Yazar "Egesel, Cem Ömer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 26
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Anadolu’ya Ait Yerel Mısır Popülasyonlarının Protein Bant Dizileri Yardımıyla Karakterizasyonu(2021) Akbulut, Şule; Kahrıman, Fatih; Egesel, Cem ÖmerMısır (Zea mays) insan ve hayvan beslenmesinin yanı sıra endüstrinin çok farklı kollarında da geniş bir kullanım alanına sahip önemli bir tahıl türüdür. Mısır tanesinin kimyasal bileşiminin bir kısmını oluşturan protein miktarı çevresel ve genetik faktörler sonucu değişmekle birlikte ıslah çalışmaları yardımıyla ihtiyaca yönelik olarak modifikasyona tabi tutulabilir. Yerel mısır popülasyonlarının protein miktarı ve protein fraksiyonları bakımından genetik çeşitliliğinin ve tanelerindeki kimyasal bileşimin değişkenliğinin saptanması oldukça önemlidir. Bu çalışmada yerel mısır popülasyonlarına ait 120 genotipte tanedeki albumin-globulin, glutelin ve zein içerikleri kantitatif olarak belirlenmiştir. Ayrıca, seçilen 30 genotipin SDS-PAGE analiziyle protein fraksiyonları moleküler ağırlıklarına göre tespit edilmiş ve kümeleme yöntemiyle istatistiksel olarak aralarındaki ilişkileri ortaya koyan bir dendrogram elde edilmiştir. SDS-PAGE analizi sonucu oluşan bantlar, albumin-globulin için 5-83 kDa arasında, glutelin için 9-71 kDa arasında, zein için 4-72 kDa arasında bulunmuştur. Protein fraksiyonları için kümeleme analizi ile oluşturulan akrabalık ağaçlarında genotipler ikişer ana grupta toplanmıştır. Kümeleme analizinin bir sonucu olarak, albumin-globulin için en benzer genotipler TR50515 ve TR38232 iken, zein ve glutelin için en benzer genotipler TR38451 ve TR44385’tir. Elde edilen veriler sonucu yerel mısır popülasyonlarının oldukça geniş bir varyasyona sahip olduğu ortaya koyulmuş ve farklı protein kalite özelliklerine sahip çeşitlerin geliştirilmesi için yürütülecek ıslah çalışmalarında kullanılabilecek genotipler tespit edilmiştir.Öğe Assessment of genetic diversity of Turkish maize landraces for phytic acid and total phenolic contents(Slovak University of Agriculture in Nitra, 2021) Kahrıman, Fatih; Aktaş, Fatma; Pınar, Gülizar; Songur, Umut; Egesel, Cem ÖmerThe breeding studies targeted to develop high yielding varieties in maize have led to a decrease in genetic variation in secondary biochemical components. Local maize landraces are important genetic sources for these components. The objective of this study was to examine the genetic variation for phytic acid and total phenolic compounds within 192 Turkish maize landraces. The plant material was grown during the summer season of 2017 in Çanakkale, with the inclusion of 7 check hybrids. The field trial used an Augmented Experimental Design, with 6 blocks, each one containing 32 landraces and 7 check hybrids. Phytic acid and total phenolics were detected spectrophotometrically in the seeds of landraces propagated by bulk pollination. The data were subjected to analysis of variance and some genetic estimations (coefficients of variation, heritability, genetic advance) were calculated for the observed traits. Results of data analysis suggest that there is a considerable genetic variation among the investigated genetic materials. The phytic acid content was found between 0.82–4.87 mg g-1 and the total phenolic content was between 0.03–1.99%. For both traits, genetic variation in local maize landraces was observed to be wider than check varieties. The promising materials among landraces may have potential use in the future breeding programs for manipulating the levels of phytic acid and phenolic compounds. According to the calculations made for the inheritance of the traits, it was determined that the heritability in phytic acid content was higher (56.2%) than those for the total phenolics. Genetic gain calculations showed that genetic improvement can be achieved by selection for both investigated traits.Öğe Çanakkale yöresinde nohut bitkisinin kışlık olarak yetiştirilebilme olanakları(2006) Gül, M.Kemal; Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Tayyar, ŞemunGenotip ve yetiştirme koşullarına göre tohumunda %16.4-31.2 o- randa ham protein bulunan nohut hayvansal protein kaynaklarının yetersiz ve pahalı olduğu gelişmekte olan ülkelerde, beslenme açısından ucuz prote- in kaynağı olarak büyük öneme sahip bir yemeklik tane baklagildir. Çanak- kale yöresinde genellikle yazlık olarak ekilen nohut veriminde hava koşul- larına bağlı olarak önemli dalgalanmalar görülmektedir. Yörede geçiş bölgesi iklimi hakim olması nedeniyle kışları Akdeniz ve Ege bölgelerine göre daha sert geçmektedir. Yörede kışlık olarak yetiştirilen tek yemeklik dane baklagil türü bakladır. Nohutun bu yörede Akdeniz bölgesinde olduğu gibi kışlık olarak yetiştirilme olanaklarının araştırılması yüksek verim ala- bilmek bakımından önem taşımaktadır. Yöremizde kışlık nohut yetiştirme olanaklarını araştırmak amacıyla ICARDA kökenli 10 nohut hattı kullanı- larak ÇOMÜ Ziraat Fakültesi bünyesinde yürütülen bu çalışmada deneme- ler 2003-2004 ve 2004-2005 yetiştirme sezonlarında tesadüf blokları de- neme desenine göre 4 sıra halinde 5 m2’lik parsellerde kurulmuştur.Kışa dayanıklılık standart çeşitte % 55.42 iken diğer hatlarda % 70.91 ile % 78.75 arasında değiştiği saptanmıştır. Dane veriminde standart çeşitte 266.92 kg/da, diğer hatlarda da 296.03 kg/da ile 381.68 kg/da ara- sında bulunmuştur. Elde edilen ilk iki yıla ait bulgulara göre, yöremizde kışlık nohut ile ilgili bir çok özelliğin yazlık ekimlere göre daha avantajlı olabileceği; verim özelliği ve makinalı hasada uygunluk açısından kışlık ekimlerin daha avantajlı olabileceği saptanmıştır.Öğe Comparison of Open and Hand Pollination Methods on Combining Ability Values for Kernel Quality Traits in a Maize Diallel Experiment(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-12-25) Kahrıman, Fatih; Yıldırım, Murat; Pınar, Gülizar; Zekai, Eda; Egesel, Cem ÖmerThis study was carried out to investigate the effect of pollination methods in maize experiments on the combining ability values calculated in breeding experiments. The field trial was carried out with three replications in a split plot design at Çanakkale Onsekiz Mart University, Faculty of Agriculture, Plant Production Research and Application Unit during 2016 growing season. A 4 × 4 half diallel set was used as the material in the study and four different pollination methods were tested on this material. These methods were open pollination, self pollination, sib-pollination and bulk pollination. Hand pollination methods were applied in two different ways as fully conservative (M1) and semi-conservative (M2). To investigate the effect of pollination methods, data were collected on total protein, oil, major fatty acids, tryptophan, and total carotenoid concentrations. The genetic parameters calculated for kernel quality traits were mostly changed by the genotype effect. The effect of pollination methods on kernel content was found to be insignificant, whereas it was observed that the genotypic ranking based on the calculated GCA and SCA values changed significantly across the pollination methods used herein. According to the results of this study, it was determined that controlled pollination methods prevent pollen contamination adequately. However, it has been understood that more extensive information can be provided with a broader set of materials for suggesting the best of pollination methods for maize researchers.Öğe Determination of Coefficients and Biomass Potential for Pruning Residuals in Some Olive Varieties(Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2021) Çiçek, Gıyasettin; Sümer, Sarp Korkut; Egesel, Cem Ömer; Say, Sait Muharrem; Aydın, ArdaAs a result of pruning operations in olive orchards, large amounts of biomass material are produced every year. In this study, it was aimed to determine the pruning residual coefficients in olive varieties grown in Southern Marmara Region of Turkey. Amount of pruning residuals and its energy potential due to olive cultivation of the region was determined.. The coefficients were compared with the values obtained from different countries. Possible uses of the residual biomass were also investigated. The study material consisted of young (0-25 years), full-yield (25-50 years) and old (over 50 years) trees of Ayvalık, Gemlik and Domat, widely grown olive varieties in the Southern Marmara Region. The experiment used a randomized plot design sampling 5 trees for each age and variety. The average coefficients of determination for pruning residues were calculated as 33.62 kg tree1year-1 and 5668.63 kg ha-1year-1. Energy potential from pruning residues were determined to be 5.16 PJ for Southern Marmara Development Region.Öğe Effect of sowing time on grain yield, oil content, and fatty acids in rapeseed (Brassica napus subsp. oleifera)(2011) Turhan, Hakan; Gül, Muhammet Kemal; Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, FatihÖzellikle kurak ve yarı - kurak bölgelerde ekim zamanı, ürün verimi ve kalitesini etkileyen önemli bir faktördür. Bu araştırmanın amacı ekim zamanının kolza genotiplerinin gelişimi, verim ve kalitesi üzerine etkisinin araştırılması yanında verim ve verim ile ilgili karakterler arasındaki interaksiyonları belirlemektir. Deneme 2005-2006 ve 2006-2007 yıllarında 8 kışlık kolza genotipi (H604049, H604038, H604041, Viking, Elan, Titan, Lorenz ve Trabant) ve 4 ekim zamanı (10, 20, 30 Ekim ve 10 Kasım) kullanılarak yürütülmüştür. Yağ, protein, glukozinolat ve sinapik asit esterlerinin belirlenmesinde NIRS sistemi kullanılmıştır. Yağ asidi analizleri kapilar gaz kromotografi yöntemi ile yapılmıştır. Ölçülen karakterlerin çoğunda ekim zamanları arasındaki fark istatistiki olarak önemli bulunmuştur. En düşük ortalama tohum verimi (1027.40 kg $h^ {-1}$) en geç ekim tarihinden elde edilirken en yüksek ortalama verim (2437.50 kg $h^ {-1}$) ise ilk ekim tarihinden elde edilmiştir. H604038 genotipi en yüksek tohum verimi verirken (1988.4 kg $h^ {-1}$), bunu Trabant (1980.8 kg $h^ {-1}$) ve Titan (1963.8 kg $h^ {-1}$) izlemiştir. En yüksek yağ içeriği %42 ile Lorenz genotipinin ilk ekim tarihinden ve Trabant genotipinin ise ikinci ekim tarihinden elde edilmiştir. Yağ içeriği bakımından genotip ve ekim zamanı arasındaki interaksiyon önemsiz bulunurken tohum verimi ve glukozinolat açısından önemli bulunmuştur. Tohum verimi, geciken ekim zamanı ile önemli düzeyde azalmıştır. Ayrıca ekim zamanın yağ asitleri üzerine etkisi de önemli bulunmuştur. Sonuç olarak kolzada ekim zamanının, tohum verimi ve kalitesi açısından önemli bir faktör olduğu bulunmuştur.Öğe Ekmeklik buğday çeşit seçiminde parametrik ve parametrik olmayan stabilite istatistiklerinin kullanılması(2010) Kahrıman, Fatih; Egesel, Cem Ömer; Baytekin, Harun; Gül, M.KemalBu çalışmada, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ) Ziraat Fakültesi’nde yürütülmekte olan buğday adaptasyon denemelerine ait 4 yıllık verilerin farklı bir istatistik yaklaşımla değerlendirilmesi ve bölge için tavsiye edilebilecek yüksek verimli ve istikrarlı çeşitlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Denemeler ÇOMÜ Ziraat Fakültesi, Dardanos Araştırma ve Uygulama Birimi’nde, tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak yürütülmüştür. 2002-2006 yetiştirme sezonları arasında kurulan çeşit-verim denemelerinde kullanılan 12 ekmeklik buğday çeşidine ait tane verimi verileri parametrik ve parametrik olmayan stabilite istatistikleri ile değerlendirilmiş ve stabilite bakımından bölge için uygun çeşitler belirlenmiştir. Bu araştırmada parametrik istatistiklerden, regresyon katsayısı ($b_ i$), regresyondan sapma değeri ($S _{di}$), ekovalans değeri (Wi), varyasyon katsayısı (VK), alfa (?i) ve lambda değeri (?i); parameterik olmayan istatistiklerden ise Hühn tarafından geliştirilen$S_i ^ {(1)}, S_i ^ {(2)}, Z_i ^ {(1)} ve Z_i^ {(2)}$ parametreleri kullanılmıştır. Varyans analizi sonuçlarına göre, çeşitlerin verim ortalamaları arasında, denemenin birinci yılı hariç olmak üzere önemli farklar olduğu belirlenmiştir. Kaşifbey, Golia ve Sana çeşitlerinin, kullanılan stabilite parametrelerinin çoğuna göre bölgeye uygun çeşitler olduğu görülmüştür. Ayrıca, kullanılan istatistiklerin çeşit seçiminde etkinlikleri bakımından farklılık gösterdiği anlaşılmış, bütün yöntemlerin stabilite durumlarını belirlemede aynı çeşitleri işaret etmediği belirlenmiştir.Öğe Ekmeklik buğdayda un kalite özellikleri ile dane veriminin karşılıklı etkileşimleri ve uygun çeşit seçimi(2009) Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Tayyar, Şemun; Baytekin, HarunBuğday danesinin kullanım amacı ve fiyatlandırılması büyük ölçüde kalite özelliklerine bağlıdır. Bu bakımdan, çeşit verim denemelerinin sonuçlarını değerlendirmek amacıyla yalnızca verim değerlerinin değil kalite düzeylerinin de göz önünde bulundurulmasında fayda vardır. Bu çalışmanın amacı dane verimi ile un kalite özellikleri arasındaki ilişkileri çevresel etmenlere bağlı olarak değerlendirmek ve Çanakkale bölgesi için dane verimi bakımından denenen çeşitlerden un kaliteleri göz önünde bulundurularak uygun olanları belirlemektir. Bu araştırma çerçevesinde 10 adet ekmeklik buğday çeşidinin 2 yıllık dane verimlerinin yanı sıra un kaliteleri ile ilgili bazı parametreler üzerinde yapılan ölçümler değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, en yüksek verim her iki yıl için Tina ve Nina çeşidinden elde edilmiştir. Un kalite özelliklerinin değerlendirmeleri sonucunda ise Dropia çeşidinin diğer çeşitlere oranla, mevcut çevre şartlarında kalite özellikleri bakımından avantajlı olduğu belirlenmiştir. Korelasyon analizi sonuçlarına göre dane veriminin protein, yaş gluten ve kül oranı gibi bazı kalite özellikleri ile her iki yılda da negatif bir ilişki içinde olduğu görülürken, diğer kalite özellikleri ile olan ilişkisi ise yıllara göre değişim göstermiştir.Öğe Fusarium başak yanıklığının buğdayda toplam protein ve karbonhidrat içeriğine etkisi(2013) Mert, Figen Türk; Kahrıman, Fatih; Gencer, Ramazan; Egesel, Cem ÖmerFusarium culmorum Fusarium başak yanıklığına (Fusarium head blight; FHB) sebep olan önemli bir fungustur. Bu çalışmanın amacı F. culmorum ile enfeksiyon sonucu verime ve protein ile karbonhidrat içeriğine olan etkisini araştırmaktır. Çalışmada 4 buğday çeşidi (Saggittario, Tosunbey, Golia ve Yunak) ve fungusun virülensliği tespit edilmiş bir izolatı kullanılmıştır. Fungusun spor süspansiyonu çiçeklenme döneminde başaklara şırınga ile enfekte edilmiştir. Hastalık şiddeti hastalıklı başakçık alanının tüm başağa oranı alınarak hesaplanmıştır. Hastalıklı ve sağlıklı tanelerde karbonhidrat ve protein içeriği sırasıyla Anthron ve Kjeldahl metodu kullanılarak saptanmıştır. Hastalık şiddeti çeşitler arasında büyük oranda farklılıklar göstermiş ve başak enfeksiyonu bin dane ağırlığının (BDA) düşmesini sonuçlamıştır. FHB ile bulaşık danelerde, kontrollere kıyasla protein oranı açısından bir farklılık oluşmadığı, fakat iki çeşitte karbonhidrat içeriğinin FHB ile bulaşık tohumlarda istatistiki olarak düştüğü görülmüştür.Öğe Genetic Analysis of Flowering in Maize based on Calendar and Thermal Time(2015) Kahrıman, Fatih; Egesel, Cem Ömer; Cebeci, Rüstem; Demir, Ahmet; Bayraktar, SaraÖzet: Bu çalışmanın amaçları, mısırda çiçeklenme özelliklerine etki eden gen tipinin incelenmesi ve ilerde yapılacak ıslah çalışmalarında kullanıma uygun olan aileler tespit edilmesidir. Çalışmada materyal olarak beş farklı aileye ait altı farklı nesil (P1, P2, F1, F2, BcP1F1, BcP2F1) kullanılmıştır. Bu materyal 2011 ve 2012 yılında oluşturulmuş ve 2013 yılında değerlendirme denemesine alınmıştır. Dört çiçeklenme özelliği (tepe püskülü çıkarma, polen dökme, koçan püskülü çıkarma ve koçan püskülü çıkarma polen dökme aralığı) gün ve termal süre bazlı olarak ele alınmıştır. İncelenen özelliklerde gene etki tipi, dar anlamda kalıtım derecesi, etkili gen sayısı ve seleksiyona karşı ilerleme değeri Nesil Ortalama Analizi (NOA) metodu ile belirlenmiştir. İncelenen özellikler bakımından kullanılan aileler ve bu ailelere ait nesiller arasında dikkate değer bir değişim saptanmıştır. Çalışma sonuçları incelenen çiçeklenme özellikleri üzerine az sayıda genin etkili olduğunu göstermiştir. Çiçeklenme özelliklerinin çoğunda eklemeli gen etkilerinin rol oynadığı bulunurken yalnızca iki ailede dominans ve epistatik interaksiyonlar önemli bulunmuştur. Gen etkilerinin önemliliği bakımından gün sayısı ve termal sure hesaplamaları arasında benzer sonuçlar elde edilmiş, fakat kalıtım derecesi tahminleri farklılık göstermiştir. Bazı ailelerin (IHOxMo17, IHPxHya, Mo17xIHO) çiçeklenme özellikleri için seleksiyon potansiyeline sahip olduğu belirlenmiştir.Öğe Heterosis and heritability analyses for plant yield and some quality traits in F1 and F2 generations of maize(2017) Kahrıman, Fatih; Egesel, Cem ÖmerBu çalışma mısırda bazı önemli tane kalite özellikleri ile tane veriminin genetik analizlerini yapmak amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada sekiz ebeveyn hat ve bunlara ait 6 adet hibrit, materyal olarak kullanılmıştır. Tarla denemeleri 2013 yılında iki ayrı lokasyonda (Çanakkale ve Bursa) yürütülmüştür. Gözlemlenen özellikler tek bitki verimi, protein oranı ve yağ oranıdır. Verilerin analizinde eklemeli, dominans ve eklemeli × eklemeli modeller kullanılmıştır. Varyans bileşen analizleri, tek bitki veriminin dominans gen etkilerinin, protein ve yağ oranlarının ise eklemeli genlerin kontrolü altında olduğunu göstermiştir. Protein ve yağ oranı için geniş (H2) ve dar anlamda (h2) kalıtım dereceleri yüksek (>% 60) bulunmuştur. Tek bitki verimi ve yağ oranı için F1 neslinin ortalaması F2 neslinden daha yüksek bulunmuştur. Hibritlerin büyük kısmı tek bitki verimi için anaç ortalamalarına (Hmp) ve üstün anaca (Hbp) göre pozitif heterosis gösterir iken, protein oranı için negatif heterosise sahip olmuşlardır. Bir melez (A680×IHO) dışında, bütün melezlerin Hmp değerleri pozitif bulunmuştur.Öğe Interrelationship of some agronomic traits with grain yield in winter bread wheat and their alteration by climatologic effects(National Agricultural Research and Development Institute Fundulea., 2012) Egesel, Cem Ömer; Kahnman, FatihThis research was conducted to investigate the relationships of some agronomic traits with grain yield in bread wheat and determine the changes in these relationships depending on climate conditions. Twenty four winter wheat varieties were used in this study. Eight agronomic traits were measured along with grain yield. Correlation and path analyses were used to investigate the relationships among the traits of interest. Multidimensional Scaling (MDS) was applied for characterization of cultivars based on observed characters. Results of the statistical analysis showed that grain rate per spike and grain number per spike could be used for selection of genotypes for high yielding. It seems that the effect of days to heading on grain yield varied depending on climatologic factors. Earliness emerges as a highly important trait and it should be taken into consideration when choosing appropriate cultivars for trans-regions such as Çanakkale. Multi-Dimensional Scaling may be used as an effective method for characterization of the cultivars and provide useful information for agronomists in recommending the best varieties to producers.Öğe Kolzada (Brassica napus ssp. oleifera) glikosinolat ve sinapin içeriklerinin farklı azot gübrelemesine göre değişimleri(2008) Gül, Muhammet Kemal; Tayyar, Şemun; Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Turhan, HakanKolza küspesi önemli bir yem kaynağıdır. Glikosinolat ve sinapin asit esterleri kolza küspesinde kaliteyi düşüren en önemli iki unsurdur. Bu çalışmanın amacı, farklı azot dozlarında (N1: 0 kg/da, N2: 13 kg/da ve N3:26 kg/da), 19 kışlık kolza çeşidinde yem kalitesini ilgilendiren ve olumsuz etkileyen glikosinolat ve sinapin asit esterlerinde azot gübrelemesine bağlı olarak görülen değişimlerin saptanmasıdır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre iki yıllık süre ile (2004-2005 ve 2005-2006) Çanakkale koşullarında kurulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre her iki özellik bakımından çeşitler arasında her gübreleme düzeyinde önemli farkların bulunduğu saptanmıştır. Glikosinolat ve sinapin asit esteri analizleri NIRS (near infrared reflection spectroscopy) ile yapılmıştır. Glikosinolat oranı bakımından bulunan ortalama değerler, azot dozlarına göre sırasıyla 7.75, 8.35 ve 11.05 ?mol gr-1, sinapin asit esterleri için ise 0.24, 0.27 ve 0.36 ?mol gr-1olarak bulunmuştur. Azot gübrelemesine bağlı olarak her iki özelliğin de artış gösterdiği bulunmuştur. Bu bilgiler ışığında yapılacak azot gübrelemelerinde küspe kalitesinin de korunması bakımından dozların iyi ayarlanması gerekmektedir.Öğe Kükürt Gübrelemesi ile Kolzada Tokoferol İçeriğinin Değişimi Üzerine Bir Not(2012) Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Gül, Muhammet KemalKolza tohumunda doğal olarak bulunan tokoferoller antioksidan ve E vitamini özellikleri nedeniyle sağlık açısında önemli bileşiklerdir. Kolzada tokoferol içeriğinin geliştirilmesi yağ kalitesine olumlu etkiler yapabilir. Kükürtlü gübrelemenin kolza tohumundaki tokoferol içeriğine etkisini inceleyen araştırma sayısı sınırlıdır. Bu çalışmada kükürdün kolzada tokoferol miktarı ve bileşenleri üzerine etkisinin araştırılması amaçlanmıştır. Denemede kontrol (S0: 24 kg da) ile birlikte iki farklı (S1:24 kg da N + 10 kg da S, S2: 24 kg da N + 20 kg da S) kükürt dozu, beş ayrı genotipe tarla şartlarında uygulanmış ve alınan örneklerde toplam yağ oranı ile yağda bulunan tokoferol içeriği ile ilgili gözlemler yapılmıştır. Araştırma sonucuna göre gübre uygulamalarınındelta tokoferol içeriği dışında diğer tokoferol bileşenleri üzerine önemli derecede etki ettiği anlaşılmıştır. Kullanılan genotipler tokoferol bileşenleri bakımından önemli bir değişim göstermemiştir. Araştırma bulguları farklı oranlarda kükürt uygulamasının kolzada tokoferol içeriğine olumlu etkileri olabileceğini göstermiştirÖğe Mısır Tanesinde Gıda Ve Endüstriyel Kullanım İçin Önem Taşıyan Özelliklerin Analizinde Kullanılabilecek NIRS (Yakın Kızıl Ötesi Spektroskopisi) Kalibrasyon Modellerinin Geliştirilmesi(2017) Kahrıman, Fatih; Türk, Figen Mert; Egesel, Cem Ömer; Öner, FatihBu proje mısırda gıda ve endüstriyel açıdan önem taşıyan özelliklerin analizinde kullanılabilecek NIR spektroskopisi kalibrasyon modellerinin geliştirilmesini amaçlayan bir araştırmadır. Çalışmada farklı niteliklere sahip toplam 250 mısır örneği materyal olarak kullanılmıştır. Bu örneklerde nem oranı, yağ içeriği, zein içeriği, lisin ve triptofan içeriği, amiloz ve amilopektin içeriği, mum oranı, karotenoid ve tokoferol içeriği hakkında referans analizler gerçekleştirilmiştir. Proje örnekleri öğütüldükten sonra spektral veri alınmış ve Kısmi En Küçük Kareler Regresyonu (PLSR) yöntemlerinden yararlanılarak tahmin modelleri oluşturulmuştur. Oluşturulan modellerin güvenilirlikleri dış doğrulama (n=50) ile test edilmiştir. İncelenen özelliklerden nem oranı (SEC=0,463; R2Ca=0,920; RPD=3,45), yağ oranı (SEC=0,697; R2Ca=0,828; RPD=2,41), lisin içeriği (SEC=0,045; R2Ca=0,829; RPD=2,28), amiloz (SEC=1,584; R2Cal=0,834; RPD=2,46) ve amilopektin oranı (SEC=1,584; R2Ca=0,834; RPD=2,46) için geliştirilen tahmin modellerinin başarılı sonuçlar verdiği görülmüştür. Tip dışı örneklerin elenmesinin ardından kalibrasyon modellerinin tahmin gücünün yükseldiği anlaşılmıştır. Eleme işleminin modellerde etkili olan dalga boylarında önemli bir değişime neden olmadığı görülmüştür. Ancak etkili dalga boylarının regresyon katsayılarında değişimler izlenmiştir. Sonuç olarak NIR spektroskopisinin mısırda tane kalite özelliklerinin analizinde önemli bir potansiyele sahip olduğu görülmüştür.Öğe Mısır Ununda Karotenoid Analizi İçin Farklı Ekstraksiyon Yöntemlerinin Karşılaştırılması(2019) Ordu, Oğuz; Egesel, Cem ÖmerMısır tanesinde bulunan karotenoidlerin insan sağlığı üzerine olan etkileri birçok çalışma ileortaya konulmuştur. Yağda çözülebilen bileşikler olan karotenoidlerin mısır tohumundakimiktarının tespiti için farklı yöntemlerden faydalanılmaktadır. Yöntemler arasında farklılıkoluşturan en önemli etkenin ekstraksiyon prosedürü olduğu düşünülmektedir. Bu çalışma üçfarklı yağ ekstraksiyon yönteminin mısırda karotenoid içeriğini tespit etmeye yönelik yapılananaliz sonuçlarına etkisini belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada bitkisel materyalolarak 150 farklı mısır genotipi değerlendirmeye alınmıştır. Ekstraksiyon yöntemi olarakSoxhlet (sıcak ekstraksiyon), soğuk (solvent) ekstraksiyon ve doğrudan ekstraksiyonyöntemleri kullanılmıştır. Bu yöntemler ile elde edilen yağların karotenoid içeriği tespiti UVSpektrofotometre cihazı ile 450 nm dalga boyunda gerçekleştirilmiştir. Yöntemlere aitortalamalar Kruskal-Wallis testi ile kıyaslanmış ve analiz sonuçları arasındaki ilişkiler basitdoğrusal regresyon analizi ile incelenmiştir. Soxhlet ekstraksiyonu ile elde edilen yağlarkarotenoid içerikleri bakımından diğer yöntemlerden daha yüksek değerler vermiştir.Regresyon analizi sonuçlarına göre yağ oranı için Soxhlet ekstraksiyonu ve soğukekstraksiyon ile elde edilen sonuçlar arasında doğrusal ve yüksek önemli bir ilişki olduğugözlemlenmiştir. Karotenoid içeriği bakımından karşılaştırılan bu üç yöntem arasındakiregresyon katsayılarının oldukça düşük çıktığı gözlemlenmiştir. Bu bulgular farklıekstraksiyon yöntemleri ile elde edilen yağlar üzerinden yapılan analizler sonucu bulunandeğerlerin karotenoid içeriği tahminlerinde birbirleri yerine kullanılmasının doğru olmadığınıgöstermektedir.Öğe Mısırda bazı tane kalite özelliklerinin FT-NIR (Fourier Dönüşümlü Yakın Kızıl Ötesi Yansıma) ve NIR (Yakın Kızıl ÖTesi Yansıma) Spektroskopisi Yöntemleri ile Tespiti(2013) Egesel, Cem Ömer; Ekinci, Neslihan; Kavdır, İsmail; Kahrıman, Fatih[Abstract Not Available]Öğe Mısırda endosperm protein oranı ve protein fraksiyonlarının değişiminde ebevenylerin ve generasyonun rolü(2013) Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Çorbacıoğlu, NurMısırda tane kalitesinin belirleyici unsurları arasında, protein oranı ve protein kalitesi önemli yer tutmaktadır. Bu çalışmanın amacı, yüksek lisin içeriğine sahip opaque-2 (o2) mutant hattı ile oluşturulan farklı melez kombinasyonların endosperm protein oranının ve portein fraksiyonlarının farklı generasyonlarda değişiminin incelenmesidir. Çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi Dardanos Araştırma ve Uygulama Birimi’nde 2010 ve 2011 yetiştirme sezonlarında oluşturulan tohumluk setleri kullanılarak yürütülmüştür. Araştırmada bir o2 hattı iki farklı baba hat ile melezlenmiş ve bu melezlerin F0:1 ve F1:2 tohumlukları ile ebeveyn hatların kendilenmiş örneklerinde protein oranı ve protein fraksiyonlarını belirlemek için analizler yapılmıştır. Araştırma bulgularına göre endosperm protein oranı bakımından ebeveyn hatlar ve hibrit kombinasyonların F1:2 generasyonundaki tohumlukları arasında önemli ölçüde farklılık olduğu görülmüştür. Genotiplerin endosperm protein oranı % 5.54-8.93 arasında değişim göstermiştir. Baba hatların etkisinin albümin+globülin ve zein proteinlerinin içeriği kadar, toplam protein içeriğine de etkili olduğu görülmüştür. Albümin+globülin fraksiyonları 3.46-8.71 mg/g arasında değişim göstermiştir. Ayrıca zein ve toplam protein içeriğinin, F1:2 generasyonunda F0:1 generasyonuna göre daha düşük olduğu tespit edilmiş, zein proteinleri ise 16.9-61.0 mg/g arasında değişmiştir.Öğe Mısırda Protein ve Yağ Oranının FT-NIR (Fourier Dönüşümlü Yakın Kızıl Ötesi Yansıma) Spektroskopisi Yöntemi ile Tespitinde Örnek Tipi ve Kemometrik Metodun Etkisi(2015) Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Kavdır, İsmail; Ekinci, Neslihan; Büyükcan, M. BurakFT-NIR (Foruier Dönüşümlü- Kızıl Ötesi Yansıma) spektrokopisi gıda ve endüstriyel alanda örnek bileşenlerinin tespitinde aktif olarak kullanılan bir enstrümandır. Bu çalışmada farklı genetik özelliklere sahip hibrit ve saf hatlardan oluşan 260 adet mısır örneği materyal olarak kullanılmıştır. Bu örneklerde protein ve yağ oranı kantitatif tayinleri gerçekleştirilmiştir. Elde edilen bulgularla tane ve öğütülmüş halde FT-NIR cihazlarından alınan spektrum verileri kullanılarak kalibrasyon modelleri (n=227) oluşturulmuştur. Model geliştirme amacıyla Çoklu Doğrusal Regresyon (MLR) ve Kısmi En Küçük Kareler Regresyonu (PLSR) yöntemlerinden faydalanılmıştır. Oluşturulan modellerin güvenilirliği dış doğrulama işlemi (n=20) ile test edilmiştir. Araştırma sonucunda öğütülmüş örneklerle oluşturulan modellerde protein oranı için MLR (RMSEC=0.5482; SEE=0.5494; r=0.882; R2 =0.7776) ve PLSR (RMSEC=0.5504; SEE=0.5516; r=0.880; R2 =0.7758) yönteminin tahmin gücü bakımından benzerlik gösterdiği, yağ oranı için ise PLSR (RMSEC=0,4429; SEE=0,4439; r=0,719; R2 =0,5179) yöntemine göre MLR modelinin tahmin gücünün daha yüksek olduğu anlaşılmıştır. Dış doğrulama sonrasında ise protein oranında modeller arasındaki durum değişmez iken, yağ oranında MLR modelinin daha doğru sonuçlar verdiği ortaya çıkmıştır. Tane örneklerinden alınan spektrumlara dayalı modellerin tahmin gücünün model doğrulama sonucunda kullanıma uygun olmadığı anlaşılmıştır. Sonuç olarak, kullanılan istatistik yöntemin ve ölçüm alınan örnek yapısının tahmin gücüne önemli bir etkisinin olduğu, bu çalışmada kullanılan ölçüm yönteminin öğütülmüş örnekler üzerinde daha başarılı sonuçlar verdiği anlaşılmıştır.Öğe Örnekleme Yöntemi Mısır Tohumlarından İzole Edilen DNA Miktarı ve Kalitesini Nasıl Etkiler?(2024) Kahrıman, Fatih; Songur, Umut; Yıldırım, Ezgi Alaca; Egesel, Cem ÖmerDNA izolasyonu, moleküler analizler için temel adımlardan biridir. Bu adımda elde edilen DNA'nın miktarı ve saflığı, moleküler analiz içeren çalışmalarda önemlidir. Mısır genetik çalışmalarından elde edilen sonuçlar, tohumun endosperm kısmından alınan doku örnekleri üzerinde moleküler analizler yapılabileceğini ve güvenilir sonuçlar alınabileceğini ortaya koymuştur. Ancak, açıkta tozlanma nedeniyle yüksek oranda genetik çeşitlilik gösteren mısır popülasyonları için tohum örneklemesinin sayısı ve yöntemi konusunda hala farklı öneriler bulunmaktadır. Bu çalışmanın amacı i) tohum dokusu örneklerinden izole edilen DNA miktarını ve kalitesini örnek sayısına bağlı olarak karşılaştırmak ve ii) örneklenen tohumlardaki canlılık durumunu belirlemektir. Çalışmada 11 yerel mısır genotipi ve 2 standart hat (B73 ve Mo17) tohum materyali olarak kullanmıştır. Genotiplere ait 30’ar adet tohum örneğinin endosperm kısmından ayrı ayrı kesilerek alınan (çipleme) parçalar ile tekli, 10’lu, 20’li ve 30’lu olmak üzere 4 alt örnek grubu oluşturulmuştur. Bu örnekler üzerinde CTAB metodu kullanılarak DNA izolasyonu yapılmıştır. Örneklerin DNA içeriği ve saflıkları Nano-Drop cihazı kullanılarak belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre, örneklerin DNA miktarları 2,2 ng ile 1243 ng arasında değişmiştir. Saflık değerleri ise 1,41 ile 2,03 arasında (A260/A280) değişmiştir. Tek tohum örneklerinden elde edilen DNA saflığı diğer gruplardan daha düşük olmasına rağmen, bir araya getirilmiş örneklerde DNA saflığı benzerlik göstermiştir. Örneklenen tohumların çimlenme oranları %55 ile %100 arasında değişmiştir. Bu örnekleme yönteminin küçük tohumlu popülasyonlarda risk taşıyabileceği belirlenmiştir. Çalışmadan elde edilen DNA örnekleri, SSR primerleri kullanılarak genetik benzerlik analizlerine tabi tutulacak ve elde edilen sonuçlar bu alanda çalışan araştırmacılarla paylaşılacaktır.