Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Alkan, Resul" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Alman Belgeleri Işığında Almanya’nın Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Donanmasındaki Faaliyetleri
    (Hacettepe Üniversitesi, 2021) Alkan, Resul
    Bu makalede Birinci Dünya Savaşı’nda Osmanlı Donanması’nın komutanlığına getirilen Wilhelm Souchon ve Osmanlı Donanmasında görevli Alman danışmanların faaliyetleri ele alınmaktadır. Souchon, görevinin başlangıcında, Almanya’dan denizci subayı ve teknik eleman desteği talebinde bulunarak Osmanlı Donanmasının mürettebat eksikliklerini tamamlamak için ilk adımı atmıştır. Hemen ardından Türk ve Alman mürettebatın ortak tatbikatları neticesinde Osmanlı Donanması kısa sürede savaşa hazır hale gelmiştir. Savaş boyunca Osmanlı donanma subayları ve mühendislerinin yanı sıra sivil denizcilikte faaliyet gösteren denizciler Almanya’da meslekî eğitimlere katılmıştır. 1914-1918 yılları arasında Osmanlı Donanmasında Almanlar tarafından yürütülen reform faaliyetlerindeyse bir sonuç alınamamıştır. Donanmanın ıslahında görevli Alman danışmanlar, savaş şartlarının zorlukları ve Osmanlı bahriyesindeki bazı Türk subaylarının reformlara olumsuz yaklaşımı ile karşılaşmıştır. Osmanlı devlet adamları, donanma filosuna yeni savaş gemilerinin alımında başvurulacak tek ülke olarak Almanya’yı görmüştür. Almanya’dan Osmanlı Donanmasına savaş gemileri ve denizaltıların satın alınması için 3 yılı bulan uzun müzakereler gerçekleştirilmiştir. Nihayetinde 17 Eylül 1917’de Almanya’dan torpidobot ve denizaltıların satın alımını içeren anlaşma imzalanmıştır. Berlin’de Alman Dışişleri Bakanlığı’ndan diplomatlar ve bahriye mensupları arasındaki görüşmelerde Osmanlı Devleti’nden Alman donanmasına ait gemiler için sürekli liman tahsis edilmesi gibi askerî ayrıcalıklar gündeme gelmiş olsa da bu anlaşmada yer almamıştır. Neticede Almanya’dan savaş gemileri ve denizaltıların satın alımını içeren anlaşma, Osmanlı Devleti ve müttefikinin Birinci Dünya Savaşı’ndan mağlup ayrılmasıyla geçerliliğini yitirmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Alman Belgelerine Göre Erken Dönem Cumhuriyet Dönemi Bahriyesi Bağlamında Türk-Alman İlişkileri
    (Ege Üniversitesi, 2021) Alkan, Resul
    Ağırlıklı olarak Alman askeri arşiv belgeleri ışığında kaleme alınan bu makale, iki Dünya Savaşı arasını kapsayan yıllarda Türkiye ile Almanya arasında donanma kuvvetlerinde gerçekleşen bilgi ve teknoloji transferi hakkındadır. Versay Antlaşması sonucunda egemenliği askeri alanlarda sınırlanan Almanya’nın denizaltı üretimi de aynı kapsamda yasaklanmıştır. Bu sebepten dolayı Almanya, Versay Antlaşması’nın kısıtlamalarını aşmak amacıyla Hollanda’da faaliyet gösteren Ingenieurskantoor voor Scheepsbouw firması üzerinden kendi mühendisleri ile gemi üretim ve denizaltı ihraç merkezi olarak faaliyetlerini 1922-1933 yılları arasında örtülü bir şekilde sürdürmüştür. Bu yolla Almanlar, denizaltı teknolojisinin geliştirilmesi suretiyle bilgilerini taze tutmaya devam etmiştir. Alman personelden meydana gelen teşebbüsün ilk alıcılarından olan Türk bahriyesi, Alman denizaltı çarkçıları, teknik personeli ve gemi komutanlarına Alman denizaltı filosunun Versay Antlaşması uyarınca söndürülmesi sonucunda İstanbul’da eğitim ve bilgilerini pratikte uygulama fırsatı sunmaktaydı. Bu, aynı zamanda Alman bahriyesi için ürettikleri denizaltıların kendi personeli tarafından Türkiye’de test edilmesi imkanını da sağlamaktaydı. Bundan dolayı Türkiye, Arjantin, İspanya ve Finlandiya ile beraber İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıcına kadar Alman denizaltıcılığının önemli operasyon merkezlerinden biri olarak ön plana çıkmaktaydı. Bu süreçte Türk makamların Alman denizlatılarını tercih etmelerindeki en kilit nokta ise Almanya’nın bu alandaki tecrübesi ve denizaltı konusunda önemli bir geleneğe sahip İngiltere’ye oranla Türkiye’nin bulunduğu coğrafya üzerinde kolonyal emellerinin Birinci Dünya Savaşı’nın akabinde, Hitler iktidarına kadar rafa kaldırmış olmasıdır.
  • [ X ]
    Öğe
    Alman Dışişleri Bakanlığı Belgelerinde Türk-Alman İttifakıYorumları 1925-1926
    (2021) Alkan, Resul
    Birinci Dünya Savaşı?nda Türk-Alman ittifakının kilit noktalarında görev almış olan diplomat ve subayların yayınladıkları eserler ve yorumlar 1920?li yıllardan itibaren iki ülke arasında gerçekleşen ortak yakın tarih tartışmalarının ana ekseninde yer almıştır. Birinci Dünya Savaşı?nın başlangıcında Osmanlı Devleti?nin Berlin Büyükelçisi Mahmud Muhtar Paşa?nın hatıratı ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk?ün mülakatı, makalemizin içeriğini oluşturan kaynaklardandır. Hatıratlarında, gerek Mustafa Kemal Atatürk gerekse Muhtar Paşa, Türk-Alman ittifakının dönemin askeri ve politik gelişmeleri dikkate alındığında Osmanlı için kaçınılmaz bir tercih olduğunu, fakat savaş öncesi ittifak kararının Enver Paşa tarafından tek başına verilmiş olması ve savaşın başlangıcıyla beraber- Osmanlı Devlet adamlarının onayı çervesinde- Osmanlı ordusunun kararlarının Alman askeri heyet mensupları ve generallerin tercihlerine terk edildiğininin ve ordu içerisinde alınan kararların Milli menfaatlere uygun kararlar olmadığının altını çizmektedir. İttifak tartışmalarının iki ülke basını tarafından bir siyasi polemiğe dönüştürülmesine engel olan Alman Büyükelçi Rudolf Nadolny, Türkiye ile Almanya arasında 1920?li yılların ortalarından itibaren gelişmekte olan ekonomik ilişkilerin bu tartışmalardan zarar görmemesi icin özel bir hassasiyet göstermiş ve tartışmaların daha da büyümemesi adına taraflarla yakın ve yapıcı bir diyalog kurmuştur. Makalemizin kapsamında incelenen eserlerden yola çıkarak Türk tarafindan ve Alman tarafindan ortaya atılan iddaları kuruluş aşamasında olan iki ulus devletin tarih yazımının bir parçası olarak yorumlayabiliriz.
