ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dergisi (2013 - halen)
Bu koleksiyon için kalıcı URI
Güncel Gönderiler
Öğe Zeytin Bahçelerinde Zeytin Güvesi Prays oleae Bernard (Lepidoptera: Yponomeutidae)’nin Mücadelesi Hakkında Çiftçilerin Bilinç Düzeylerinin Belirlenmesi(2018) Kırıkoğlu, Osman; Genç, HanifeZeytinin en önemli böcek zararlılarından biri olan zeytin güvesi, Prays oleae Bernard (Lepidoptera:Yponomeutidae) zeytin (Oleae europeae) üretimi yapılan hemen hemen her yerde bulunmaktadır. Zararlınınzeytin dışındaki diğer konukçuları, yabani zeytin (Oleae oleaster), akçakesme (Phillyrea spp.), yasemin(Jasminum spp.), kurtbağrı (Ligustrum spp.) vb. olduğu bilinmektedir. Ekonomik öneme sahip hem sofralık hemde yağlık zeytin üretimi Güney Marmara Bölgesinde ve yaygın olarak Bursa, Balıkesir ve Çanakkale illerindeolarak yapılmaktadır. Zeytin güvesi özellikle sofralık zeytin üretim alanlarında, zeytinin yaprak, çiçek ve meyvegibi her fenolojik döneminde bir nesil vererek iklim şartlarına bağlı olarak yılda 3 döl vermektedir. Çalışmada,Bursa ve Çanakkale ili zeytin bahçelerinde önemli bir zararlı olan zeytin güvesinin tanınması ve mücadelesihakkında çiftçilerin bilinç düzeylerinin belirlenmesi hedeflenmiştir. Bu amaç doğrultusunda hazırlanan anketçalışması 2017 yılının Ağustos, Eylül ve Ekim aylarında Bursa ilinin Mudanya ilçesine bağlı, Yaylacık,Dereköy, İpek Yayla, Çepni, Mürselköy, Dedeköy, Küçük Yenice, Balabancık, Hançerli köyü ve Çanakkaleilinin Ayvacık ilçesine bağlı, Sazlı, Kozlu, Kayalar, Bademli, Küçükkuyu köylerinde yürütülmüştür. Toplamda60 çiftçi ile yüz yüze görüşülerek, 20 sorudan oluşan anket uygulanmıştır. Çalışma sonucunda, çiftçilerin eğitimdurumu, yaşı, zeytin yetiştiriciliği yapılan arazinin büyüklüğü, zararlı ile mücadelede danışılan kurumlar,mücadele konusunda bilgi düzeyleri ve mücadelede kullandıkları tarım ilaçları vs. gibi konularda bilgiler ortayakoyulmuştur. Elde edilen bulgular, Bursa ve Çanakkale’deki zeytin üreticilerin zeytin güvesi hakkındaki bilgidüzeylerini ve farkındalıklarını ortaya koymuştur.Öğe Yeni Armut Çeşidi: Akçay 77®(2016) Ekinci, Neslihan; Akçay, M. EminYeni armut çeşitlerinin üretime kazandırılmasında melezleme ıslahı çalışmaları ile doğal tomurcuk mutasyonları ayrı bir önem taşımaktadır. Bursa\"nın Samanlı mahallesinde bulunan ,,Santa Maria\" armut bahçelerinde yapılan gözlem ve incelemeler sırasında mutasyona uğradığı düşünülen bir ana bitki belirlenmiştir. Farklı özellikteki bu ana bitkinin dalından alınan aşı kalemleri BA-29 ayva klon anaçlarına aşılanmış ve elde edilen fidanlarla kurulan parsel üzerinde gerekli fenolojik ve pomolojik gözlemler yapılmıştır. Atatürk Bahçe Kültürleri Merkez Araştırma Enstitüsü\"nde on yıl süren çalışmalar sonucunda 2011 yılında Akçay 77® ismi ile tescillenmiş ve yeni bir çeşit olarak üretime ve çiftçilerin beğenisine sunulmuştur. Akçay 77® armut çeşidinin ağaçları bodur ve yarı-bodur klon anaçları üzerinde orta kuvvette, dik veya yarı-dik olarak gelişme göstermektedir. Erken verime başlamakta, çiçeklenme orta mevsimde ve hasat zamanı Yalova şartlarında genellikle Ağustos ayının ilk haftasında olmaktadır. Meyveleri basık armut şekilli ortalama 242,34 g ağırlığında, sarı-yeşil renkli, güneş gören yüzü pembe renkli, meyve eti sulu ve tereyağı grubunda bir çeşittir. Sık dikime ve depolamaya uygundur.Öğe Yalova İncisi Üzüm Çeşidinde Farklı Taç Yönetimi Uygulamalarının Yaprakların Stoma Özellikleri Üzerine Etkileri(2018) Atik, Fulya; Dardeniz, AlperBu araştırma, ‘ÇOMÜ Dardanos Yerleşkesi Ziraat Fakültesi Çiftliği Uygulama ve AraştırmaBirimi’ndeki ‘Sofralık Üzüm Çeşitleri Uygulama ve Araştırma Bağı’nda, 2016 yılı vejetasyon dönemindeyürütülmüştür. Araştırmada, bağdaki ‘41B’ anacı üzerine aşılı ‘Yalova İncisi’ üzüm çeşidinde farklı taç yönetimiuygulamalarının (1. uygulama; 1. bağlama telinin 10 cm altından uç alma, 2. uygulama; 1. bağlama telinin 10 cmüzerinden uç alma, 3. uygulama; 2. bağlama teli hizasından uç alma (kontrol), 4. uygulama; sürgünleri 2.bağlama teli hizasından uzun bırakma, 5. uygulama; Sylvoz usulü taç yönetimi) yaprakların stoma özellikleriüzerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bunun için, her uygulamadan birer adet omca belirlenerek,omcaların tesadüfî olarak seçilen yazlık sürgünlerinin 5., 6., 7., 8. ve 9. boğumlarındaki yapraklarının uçdilimleri üzerinden, ‘tırnak cilası yardımıyla kalıp çıkarma yöntemine’ göre stoma kalıpları elde edilmiştir.Alınan stoma kalıpları, stoma yoğunluk ve büyüklüklerinin tespiti amacıyla 10x40 büyütmeli ışıkmikroskobunda incelenmiş, stoma sayımları 0,196 mm2’lik görüş alanından gerçekleştirilip elde edilen stomasayılarının 5,1 katı alınarak, 1 mm2’deki stoma sayıları hesaplanmıştır. ‘Yalova İncisi’ üzüm çeşidinde farklı taçyönetimi uygulamalarının stoma yoğunluğu ile stoma eni ve stoma boyu parametrelerinde önemli etkileroluşturduğu belirlenmiştir. Bütün boğumların ortalaması olarak en yüksek stoma yoğunluğunu 2. uygulama(124,4 adet/mm2), en düşük stoma yoğunluğunu 5. uygulama (99,3 adet/mm2) oluşturmuş, farklı boğumlarbazında stoma yoğunlukları arasında önemli bir farklılık tespit edilememiştir. Bütün boğumların ortalamasıolarak en geniş stomaları 4. uygulama (18,65 ?m), en dar stomaları 2. (16,88 ?m) ve 3. uygulamalar (17,20 ?m)vermiştir. En geniş stomalar 5. boğumdan (18,52 ?m), en dar stomalar 9. (17,21 ?m) ve 8. boğumlardan (18,40?m) elde edilmiştir. Bütün boğumların ortalaması olarak en uzun stomalar 4. (30,26 ?m) ve 5. uygulamalardan(30,17), en kısa stomalar 3. (29,14 ?m), 1. (29,24 ?m) ve 2. uygulamalardan (29,30 ?m) alınmıştır. En uzunstomaları 5. boğum (30,20 ?m) oluşturmuştur.Öğe Vermikompostun Ispanak(Spinacia oleraceaL.) Verimive BazıToprakÖzellikleri Üzerine Etkisi(2016) Özkan, Nurdan; Dağlıoğlu, Mehmet; Ünser, Ergül; Müftüoğlu, Nuray MücellaDenemede, organik bir gübre olan vermikompostun farklı dozları kullanılarak bazı bitki ve toprak özellikleri üzerine olan etkisi araştırılmıştır. Çalışma, Çanakkale 18 Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Besleme Bölümü seralarında yürütülmüş ve bitki materyali olarak da Catrina F1 çeşidi ıspanak kullanılmıştır. Yetiştirme ortamı toprak ile vermikompostun 6 dozu (0; 1; 2; 3; 4 ve 5 ton/da) karıştırılması ile elde edilmiştir. Araştırmada; ıspanak bitkisinin verimi, bitki boyu, yaprak sayısı, yaprak boyu, yaprak eni, bitki ağırlığı, kök ağırlığı ve verim/kök ağırlığı oranı, toprakta ise; toprak reaksiyonu, suda çözünebilir tuz miktarı, kireç, organik madde, fosfor ve potasyum özellikleri incelenmiştir. Sonuç olarak uygulanan vermikompost miktarı arttıkça; bitki özelliklerinden verim, bitki boyu, yaprak boyu, yaprak eni, bitki ağırlığı ve kök ağırlığı değerlerinin arttığı ve değişimin istatiksel anlamda önemli olduğu belirlenmiştir. Yaprak sayısı değerleri vermikompost miktarı artışı ile birlikte artış göstermiş ancak istatistiki anlamda önemli bulunmamıştır. Verim/kök ağırlığı oranı verilen vermikompost miktarı ile genellikle azalmış ancak istatiksel anlamda bir fark olmadığı saptanmıştır. Toprak özelliklerinden; toprak reaksiyonu ve fosfor değerleri arasındaki farklar istatiksel anlamda önemli bulunmuştur. Vermikompost uygulaması ile suda çözünebilir tuz, kireç, organik madde miktarında değişme olmuş fakat istatiksel anlamda önemli bulunmamıştırÖğe Türklerde deve güreşlerinin orta asya'dan anadolu'ya 4.000 yıllık geçmişi(2014) Yılmaz, Orhan; Ertürk, Yakup Erdal; Ertuğrul, MehmetBinlerce yıldır süren Türk Tarihi boyunca at ve koyunun yanısıra deve de önemli bir hayvan idi.Arkeolojik kanıtlara göre Türkler arasında deve güreşlerinin en azından 4.000 yıllık geçmişi vardır. Rusya Cumhuriyeti?ne bağlı Hakasya Cumhuriyeti?nin Sulekskay, Margiana?da bulunan deve güreşini gösteren bir taş tılsım en azından M.Ö. 2.000 yılına tarihlenmiştir. Ayrıca Kazakistan?ın Beşoba Kurganı ile Rusya?da güneyUrallar?da Filippovka?da bulunan ve M.Ö. 6. veya 5. yüzyıl ile M.Ö. 5. veya 4. yüzyıla tarihlenen 2 ayrı bronzplak üzerinde birbirleri ile güreşen deve figürleri bulunmaktadır. Bu kanıtlar bize deve güreşlerinin en az 4.000yıl önce başladığını göstermektedir. Deve güreşleri günümüzde küçük bir deve güreşi taraftarları tara fından yürütülmektedir.Öğe Türkiye'de Yetiştirilen Kimi Tek Tırnaklılara Ait Bazı Morfolojik Özellikler(2014) Yılmaz, Orhan; Ertuğrul, MehmetBu çalışma Malakan Atı, Türk Katırı ve Anadolu Eşeğinin bazı morfolojik özelliklerini belirlemekamacıyla gerçekleştirilmiştir. Çalışmada 106 (57 erkek ve 49 dişi) at, 144 (75 erkek ve 69 dişi) katır ve 194 (124erkek ve 70 dişi) eşek kullanılmıştır. Elde edilen verilere, Minitab 15 bilgisayar programı kullanılarak ANOVAve t test analizleri yapılmıştır. Malakan Atı için tanımlayıcı istatistik değerler cidago yüksekliği 142,9±0,48 cm,sağrı yüksekliği 142,0±0,46 cm, vücut uzunluğu 146,1±0,79 cm, göğüs çevresi 163,2±1,09 cm, göğüs derinliği66,7±0,42 cm, ön incik çevresi 19,1±0,16 cm, baş uzunluğu 56,4±0,38 cm ve kulak uzunluğu 12,8±0,16 cmolarak belirlenmiştir. Bu değerler Türk Katırı için cidago yüksekliği 131,7±0,59 cm, sağrı yüksekliği 132±0,58cm, vücut uzunluğu 135,1±0,60 cm, göğüs çevresi 149±0,62 cm, göğüs derinliği 60,5±0,38 cm, ön incik çevresi16,3±0,12 cm, baş uzunluğu 55,2±0,37 cm ve kulak uzunluğu 19,8±0,17 cm olarak belirlenmiştir. Aynı değerlerAnadolu Eşeği için cidago yüksekliği 102,3±0,53 cm, sağrı yüksekliği 104,3±0,50 cm, vücut uzunluğu105,2±0,57 cm, göğüs çevresi 113,5±0,49 cm, göğüs derinliği 45,7±0,30 cm, ön incik çevresi 13,6±0,08 cm, başuzunluğu 48,7±0,22 cm ve kulak uzunluğu 21,9±0,14 cm olarak belirlenmiştir.Öğe Türkiye’de Pamuk Üretimi İçin Bir Öngörü Modeli: Var Yaklaşımı(2018) Eski, Özlem; Kayalak, SelmaBu çalışmada, 1981’den 2017’ya kadar 36 yıllık dönemdeki pamuk sektörü incelenerek, Türkiye’ninpamuk lifi üretimi, üretim alanları, tüketim, pamuk dış ticareti ve pamuk fiyatları arasındaki karşılıklı etkileşimibelirleyerek, VAR modelinden yararlanılarak geleceğe yönelik öngörü yapmak planlanmıştır. Pamuk bitkisi,dünyada ve Türkiye’de stratejik bir öneme sahiptir. Türkiye’de pamuk ekim alanları, 36 yıllık süreçte %38azalmış olmasına rağmen, verime bağlı olarak pamuk üretim miktarı %51 artmıştır. Türkiye, 1995’lere kadarpamuk üretiminin de kendine yeterli bir ülkeyken özellikle tekstil sanayindeki büyüme, dünya fiyatlarındakideğişimler, girdi masraflarındaki artışlar, destekleme politikalarının yetersiz kalması gibi nedenlerle 2017 yılınagelindiğinde önemli bir ithalatçı konumuna gelmiştir. Türkiye’de pamuk üreticisinin yüksek maliyet sorunuylaortaya çıkan dünya fiyatları karşısındaki dezavantajı, özellikle verimlilik artışı ve girdi desteklemesine yönelikpolitikalar geliştirilmesiyle mümkün olabilecektir. Pamuk destekleme primlerinin belirlenmesinde üretimmaliyeti ve dünya fiyatları dikkate alınarak yapılmalıdır.Öğe Türkiye"de Tarımsal Örgütlenme Politikalarının ve Mevzuatının İrdelenmesi: Tarımsal lı Kooperatifler Örneği(2013) Tan, Sibel; Karaönder, İlkerTarım sektörü insan ihtiyacı olan gıda gereksinimini karşılaması, sanayiye ham madde sağlaması, istihdam yaratması gibi fonksiyonlarından dolayı önemini sürekli korumakta ve bu işlevleri yerine getirirken çeşitli sorunlarla mücadele etmektedir. Örneğin girdi fiyatlarının yüksek olmasına karşın, ürünlerin satış fiyatlarının düşük olması, sorunları sıklıkla tartışılmaktadır. Bu sorunların ve sektörün diğer pek çok sorununa çözüm olarak görülen tarımsal amaçlı örgütlenmenin etkin olmaması da ilave olarak sektörün bir başka önemli sorunu olarak karşımıza çıkmaktadır. Tarımda tespit edilen bu ve benzeri sorunlara çeşitli çözüm önerileri sunulmaktadır ve tarımsal örgütlerin güçlendirilmesi genelde bu çözüm önerileri arasında yer almaktadır. Sonuç olarak, tarımsal örgütlerin başarısızlığı hem sorun olarak karşımıza çıkmakta hem de diğer sorunların çözümü için yine güçlü tarımsal örgütlerin önemi vurgulanmaktadır. Türkiye'de tarımsal örgütlerle ilgili yapılan birçok araştırmada örgütlerin başarısızlığı incelenmiş ve başarısızlığın sebepleri belirlenmiştir. Yapılan araştırmaların önemli bir kısmında -mevzuattan kaynaklanan sorunlar? ortak sonuç olarak tespit edilmiştir. Dolayısıyla, bu araştırmada tarımsal örgütlerin mevzuattan kaynaklanan sorunları ve tarımsal örgütlenme politikaları irdelenmiş, konuyla ilgili çözüm önerileri sunulmuştur.Öğe Tuz ve potasyum uygulamalarının mısırın yaprak su durumu ile bazı agronomik ve yansıma özelliklerine etkileri(2014) Demirel, Kürşad; Çamoğlu, Gökhan; İnalpulat, Melis; Kahrıman, Fatih; Genç, LeventBu çalışma, mısır bitkisinin erken vejetatif döneminde potasyum eksikliğinin ve tuz stresi koşullarındauygulanan potasyum düzeylerinin bazı agronomik özelliklere, biyokütleye, yaprak su göstergelerine ve spektralkarakteristiklerine etkisini belirlemek amacıyla 2012 yılında laboratuar koşullarında yürütülmüştür . Denemede mısıra 2 farklı tuz (0,5 ve 4, 0 ds m-1 ) ve 4 farklı potasyum seviyesi (14 kg da -1 , 28 kg da -1 , 56 kg da -1 , 84 kg da -1 )uygulanmıştır. Çalışmada, agronomik ölçümler (bitki boyu, taç genişliği, gövde çapı), biyokütle verimleri (toprak üstü yaş ve kuru ağırlık) ve yaprak su göstergelerine ait parametrelerin (yaprak oransal su içeriği (YOSİ), eşdeğer su yüksekliği (ESY), yaprak su içeriği (YSİ) yanı sıra; spektral ölçümlere dayalı bazı indekslerhesaplanmıştır. Çalışma sonucunda, mısır bitkisinde erken döneminde yeterli potasyum uygulanması durumundatolerans seviyesinden daha fazla uygulanan tuz konusunda (4, 0 ds m-1) bitki taç genişliği, bitki boyu ve gövdeçapı değerlerinin etkilenmediği görülmüştür. En yüksek yaprak su göste rge değerleri 0, 5 ds m-1tuz ve 14 kg da -1potasyumun uygulandığı bitkilerde elde edilmiştir. Ayrıca, yüksek tuz uygulamalarında yaprak su içeriğininazaldığı ancak yüksek potasyum uygulanması ile tekrar artış olduğu gözlenmiştir. Buna karşın, biyokütledeğerleri su içeriğinin tersine bir eğilim göstermiştir. Spektral indekslerden yalnızca PRI (fotokimyasal yansımaindeksi) için uygulamalar arasında fark önemli bulunmuştur. Korelasyon analizi sonuçları da PRI ile yaprak sugöstergeleri arasında pozitif yönde (0,58 0,75) bir ilişki olduğunu göstermiştir.Öğe Tritikale ile Bezelye, Bakla ve Fiğ Karışım Oranlarının BelirlenerekYem Verimi ve Kalitesine Etkileri(2016) Yıldırım, Selim; Parlak, Altıngül ÖzaslanTek yıllık baklagiller ile tahılların karışık ekilmesi her geçen gün yaygınlaşmaktadır. Tritikale (xTriticosecale Wittmack), bakla (Vicia faba L.), bezelye (Pisum arvense L.), Macar fiği (Vicia pannonica L.) bitkileri yalın ve tritikale ile üç farklı karışım oranında (75:25, 50:50 ve 25:75) ekilerek yeşil, kuru ot verimi, baklagil, buğdaygil ve yabancı ot oranları ham protein (HP), NDF, ADF, ADL ve kül miktarları belirlenmiştir. Karışımlarda ekimlerdeki baklagil ve buğdaygil oranlarının azalmasıyla hasat esnasında da baklagil ve buğdaygil oranları önemli derecede azalmıştır. Yabancı ot en az yalın ekilen tritikale ile tritikalenin bakla ile yapılan karışımlarında belirlenmiştir. En yüksek yeşil ot yalın baklada belirlenirken, kuru ot ise yalın tritikale ile tritikale: bakla (50:50) karışımlarında tespit edilmiştir. Genel olarak tritikalenin girdiği karışımlarda, tritikalenin oranı arttıkça kuru ot verimi de artmıştır. En yüksek ham protein oranı yalın ekilen baklagillerde, bunların arasında da baklada belirlenmiştir. Karışımdaki baklagillerin oranının artmasıyla ham protein oranı da artmıştır. Yalın ekilen baklagillerin NDF oranı en düşük olmuştur. Karışımlarda baklagillerin oranı düştükçe NDF oranının arttığı tespit edilmiştir. Bakla ve Macar fiği karışımlarında baklagillerin karışımlardaki oranının düşmesiyle ADL oranları da önemli derecede azalmıştır. Yalın baklanın kül oranı en yüksek olurken, tritikalenin en düşük olmuştur. Karışımların kül miktarları birbirine yakın olmuştur. Sonuç olarak yalın ekimlerin verimi yüksek çıksa da ot kalitesinin yüksek olması, çevrenin sürdürülebilirliği açısından tritikale: bakla (50:50) karışım oranı ile ekilmesi tavsiye edilebilirÖğe Trakya’da Bazı Kışlık Tek Yıllık Tarla Bitkilerinin Silaj Üretiminde Kullanılma İmkânlarının Araştırılması(2018) Karaevli, Mehmet Erdem; Baytekin, HarunBu araştırma, hayvansal üretimin yoğun olarak yapıldığı Trakya Bölgesi’nde, sulanamayan kıraçarazilerde silaj üretimi için, buğday, arpa, tritikale, yulaf ve kolza gibi bazı kışlık tarla bitkilerinin silaj üretimpotansiyellerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Çalışmada Tekirdağ ilinin Kayı köyünde üreticiarazilerinde hasat edilen buğday, arpa, yulaf, tritikale ve kolza hasıllarına farklı miktar ve dozlarda arpa kırmasıve inokulant eklenmiş ve bitki türlerinin silaj özellikleri gözlenmiştir. Araştırmada en yüksek yeşil ot ve kurumadde verimleri kolza ve buğdaydan elde edilmiştir. Silaj yapımında kullanılan arpa kırması ve inokulant düzeyiarttıkça silaj özelliklerinde olumlu gelişmeler kaydedilmiştir.Öğe TR22 Güney Marmara Bölgesindeki Tüketicilerin Süt ve Süt Ürünleri Tüketim Düzeylerinin Belirlenmesi(2016) Niyaz, Özge CanSüt, insan beslenmesinde önemli bir yere sahiptir. Süt ve süt ürünleri, günlük beslenme düzeninde yer alan temel protein kaynaklarını oluşturmaktadır. Türkiye, süt üretimi açısından dünya sıralamasında ilk onda yer almasına rağmen içme sütü tüketimi açısından gelişmiş ülkelerin oldukça gerisinde kalmaktadır. Bu çalışmanın amacı, süt üretiminde Türkiye\"nin önde gelen bölgelerinden biri olan TR22 Güney Marmara Bölgesindeki tüketicilerin, süt ve süt ürünleri tüketim düzeylerinin belirlenmesidir. Çalışmanın ana materyalini tüketiciler ile yüz yüze yapılan anketler oluşturmaktadır. Oransal örnekleme yöntemi kullanılarak 166 tüketici ile anket yapılmasına karar verilmiştir. Elde edilen birincil veriler temel istatistiki yöntemler ile değerlendirilmiştir. Buna göre düzenli olarak her gün süt içenlerin oranı yalnızca %16 civarındadır. Tüketicilerin %85\"i yalnızca inek sütü tüketmektedir. Günlük ortalama süt tüketimi kişi başına 0,136 lt olarak belirlenmiştir. Araştırma bölgesindeki tüketicilerin süt ve süt ürünleri tüketim miktarları, gelişmiş ülkelerle kıyaslandığında düşük düzeyde kalmaktadır.Öğe Topraksız Ortamda Yetiştirilen Marul Bitkisinin Gelişimi Üzerine Farklı Saksı Tiplerinin Etkileri(2016) Atlas, Onur; Sümer, AliYapılan bu çalışmada, farklı saksı tiplerinin sera koşullarında yetiştirilen marul bitkisinin morfolojik özellikleri üzerine etkisi araştırılmıştır. İlkbahar döneminde yürütülen bu çalışmada; her biri dört litre hacminde bez (smart pot), delikli (air pot) ve düz (plastik ) saksı kullanılmıştır. Saksılara marul fideleri dört yapraklı olduklarında 22.02.2016 tarihinde tesadüf parselleri deneme desenine göre 7 tekerrürlü olarak dikilmiş ve toplamda 21 bitki ile çalışılmıştır. Yetiştirme ortamı olarak perlit seçilmiş, besin çözeltisi olarak hoagland solüsyonu kullanılmıştır. Perlitin nemi, deneme süresince tarla kapasitesi düzeyinde tutulmuştur.Bitkiler 06.04.2016 tarihinde hasat edilmiştir. Yapılan morfolojik ölçümlerde en iyi bitki gelişimi yaprak yaş ağırlığı 130,5 gr ile delikli saksıdan elde edilmiştir. Düz saksının 1674,6 cm ile en yüksek kök uzunluğu ortalamasına sahip olmasına rağmen yaprak yaş ağırlığında 128,5 gr ile ikinci sıradadır. Bez saksının aşırı su tüketimi sebebiyle bitki gelişimine olumsuz etki ettiği belirlenmiştir.Öğe Tohum ve Ot Üretimi Amacıyla Buğday Yetiştiriciliği Üzerine Farklı Biçim Sayısı ve Yüksekliklerinin Etkileri(2018) Gökkuş, Ahmet; Alatürk, Fırat; Çil, Kerim; Tuna, İsmail Hakkı; Akar, Cansu; Kaya, SedağAraştırmada, tane üretimi amacıyla buğday yetiştiriciliğinde ot üretiminin de mümkün olabilirliği veböylece daha kârlı bir üretim sisteminin ortaya konması amaçlanmıştır. Deneme 2016-2017 yetiştirmedöneminde ÇOMÜ Ziraat Fakültesi Dardanos Yerleşkesi deneme alanında tesadüf blokları deneme deseninegöre 3 tekerrürlü olarak kurulmuştur. İki faktörlü olarak kurulan denemede bitkiler farklı yüksekliklereulaştıklarında (20, 30 ve 40 cm) değişik sayılarda (0 (kontrol), 1, 2, 3 ve 4 kez biçim) biçilmiştir. Biçimde 5 cmanız bırakılmıştır. Çalışmada buğdayın ot ve tohum verimleri, otun ham protein, NDF ve ADF oranlarıincelenmiştir. Elde edilen sonuçlara göre biçim sayısı arttıkça yeşil ve kuru ot verimlerinde artışlar olmuştur.Dört kez biçilen parsellerin bir kez biçilene göre yeşil ot veriminde %155,0, kuru ot veriminde ise %187,0oranında artış kaydedilmiştir. Bunun yanında biçim sayısı ve biçim olgunluk yüksekliğinin artışına bağlı olaraktohum verimi düşmüştür. Biçim sayısında kontrol parseli ile 4 kez biçim yapılan parsellerin tohum verimleriarasında %65,4 azalma kaydedilmiş, 20 cm biçim olgunluğu ile 40 cm arasındaki fark ise %18,6 olmuştur.Uygulanan faktörlere bağlı olarak otun besin maddesi içeriklerinde (ham protein, NDF ve ADF) önemli değişimolmamıştır. Yapılan ekonomik değerlendirme sonucunda ikili üretim (ot+tohum) uygulamalarının tekli üretime(tohum) göre daha ekonomik olduğu ve özellikle ot için iki biçim yaptıktan sonra tohum üretimine yönelmenindaha ekonomik olacağı sonucuna varılmıştır.Öğe Toprak Nem Değişiminin HYDRUS Programı Yardımıyla Modellenmesi(2014) Demirel, KürşadKüresel ısınmayla birlikte su daha da önemli bir tarımsal girdi olmuştur. Tarımsal üretimde, nitelikli vebol ürün alınabilmesi için bitkilerin yetişme koşullarını etkileyen faktörlerin ortaya konulması gerekmektedir.Toprak nemi bu faktörlerin en başında gelmektedir. Bitkilerin bu nemden yararlanabilmeleri için belli sınırlardatutulması oldukça önemlidir. Uzaktan algılama, hassas tarım uygulamaları, yüzey ve yüzey altı su akışları,toprak su bitki atmosfer modelleri güvenilir ve eş zamanlı olarak ölçülen toprak nemi değerlerine ihtiyaçduymaktadır. Arazi ve laboratuar koşullarında, toprak içerisindeki su hareketinin veya toprak nem değişimininbelirlenmesi oldukça zor ve zaman alıcıdır. Son zamanlarda, bilgisayar modelleri ile toprak neminin ve toprakiçerisindeki su akışının simülasyonu daha kolay yapılabilmektedir. Bu amaçla kullanılan HYDRUS, toprak suakışının izlenmesinde en yaygın olarak kullanılan programlardan birisidir. Bu çalışmada, HYDRUS programı veörnek bir uygulama ile programın kullanımı için gerekli verilerin tanıtılması amaçlanmıştırÖğe Ton Balığı Karaciğer Dokusunun Besin Değeri Açısından Önemi(2018) Berik, Nermin; Gören, İsmetBu çalışmada; yazılı orkinos (Katsuwonus pelamis, Linnaeus, 1758), sarı yüzgeçli orkinos (Thunnusalbacares, Bonnaterre, 1788) ve kocagözlü orkinos (Thunnus obesus, Lowe, 1839) türleri kullanılmıştır.Toplamda 150 adet bireyde biyometrik ölçümler yapılmıştır. Her türün dişi ve erkek bireylerinin et ve karaciğerdokularında alt örnekleme yapılarak besin bileşimi (protein, su, yağ ve kül) ve yağ asidi kompozisyonlarısaptanmıştır. Genel olarak her üç tür balıkta karaciğer dokusu ete göre daha düşük protein içeriğine sahipolmasına rağmen, yağ içeriği karaciğerlerde önemli ölçüde fazladır (P<0,05). Maksimum yağ içeriği ette %6,44,karaciğerde %9,74 olarak belirlenmiştir. Tüm örneklerde, yağlar başlıca çoklu doymamış yağ asitlerindenoluşmaktadır. Orkinos karaciğerlerinde omega 3/omega 6 (n3/n6) ile DHA/EPA (DokozahekzaenoikAsit/Eikozapentaenoik Asit) miktarları, et ile karşılaştırıldığında daha yüksektir. Genellikle, toplam doymuş(?SFA), tekli doymamış (?MUFA), çoklu doymamış (?PUFA) yağ asitleri ile n3, n6, EPA ve DHA miktarları,erkek bireylerde dişilere nazaran daha yüksek olmasına rağmen istatistiksel olarak önemli bir farklılık arzetmediği tespit edilmiştir (P>0,05). Sonuç olarak, ton balığı işleme endüstrisi atığı olan karaciğerlerin,niteliklerini koruyarak işlenmesi ve ticari olarak sektöre kazandırılması gerekmektedir.Öğe Topraksız Tarımda Farklı Besin Eriyiği Reçetelerinin Göl Soğanı Gelişimi Üzerine Etkileri(2018) Kahraman, Özgür; Akçal, ArdaGöl soğanı (Leucojum aestivum L.), ihracatına kota sınırlamasıyla izin verilen türlerden birisidir. Soğançevre büyüklüğü 7,5 cm üzerindeki göl soğanlarının ihracatına izin verilmektedir. Bu çalışma, topraksız tarımyöntemi kullanılarak farklı besin eriyiği reçetelerinin göl soğanı gelişimi üzerine etkilerini belirlemek için Kasım2015 ile Haziran 2016 tarihleri arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bahçe BitkileriBölümü’nün ısıtmasız cam serasında yürütülmüştür. Bitkisel materyal olarak 8 cm çevre uzunluğundaki gölsoğanları, yetiştirme ortamı olarak perlit torba kültürü kullanılmıştır. Soğanlar içi perlit dolu plastik torbalaradikildikten sonra kökler oluşana kadar su verilmiş. Daha sonra bitkilere dört farklı besin eriyiği (NS %125 NPK,NS %150 NPK, NS %175 NPK ve NS %200 NPK) uygulanmıştır. Denemeden yaprak sayısı, yaprak eni, yaprakkalınlığı, yaprak uzunluğu, gövde çapı, çiçek sayısı, kök uzunluğu ve soğan çapı parametreleri elde edilmiştir.Bu parametrelere SPSS 23 yazılımıyla ile varyans analizi ve Duncan çoklu karşılaştırma testi uygulanmıştır.Farklı besin eriyiği kullanımının yaprak sayısı, yaprak uzunluğu, yaprak eni, gövde çapı ve çiçek sayısı üzerineetkisinin önemsiz, yaprak kalınlığı, kök uzunluğu ve soğan çapı üzerine ise önemli bulunmuştur. En yükseksoğan çapı NS %200 NPK (32,58 mm) ve NS %125 NPK (32,24 mm) besin eriyiği gruplarında gerçekleşmiştir.Öğe Topraksız Tarım Yöntemiyle Sternbergia lutea Soğanlarını Büyütme(2014) Kahraman, ÖzgürBu araştırma, topraksız tarımda farklı yetiştirme ortamlarının sarı çiğdem soğanlarını büyütmedekietkisini belirlemek amacıyla Ege Üniversitesi Ziraat Fakültesi, Bahçe Bitkileri Bölümüne ait plastik ısıtmasızserada 2004 2005 yılları arasında yürütülmüştür. Araştırmada Sternbergia lutea nın 1 1,2 cm çaplı çiçeksoğanları bitkisel materyal; perlit, Hindistan cevizi lifi ve zeolit yetiştirme ortamı olarak kullanılmıştır. Denemeüç tekrarlı olarak tesadüf parselleri deneme desenine göre kurulmuş, her parsele 20 soğan dikilmiştir. Bitkibesleme ve sulama damla sulama sistemi ile günde bir kez yapılmıştır. Denemeden soğan çapı, gövde çapı, kökuzunluğu, yaprak sayısı, yaprak uzunluğu ve yaprak eni verileri elde edilmiş, verilere varyans analizi ve LSDtesti uygulanmıştır. Analizlere göre; en yüksek soğan çapı hindistan cevizi lifinde (2,43 cm) en düşük soğan çapıise zeolitte (1,83cm) tespit edilmiştir. En uzun kök (13,86 cm) ve yaprak uzunluğu (34,80 cm) hindistan cevizilifinden elde edilmiştir.Öğe Tepearası - Eskiköy (Köyceğiz) Yöresi Topraklarının Detaylı Toprak Etüt Haritalanması - Sınıflandırılması ve Drenaj Sorunları(2016) Çelimli, Süleyman Kamil; Ekinci, HüseyinBu çalışmada Tepearası - Eskiköy ovasında bulunan çalışma alanı topraklarının detaylı toprak etüt haritalanması ve bitki besin elementleri yönünden değerlendirilmesi yapılmıştır. Çalışma alanı 1200 da dır. Toprak etüt ve haritalama metodolojisine uygun olarak ön büro, arazi, laboratuar ve ikinci büro çalışmaları yapılmıştır. Çalışmada topografik haritalar ve google earth görüntülerinden yararlanılmıştır. Çalışma alanında 10 adet toprak profili açılmış ve 3 adet toprak serisi saptanmıştır. Bu toprak serileri Boynuzbükü Serisi (B), Mezarlık Serisi (M) ve Tepearası Serisi (T)\"dir. Çalışma alanında en yaygın seri Tepearası Serisi (T)\"dir. Toprak taksonomisine ve WRB\"ye göre sınıflandırma yapılmıştır. Bu toprak serilerine ait fazlar belirlenmiş ve toprak haritası oluşturulmuştur. Çalışma alanında taban suyu gözlemleri yapılmış ve yorumlanmıştır. Ayrıca bitki besin elementi analizi yapılmış ve değerlendirilmiştir.Öğe Taze Fasulyenin Soğukta Muhafazasında Kalite Değişimlerinin Belirlenmesi(2018) Özdemir, Esra; Kaynaş, KenanÇok kısa süre muhafaza edilebilen fasulyede satış fiyatlarını düzenlemek ve raf ömrünü uzatarak, kabuledilebilir kalitede ürünün tüketiciye ulaştırılması, böylece üreticinin korunması amaçlanan bu çalışmada;Çanakkale ilinde (Kösedere Beldesi) yetiştiriciliği yapılan Atlanta yeşil fasulye çeşidinin taze olarak depolanmaolanakları incelenmiştir. Bu kapsamda çeşide özgü meyve büyüklüğünde hasat edilen fasulyeler 70C sıcaklık ve%90 oransal nem koşullarını içeren soğuk depolarda (kontrol), özel su buharı geçirgenliğine sahip LDPE(polipropilen + ethylvinilin) (MA 1) ve normal LDPE torba (MA 2) kullanılarak hazırlanan modifiye atmosferkoşullarında 4 hafta süreyle muhafaza edilmiştir. Muhafaza süresince 10 gün aralıkla meyve suyunda çözünebilirkuru madde, titre edilebilir toplam asitlik, askorbik asit, bakla renk değişimi, fenolik bileşiklerdeki değişim,ağırlık kaybı, görsel kalite (1:pazarlanamaz …-3:pazarlanabilir…5: yüksek kalite) gibi kalite değişimlerisaptanmıştır.Bulgularımıza göre; Atlanta fasulye çeşidinin 70C sıcaklıkta depolanma süresince bakla rengindeyeşilden sarıya açılma, renkte parlaklığın kaybolması, SÇKM değerinde artış, askorbik asit ve TETA değerindeazalma ve fenolik bileşiklerde artışlar saptanmıştır. Kalite özelliklerindeki bu değişim kontrol meyvelerinde dahayüksek her iki MA koşullarında daha düşük düzeylerde gerçekleşmiştir. Ayrıca kontrol grubu fasulyelerdeağırlık kaybı değeri 10 gün depolamadan sonra kabul edilebilir sınırın çok ötesine geçerken, MA koşullarında%1’den daha düşük ağırlık kaybı tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Atlanta fasulye çeşidi normal koşullarda ancak10 gün depolanabilirken MA koşullarında bu sürenin 20 – 25 güne uzatılabileceği saptanmıştır.