Yazar "Ünver, Ahmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Merkezi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’na Gelen Dışkı Kültürlerinin Değerlendirilmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2013) Vural, Ahmet; Akçalı, Alper; Ünver, Ahmet; Otkun, Müşerref TatmanBu çalışmada, Kasım 2008 ile Temmuz 2012 tarihleri arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarı’na gönderilen dışkı kültüründen Salmonella ve Shigella türlerinin izolasyonu ve izole edilen suşların antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi amaçlanmıştır. İncelenen 1182 örneğin 22’sinde Salmonella izole edilmiş ve Shigella izole edilmemiştir. Salmonella’ların 15 tanesi Salmonella Enteritidis yedi tanesi de Salmonella spp. olarak tanımlanmıştır. S. Enteritidis suşlarından üç tanesinde ampisilin direnci belirlenmiştir. Salmonella spp. suşlarının iki tanesinde trimetoprim-sulfametoksazol direnci saptanmış, izolatların hiçbirinde levofloksasin ve siprofloksasin direnci saptanmamıştır. Hastanemizdeki gastroenterit ve ishal vakalarının tedavi seçenekleri bu sonuçlar göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidirÖğe Fibrin sealant as a carrier for sustained delivery of antibiotics(2014) Kara, Selçuk; Vural, Ahmet; Ünver, Ahmet; Gencer, Baran; Tufan, Hasan Ali; Arıkan, Sedat; Ersan, İsmailAmaç: Sık görülen oküler bakteri suşlarında antibiyotiklerin fibrin yapıştırıcıda etkinlik ve sürekli salınımlarının değerlendirilmesi.Yöntemler: Vankomisin, seftazidim, moksilofloksasin ve lomeflokasasin disk şeklinde fibrin yapıştırıcılara katıldı. Her bir antibiyotik diski ve ilaçsız kontrol fibrin diski in-vitro olarak Stafilokok aureus, Stafilokok epidermidis, Streptokok Pnömonia ve Psödomonas aeruginosa standart bakteri suşlarında test edildiler. 37°C'de 24 saatlik inkübasyon sonrasında diskler yeni bakteri pleytlerine transfer edildiler ve bu işlem her antibiyotik için üç kez tekrarlandı.Bulgular: 24 saat sonra tüm antibiyotik diskleri saptanabilir etkinlik gösterdiler. Streptokok Pnömonia'nın ürediği pleytte vankomisin en uzun sureli (4 gün) etkinliğe sahipti. Moksilofloksasin diskleri S. aureus ve S. pnömonia için 3 gün ve diğer suşlara 2 gün uzamış inhibisyon etkisi göstermiştir.Sonuç: Fibrin yapıştırıcılar uzun süreli ilaç dağılımı sağlamaktadırlar. Bu özellik antibiyotik yüklü fibrin pıhtıların erken postoperatif koruma ve tedavi için kullanışlı olabileceğini göstermektedir.Öğe Suriye savaşı sonrası Nizip’te kutanöz iç leyşmanyazis olguları(2014) Salman, İsmail Serkan; Vural, Ahmet; Ünver, Ahmet; Saçar, SuzanKutanöz leyşmanyazis (KL) birçok ülkede endemik olarak görülen, dünya genelinde yaygın bir proto- zoon hastalığıdır. Türkiye’nin komşuları olan İran, Irak ve Suriye gibi ülkeler ise KL için yüksek endemik bölgelerdir. Ülkemizde KL olgularının %98’inden fazlası Güney ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinden bildirilmektedir. Bu çalışmada, üç buçuk yıllık dönemde Nizip bölgesinde KL prevalansının belirlenmesi ve Suriye iç savaşı sonrası KL olgularında saptanan dramatik artışa dikkat çekilmesi amaçlanmıştır. Çalışmaya, 01.01.2010-19.03.2013 tarihleri arasında Nizip Devlet Hastanesi Mikrobiyoloji Laboratuvarına klinik KL şüphesi ile gönderilen 341’i Suriye mültecisi olmak üzere toplam 416 hasta örneği dahil edilmiştir. Hastalardan lezyon örnekleri Sağlık Bakanlığı genelgesine uygun olarak alınmış ve hazırlanan yayma preparatlar Giemsa ile boyanarak ışık mikroskobu (x1000) ile incelenmiştir. Mikroskopik incelemede Leishmania amastigot şekilleri görülen toplam 77 (%18.5) hastaya KL tanısı konulmuştur. Hastaların 47 (%61)’si kadın, 30 (%39)’u erkek olup; 52 (%67.5)’sinin 0-19 yaş, 13 (%16.9)’ünün 20-39 yaş ve 12 (%15.6)’sinin 40-60 yaş grubunda olduğu izlenmiştir. Lezyonların dağılımı incelendiğinde; 33 (%43) hastada tekli, 44 (%57) hastada ise çoklu lezyon varlığı tespit edilmiş; lezyonların sıklık sırasıyla yüz, kol ve alt ekstremitelerde bulunduğu gözlenmiştir. Lezyonların ortaya çıkma süresinin ortalama 3.4 ay (minimum 1.5 ay, maksimum 1 yıl) olduğu saptanmıştır. Kutanöz leyşmanyazisli hastalar yaş, cinsiyet ve lezyon özellikleri (sayısı, dağılımı, oluşum süresi) bakımından karşılaştırıldığında istatistiksel olarak anlamlı bir ilişki saptanmamıştır (p> 0.05). Çalışmamızda 2010, 2011, 2012 ve 2013 (ilk üç ay) yıllarında Nizip’te saptanan yerli ve Suriye kökenli KL olgu sayıları sırasıyla; 1 ve 0, 2 ve 0, 7 ve 0, 5 ve 62 olarak belirlenmiştir. Buna göre KL tanısı alan hastaların 15 (%19.5)’inin Türk, 62 (%80.5)’sinin Suriye kökenli olduğu gözlenmiştir. Ayrıca, hastaneye başvuran hastaların oranının çadır kentlerdeki mülteci nüfusuna göre oldukça az olması, hastalık insidansının belirlenenden çok daha fazla olabileceğini düşündürmüştür. Sonuç olarak verilerimiz, KL için iklim ve vektör potansiyeli açısından zaten elverişli olan Nizip ve çevresinin, Suriye iç savaşı sonrası mültecilerin yerleşimiyle, hastalığın yayılımında daha da büyük bir sağlık tehdidi oluşturduğunu göstermiş; etkin korunma ve kontrol yöntemlerinin alınması gerekliliğini ortaya koymuştur.