  • [ X ]
    Öğe
    ALMAN FRANZ FREDERİK SCHMİDT-DUMONT’UN HAYATI VE TÜRKİYE FAALİYETLERİ (1882-1952)
    (Dokuz Eylül Üniversitesi, 2021) Alkan, Resul
    Çalışma, ağırlıklı olarak Alman Dışişleri Bakanlığı arşivinden ve makalenin konusunu oluşturan Franz Frederik Schmidt-Dumont’un aile arşivinden istifade edilerek kaleme alınmıştır. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı’nın arefesinde, 1913 yılında Türkiye’ye gelerek faaliyetlerde bulunan Schmidt-Dumont, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’de görev alan Alman Büyükelçisi Rudolf Nadolny aracılığıyla ülkesinin Türkiye’deki propaganda aracı olan Türkische Post gazetesinin genel yayın yönetmenliği ile Alman resmi haber ajansı Deutsches Nachrichtenbüro Türkiye temsilciliğini yapmıştır. Franz von Papen’in aracılığı ve Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in onayıyla 1934-1942 yılları arasında daha sonra Almanya’nın Ankara’da bulunan Büyükelçiliği’nde Basın Ataşesi göreviyle Alman propagandasının Türkiye ve Orta Doğu’daki önemli aktörü olmuştur. Schmidt-Dumont’un Türk makamlarına bildirilen çalışma alanı her ne kadar basın ve kültürel alanları kapsıyor alsa da resmi görev alanının dışına çıkarak politik bakımdan önemli içeriğe sahip haber ve istihbarat bilgilerinin toparlanmasına çalışmıştır
  • [ X ]
    Öğe
    ALMAN FRANZ FREDERİK SCHMİDT-DUMONT’UNHAYATI VE TÜRKİYE FAALİYETLERİ (1882-1952)
    (2021) Alkan, Resul
    Çalışma, ağırlıklı olarak Alman Dışişleri Bakanlığı arşivinden ve makaleninkonusunu oluşturan Franz Frederik Schmidt-Dumont’un aile arşivinden istifade edilerekkaleme alınmıştır. İlk olarak Birinci Dünya Savaşı’nın arefesinde, 1913 yılında Türkiye’yegelerek faaliyetlerde bulunan Schmidt-Dumont, Birinci Dünya Savaşı sonrasında Türkiye’degörev alan Alman Büyükelçisi Rudolf Nadolny aracılığıyla ülkesinin Türkiye’deki propagandaaracı olan Türkische Post gazetesinin genel yayın yönetmenliği ile Alman resmi haber ajansıDeutsches Nachrichtenbüro Türkiye temsilciliğini yapmıştır. Franz von Papen’in aracılığıve Nazi Propaganda Bakanı Joseph Goebbels’in onayıyla 1934-1942 yılları arasında dahasonra Almanya’nın Ankara’da bulunan Büyükelçiliği’nde Basın Ataşesi göreviyle Almanpropagandasının Türkiye ve Orta Doğu’daki önemli aktörü olmuştur. Schmidt-Dumont’unTürk makamlarına bildirilen çalışma alanı her ne kadar basın ve kültürel alanları kapsıyoralsa da resmi görev alanının dışına çıkarak politik bakımdan önemli içeriğe sahip haber veistihbarat bilgilerinin toparlanmasına çalışmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Erken Cumhuriyet Dönemi Türk-Alman Askerî İlişkileri ve General Hilmar von Mittelberger’in Harp Okullarındaki Faaliyetleri
    (Hale ŞIVGIN, 2021) Alkan, Resul
    Osmanlı askerî modernleşmesinde Prusya geleneği, Yüzbaşı Helmuth von Moltke ile başlamıştır. Helmuth von Moltke başkanlığındaki heyetin Osmanlı ordusundaki faaliyetlerinden yaklaşık bir asır sonra Almanya’dan gelen danışmanlar, Türkiye Cumhuriyeti tarafindan ordunun çeşitli kademelerinde yeniden görevlendirilmiştir. Daha önceki askerî heyetlerle karşılaştırıldığında kâğıt üstündeki görevleri orduya bağlı akademilerde dersler vermek ile sınırlı olan Alman danışmanlar, Almanya’daki resmî görevlerinden istifa etmişlerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri ile kendi ülkeleri ve askerî kurumlarını bağlamayan özel anlaşmalar imzalamışlar ve ülkelerinde kazandıkları maaşın üstünde bir ücret karşılığında Türkiye’de görev yapmışlardır. 1925-1939 yılları arasında-Türkiye‘deki Alman elçiliklerinde görevli askerî ataşeleri bir kenera bırakırsak- 36 Alman Türkiye’nin Kara ve Deniz Harp Okullarında görev almıştır. Bunların içerisinde Almanya’daki son görevi korgenerallik rütbesi ile, en kıdemlisi Hilmar von Mittelberger, 7 sene gibi kısa sürede geride bıraktığı eserleri ile en ön plana çıkan isimdir. İkinci Dünya Savaşı‘nın başlangıcıyla beraber ülkesine geri dönen Alman general, ülkesinin genelkurmay karargâhında Türkiye ile alakalı görüşmelere katılmış ve burada Alman ordusunun generallerini Türkiye’nin savunma gücü hakkında bilgilendirmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Erken Cumhuriyet Dönemi Türk-Alman Askerîİlişkileri ve General Hilmar von Mittelberger’inHarp Okullarındaki Faaliyetleri
    (2021) Alkan, Resul
    Osmanlı askerî modernleşmesinde Prusya geleneği, Yüzbaşı Helmuth von Moltke ile başlamıştır. Helmuth vonMoltke başkanlığındaki heyetin Osmanlı ordusundaki faaliyetlerinden yaklaşık bir asır sonra Almanya’dan gelendanışmanlar, Türkiye Cumhuriyeti tarafindan ordunun çeşitli kademelerinde yeniden görevlendirilmiştir. Daha ön ceki askerî heyetlerle karşılaştırıldığında kâğıt üstündeki görevleri orduya bağlı akademilerde dersler vermek ile sınırlıolan Alman danışmanlar, Almanya’daki resmî görevlerinden istifa etmişlerdir. Türk Silahlı Kuvvetleri ile kendi ülke leri ve askerî kurumlarını bağlamayan özel anlaşmalar imzalamışlar ve ülkelerinde kazandıkları maaşın üstünde birücret karşılığında Türkiye’de görev yapmışlardır. 1925-1939 yılları arasında-Türkiye‘deki Alman elçiliklerinde gö revli askerî ataşeleri bir kenera bırakırsak- 36 Alman Türkiye’nin Kara ve Deniz Harp Okullarında görev almıştır.Bunların içerisinde Almanya’daki son görevi korgenerallik rütbesi ile, en kıdemlisi Hilmar von Mittelberger, 7 senegibi kısa sürede geride bıraktığı eserleri ile en ön plana çıkan isimdir. İkinci Dünya Savaşı‘nın başlangıcıyla beraberülkesine geri dönen Alman general, ülkesinin genelkurmay karargâhında Türkiye ile alakalı görüşmelere katılmış veburada Alman ordusunun generallerini Türkiye’nin savunma gücü hakkında bilgilendirmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Moral Boundaries in a Globalized World: A Critique of Nationalism
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2025) Yağmurlu, Emrah; Alkan, Resul
    This article explores the moral and ethical limitations and partiality inherent in nationalism in an increasingly interconnected world, focusing on Benedict Anderson’s famous definition of nationalism. Drawing on existentialist philosophy, it first focuses on the relationship between language, culture, and society, emphasizing that human subjectivity is shaped by the relationship between them. From an interdisciplinary perspective, it takes nationalism as a discourse and critiques the essentialist understanding of culture that gives soul to imagined communities and the exclusionary moral framework that this understanding entails. It draws attention to the sedantarist metaphysics that nationalist ideology establishes between the nation and the territory, and to the fact that this metaphysics draws an unbridgeable boundary between “us” and “them.” Against the moral partiality of nationalism, the paper discusses cosmopolitanism as an alternative moral stance that transcends national boundaries and analyzes its applicability. The absence of a central global sovereign institution and the inequality-producing nature of capitalism are highlighted as obstacles to both a cosmopolitan morality and global justice. As a solution to these limitations, the article stresses the need for new transformative languages and narratives that transcend the limiting discourse of nationalism and give rise to a global moral and ethical consciousness
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Turkish-German Military Relations in the Early Years of the Republic and the Activities of General Hilmar von Mittelberger in Military Academy
    (Hale Şıvgın / Journal Gazi Academic View, 2021) Alkan, Resul
    The Prussian tradition in Ottoman military modernization began with Captain Helmuth von Moltke. Approximately a century after the activities of the delegation headed by Helmuth von Moltke in the Ottoman army, advisors from Germany were re-assigned by the Republic of Turkey at various levels of the army. Compared to previous military delegations, German consultants, whose duties were limited to lecturing at military academies on paper, resigned from their official duties in Germany. They have signed special agreements with the Turkish Armed Forces that do not bind their own countries and military institutions, and have served in Turkey for a wage higher than the salary they earned in their country. Between 1925 and 1939, apart from the military attachés in the German embassies in Turkey, 36 German served in Turkish Military and Naval War Schools. Among these, Hilmar von Mittelberger is the most prominent name with his works that he left behind in a short period of 7 years, with his last position in Germany with the rank of lieutenant general. The German general, who returned to his country with the beginning of the Second World War, attended the talks about Turkey at the headquarters of his country’s general staff, where he informed the generals of the German army about Turkey’s defense power.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim