Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Bedirhan, Muhammed" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    El-Müsülü’l-Akliyyetü’l-Eflâtûniyye İsimli Eser Bağlamında Vücûd-Vâcib Özdeşliğinin Kanıtlarının İncelenmesi
    (2022) Bedirhan, Muhammed
    Vahdet-i vücûdu kabul eden sûfîler vücûdu Vâcib’le, Vâcib’i de vücûdla özdeş ve aynı kabul ederler. Onları bu kabule götüren şey vücûdun doğası ile Vâcibu’l-vücûd’un/Zorunlu Varlık’ın doğasının aynı olduğuna inanmalarıdır. Bu yüzden bu doktrini benimseyen sûfîler bunu ispatlamak amacıyla birçok nazarî, şer‘î ve keşfî delile başvurmuşlardır. Vücûdun ademin nakîzı olması nedeniyle adem tarafından öncelenmemesi ve ademi asla kabul etmemesi, vücûdunda başkasına dayanmaması, basîtliği, cevher ya da araz olmaması, hayr-ı mahz olması ve zıddı ve mislinin bulunmaması gibi vücûdun doğasının sahip olduğu temel özellikler vücûdun vücûbuna yönelik delillerin genel çerçevesini oluşturan ana esaslardır. Vâcib’in sırf ve mutlak basit olması, hayr-ı mahz olması, cevher ya da araz olmaması, zıddı ve mislinin bulunmaması, en genel şey olması, sınırsız ve sonsuz olması gibi Vâcib’in doğasına ait temel özellikler ise Vâcib’in vücûd olmasına dair getirilen kanıtların genel çerçevesini oluşturan ana esaslardır.Vahdet-i vücûdun kurucu metinlerinde bu ana esaslar dikkate alınarak vücûdun vücûbu ve Vâcib’in vücûddan ibâret olmasına yönelik aklî, naklî ve keşfî kanıtlara yer verilir. Öte yandan vahdet-i vücûda yöneltilen eleştirilerde de bunların etkin olduğu görülür. Muarızlar vücûdun vücûbunu ve Vâcib’in vücûddan ibâret kabul edilmesini çürütmeye yönelik aklî ve naklî hatta zaman zaman keşfî kanıtlara başvururlar. Bu hususun ispat ve reddi bağlamında vahdet-i vücûdu kabul edenlerle reddedenler arasında bir polemik zemini oluşmuş ve bu zeminde lehte ve aleyhte birtakım temel eserler, müstakil çalışmalar, risâleler ve fetvâlardan teşekkül eden bir literatür doğmuştur. Muhtemelen bir 14. yüzyıl metni olan el-Müsülü’l-akliyyetü’l-Eflâtûniyye isimli anonim eser bu literatür içinde vücûd-Vâcib özdeşliği problemini tarafsız bir gözle incelemeye dönük belki ilk ve hatta tek teşebbüs olması nedeniyle oldukça kıymetlidir. Bu makalede bu özdeşliğe dair tartışmalara ışık tutulmaya çalışılmış ve özellikle el-Müsül dolayımında vücûdun vücûbu ve Vâcib’in vücûd olması hakkında getirilen kanıtlar incelenmiştir.Vücûdun vücûbunun el-Müsül’de zikredilen kanıtları, vücûbun zâtîliği ile vücûdun zâtîliği odakları ekseninde teşekkül etmiştir. Bu bağlamda makale eserdeki bu genel çerçeveye uygun olarak iki ana kısma ayrılmaktadır. İlk kısımda el-Müsül’de vücûdun vücûbunun nedeni hakkında ileri sürülen kanıtlar ve bunlara yöneltilen itirazlar incelenmiştir. İkinci kısımda ise el-Müsül müellifi tarafından Vâcib’in vücûd olmasının nedeni hakkındaki zikredilen argümanlar ve bunlara yöneltilen itirazlar ele alınmıştır. Öte yandan el-Müsül müellifinin tarafsız bakış açısının bir sonucu olarak eserde vücûdun vücûbu aleyhindeki kanıtlar da mevcut olmakla birlikte makalenin kapsamı yalnızca vücûbu kabul edenlerin görüşleri ile sınırlı tutulmuştur. Bu nedenle el-Müsül’de incelenen vücûb-i vücûda yönelik itirazlar ve karşıt argümanlar makalenin kapsamı dışında bırakılmıştır. 
  • [ X ]
    Öğe
    Examining The Proofs of Wuj?d-W?jib Identity in al-Muthulal-Aqliya al-Afl?t?niyya
    (Anadolu Ilahiyat Akademisi, 2022) Bedirhan, Muhammed
    The Sufis who accept Wahdat al-Wujud (Unity of Being) consider Wujud (being) to be iden-tical with Wajib, and Wajib to be identical with Wujud due to their belief that the nature of Wujud and the nature of Wajib al-wujud (Necessary Being) are the same. Therefore, the Su-fis who adopted this doctrine resorted to various theoretical and juridical evidences as well those based on unweiling (kashf). Fundamental features of the nature of existence as follows: being not prioritized by non-existence because it is the opposite of non- existence, and never accepting non-existence, not relying on anything else for its existence, being simple, not having a substance or accident, being absolutely good (khayr al- mahz), not having the opposite or the same, are the main features that shape the general framework of the proofs for the which the neccessity of Being. Wajib, on the other hand, is absolutely simple, good par excellence, limiteless, eternal and is the most general. It also has no opposite or counterpart. These characteristics are the main elements which form the general framework of the evidences that prove Wajib's existence. The founding texts of Wahdat al- Wujud, which pay attention to these abovementioned points, include ration-al (aqli) and textual (naqli) proofs as well as those based on unweiling (kashf) that not only prove the necessity of Wujud, but also prove that Wajib is nothing other than Wujud. On the other hand, these same evidences are used to criticize Wahdat al- Wujud. The oppo-nents of Wahdat al-Wujud also occasionally use rational and textual proofs as well as those based on unweiling. As a consequence, polemics have emerged between those who de-fend Wahdat al-Wujud and those who reject it, eventually leading to a substantial litera-ture which consists of independent studies, treatises and fatwas. The anonymous work entitled Al-Muthul al-aqliyya al-Aflatuniyya, which probably dates back to the 14th century, is a rather valuable study in this respect, since it is likely to be the first and the only at-tempt to examine the question of the identity of Wujud and Wajib from an impartial point of view. In this article, we aimed to shed light on the debates concerning this identity by examining it within the context of Al-Muthul. The proofs of the necessity of existence mentioned in al-Muthul are founded on the essentiality (dhatiyya) of being necessary (wujub) and the essentiality of existence (Wujud). The article is divided into two main parts in this regard, in accordance with this general framework on which the work is based. The first part examines the evidences presented in al-Muthul about the reason for the necessity of existence and the objections to them. The second part discusses the arguments mentioned by al-Muthul's author about why the Necessary One (al-Wajib) is also Existence (Wujud), as well as, again, the objections raised against them. On the other hand, the impartial viewpoint of al-Muthul's author necessarily generates counter evidences about the necessity of existence, but the scope of the article is limited to the opinions of those who accept it. For this reason, the objections and counter-arguments to the necessity of existence discussed in al-Muthul have been excluded.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Heyûlânî İnanç: İsmâîl Hakkî Bursevî’ye Göre Ârifin Dini (***)
    (Theosophia Dergisi) Bedirhan, Muhammed
    Monistik bir dünya görüşüne sahip Vahdet-i Vücûd doktrini bu görüş çerçevesinde gelişmiş bir din felsefesi üretmiştir. Bir tür perennialism ifade eden bu din felsefesine göre bütün dinler ve şerîatlar tek bir hakîkatin farklı sûretlerde tecellîsinden ibarettir. Kendisine ibâdet edilen her şeyin de hakîkati mutlak hakîkat olan Hakk’ın zâtıdır. Dolayısıyla sülûk yoluyla Hakk’a ulaşan bir ârifin inancı bütün inanç biçimlerini kuşatan bir itikattır. Osmanlı tasavvuf düşüncesinin ve Vahdet-i Vücûd anlayışının XVII. ve XVIII. yüzyılda yaşayan önemli isimlerinden biri olan İsmâîl Hakkı Bursevî (ö. 1137/1725) bu din felsefesinin temel bazı noktalarını açıklamak maksadıyla Lübbü’l-Lübb ve Sırru’s-Sırr isimli bir risâle kaleme almıştır. Eserde bahsi geçen din felsefesinin dayandığı ontolojik ve epistemolojik zemin gösterilmeye çalışılarak ârifin din tasavvuru açıklanmıştır. Bu makalede Bursevî’nin bu risâlesi çerçevesinde ele alınan inanç biçimi olan heyûlânî inanç ele alınacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Misâl Âlemi’nin Varlığına Yönelik Bazı İtirazlar Ve Misâl Âlemi’nin İspatı
    (2021) Bedirhan, Muhammed
    Misâl Âlemi doktrini, İslâm dünyasının önde gelen filozof ve sûfîleri arasında uzun zamandır\rtartışma konusudur. Tasavvufî İrfân geleneği ve İşrâkî ve Müteâlî Hikmet okulları, bu doktrini\rvarlık ve bilgi anlayışlarının kurucu unsurları ve merkezî bileşenlerinden biri kabul ederken\rMeşşâî geleneğe yakın İbn Sînâ, Mîr Dâmâd, Abdürrezzâk-ı Lâhîcî gibi filozoflar ve Teftâzânî gibi\rbazı kelâm âlimleri bu doktrini çeşitli açılardan eleştirerek reddetmişlerdir. Bu nedenle doktrini kabul eden entelektüel geleneklerin önemli meselelerinden biri Misâl Âlemi’nin varlığının\rkanıtlanması ve doktrine yöneltilen itirazlardaki sorunların çözümlenmesidir. Bu yüzden başta\rŞeyh-i İşrâk Sühreverdî, Şehrezûrî, Molla Fenârî, Molla Sadrâ, İşkeverî gibi filozof ve sûfîler\rolmak üzere doktrini kabul eden düşünürler bu âlemin varlığını ispata dâir bazı aklî, naklî ve\rkeşfî kanıtlar ortaya koymuş ve itirazlarda ileri sürülen müşküllerini gidermeye çalışmışlardır.\rBu makale çerçevesinde Misâl Âlemi’nin reddi ve ispatı etrafında oluşan bu tartışmalar ve polemikler incelenecek ve reddedenlerin kanıtları ile kabul edenlerin kanıtları değerlendirilecektir.
  • [ X ]
    Öğe
    MUSTAFA SABRİ EFENDİ’NİN VARLIK ANLAYIŞI VE VAHDET-İ VÜCÛD ELEŞTİRİSİ
    (Afyon Kocatepe Üniversitesi, 2020) Bedirhan, Muhammed
    Tasavvuf içerisinde gelişen metafizik anlayış, belirgin hâle geldiği ilk dönemlerden itibaren çeşitli eleştirilerin odağında yer almıştır. Bu eleştiriler vahdet-i vücûd diye adlandırılan ve büyük ölçüde İbnü’l-Arabî ve sonrası dönemde sistemleşen metafizik anlayışın tasavvuf dünyasında etkin hâle gelmesiyle ivme kazanır. Son dönem Osmanlı şeyhülislâmlarından biri olan Mustafa Sabri Efendi de vahdet-i vücûd adıyla sistemleşen bu metafiziği eleştirenler arasındadır. Eleştirileri genel ve özel ilâhiyat bahisleri, kozmoloji, meâd doktrini gibi ontolojik hususlar ile vahdet-i vücûda kaynaklık ettiği ileri sürülen keşf ve müşâhedeye dayalı bilgi anlayışını kapsar.
  • [ X ]
    Öğe
    Mustafa Sabri Efendi’nin Varlık Anlayışı ve Vahdet-i Vücûd Eleştirisi
    (2020) Bedirhan, Muhammed
    Tasavvuf içerisinde gelişen metafizik anlayış, belirgin hâle geldiği ilk dönemlerden itibarençeşitli eleştirilerin odağında yer almıştır. Bu eleştiriler vahdet-i vücûd diye adlandırılan vebüyük ölçüde İbnü’l-Arabî (ö. 638/1240) ve sonrası dönemde sistemleşen metafizik anlayışıntasavvuf dünyasında etkin hâle gelmesiyle ivme kazanır. Son dönem Osmanlışeyhülislâmlarından biri olan Mustafa Sabri Efendi (1869-1954) de vahdet-i vücûd adıylasistemleşen bu metafiziği eleştirenler arasındadır. Eleştirileri genel ve özel ilâhiyat bahisleri,kozmoloji, meâd doktrini gibi ontolojik hususlar ile vahdet-i vücûda kaynaklık ettiği ileri sürülenkeşf ve müşâhedeye dayalı bilgi anlayışını kapsar.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Vahdet-i Vücûd Okuluna Göre İnançların Birlik ve Çokluğu ve Vahdet-i Ma‘bûd Problemi (***)
    (Theosophia Dergisi, 2020-12) Bedirhan, Muhammed
    Teşekkül döneminden itibaren din kavramı ve dindarlıkla ilgili temel meseleler sûfîlerin ilgisini çeken konular içerisinde yer almıştır. Bu nedenle sûfî müelliflerin konuyla ilgilendiği ve özgün bir dînî düşünce üretme çabası içinde olduğu görülmektedir. Tasavvufun geliştirdiği bu dînî düşünce geleneği içinde İslâm dışındaki diğer dinler ve onlardaki inanç ve ibâdetler, bu din mensuplarıyla karşılıklı ilişkilerle ilgili problemlere de yer verilmiştir. Bu bağlamda dinin doğası, dinler ve inanç sistemleri ve bunların birbirleriyle ilişkileri hakkında en özgün açıklamalar ise tasavvuf geleneği içerisinde gelişen büyük dünya görüşlerinden biri olan Vahdet-i Vücûd okuluna aittir. Bu makalede Vahdet-i Vücûd okulunun din kavramı ve bu kavramla ilgili bazı temel hususlarla ilgili ana görüşleri değerlendirilmektedir. Buna göre makale çerçevesinde Vahdet-i Vücûd anlayışına bağlı olarak dinin tanımı, dine duyulan ihtiyaç, dinlerin hakîkatinin birliği, dinlerin çokluğunun nedeni ve vahdet-i ma‘bûd anlayışı ele alınmıştır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Vücûdun Vücûbu
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2016) Bedirhan, Muhammed
    Vahdet-i vücûd doktrini çerçevesinde geliştirilen ontoloji, bu doktrini benimseyenler tarafından çeşitli ilkelerden hareketle temellendirilir. Vücûdun müşahhas birliği, hâriçte mevcûdiyeti, mutlaklığı ve Tanrının zâtının sırf ve mutlak vücûd olması ilkeleri bu anlamda sayabileceğimiz birkaç önemli prensiptir. Bütün bu önemli ilkelerin temellendirilmesi ise vücûdun vücûbu prensibinin kabulüne bağlıdır. Dolayısıyla bu makalede vahdet-i vücûd nazariyesinin temel ilkelerinin dayanağı olan vücûdun vücûbu ve muârızların buna yönelik eleştirileri ve bu ilkeyi benimseyenlerin müdâfaaları incelenecektir.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim