Yazar "İlay, Remzi" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bağ Budama Artığı Kompostu Oluşturma Süreci ile Kompostun Bazı Fiziksel ve Kimyasal Özelliklerinin Belirlenmesi(2018) Şahin, Esra; Dardeniz, Alper; Kavdır, Yasemin; Müftüoğlu, Nuray Mücella; Türkmen, Cafer; İlay, RemziBu araştırma, bağ budama artığı kompostu oluşturma süreci ile kompostun bazı fiziksel ve kimyasalözelliklerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Araştırmada, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi (ÇOMÜ)Dardanos Yerleşkesi, Ziraat Fakültesi Sofralık Üzüm Çeşitleri Uygulama ve Araştırma Bağı’ndaki sekiz farklıüzüm çeşidinden kış budama döneminde (2016) alınan budama artıkları, keçi gübresi ile 1:1 karıştırılmıştır (7,5kg öğütülmüş budama artığı ve 7,5 kg keçi gübresi). Kompost oluşturma sürecinde, dış hava sıcaklığı ilekompost iç sıcaklığı düzenli şekilde ölçülerek kaydedilmiştir. Kompost oluşturma süreci Haziran itibaren Ekim’ekadar yaklaşık 4 ay boyunca izlenerek, alınan örneklerde pH, EC, %C ve %N analiz değerleri saptanmış, sonörneklerde ise makro–mikro besin elementleri analiz edilmiştir. Elde edilen verilere göre; 51 günlük dönemdedış hava sıcaklığı düzenli şekilde artış gösterirken, kompost sıcaklığının 4 kez pik yapmak suretiyle azalmakaydettiği belirlenmiştir. Başlangıçta 8,57 olan kompost pH değeri, Temmuz’da en yüksek seviyeye (9,13)ulaşmış, sonraki dönemlerde giderek azalma kaydetmiştir. Kompost örneklerinin EC değerleri Temmuz veAğustos aylarında artış göstermiş, son dönemde 5,76 dS/m olarak ölçülmüştür. C/N oranı ise ilk dönemden sondöneme doğru düzenli olarak azalma kaydetmiş, kompostlaşma sonunda 10,4 olarak hesaplanmıştır. Sonuçolarak, bağ budama artıklarından oluşturulmuş olan kompostun tarımsal üretimde kullanılabileceği belirtilebilir.Öğe Changes of wheat (Triticum aestivum L.) germination as affected by application of tomato plant biochar under salinity stress(Taylor & Francis Group, LLC, 2022) İlay, RemziThis research was conducted to evaluate the effect of tomato biochar (TB) produced at 500 °C pyrolysis temperature and two holding times (TB20 and TB80) on wheat (Triticum aestivum L.) seed germination and growth attributes under salinity stress (S) and non-saline conditions (NOS). TB20 and TB80 were mixed at the rates of 0.5%, 1%, and 2% (w/w) with clay soil for S and NOS and wheat plant seed were sown in these mixtures. The effects of factors (salt, TB, S × biochar dose (DB) and S × holding time (PT) interactions) on germination parameters such as shoot length (SL), root length (RL), shoot fresh weight (SFW) and dry weight (SDW), root fresh weight (RFW) and dry weight (RDW), germination capacity (GC), seedling vigor index (SVI), germination rate index (GRI) and some ratios were evaluated at the end of germination period. Besides overcoming the stressful effects of salt, positive effects were observed clearly for all treatments with TB application. GC, SVI, GRI, SL, RL, SFW, RFW, SDW, RDW values increased with TB application 14%, 107%, 13%, 78%, 27%, 82%, 36.5%, 70%, 27%, respectively, in non-saline conditions while they increased with TB application by 18%, 300%, 18%, 222%, 57%, 193%, 64%, 130%, 25%, respectively, compared to control treatment in saline conditions. Furthermore, TB80 was observed effective in S, while TB20 was effective in NOS conditions. Also, TB application at the rate of 0.5% in NOS and 2% in S showed better results for many of the values investigated compared to other application rates.