Yazar "Hoşoğlu, Müge İşleten" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Consumer attıtudes and factors affecting buying decision for functional foods(2007) Hoşoğlu, Müge İşleten; Yüçeer, Yonca K.; Yılmaz, Emin; Mendeş, MehmetGünümüzde tüketiciler gıdalardan sağlık üzerine olumlu katkı sağlayan ve hastalıkları önleyici etkiler beklemektedir. Bunun sonucu olarak, sağlık üzerinde olumlu etkisi olan fonksiyonel gıdalara talep gittikçe artmaktadır. Bu çalışmada, tüketicilerin bu tür gıdalara olan taleplerinin, cinsiyet, yaş, eğitim seviyesi, sağlık durumları, gıdaların fiyat ve etiket bilgileri gibi faktörlere bağlı olarak değişimin araştırılması hedeflenmiştir. Bu çalışma 9 adet sorudan oluşan bir anket çalışması olup, yaşları 20-60 arasında olan 249 kişi üzerinde yürütülmüştür. Ankete katılanların fonksiyonel gıdalara olan taleplerinin dikkate alınan faktörlere göre değişimlerinin ortaya konulabilmesi amacıyla çoklu uyum analizi tekniğinden yararlanılmıştır. Yapılan çoklu uyum analizleri sonucunda, genç tüketicilerin beslenme alışkanlıklarının sağlık üzerine etkisiyle ilgilenmedikleri görülmüştür. Diğer taraftan, beslenmenin sağlık üzerine etkisi olduğu düşüncesinin yaşla birlikte artma eğiliminde olduğu gözlenmiştir. Genç ve orta yaşlı tüketicilerin gıdaların etiketleri üzerindeki besin ve enerji değerlerini inceledikleri ve bu durumun özellikle bayanlarda çok daha belirgin olduğu görülmüştür. Tüketicilerin eğitim seviyesi arttıkça beslenme alışkanlıklarında sağlık ön plana çıkmaya başlamıştır.Öğe Deri Sanayi için Uygun Mikrobiyal Biyosürfektan Üreticisinin Seçimi, Ortam Optimizasyonu ve Deri Üretim Basamaklarında Uygulamaları(2019) Zengin, Arife Candaş Adıgüzel; Kılıç, Eylem; Zengin, Gökhan; Hoşoğlu, Müge İşletenMikrobiyal sürfektanlar sentetik sürfektanlara göre yüksek oranda biyobozunurluk, yenilenebilir hammaddelerden üretilebilme, düsük toksisite, çevresel açıdan uyumluluk, kimyasal yapı ve özellikler açısından çesitlilik, ekstrem proses kosullarına dayanıklılık gibi avantajlara sahip olduklarından deri üretiminde çevre dostu ürün olarak yüksek kullanım potansiyeline sahiptirler. Mikrobiyal biyosürfektanların bu üstünlükleri; deri endüstrisi gibi yüksek oranlarda kimyasal sürfektan kullanımına sahip, çevre kirliligi bakımından mercek altında olan endüstri dalları için büyük avantajlar sunmaktadır. Mikrobiyal biyosürfektanların deri endüstrisinin ıslatma-yumusatma ve yag giderme islem basamaklarında kimyasal sürfektanlara alternatif, biyolojik olarak parçalanabilir antimikrobiyal biyosürfektan olarak kullanım olanaklarının arastırılmasının amaçlandıgı bu çalısmada 4 farklı biyosürfektan grubu üreticilerinden oldugu bilinen 12 farklı mikroorganizmanın biyosürfektan üretme kapasiteleri; emülsifikasyon dereceleri ve biyosürfektan üretim verimliligi açısından incelenmistir. Elde edilen sonuçlara göre 4 farklı mikroorganizmanın ürettigi biyosürfektanların stabilite testleri (farklı pH, sıcaklık tuz derisimlerinde) gerçeklestirilmis ve deri endüstrisinde kullanım potansiyeline sahip mikroorganizma olarak Pseudomonas aeruginosa_yerli seçilmistir. Organizmanın, biyosürfektan üretimine etki edecek ortam bilesenlerinin taranması amacıyla faktöriyel dizayn tasarımları kullanılmıs ve ve tripton, glikoz ve atık zeytinyagından olusan optimal bir üretim ortamı belirlenmistir. Bu ortam optimizasyonu sonucunda Pseudomonas aeruginosa_yerli susu 27 mN/m yüzey gerilimine, 60 E24 degerine ve 18,70 g/L biyosürfektan miktarına 6.49 g/L kuru hücre agırlıgı ile ulasmıstır. 3L?lik biyoreaktörde biyosürfektan üretimlerinin gerçeklestirilmesinin ardından 3 farklı üretim ortamı kullanılarak elde edilen biyosürfektanların ıslatma-yumusatma ve yag giderme islemlerinde kullanım potansiyelleri mikrobiyal yük, atık sudaki toplam protein miktarı, atık su kirlilik parametreleri, antimikrobiyal aktivitesi ve yag giderme özellikleri açısından arastırılmıstır. Islatma-yumusatma isleminde kullanılan mikrobiyal biyosürfektanın ıslatma etkinligi banyolarındaki artan protein miktarıyla ortaya konmustur. Aynı zamanda 20 g/L glikoz içeren ortamdan elde edilen biyosürfektanın antimikrobiyal özelligi de saptanmıstır. Yag giderme isleminde 20 g/L glikoz içeren ortamda üretilen biyosürfektan ile %60 yag giderme etkinligine ulasılarak kimyasal sürfektanlardan iki kat daha yüksek yag giderimine ulasılmıstır. En etkin ıslatıcı ve yag giderici özelligini 20 g/L glikozun kullanıldıgı üretim ortamında veren Pseudomonas aeruginosa_yerli?ye ait biyosürfektanın deri sanayinde sentetik yüzey aktif maddelere alternatif çevre dostu bir ürün olarak kullanılabilicegi proje kapsamında saptanmıstır.Öğe Ezine peyniri I. aroma karakterizasyonu(2009) Yüceer, Yonca Karagül; Hoşoğlu, Müge İşleten; Mendeş, MehmetBu çalışmanın amacı, bir yıllık depolama sonucu Ezine peynirinin aroma-aktif bileşenlerinde ve duyusal özelliklerinde meydana gelen değişimi belirleyerek enstrümental ve duyusal analizler sonucu elde edilen bulgular arasındaki ilişkiyi göstermektir. Peynir örneklerindeki aroma-aktif bileşenler Termal Desorpsiyon-Gaz Kromatografisi Olfaktometri sistemi (TD-GCO) kullanılarak saptanmıştır. Ayrıca tarife dayalı duyusal analiz tekniği kullanılarak lezzet özellikleri dokuz uzman panelist tarafından belirlenmiştir. Gaz kromatografisi olfaktometri ile belirlenen aroma-aktif bileşenler çoğunlukla aldehitler, ketonlar, esterler ve asitlerdir. Yüksek aroma yoğunluğuna sahip bazı aroma maddeleri şunlardır: asetaldehit (yeşil elma), diasetil (tereyağı), hekzanal (kesilmiş çimen), etilbütanoat (şekerli sakız), dimetil sülfit (kaynamış mısır), (Z)-4-heptenal (okside yağ), 1-okten-3-on (mantar), asetik asit (sirke) ve bütirik asit (ransit). Pişmiş, PAS, kremamsı ve fermente terimleri de karakteristik duyusal tanımlayıcılar olarak belirlenmiştir.Öğe Ezine peynirinin mineral madde içeriği(2007) Hoşoğlu, Müge İşleten; Pala, Uysal Çiğdem; Karagül, Yüceer YoncaEzine peyniri bölgesel bir peynir çeşidimiz olup Çanakkale'ye bağlı Ezine, Bayramiç, Ayvacık ilçeleri ile Kaz Dağının kuzey ve batısında yer alan bazı köylerde üretilmektedir. Ezine peyniri, belirtilen bölgenin doğal bitki örtüsü ve su kaynaklarıyla beslenen keçi, inek ve koyun sütlerinin mevsimine göre belirli oranlarda karıştırılmasıyla elde edilen, salamura tipi beyaz peynir olup tenekede olgunlaştırılmaktadır. Starter kültür kullanılmadan üretilen Ezine peyniri diğer beyaz peynir çeşitlerinden farklı ve kendine özgü tat ve aromaya sahiptir. Bu çalışmada yörede faaliyet gösteren üreticilerden sağlanan 22 Ezine peynirinin kalsiyum, demir, magnezyum, mangan, bakır, alüminyum, krom ve çinko içeriği belirlenmiştir. Peynir örneklerindeki Ca, Fe, Mg, Mn, Cu, Al, Cr ve Zn miktarlarının değişim aralığı sırasıyla 298.9-1025.6, 0.90-8.55, 27.42-60.51, 0-0.063, 0.04-0.58, 8.46-38.58, 0-0.24, 2.12-8.19 mg/100 g peynir olarak bulunmuştur.Öğe Farklı kurumadde artırım yöntemlerinin yoğurtların kalite kriterleri üzerine etkisi(2006) Yüceer, Karagül Yonca; Hoşoğlu, Müge İşleten[Abstract Not Available]Öğe Farklı Ön İşlem ve Enzimatik Hidroliz Uygulamalarıyla Domates ve Biber Küspelerinden Elde Edilen Bazı Uçucu Ester ve Alkol Türevi Bileşiklerin Üretim Miktarlarının Arttırılması(2018) Karagül, Yonca Yüceer; Hoşoğlu, Müge İşletenDoğal uçucu bileşiklerin dünyada en bol bulunan sürdürülebilir bir kaynak olan lignoselülozik veya endüstriyel atıklar kullanılarak üretilmesi, çevresel, ekonomik ve güvenlik kaygılarından dolayı araştırmacıları son yıllarda yenilenebilir hammaddelere yöneltmiştir. Özellikle Marmara ve Ege bölgelerinde, salça üretim sanayinde doğal biyolojik atık olarak önemli miktarlarda domates ve biber küspesi açığa çıkmaktadır. Bu çalışmada biber ve domates küspelerine ön işlem ve hidroliz uygulamalarıyla uçucu bileşenlerin, özellikle ester ve alkol, miktarının arttırılması hedeflenmiştir. İlk olarak, seyreltik asit, amonyak, ultrasonik banyo destekli seyreltik asit ön işlemlerinin etkisi incelenmiş ve optimizasyon çalışmaları yapılmıştır. Optimum enzimatik hidroliz tamamlandıktan sonra K. marxianus ile erlenmayer ve biyoreaktör koşullarında fermentasyon gerçekleştirilmiştir. Optimum koşullar %2.5 sülfürik asit, %10 kurumadde ve 6 dakika ısıl işlemden sonra 6 saat %1.5 selülaz enzimi ile inkübasyon olarak belirlenmiştir. Erlen üretimi sırasında en fazla oluşan uçucu bileşenler domates ve biber küspeleri için sırasıyla 1169.39 ve 1678.99 ?g/L izoamil alkol, 124.01 ve 74.43 ?g/L izoamil asetat, 949.65 ve 393.16 ?g/L fenil etil asetat, 1275.10 ve 1041.91 ?g/L fenil etil alkol ve 1066.02 ve 680.34 ?g/L etil asetattır.Öğe Mikroorganizmalar kullanılarak doğal aroma maddelerinin tarımsal atıklardan üretimi ve optimizasyonu(2014) Toğay, Özmen; Yüceer, Yonca Karagül; Elibol, Murat; Güneşer, Onur; Demirkol, Aslı; Hoşoğlu, Müge İşleten[Abstract Not Available]Öğe Peyniraltı Suyu ve Mısır Islatma Şurubunun Heterotrofik Mikroalg Crypthecodinium cohnii ile Biyokütle ve Yağ Üretimi Amacıyla Biyolojik Olarak Değerlendirilmesi(2017) Hoşoğlu, Müge İşleten; Elibol, MuratEndüstriyel faaliyetlerden elde edilen birçok farklı atık su ve yan ürünler maliyet-etkin ve sürdürülebilir mikroalg kültüvasyonu için potansiyel kaynaklardır. Mevcut çalışmada, heterotrofik mikroalg Crypthecodinium cohnii kültüvasyonu için kültür besiyerinde peynir altı suyu (CW) ve mısır ıslatma şurubu (CSL) kullanılarak, bu atıkların mikroalgal biyokütle ve yağ üretimi amacıyla biyolojik olarak değerlendirilmesi hedeflenmiştir. Organizmanın, her iki ortamdaki (CW ve CSL) besin ihtiyaçlarını belirlemek amacıyla istatistiksel tarama metodları kullanılmıştır. CSL'nin C. cohnii biyokütle gelişimini olumlu yönde desteklediği ve organizmanın kültür ortamında kullanılan maya ekstraktının alternatifi olarak kullanılabileceği belirlenmiştir. Peyniraltı suyunun ise, organizma için gerekli mineraller açısından önemli bir kaynak olduğu ve CW'in doğrudan kullanımıyla kültür ortamındaki su ihtiyacını karşılama avantajına sahip olduğu kültür ortamı seyreltilmemiş CW ve CSL'nin birlikte kullanımı ile geliştirilmiştir ve optimizasyonu yapılmıştır. Son olarak, yapılan ölçek büyütme çalışmalarında yeni kültür ortamı kullanılarak 3 L'lik karıştırmalı tank biyoreaktörde üretimler gerçekleştirilmiştir. Optimizasyonu yapılan kültür ortamında kısmen yüksek biyokütle verimliliği (2.28 g/L.gün) ve yağ oranı (% 28.7 kuru ağırlık) sağlanmıştır.C. cohnii biyokütlede son derece yüksek oranlarda dokozahekzanoik asit (DHA) üreticisi bir tür olarak bilinmesine rağmen, CSL ile zenginleştirilmiş CW ortamında biyokütlesindeki yağ asidi kompozisyonunu değiştirerek, daha çok tekli doymuş ve tekli doymamış yağ asitlerince (C16:0-C18:1) zengin bir yağ profiline (toplam yağ asidi kompozisyonunun ~70%'i) sahip olduğu saptanmıştır. Buna göre, endüstriyel atıkların değerlendirildiği bu kültür ortamında yetiştirilen C. cohnii'nin biyodizel üretimi için uygun bir kaynak olabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe STUDY OF INCREASING THE PRODUCTION OF VOLATILE FLAVOR COMPOUNDS BY THE YEAST Kluyveromyces marxianus THROUGH OPTIMIZATION OF CARBON AND NITROGEN SOURCES(2018) Hoşoğlu, Müge İşletenThe regulation of growth and the production of flavor compounds by Kluyveromyces marxianus were accomplishedaccording to the nutritional requirements (yeast extract, ammonium sulphate and glucose concentrations)by using Response Surface Methodology experiments. Results proved that increasing both initial yeastextract (YE) and glucose concentrations in the fermentation medium favored both the growth and productionof fusel alcohols. The major fusel alcohol (isoamyl alcohol) and the acetate ester compound (ethyl acetate)produced in all flasks were determined in the concentration range 1299-3996 µg L-1 and 1558 to 3122µg L-1, respectively. In a scale-up attempt, productions were accomplished in a 5 L stirred tank bioreactor.The highest productivity values for major volatile flavor compounds, i.e., ethyl acetate (fruity), isoamylalcohol (banana), 2-phenylethyl acetate (floral) were obtained during the exponential growth of the yeast ina 5 L stirred tank bioreactor. Additionally, the descriptive sensory terms “sourdough”, “flower” and “sweetaromatic” were characteristics for volatile compounds produced by K. marxianus. This work also demonstratedhigh product losses due to the stripping effect when the production scaled up from flasks to bioreactor.Öğe Torulaspora delbrueckii ve Trichoderma atroviride Kullanılarak Pirinadan (Zeytin Katı Atığı) Biyoaroma Üretimi(2014) Güneşer, Onur; Yuceer, Yonca Karagul; Toğay, Sine Özmen; Hoşoğlu, Müge İşleten; Elibol, MuratBu çalışmada, Torulaspora delbrueckii ve Trichoderma atroviride kullanılarak, pirinadan mikrobiyal fermentasyon yoluyla doğal aroma maddelerinin üretilme olanaklarının araştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, Torulaspora delbrueckii ve Trichoderma atroviride ile %10'luk pirina solüsyonunun hem erlen hem de biyoreaktör düzeyinde 30oC'de 120 saat fermentasyonu gerçekleştirilmiştir. Her iki fermentasyon boyunca mikroorganizmaların pirinadaki gelişimleri incelenmiştir. T. delbrueckii ve T. atroviride tarafından üretilen aroma maddelerinin tanımlanması ve miktarlarının belirlenmesi gaz kromatografisi kütle spektrometresi ve gaz kromatografisi-olfaktometre ile yapılmıştır. T. delbruecki ve T. atroviride'nin erlen düzeyinde maksimum hücre sayısı artışının sırasıyla 1.49 ve 1.07 log kob/mL olduğu belirlenirken, biyorekatör düzeyindeki hücre artışları ise 2.23 ve 0.92 log kob/mL düzeyinde olduğu tespit edilmiştir. 0-120 saat fermentasyon süresinde T. delbrueckii ve T. atroviride için spesifik üreme hızları sırasıyla 0.079/saat ve 0.0299/saat olarak hesaplanmıştır. T.delbrueckii'nin pirinadan fenil etil alkol (gül) ve mentol (nane), T. atroviride'nin ise 1 okten-3-ol (mantar) ve 2-oktenol (yanık, kirli) ürettiği belirlenmiştir. Mikrobiyal fermentasyon sonucunda üretilen fenil etil alkol, mentol, 1-okten-3-ol ve 2 oktenol'un maksimum üretim miktarları sırasıyla 6.69±0.01 µg/kg, 3.50±0.69 µg/kg, 330.75 µg/kg ve 25.65 µg/kg olarak belirlenmiştir. En yüksek verimlilik değerinin 88.81 µg/ kg.saat ile 1-okten-3-ol'e ait olduğu tespit edilmiştir. Yapılan duyusal analizler sonucunda, fermente pirina örneklerinde ıslak bulgur, toprak, ıslak kirli havlu, fermente ve mantar aromalarının yüksek yoğunlukta olduğu belirlenmiştir. Yüksek yoğunlukta algılan söz konusu bu aromalar, miktarı artan mentol, fenil etil alkol, 1-okten-3-ol ve 2-oktenol ile ilişkilendirilebilir