi ve miktarları incelenmiştir. Çalışmada elde edilen veriler ışığında en çok görülen kazalar (çarpışma ve karaya oturma) için risk haritası oluşturulmuştur. Sonuç kısmındaysa olası risklerin önüne geçilmesi için önerilerde bulunulmuştur.Öğe ÇANAKKALE İLİNDE ARICILIK FAALİYETLERİ(2018) Ilgar, RüştüArıcılık Avrupa ülkelerinde geleneksel bir uğraşı, Türkiye gibiülkelerde bireylerin gelirini artırıcı bir araç, Güney Amerika gibi ülkelerdeise en önemli bir dış gelir kaynağıdır. Arıcılık faaliyeti geleneksel olaraksürdürülegelen geleneksel bir sosyo-ekonomik faaliyettir. Ülkemizortalama 4 milyon arı kovanı ve 63 bin ton bal üretimi ile dünya genelinde3. ya da 4. sırada yer alır. Türkiye gerek kovan varlığı, gerekse bal üretimiaçısından dünyanın en önemli üreticileri arasındadır. Bu çalışmanınamacı Çanakkale ilinde arıcılık faaliyetlerinin durumunu ve sorunlarınıortaya koymaktır. 2015 yılı verilerine göre, 1 270 üreticiye ait 68 969 adetarılı kovan bulunmakta olup bu kovanlardan toplam 1 393 ton balalınmıştır. Arıcılık işletmesi başına ortalama 54 arılı kovan düşmektedir.Kovan başına bal üretimi ortalaması yeni usul kovanlarda 20 kg, eskiusul kovanlarda 7 kg’dır. Çanakkale ilinde arıcılık faaliyetleri her yıl artışgöstererek devam etmektedir. İlde; 2002 yılında 45 605 olan arı kovanısayısı, 2015 yılında % 51’lik artışla 68 969 kovana çıkmıştır. 2002 yılında785 ton olan bal üretimi ise % 77’lik bir artışla 1.393 tona çıkmıştır. Arılıkyapan köy sayısı yönünden Çanakkale ili değerlendirildiğinde yıllara göredeğişmekle birlikte son yılların verilerine göre toplam 425 köyde arıcılıkyapılmaktadır. Bu köylerde 68 969 adet arı kolonisi bulunmakta olup 1392 676 kg bal, 66 354 kg ise balmumu üretilmektedir.Öğe Çanakkale İlindeki Fiziki Çevreye Özgü Sorunlarının Değerlendirilmesi(2009) Ilgar, RüştüBilindigi gibi dogal çevrenin bozulması sadece yasam kalitesini düsürmekle kalmaz, aynı zamanda maddi kayıplara da neden olur. Kirliligi önlemek için hiç bir sey yapmamanın maliyeti çok yüksek olabilir. Bu amaçla fiziki mekânda olusacak kirliligi önlemek için arastırmaya konu olan çalısma alanını bilmek ve tanımak önemlidir. Bu çalısmada fiziki mekân üzerinde olumsuz etkileri görülen konular incelenmistir. Konuya sayısal degerlerden ziyade, sosyal bilimlerin bakıs açısıyla bakılmıstır. Çanakkale ilinde sürdürülebilir ve yasanılabilir bir mekân hedefleri dogrultusunca çevre sorunları ortaya konmus ve çözüm önerilerinde bulunulmustur.Öğe Çanakkale orman işletmeciliği yarar analizinin coğrafi bakış açıyla değerlendirilmesi(2009) Ilgar, RüştüBu çalışmanın birinci bölümünde ormanların yararlarına değinilmiştir. Daha sonra ülkemiz ve dünya orman yapısı ele alınmıştır. Çalışmanın ana konusunu oluşturan Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğünün çalışma alanı, yapısı ve etkinlikleri bütün yönleriyle ortaya konulmuştur. Çalışma alanının günümüzdeki durumu ortaya konarak; gelecekte bölgede yürütülecek diğer çalışmalara da veri tabanı oluşturacaktır. Türkiye’de diğer bölgelerde yürütülecek olan orman araştırmalarına da entegre olacak coğrafi bir çalışma niteliğindedir.Öğe ÇANAKKALE ŞEHRİNDE YAŞAYANLARIN ŞEHRİN YEŞİL ALANLARINA YÖNELİK ALGI VE FARKINDALIKLARI(2022) Ilgar, RüştüBu araştırma Çanakkale şehri özelinde yeşil alan algısı ve yeşil alanlara olan gereksinimlere yönelik gerçekleştirilmiş uygulamalı bir çalışmadır. Çanakkale şehrinde çok sayıda park alanı bulunmaktadır. Çalışmada yeşil alan ve park algısını ve ihtiyacını ölçmek için, Çanakkale’nin 7 mahallesinde toplam 248 kişiyle yüz yüze anket şeklinde veri toplanarak gerçekleştirilmiştir. Bu anketlerin 227’si değerlendirmeye alınmıştır. Değerlendirmeye alınan anketlerin 107’si kadın, 120’si erkekten oluşmuştur. Çanakkale’de hali hazırda bulunan toplam açık-yeşil alanların alanı 11 746.92 dekar (1.174.692 m2)’ dır. Bu miktar ile kişi başına düşen yeşil alan oranı 9,5 m2 olup, uluslararası normlarda olduğu tespit edilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucu Çanakkale şehrindeki yeşil alanların 234 adet semt parkı, 9 adet kent parkı, 129 adet ağaçlık, 65 adet refüj ve kavşak, 5 adet piknik alanı ve 5 adet mezarlık bulunmaktadır. Araştırma sonuçları Çanakkale şehri park ve yeşil alan kullanıcıların ihtiyaç ve isteklerini karşılama düzeylerini, yeni park ve yeşil alanlara ihtiyaç gereksinimlerini ortaya koymaktadır. Çanakkale halkı genel olarak parkları yeterli görse de bunlara erişim ve kullanım konusunda problem yaşamaktadır. Yeşil alanlara ulaşım sonrası çevresinde yeterli otopark olmaması bir diğer sorundur. Halkın oldukça önemli kısmı parkların güvensiz olduğu ve temiz olmadığını düşünmektedir. Özellikle ankete katılan bireylerin verdiği cevaplardan anlaşıldığına göre, eğitim düzeyi arttıkça beklentiler yükselmekte ve memnuniyetsizlik artmaktadır.Öğe Çanakkale’de kuraklık durumu ve eğilimlerinin standartlaştırılmış yağış indisi ile belirlenmesi(2010) Ilgar, RüştüGünümüzde iklim değişiminin en önemli sonuçlarından olan kuraklık gerek Türkiye’nin, gerekse diğer ülkelerin çevre gündemini oluşturmaktadır. Çeşitli hedefler için kuraklığın tanımlanmasının ve şiddetinin belirlenmesinin önemi giderek artmaktadır. Bu alanda çok sayıda kuraklık indisi bulunmaktadır. Bu çalışmada Çanakkale Merkez Meteoroloji İstasyonunda 1929-2007 yılları arasında gözlenmiş aylık yağış toplamlarından oluşan veriler kullanılmıştır. SYİ (Standartlaştırılmış Yağış İndeksi) yöntemini ile 12 aylık (yıllık) ve 3 aylık (mevsimlik) analiz yapılarak incelenmiştir. Analiz sonuçlarına göre, Çanakkale yıllık kuraklık koşullarında artış mevcuttur. Mevsimsel olarak bakıldığında ise özellikle kış mevsimi kuraklık artış eğilimi vardır. İlkbahar mevsimi kuraklığında azalma eğilimi, yaz ve sonbahar kuraklarında ise çok belirgin olmayan bir artış eğilimi bulunmaktadır.Öğe Çevre Eğitiminde Yaygın Eğitimin Rolü ve Önemi(2007) Ilgar, RüştüBilimin ve teknolojinin ilerlemesi ve hızlı bir şekilde yayılması doğaya hakim olma kavramını da çok hızlı bir şekilde değiştirmektedir. Bu değişim çevre bilincini ikinci planda bırakmakta ve ortaya olabildiğince fazla üreten ve tüketen bir toplum meydana getirmektedir. Bu değişim süreci sonunda çevre bilincinin, korunması ve duyarlılığının oluşturulabilmesi için, ona zarar vermekten kaçınan, bilinçli üreten ve bilinçli tüketen, kendisinin de bu çevrenin parçası olduğunu anlayabilen, çevre sorunlarına duyarlı ve bilinçli bir insan modeline ihtiyaç duyulmaktadır. Böyle bir insan modeli dünyanın herhangi bir yerinde meydana gelen çevre sorununun tüm dünyayı aynı derecede etkilediğinin bilincinde olan kültürlerde ortaya çıkmaktadır. Bunu da çevre eğitimi ile sağlamak mümkündür. Eğitim sistemimizde önemli bir yere sahip olan çevre eğitimi, eğitim kurumlarında teorik olarak verilmektedir. Fakat doğal sistemlerin devamını tehlikeye iten bu sorunun çözümü sadece eğitim sistemlerindeki teorik eğitimle mümkün olmamaktadır. “Çevreye duyarlı insan modeli” ancak kültürler ile ilişkilendirilerek bir kültür ve bir yaşam tarzı haline getirilerek sağlanabilmektedir. Teorik bilginin pratiğe ve kültürlere aktarılması da ancak halk eğitimi yani yaygın eğitim ile mümkün olabilmektedir. Bu çalışmanın amacı çevre koruma çalışmalarında yaygın eğitimin genel durumunu ortaya koymaktadır.Öğe Çevreden Gelen Uyaranların Eğitime Etkisi(2003) Ilgar, RüştüBireylerin duygularına, düşüncelerine ve davranışlarına etki eden çevresel uyaranların değerlendirilmesi eğitim sürecinin bir gereğidir. Bu bildiride, çevresel etkileri değerlendirilmesi, çeşitleri, aktiviteleri araştırılıp eğitim ve öğretimde önemi ortaya konmaya çalışılmıştır.Öğe Coğrafya Öğretiminde Temel Sorunlar ve Çözüm Önerileri(2006) Ilgar, RüştüÖzet Bu araştırmanın temeli, ülkemizde Coğrafya öğretiminde yaşanılan so¬runlar ve bunların çözüm esasına dayanmaktadır. Araştırma, ülkemizde Coğ¬rafya dersinin öğretimini kapsayan unsurlar ve buna etki eden etmenlerin nite¬liğini konu edinmiştir. Öncelikli olarak Coğrafya öğretimi genel olarak tanım¬lanmış ve daha sonra Coğrafya öğretiminde yaşanılan temel sorunlar alt başlık¬lar olarak belirtilmiştir. Bu yönle müfredat programı, öğretmen, ölçme değer¬lendirme, ders araç-gereç, ders kitabı ve konu ile ilgili diğer sorunlar incelen¬miştir. Sonunda mevcut durum belirtilmiş ve Coğrafya öğretiminde yaşanan so¬runlara bazı çözüm önerilerinde bulunulmuştur. Çözüm önerilerine alt başlık-lardaki konuların içerisinde de değinilmiştir. Araştırma sonucunda genel ana¬lizlere ulaşılmıştır: Bununla birlikte Coğrafya öğretiminde sorunların tespitinin, bize çö¬züm arayışlarına rehber olabileceği ve dolayısıyla araştırmanın Coğrafya'nm geleceğine açsından katkı sağlayacağı kanısına ulaşılmıştır.Öğe Determination of Green Field Plants Most Suitable for Geographical Features of Places with Fuzzy Logic Methods(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2023) Ilgar, Rüştü; Salahli, Vugar; Sardarov, Yagub; Imanova, Zarifa; Jamalova, ZhalaGreening is of great importance in improving people's living environments. One of the main problems in greening is to consider the geographical characteristics of the greening region in the selection of plants for greening purposes. In this study, the problem of selecting plants suitable for the greening region is considered as a classification problem. For this purpose, a prediction model based on the J48 algorithm was created and the suitability of the plants for the greening region was estimated with this model. In addition, it has been tried to determine the suitability level of plants for the region with fuzzy inference rules that take into account heat resistance, cold resistance and drought resistance characteristics.Öğe Ekolojik Bakışla Jeotermal Kaynaklarda Dualist Yaklaşım(2005) Ilgar, RüştüBu çalışmada dünyadaki ve Türkiye’deki jeotermal kaynaklar ele alınmıştır. Bu kaynakların ekolojik yararı ve kullanım alanları ile olumsuzlukları değerlendirilmiştir. Çünkü sürdürülebilir bir kalkınmanın temeli çevreyi tahrip etmeden gerçekleşmekte olanıdır. Genelde derleme ağırlıklı bir çalışma olup, bu güne kadar jeotermal enerjinin gerekliliği ve yararlığı kavramının da dışına çıkılmıştır. Çalışmaya bu yönüyle bakıldığında ilk olma özelliği de vardır.Öğe Geography education for sustainable education system under the influence of globalization, the case of Turkey(2011) Ilgar, RüştüThe article presents an analysis of evolution of the conception of selection and arrangement of geography education themes with special consideration in education Turkish Educational System. Globalization is the process of increased interconnectedness among countries most notably in the areas of economical, political, cultural and educational. As well as government are able to better education together towards common goals now that there is an advantage in cooperation, an improved ability to interact and coordinate, and a global awareness of issues. But there may be a greater chance of selfish disease spreading worldwide and Turkey, as well as invasive species that could prove devastating in non-native education because of % 20 internet users and mostly TV watcher. In conclusion, there is an improvement and a change in geography courses and topics related to geography. By the help of this change, geography always obtains new advantages for itself. The Turkish Geography Education System was built in accordance with the Atatürk's Reforms after 1923. It is a state supervised system which was designed to create a skillful manpower for the social and economic process of the country. Geography courses is given by under social courses lesson the Turkish system mandates 8 years of primary education between the ages of 6 and 14, enrollment of children in this age range was nearly 100%. Detachedly geography lesson for 14-18 year olds three or more years of secondary education are available in public, distance-learning, and vocational high schools. About 95% of students attend public schools, but also inadequacies of the public system increasingly motivate middle-class parents to seek private education within 20 million student and teacher are relationship with geography in Turkey.Öğe İşbirlikli öğretim yöntemi destekli çoklu zekâ kuramının Coğrafya konularının öğretiminde başarıya etkisi(2012) Ilgar, Rüştü; Babacan, ŞevkiAraştırmanın amacı, işbirlikli yöntem destekli çoklu zekâ kuramının geleneksel öğretim yönteminden farkını tespit etmek, bunun erişiye etkisini ortaya koymaktır. Uygulama çalışması 2005-2006 eğitim öğretim yılının II. döneminde Çanakkale ili Merkez ilçedeki Vali Fahrettin Alckutlu İlköğretim Okulunda yapılmıştır. Bu okulda 6. sınıf düzeyinde eğitim öğretim gören 60 öğrenciden 6-A şubesindeki 32 kişi deney grubunu; 6-B şubesindeki 28 kişi ise kontrol grubunu oluşturmuştur. Çalışma sonucunda deney grubu öğrencilerinin öntest puan ortalaması 21.81 ± 3.30 iken, sontest puan ortalaması 32.00 ± 4.60 olarak bulunmuştur. Kontrol grubu öğrencilerin ise, öntest puan ortalaması 21.78 ± 4.58 iken, sontest puan ortalaması 24.03 ± 6.08 olarak bulunmuştur, iki grubun sontest puan ortalamaları arasında yapılan analizde bu farkın deney grubu lehine ileri düzeyde anlamlı olduğu saptanmıştır (p<0.01).Grupların kalıcılık testi ortalaması ise, deney grubundaki öğrenciler için 32.87 ± 4.47, kontrol grubundaki öğrenciler için 24.82 ± 4.51 olarak bulunmuştur. Yapılan istatistiksel değerlendirme bu farkın deney grubu lehine ileri düzeyde anlamlı olduğunu göstermiştir (p<0.01).Öğe İstanbul ili, Bahçelievler ilçesinde park ve yeşil alan kullanımı(2019) Ilgar, Rüştü; Şeran, YücelBu çalışmanın amacı İstanbul ili Bahçelievler ilçesindeki park ve yeşil alanların nitelik ve nicelik yönünden,kullanıcı memnuniyetine dayalı anket çalışmasını kullanarak, tarama modeli, mülakat vegözlem yöntemleriyle değerlendirmelerde bulunmaktır. Ayrıca dünyanın farklı bölgelerindeki ve ülkemizdekişehirler ile Bahçelievler ilçesindeki kişi başına düşen yeşil alan miktarlarını karşılaştırıpçıkarımlarda bulunulmuştur. Örneklemleri çalışma alanı içerisinden seçilen 15 adet park ve anketsırasında parkta bulunan rastgele örneklem yöntemi ile seçilmiş 473 kişi oluşturmaktadır. Anketinörnekleme uygulanması sonucunda bulunan veriler IBM SPSS 23.0 (Statistical Package for SocialSciences) programına girilerek değerlendirmeye alınmıştır. Katılımcıların park ve yeşil alan kullanımınıölçmeye yönelik betimsel istatistikler sunulmuş, devamında kikaretesti ile demografik özellikleregöre park kullanım alışkanlıkları arasındaki farklılıklar belirlenmiştir. Parklardan duyulan genelmemnuniyet düzeyi ve demografik özelliklere yönelik çarpık dağılım gözetilerek uygun olan KruskalWallis H testi ve MannWhitneyU testleri ile değişiklikler irdelenmiştir. Çalışmanın sonuç kısmındakentlerin vazgeçilmez bir parçası olan rekreasyonel alanların nitelik ve nicelik yönünden değerlendirmesiyapılarak önemi ortaya konulmuş ve bazı öneriler getirilmiştir.Öğe Mabetleşen bir mekân: Gelibolu Yarımadası tarihi savaş alanları turizmi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi (AÇASAM), 2015) Ilgar, RüştüSavaş, kimi zaman bir halkın özgürlük ve bağımsızlık meselesi iken, kimi zaman da sömürgeciliğe karşı bir direniştir. Çanakkale Savaşları da Anadolu insanının sömürgeciliğe karşı bir savunma savaşıdır. Gelibolu Yarımadası tarihi alanları keder turizmi bakımından çok güçlü çekim potansiyeline sahip bir turizm alanıdır Günümüzde Çanakkale Savaş Alanları yıllık yaklaşık 2 milyon ziyaretçi (Anon 7) çekerek mabetleşen bir mekân haline gelmiştir. Alan yılın belirli dönemlerinde Avustralya ve Yeni Zelanda yanında ülkemizin her bölgesinden düzenlenen turlarla ziyaret edilmektedir. Çanakkale ili zamanla bu faaliyetlere refleksler göstermiş ve sosyo-ekonomik anlamda etkilenmiştir. Gelibolu hacısı, Norfolk alayı bulut olayı (tarih gerçekleri ya da mistik ifade) gibi materyaller turizmde kullanılmalıdır.Öğe SOSYAL EKOLOJİ VE İNANÇ İLİŞKİSİNİN İRDELENMESİ(2006) Ilgar, RüştüBilim adamlarınca dünyanın gelişim süreci incelendiğinde 4.6 milyar yıldır var olduğu şeklinde görüş oluşmaktadır. İlk insanın izlerine ise sadece 150 bin yıl öncesine kadar rastlanmaktadır. Bunun yanında gezegenimiz yaşamında, 1950 li yıllardan itibaren gerçekleşen sanayi devrimi ile doğal kaynakların tükenmesi, iklim değişikliği, toprak, hava ve su kirliliği gibi köklü değişimler ortaya çıkmıştır. Sosyal ekoloji bağlamında; bilim adamları dünya inançlarının etkisiyle oluşan ahlaki değerlerin insanın neden olduğu bu olumsuz değişimleri azaltacağını tekrar etmektedirler.