Öğe Characterization of olive pomace biochar produced at different temperatures and their temporal effects on soil aggregation and carbon content(Springer, 2023) Kavdır, Yasemin; İlay, Remzi; Güven, Orhun Berk; Sungur, AliThe properties of biochar may vary depending on feedstock type and producing temperature. The aim of this research was to understand the short-term effects of different pyrolysis temperatures and application rates of olive pomace biochar (OPB) on soil carbon (C), aggregate stability (AS), and aggregate size distribution for sandy loam soil. OPB was produced at low (350 °C) and high (700 °C) temperatures and incorporated into the soil at different rates and incubated for 6 months under controlled temperature and moisture conditions. OPB350 had low pH, high carbon, and nitrogen (N) values compared to OPB700. As the temperature increased the concentration of zinc, iron, manganese, copper, sodium, potassium, and magnesium in biochar increased. The BET surface area of OPB350 was 1.076 m2 g−1, and OPB 700 was 107.7 m2 g−1. Application of OPB improved soil aggregate stability and carbon content while the proportion of > 4 mm-aggregates and aggregate mean weight diameter decreased. OPB addition to soil increased microaggregate percentages and decreased macroaggregate percentages. OPB produced at high temperatures significantly increased soil AS value compared to OPB350.Öğe Farklı Arazi Kullanım Türlerinin Topraktaki Suda Çözünebilir İyon Kapsamına Etkileri(2017) İlay, Remzi; Kavdır, YaseminGökçeada, bölgenin ve ülkemizin gerek turizm gerekse organik tarım potansiyeli bakımdan en önemli yerlerinden biridir. Corine arazi örtüsü sınıflamasına göre adada farklı kapsama alanına sahip 17 arazi örtüsü sınıfı tanımlanmıştır. Bu çalışmada kapsama alanı en fazla olan 9 farklı arazi örtüsü sınıfına ait alandaki topraklardan toplamda 237 yüzey toprak örneği alınarak örneklerin suda çözünebilir baskın miktarda bulunan anyon ve katyon içerikleri iyon kromotografisi ile belirlenmiştir. Topraklardaki suda çözünebilir klor, amonyum ve kalsiyum içerikleri bakımından arazi örtüsü sınıfları arasında istatistiki önemli bir farkın olduğu (p<0,05), diğer suda çözünebilir iyon kapsamlarında arazi örtüsü sınıfının istatistiki olarak bir etkisinin olmadığı sonucuna ulaşılmıştır(p >0,05).Öğe Farklı kaynaklardan elde edilen organik materyalin kumlu tın bünyeli toprağın bazı özellikleri üzerine etkileri(2021) İlay, Remzi; Aktaş, Meltem; Aslantekin, Nuri Burak; Özcan, HasanOrganik materyaller toprakların sürdürülebilir olmasında önemli yer tutmaktadır. Toprağa organik madde kaynağı olarak ilaveedilen birçok materyal, karbonun toprakta tutulması ve depolanması gibi doğrudan olumlu etkisinin yanında toprağın fiziksel,kimyasal ve biyolojik özelliklerini iyileştirici etkiye sahiptir. Organik toprak düzenleyici olarak en çok tercih edilen materyallerdenbiri olan leonardit; organik maddelerin kömürleşme süreçlerinden etkilenmeyerek oksitlenmesiyle oluşan ve humik asitçe zengindoğal bir materyaldir. Humik asitçe zengin olması ve yüksek karbon içeriği, toprak ıslahı ve bitkisel üretim açısından önemli bir yertutmaktadır. Bu çalışma, Kayseri-Develi (DL) ve Çanakkale-Yenice (YL) olmak üzere iki farklı bölgeden temin edilen leonarditinkumlu tın (SL) bünyeye sahip toprağın bazı özeliklerine kısa süreli etkilerini tespit etmek amacıyla yapılmıştır. Bu amaçla leonarditçeşitleri beş farklı dozda (%4, %8, %12, %16, %20) kumlu tın (SL) bünyeye sahip toprak ile karıştırılarak üç ay inkübe edilmiştir.İnkübasyon süresi sonunda tüm uygulamalar için toprağın organik maddesi (OM), toprak reaksiyonu (pH), elektriksel iletkenliği(EC), kireç içeriği (CaCO3), kuru hacim ağırlığı (dB), hidrolik iletkenliği (Ks), agregat stabilitesi (AS) ve boşluk hacmi (P) gibiözellikleri belirlenerek leonarditlerin etkisi araştırılmıştır. Uygulanan dozlara bakılmaksızın her iki leonardit uygulamasıylakontrole göre EC (%236), OM (%213), AS (%50), P (%11) artarken, dB (%10) azalmıştır (p?0.05). Buna rağmen diğerparametrelerdeki değişimler (pH, CaCO3, Ks) istatistiksel olarak önemsiz bulunmuştur (p?0.05). Genel olarak leonardit çeşidininincelenen parametreler üzerine etkisinin önemsiz (p?0.05) olduğu tespit edilmiştir.Öğe Geochemical fractions of trace metals in surface and core sections of aggregates in agricultural soils(Elsevier B.V., 2021) Sungur, Ali; Kavdir, Yasemin; Özcan, Hasan; İlay, Remzi; Soylak, MustafaAgrochemicals containing trace metals such as pesticides and fertilizer are intensively used in apple production systems in many countries. There is a risk of accumulation of trace metals, particularly in the sensitive root rhizosphere area. In this study, the trace metal concentrations of soils were determined in macroaggregates at the “mm scale” sampled from apple orchards. Soil samples were taken from five different locations at 0–20 cm soil depths in an apple orchard. Pseudo-total trace metal (Cd, Cr, Cu, Ni, Pb, and Zn) concentrations of soil samples separated from the surface and core sections of the soil aggregate were determined by digestion with Aqua regia. The modified BCR sequential extraction method was used to determine four operationally defined geochemical trace metal fractions in soil samples. The pseudo-total concentrations of Cd and Cu were significantly higher, and Zn was lower at the surface than in the core sections (paired-t test, p < 0.05) of soil aggregates. The concentrations of all trace metals in the acid-soluble fraction and reducible fractions were significantly higher at the surface of soil aggregates than those in the core section. The same was true for the sum of trace metal concentrations in the extracts of the three fractions considered potentially mobilizable, except for Cr. Our results demonstrated that Cd and Cu originated probably from agrochemicals accumulating significantly on aggregate surfaces, where they were in close contact with plant roots. The generally higher extractability of all trace metals on the surface of aggregates can be attributed to the preferential accumulation of newly-added trace metals in comparatively weakly bound chemical forms.Öğe Gökçeada topraklarının bazı kalite parametreleri ve erozyon riskinin belirlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2016) İlay, Remzi; Kavdır, YaseminOrganik ada olarak da kabul edilen Gökçeada’da canlılığın sürdürülebilirliği için mevcut doğal kaynakların kalite ve korunmasına yönelik tespitlerin yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Ekosistemin sürdürülebilirliği için toprak en temel doğal kaynaklardan biridir. Diğer kaynaklar gibi toprak ve toprak kalitesinin sürdürülebilir olması için mevcut kaynak korunarak özelliklerinin belirlenmesi ve varsa riskler belirlenerek mevcut durumun daha kötüye gitmemesi için önlemlerin alınması gerekmektedir. Bu amaçla yürütülen çalışmada; toprağın sürdürülebilir olmasında önemli bir yere sahip olan toprağın fiziksel ve kimyasal kalite parametrelerinin mevcut durumunun belirlenmesi ve Gökçeada'nın toprak erodobilite faktörü (RUSLE-K) tespit edilip, risk oluşturabilecek alanlarda gerekli önlemlerin alınması veya korunması konu edilmiştir. Bu kapsamda 248 lokasyondan yüzey toprak örneği alınmış olup arazi örtüsü tipleri CORINE 2006 sınıflandırması yardımıyla belirlenen bu lokasyonlara ait örnekler çalışmanın materyalini oluşturmuştur. Toprak örneklerinde, pH (toprak reaksiyonu), EC (elektriksel iletkenlik), toprak tekstürü, CaCO3 (kalsiyum karbonat), TN (toplam azot), TC (toplam karbon), TOK (toprak organik karbonu), AS (agregat stabilitesi), C/N (karbon azot oranı), dB (kuru hacim ağırlığı), suda çözünebilir majör anyon ve katyonlar gibi bazı fiziksel ve kimyasal kalite parametreleri belirlenerek aralarındaki ilişkiler tespit edilmiştir. Yine bu parametrelerin bazıları ve geçirgenlik sınıfları kullanılarak aynı zamanda toprak kalite parametresi olarak da nitelendirilen erozyona duyarlılığın (RUSLE-K) yanında toprakların kalite indeksi (TKİ) belirlenmiştir. Analiz sonuçlarına göre topraklarda ortalama %2,11 TOK; %0,15 TN; %2,99 CaCO3 ix bulunduğu; %17,34’ünün "hafif asit", %43,15’inin "hafif alkali", %38,31’nin "nötr", %1,21’lik kısmının "orta asit ve alkali" pH sınıflamasında yer aldığı; AS ortalamasının %70,51; toprak bünyelerinin %91,93’ünün orta, %5,24’ünün ağır ve %2,83’ünün hafif bünyeli olduğu; topraklarda genel olarak herhangi bir tuzluluk probleminin olmadığı; ada topraklarında belirlenen RUSLE-K faktörüne göre, adanın %48,17'sında düşük, %51,83'ünde ise orta, yüksek ve çok yüksek erozyon riskinin olduğu tespit edilmiştir. Arazi örtüsüne göre RUSLE-K değerleri ortalamalarındaki farkların, istatistiki olarak önemli (p<0,05) olduğu ortaya çıktığı; TKİ değerlerinin ise; %31,58 ile %84,21 arasında değiştiği, genel indeks ortalamasının %57,23 olduğu tespit edilmiştir.Öğe Gökçeada topraklarının erozyon duyarlılığı(2018) İlay, Remzi; Kavdır, YaseminGökçeada, organik tarım uygulamaları açısından ülkemizdeki en uygun bölgelerden biri olup \"organiktarım adası\" olarak ünlenmiştir. Gökçeada'da doğal kaynakların kalitesinin korunmasına yöneliktespitlerin yapılarak gerekli önlemlerin alınması gerekmektedir. Ekosistemin sürdürülebilirliği içintoprak, en temel doğal kaynaklardan biridir. Toprak kalitesinin sürdürülebilir olması için öncelikletoprağın korunarak mevcut durumunun belirlenmesi ve varsa risklerin de belirlenerek gerekliönlemlerin alınması gerekmektedir. Bu çalışmada Gökçeada topraklarının erozyona duyarlılığının (erodibilitesinin) RUSLE modelinde belirtildiği şekilde tespit edilmesi amaçlanmıştır. Bu amaçla arazi kullanımı ayırmaksızın 248 farklı noktadan yüzey toprak örneği alınmış ve gerekli analizler yapılmıştır. Gökçeada toprakları genel olarak değerlendirildiğinde RUSLE-K değerlerinin 0 ila 0.65 arasında değiştiği, ortalamanın ise 0.25 olduğu ve Gökçeada topraklarının yaklaşık % 52'sinde orta, yüksek ve çok yüksek düzeyde erozyon riski bulunduğu belirlenmiştirÖğe Pirina ve balık atıklarının birlikte kompostlanması ve toprak ıslahında kullanılması(2019) İlay, Remzi; Erarslan, Gökhan; Kavdır, YaseminGıda endüstrisinde üretim sonrasında açığa çıkan atıkların toprak düzenleyicisi olarak kullanılabilecek forma dönüştürülerek tarım alanlarında kullanılması, hem ekonomik hem de çevresel açıdan en iyi yöntemlerden biri olarak kabul edilmektedir. Ülkemizde faaliyet gösteren balık işleme fabrikalarında, balığın işlenmesi sonrasında önemli miktarlarda balık atığı (BA) ortaya çıkmaktadır. Ayrıca, zeytinyağı üretimi sonrasında da pirina (PA) olarak isimlendirilen katı atık açığa çıkmaktadır. Bu çalışmada balık atığı ve pirina kullanılarak yapılan kompostun (BPK) üç farklı dozunun (% 3, % 6, % 9) kumlu tın bünyeye sahip toprağa uygulandıktan sonra, toprağın bazı fiziksel ve kimyasal özelliklerindeki değişimler belirlenmiştir. Bu amaçla kompost uygulanan topraklar 2.5 ay sabit sıcaklıktaki inkübatörde inkübasyona bırakılmıştır. İnkübasyon süresi sonunda BPK’nın toprak reaksiyonu (pH), elektriksel iletkenlik (EC), toplam azot (TN), toplam karbon (TC) ve agregat stabilitesi (AS) gibi toprak özellikleri üzerine etkileri araştırılmıştır. BPK uygulamasıyla incelenen toprak parametrelerinde ve uygulanan dozlar arasındaki farkların istatistiki olarak önemli olduğu tespit edilmiştir (p < 0.05). Artan BPK dozuyla pH ve C/N oranı hariç diğer toprak parametre değerlerinin arttığı sonucuna ulaşılmıştır. En yüksek BPK uygulamasıyla pH' nın kontrole göre % 5.9, C/N oranının ise % 45 azaldığı görülmüştür. %9 BPK uygulaması sonrasında EC' nin yaklaşık 14 kat, AS' nin % 68, TN’nin % 207, TC’nin % 68 arttığı tespit edilmiştir.Öğe Toprağa karıştırılan pirina kompostu ve arıtma çamurunun mikrobiyal popülasyona ve solucan (Eisenia fetida l.) davranışlarına etkisi(2019) Türkmen, Cafer; İlay, Remzi; Aslantekin, Nuri Burak; Kavdir, YaseminGünümüzde tarımsal ürünler ve kentleşmenin artmasıyla tarımsal sanayi ve kentsel atıklar giderek artmıştır. Bu durum, atıklarınbertaraf edilmesi ve farklı amaçlarla yeniden değerlendirilmesi konularına yönelik bilimsel çalışmaları gerektirmiştir. Çanakkale’dezeytinyağı üretimi sonrası açığa çıkan Pirinadan (P) elde edilen kompost ile ileri biyolojik atıksu arıtma tesislerinde üretilen ArıtmaÇamurunun (AÇ) materyal olarak kullanıldığı bu çalışmada materyaller toprağa ağırlıkça %0, %1 ve %3 seviyelerindekarıştırılmıştır. Karışımlar iki boyutlu (2D) şeffaf cam düzeneklere alınmış, tarla kapasitesine kadar nemlendirilen düzeneklere üçeradet solucan (Eisenia fetida L.) bırakılmış ve düzenekler üç gün 18 ºC'de inkübe edilmiştir. İnkübasyon sonrası 2D düzeneklerindekisolucan hareketlerine bağlı galeri alanları (GA-mm2) ve mikroorganizma sayıları (MOS) belirlenmiştir. Elde edilen verilere göre, %0 (kontrol) grubunda 2D düzeneğin her iki tarafındaki GA ve MOS arasındaki farkların istatistik bakımdan önemli olmadığıanlaşılmıştır (p>0,05). Bir tarafında kontrol diğer tarafında karışımların olduğu düzeneklerden; %1 AÇ, %1 P ve %3 P olantopraklarda GA aralarındaki farkların olduğu (p<0,05), ancak MOS değerleri bakımından uygulamaların hiçbirinde önemli farkolmadığı (p>0,05) anlaşılmıştır. Solucanların toprağa karıştırılan farklı organik materyallere yönelimlerinin farklı olduğu galerialanlarındaki farklardan anlaşılmış, ancak uygulama yapılan tüm topraklarda MOS sayılarındaki değişimin önemsiz olduğu tespitedilmiştir.Öğe Zeytin katı atığının fasulye ve ayçiçeği bitkilerinin gelişimi üzerine etkilerinin saptanması(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2009) İlay, Remzi; Kavdır, Yasemin; Sümer, AliZeytinyağı üretimi sonrasında açığa çıkan atıklar, dünyada bu üretimi yapan ülkelerde başta İspanya olmak üzere İtalya, Yunanistan, Tunus ve Türkiye gibi Akdeniz ülkelerinde, yüzyıllardan beri önemli bir kirlilik kaynağı olmuştur. Bu atıkların depolama sorunlarının yanında çevresel etkileri son yıllarda ön plana çıkarak, arıtımı ve farklı alanlarda kullanımı için yapılan çalışmalar giderek artmıştır. Farklı zeytinyağı üretim proseslerine bağlı olarak açığa çıkan ve prosese bağlı içerik bakımından farklılık gösteren katı atık ülkemizde ?Pirina? olarak adlandırılmaktadır.Bu çalışmada iki safhalı santrifüj metodu kullanılarak elde edilen zeytin katı atığı kullanılmıştır. Organik madde içeriği yüksek olan pirina bitkilerin ihtiyaç duyduğu birçok element bakımından zengindir. Açığa çıkan bu atığın organik madde olarak toprağa karıştırılması suretiyle ayçiçeği ve fasulye bitkisi gelişimi üzerine etkileri araştırılmıştır.Çalışma saksı denemesi olup, tesadüf parselleri deneme desenine göre dört tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Pirina ağırlıkça dört farklı oranda (%0, %3, %5, %7) killi tın tekstüre sahip olan toprağa karıştırılmıştır. Daha sonra ayçiçeği (Syngenta Sanay çeşidi) ve fasulye (Asgrow çeşidi) tohumları ekilerek gelişimleri izlenmiştir. Fasulye için 30, ayçiçeği için ise 45 günlük gelişim süreci sonunda bitki boyu, yaprak sayısı, gövde kalınlığı, bitki yaş ağırlığı, bitki kuru ağırlığı ve klorofilmetre okumaları gibi bazı morfolojik ölçümler yapılmıştır. Hasat edilen bitkiler 48 saat 65 oC' de kurutularak bitki değirmeni ile öğütülmüştür. Öğütülen ayçiçeği ve fasulye bitkilerinin; azot (N), fosfor (P), potasyum (K), kalsiyum (Ca), magnezyum (Mg), bor (B), demir (Fe), bakır (Cu), mangan (Mn) ve çinko (Zn) gibi bazı makro ve mikro element kapsamları araştırılmıştır.Anahtar Kelimeler: Zeytin Katı Atığı, Pirina, Ayçiçeği, Fasulye, Makro ve mikro element