Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Özekmekçi, Mustafa Mesut" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    1830’LARIN NÜFUS DEFTERLERİNDEN HAREKETLE OSMANLI’DA ASKERE ALINACAKLARIN TESPİTİ
    (2021) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devleti’nin ülke genelindeki ilk genel nüfus sayımının II. Mahmut döneminde, H. 1246- M. 1830-1831 tarihleri arasında Anadolu ve Rumeli’nin büyük bir kısmında gerçekleştirildiği bilinmektedir. Konuyla alakalı yapılmış öncü çalışmaların tamamında nüfus sayımların asli amacının Yeniçeri Ocağının ilgasından sonra yeni kurulmuş olan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Ordusu için insan kaynağının belirlenmesi ile cizye mükelleflerinin tespiti olduğu noktasında görüş birliği mevcuttur. Söz konusu öncü çalışmalar şüphesiz sayımın asli amacını doğru olarak tespit etmişlerdir. Buna karşın Osmanlı’nın ilk genel sayımının ne şekilde yapılmasına dair bir talimatname halen bulunamamıştır. Bu çerçevede literatür sayımın amacına dair bu açıklamasına dayanak olarak sayıma dair merkez ve taşrada üretilen belgeler ve ayrıca sayım sonuçlarının pratiğe yansımaları olan nüfus defterlerini merkeze koymakta ve sayıma dair işleyiş ile süreci bunlar üzerinden açıklamaktadır. Bu bağlamda özellikle askerlik yapabilecek nüfusun tespiti için nüfus defterlerinde kaydedilenlerin isimlerinin altına mim ( ? ) harfinin konulduğu ve bunun askerlik yapabilecek kimseleri gizli bir şekilde belirleyen bir şifre olduğu araştırmacılar tarafından belirtilmektedir. Yukarıdaki izahların doğruluğuna karşın nüfus defterleri tekil olarak incelendiğinde konuyla alakalı yapılan açıklamalarda izahı mümkün olmayan bir durum söz konusudur. Bu da nüfus defterlerinde askerlik yapmaya uygun olanlar için standart bir yaş grubunun olmamasıdır. Çünkü çalışmada değinileceği üzere Osmanlı coğrafyasının muhtelif bölgelerine ait nüfus defterlerinde farklı yaş gruplarının askerliğe elverişli olduğunu ifade eden işaretlemeler mevcuttur ve bu konuda standart bir yaş aralığı olduğunu söylemek mümkün değildir. Çalışmada özellikle bu konunun üstünde durulmuş ve sayıma dair kaleme alınan eserlerin Mansûre ordunun teşekkülüne dair mevzuat ile nüfus sayımının bağlantısını göz ardı ettiklerine kanaat getirilmiştir. Bu çerçevede makale 1830-1831’de yapılan nüfus sayımlarının 1826 tarihli Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Kanunnamesi ile bağlantıları ve söz konusu ilişkinin nüfus defterlerine olan yansıması değerlendirilmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    1838-1840 ARASINDA İSTANBUL’DAKİ GÖZETLEME PRATİKLERİNE BİR MİSAL: TAHAFFUZ JURNALLERİ
    (2021) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    II. Mahmut döneminden itibaren Osmanlı Devleti nitelikli bir kamu yönetimi için ahaliyi oluşturan bireyler hakkında daha detaylı bilgi sahibi olmak istemiştir. Bu amaca bağlı olarak gözetleme pratikleri olarak tabir edilen çeşitli uygulamalar başta başkent İstanbul’da olmak üzere 19. yüzyılın ilk yarısından itibaren hayata geçirilmiştir. 1826’dan sonra yapılan nüfus sayımları, vergi mükelleflerinin taşınır, taşınmaz mal varlıklarına dair verileri barındıran temettuat tahrirleri, başta İstanbul için olmak üzere hazırlanan şehir haritaları gibi çalışmalar söz konusu gözetleme pratiklerine örnek olarak verilebilir. Bu çerçevede 1838 yılında kurulan ve başkentteki olası salgın hastalıkların önünü almayı hedefleyen Karantina Teşkilatı da gözetleme pratiğine hizmet eden en önemli yapılardandır. Nitekim Karantina Teşkilatı, kuruluşuyla birlikte her ay başkentte görülen hastalıklara dair listeler hazırlayıp, envanter oluşturmakta ve ayrıca bunlardan ölenlere dair verileri özet raporlar haline getirip Bâbıâli’ye sunmaktadır. Makalede, özellikle 19. yüzyılda tüm dünyada ortak bir modernite olgusunun parçası olarak kabul edilebilecek Karantina Teşkilatının çalışmaları ile hazırlanan raporlardaki veriler irdelenmiştir
  • [ X ]
    Öğe
    1840/41 TARİHİNDE BALAT KAZASI NÜFUSU VE DEMOGRAFİK ÖZELLİKLERİ (2916 NUMARALI NÜFUS DEFTERİNE GÖRE)
    (2018) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Sultan II. Mahmut döneminde yapılmaya başlanan nüfus sayımları ile bunlara bağlı olarak üretilen ve arşivde NFS.d tasnifiyle bilinen Nüfus Defterleri, Osmanlı taşra nüfusunu demografik ve sosyoekonomik yönlerden tahlil etme noktasında en önemli kaynaklardandır.Çalışmanın kaynağı olan nüfus defteri Başbakanlık Osmanlı Arşivinde2 2916 numarayla tasnif edilmiştir. Bu defter üzerinden Balat’ın Müslüman erkek nüfusu demografik yönden değerlendirilmeye çalışılmıştır. Buna ek olarak Balat’ın Rum nüfusunun demografik özellikleri de Müslümanlarla kıyaslanmıştır.Balat Kazası antikçağdan XVII. yüzyıla kadar Batı Anadolu’da önemli bir ticaret ve yerleşim yeriydi. Zaman içerisinde kazada meydana gelen salgın hastalıklar, tarım arazilerinin ıslah edilememesi gibi çeşitli sebeplerle kaza yavaş yavaş bölgedeki önemini yitirmişti.XIX. yüzyılın ilk yarısında ise Sığla Sancağı içerisinde oluşturulmuş olan Söke Muhassılığına tabi olan Balat, muhassıllık ünitesinin hane ve nüfus olarak en küçük kazası durumundadır.
  • [ X ]
    Öğe
    19. Yüzyılın İlk Yarısında Avrathisar’daki Evlâd-ı Fâtihân Nüfusu
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devleti’nin Rumeli’ye hâkimiyeti sonrasında bu coğrafyaya yerleştirilmiş olan Türkmen ve Yörükler için 17. yüzyıldan itibaren Evlâd-ı Fâtihân tabirinin kullanılmaya başlandığı bilinmektedir. Balkan coğrafyasının farklı şehirlerinde iskân edilen bu gruplarla alakalı özellikle 17 ve 18. yüzyıldaki çeşitli sayımlarını merkeze alıp bunların nüfus, vergi gibi hususiyetlerini değerlendiren çalışmalar mevcuttur. Buna karşın Evlâd-ı Fâtihân’ın XIX. yüzyıldaki vaziyetlerine dair çalışmalar ise neredeyse yok denecek kadar azdır. Hâlbuki Fâtihân gruplarının ikamet ettiği bölgelerde 1826 ile 1828 yılları arasında yeni nüfus sayımlarının yapıldığı anlaşılmaktadır. Bu faaliyetin temel sebebi ise Evlâd-ı Fâtihân teşekkülü mensuplarından yeni kurulmuş olan Asakir-i Mansure-i Muhammediye ordusu için asker devşirmektir. Makalede, 19. yüzyılın ilk yarısında Selanik sancağı içerisinde yer alan ve her dönem önemli sayıda Evlâd-ı Fâtihân neferi barındıran Avrathisar Kazasının üzerinde durulmuştur. Bu çerçevede Avrathisar’a ait ve 1826-1828 yılları arasında hazırlanmış olduğunu düşündüğüm Evlâd-ı Fâtihân nüfus defteri incelenmiştir. Buradan hareketle söz konusu kazada Fâtihân unsurlarının yaşadığı mahalle ve karyelerin mevcut durumu ile geçmiş tahrirlerdeki verileri kıyaslanmıştır
  • [ X ]
    Öğe
    19. Yüzyılın İlk Yarısında İzmir Nüfusunun Kaynakları
    (Hakan YILMAZ, 2021) Berber, Ferhat; Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devleti, 19. Yüzyılda bir yenilik olarak Anadolu ve Rumeli’nin büyük bölümünde orduya alınabilecek erkeklerin tespiti için nüfus sayımları yapmaya başlamıştır. İlk defa 1830-1831 yıllarında başlanan sayımlardan sonra ise nüfusun demografik hareketliliğini tespit için 6 ayda bir nüfus yoklamalarının yapılması da 19. Yüzyıl merkezi idaresinin yeni uygulamalarından bir tanesidir. Bu çerçevede sayım ve yoklamaların çıktısı olan nüfus defterleri yerel tarih çalışmaları için oldukça önemlidir. Çünkü sözü edilen arşiv malzemesi sağladığı verilerle Osmanlı taşrasının Sosyo-ekonomik yönden anlaşılmasında önem ihtiva etmektedir. Bu dönemde Sığla sancağı içerisinde yer alan ve kozmopolit bir şehir olan İzmir’in 1830-1850 yıllarına ait 31 adet nüfus defteri mevcuttur. Bunlara ek olarak farklı fonlara dağılmış olmasına rağmen İzmir’e dair nüfus rakamlarının yer aldığı başka evraklar da mevcuttur. Buradan hareketle çalışmada, 19. Yüzyılda Osmanlı Devleti’nin önemli şehirlerinden birisi olan İzmir’in nüfusuna dair vesikaların üzerinde durulmuş ve bunların tanıtılması amaçlanmıştır
  • [ X ]
    Öğe
    21 Ağustos 1859 Tarihli İmroz (Gökçeada) Depremi
    (Hakan YILMAZ, 2020) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Depremler tarih boyunca insanoğlu ve devletler için en yıkıcı doğal afetlerden birisi olmuştur. Bu çerçevede Osmanlı Devleti’nin 6 asırlık yaşamında hükmettiği farklı coğrafyalarda çok sayıda yıkıcı depremler meydana geldiği bilinmektedir. Bu konuyla alakalı olarak Osmanlı arşivinde önemli sayıda belge mevcuttur. Çalışmada, günümüzde de halen şiddetli depremlere sebep olan pek çok fay hattını barından Ege Bölgesinde/denizinde meydana gelen ve İmroz Adasında (Gökçeada) ciddi bir yıkıma sebep olan 1859 tarihli zelzele mevzubahis edilmiştir. Ayrıca yaşanan depremin yarattığı tahribat ve sonrasında ahalisinin tamamı Rumlardan müteşekkil olan adaya devletin müdahalesi ve yardımları incelenmiştir
  • [ X ]
    Öğe
    Bazı Osmanlı Nüfus Defterlerinde Mim (?( ve Çeşitli Harfler ile Özelİşaretlerin Kullanımına Dair
    (2020) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devletinde 1830-1831 tarihinde gerçekleştirilen ilk nüfus sayımında askere alınabilecek nüfusun tespiti için nüfus defterlerine kayıt edilmiş kişilerin isimlerinin altına ( ? (mim harfi konulmuştur. Çalışmada bu harfin Osmanlı Devleti’nde nüfus defterlerinden önce farklı evrak türlerinde başka amaçlarla da kullanıldığı ayrıca kişileri belirtmek için mim kullanımının geçmişinin daha da eski dönemlere uzandığı izah edilmektedir. Bunun yanında harfin ilk sayımdan sonra bir süre daha nüfus defterlerinde kullanılmasına devam edildiği söylenebilir. Ancak, tam olarak tespit edilememekle birlikte özellikle 1835yılından sonra mim kullanımının ilk sayımdaki gibi askere alınacak nüfusu belirtmekten ziyade başka hususları işaret etmek amacıyla kullanıldığı anlaşılmaktadır. Çalışmada zikredilenlere ek olarak nüfus defterlerindeki mim rumuzu dışında kişileri işaretlemek amacıyla başka harflerin ve caize adı verilen özel işaretlerin de kullanıldığına değinilmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    Ceride Odası 1830-1850
    (Celal ÖNEY, 2020) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devleti’nde genel manada ilk nüfus sayımı bilindiği üzere 1830-1831 yılında yapılmaya başlanmıştır. Tahrir amacıyla taşraya gönderilen sayım memurları başkente dönüşlerinde sayıma ait defterlerin bir kopyasını sayım yerinde bırakırken diğer kopyasını ise İstanbul’a getirmişlerdir. Bunun yanında taşradaki doğum, ölüm, iç ve dış gibi demografik hareketlerin tespiti için her 6 ayda bir nüfus yoklama defterlerinin tutulmasına ve bunların da İstanbul’a gönderilmesine karar verilmiştir. Bu bağlamda Ceride Odası başkent İstanbul’da taşradan gelen ve üzerinde ekleme ile çıkarmaların yapıldığı nüfus defterlerinin temize çekilip muhafaza edilebilmesi için kurulmuştur. İlk ihdasında yaklaşık 5-10 personel mürekkep olan kurum zamanla büyüyüp gelişmiştir. Çalışmada Ceride Odasının ilk kuruluşundan itibaren merkez ve taşra yapılanması ile kurumun 1830 ila 1850 arasındaki dönemde gelişim ve değişimi izah edilmiştir. Bunun yanında odanın kuruluşundan itibaren –tespit edilebilen- nazırları ve personellerinin yaptıkları işlerle ayrıca bunların maaşlarına değinilmektedir
  • [ X ]
    Öğe
    Demographic and Professional Comparison of Muslims and Non-Muslims of Akhisar According to the Census Registers No: 2821
    (Hakan YILMAZ, 2019) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    The era of Mahmud II was the beginning of radical reforms in many areas for the Ottoman Empire. Among these reforms, the censuses which were undertaken to determine the male population had the aim of revealing the characteristics of the whole male population in the Ottoman land for the first time. In the censuses, first of which was carried out in 1246 of the hegira (c.e. 1830-1831) and then continued at intervals, it was precisely strived to calculate and record the Muslim male population who could perform the military service and the non-Muslims who were liable for cizye, Islamic head-tax levied on non-Muslims. This official survey towards finding out the country's potential population has the characteristic of a historical source for researchers. Accordingly, the main source of our study is a population register classified with the number 2821 under the date of 1246 of the hegira (c.e. 1830-1831) in the state archives. In this study, by means of this population register, it was tried to analyze and introduce the similarities and differences of the demographic features of the Muslims and non-Muslims both of whom resided in the neighborhoods of Akhisar Kazası of Saruhan Sancağı at the time of population census. Moreover, by comparing the people's professions in Akhisar, it was aimed to show the inhabitants' ways of earning their livelihoods
  • [ X ]
    Öğe
    II. MAHMUD DÖNEMİ’NDE KURUMSAL STANDART SAĞLAMA ÇABALARINA BİR ÖRNEK: ORDUYA DAİR İKİ VESİKAYI ANLAMLANDIRMAK
    (Millî Savunma Üniversitesi, 2021) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    II. Mahmud’un 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nı kanlı bir şekilde ortadan kaldırmasından sonra Avrupa’daki ordulara benzeyen yeni bir ordu kurduğu bilinmektedir. Kuruluş esnasında Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ismi verilen, zaman içerisinde adı ve sistemi değişikliklere uğrayarak devam eden bu ordunun Yeniçeri Ocağı’ndan farklı olarak talimli, zamanının harp usul ve tekniklerini benimseyerek savaşan bir kuvvet olması hedeflenmiştir. Nizam-ı Cedid ordusunun kanunnamesinden örnekle hazırlanan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Kanunnamesi’nde ise yeni ordunun neden kurulduğu, düzeni ve idari yapısına dair açıklamalar yapılmıştır. Bu çalışmada ilk etapta kanunnameden hareketle Mansûre ordusundaki terfi usullerine kısaca değinilmiştir. Ordunun ilk kuruluşundan sonra askerî hiyerarşi içinde yükselebilmek adına Osmanlı askerinin sahip olduğu yahut olması gereken vasıfların/standartların neler olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Son kertede ise kesin tarihlerini bilmemekle/belirleyememekle birlikte II. Mahmud Dönemi’ne ait olduğuna kanaat getirdiğimiz iki farklı vesika üzerinden yeni orduda oluşturulmaya başlanan/çabalanan terfi standartlarının neler olduğuna dair çıkarımlar yapılmıştır. Zikredeceğimiz ilk evrak onbaşılıktan binbaşılığa uzanan silsile içerisinde yer alan askerlerin sahip olması gereken vasıflara ve belirli rütbelerin terfi edebilmesi için hizmet etmesi gereken asgari süreye değinmektedir. İkinci belgemiz ise kısıtlı bir yetenek analizi olarak tasvir edilebilecek bir birlik/kadro defteridir. Bu defterin askerî bürokrasinin tuttuğu ilk sicil örneklerinden birisi olduğu ve terfilere dair hazırlandığı düşünülmektedir
  • [ X ]
    Öğe
    II. MAHMUD DÖNEMİ’NDE KURUMSAL STANDARTSAĞLAMA ÇABALARINA BİR ÖRNEK: ORDUYA DAİRİKİ VESİKAYI ANLAMLANDIRMAK
    (2021) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    II. Mahmud’un 1826 yılında Yeniçeri Ocağı’nı kanlı bir şekilde ortadan kaldırmasından sonra Avrupa’daki ordulara benzeyen yeni bir ordu kurduğu bilinmektedir. Kuruluş esnasında Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ismi verilen, zaman içerisinde adı ve sistemi değişikliklere uğrayarak devam eden bu ordunun Yeniçeri Ocağı’ndan farklı olarak talimli, zamanının harp usul ve tekniklerini benimseyerek savaşan bir kuvvet olması hedeflenmiştir. Nizam-ı Cedid ordusunun kanunnamesinden örnekle hazırlanan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye Kanunnamesi’nde ise yeni ordunun neden kurulduğu, düzeni ve idari yapısına dair açıklamalar yapılmıştır.Bu çalışmada ilk etapta kanunnameden hareketle Mansûre ordusundaki terfi usullerine kısaca değinilmiştir. Ordunun ilk kuruluşundan sonra askerî hiyerarşi içinde yükselebilmek adına Osmanlı askerinin sahip olduğu yahut olması gereken vasıfların/standartların neler olduğu açıklanmaya çalışılmıştır. Son kertede ise kesin tarihlerini bilmemekle/belirleyememekle birlikte II. Mahmud Dönemi’ne ait olduğuna kanaat getirdiğimiz iki farklı vesika üzerinden yeni orduda oluşturulmaya başlanan/çabalanan terfi standartlarının neler olduğuna dair çıkarımlar yapılmıştır. Zikredeceğimiz ilk evrak onbaşılıktan binbaşılığa uzanan silsile içerisinde yer alan askerlerin sahip olması gereken vasıflara ve belirli rütbelerin terfi edebilmesi için hizmet etmesi gereken asgari süreyedeğinmektedir. İkinci belgemiz ise kısıtlı bir yetenek analizi olarak tasvir edilebilecek bir birlik/kadro defteridir. Bu defterin askerî bürokrasinin tuttuğu ilk sicil örneklerinden birisi olduğu ve terfilere dair hazırlandığı düşünülmektedir.
  • [ X ]
    Öğe
    OSMANLI DEVLETİ’NİN İLK GENEL SAYIMININ ÖNCÜSÜ OLARAK ÖNERİLEN SAYIMLAR
    (Asos Eğitim Bilişim Danışmanlık San. Tic. Ltd. Şti., 2020) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Osmanlı Devleti’nin klasik olarak adlandırılan periyodunda devletin timar, avarız gibi mali amaçlara hizmet eden sayımlar yaptığı bilinmektedir. Bununla beraber Osmanlı İmparatorluğunda genel manadaki ilk nüfus sayımı 1830-1831 tarihinde icra edilmiştir. Bu yüzyıldaki nüfus sayımlarının temel amacı yeni kurulan Asâkir-i Mansûre-i Muhammediye ordusu için asker teminidir. Bununla beraber tahrir, avarız gibi uygulamaların dışında 1770’li yıllarda pragmatist amaçlarla yapılmış başka sayımlar da mevcuttur. Bu çerçevede her hangi bir savaş durumunda ihtiyaç gereği yapılan ve zorunlu/gönüllü asker celbi manasına gelen nefir-i amm uygulaması için söz konusu dönemde yapılmış çeşitli sayımlar vardır. Ek olarak bilhassa Rumeli’deki eşkıyalık faaliyetlerinin önüne geçmek adına uygulanan böl-gesel nüfus tahrirleri de mevcuttur. Bu çalışmada yukarıda zikredilen Rumeli’deki nefir-i amm uygulamaları için asker yazmak ile eşkıyalık edenlerin tespiti amacıyla yapılan sayımlar mevzubahis edilmiştir. Ayrıca, ilk genel sayıma öncü olarak ad-debilecek bir başka sayım da 1826 tarihinde Rumeli’deki Evlâd-ı Fâtihân grupları-nın tahriridir. Bu bağlamda söz konusu tahririn –belki de- 1826 İstanbul sayımıyla birlikte Osmanlı Devleti’nde yapılan ilk nüfus sayım ve yazım örneği olduğu da iddia edilebilir
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Passwords in the Ottoman military in the nineteenth century: a political and social analysis
    (Routledge Journals, Taylor & Francis Ltd, 2025) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    'Parola' is a Turkish word of Italian origin. Throughout history, it has been used by various civilizations as a security measure that distinguishes friend from foe, primarily by military units and secret society. The use of passwords in the Ottoman army differed according to periods. In the Ottoman classical period (1300-1600), there are hints about the use of passwords in the army. In the eighteenth century, password usage in the Ottoman army was abandoned or not given enough importance. By the first half of the nineteenth century, the modern Ottoman army, like its European counterparts, began employing passwords as a security measure and password usage even became a reality of social life for a short period. The use of passwords entered the Ottoman Military Penal Code in the second half of the nineteenth century. This study focuses for the first time on password usage in the Ottoman Empire during the nineteenth century.
  • [ X ]
    Öğe
    Primary (sıbyan) Schools and Student Numbers in Istanbul during the Era of Mahmut II
    (Istanbul 29 Mayis University - ISAM, TDV Centre for Islamic Studies, 2022) Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Primary (Sıbyan) schools were institutions established by sultans, statesmen and wealthy people to provide basic religious education to Muslim children in the Ottoman Empire. These schools, which were an important element of Ottoman social life, were not subjected to supervision or controlled by a central unit/organization, especially since the state did not have an agenda or a policy in the field of education until the second half of the 19th century. In this context, although there are some assumptions in the literature about the number of sibyan schools in the capital in various centuries, the exact number of sibyan schools in Istanbul is unknown, especially in the first half of the 18th and 19th century. Despite these explanations, it is understood based particularly on the archival materials of Topkapi Palace that different sultans gave their blessing to the sibyan schools in Istanbul for various reasons in almost every period. Based on these data, the study tries to establish the number of students in Muslim schools in the capital from the end of the 18th century to the end of the Mahmud II period. In addition, issues regarding the change of the state’s view of its subjects over time are briefly mentioned through the schools. © 2022, Istanbul 29 Mayis University - ISAM, TDV Centre for Islamic Studies. All rights reserved.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    WEAPONS PRODUCTION IN KALKANDELEN (TETOVO) IN THE NINETEENTH AND BEGINNING OF THE TWENTIETH CENTURIES
    (Muzeul Municipal Ioan Raica Sebes, 2024) Doğan, Merve; Özekmekçi, Mustafa Mesut
    Tetovo is located in North Macedonia today. Known as Kalkandelen during the Ottoman period, it was one of the most important Balkan cities, where the inhabitants produced a considerable number and quality of weapons in their private workshops from the eighteenth century onwards. In the nineteenth and the beginning of the twentieth centuries, the large number of gunsmiths in the town were highly skilled. During the reign of Sultan Mahmut II, pistols were produced in the town for the new Ottoman army. Some manufacturers also traded in these weapons. The central government took various measures to monopolise the production of these weapons. Despite all the measures, weapons manufacturing and repair processes in the town could never be completely stopped. © 2024 Muzeul Municipal Ioan Raica Sebes. All rights reserved.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim