Girişimcilik ve Kalkınma Dergisi (2015 - halen)

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 247
  • Öğe
    Endüstri 4.0 Bağlamında Yüksek Teknoloji İçeren Ürün İhracatı ile İşgücü Verimliliği İlişkisi: Panel Nedensellik Analizi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Koyuncu, Günay; Balan, Feyza
    Günümüz ekonomilerinde bilgi ve teknolojisini kendi üretip bu bilgi ve teknolojilerini ihraç eden ülkeler ekonomik ve sosyal yönden diğer ülkelere kıyasla dünya ekonomisi açısından daha önemli bir yere sahip olmaktadır. Yeni teknolojik devrimler emeği her seferinde biraz daha araka plana atmıştır. Bu durum araştırmacıların ve teknik elemanların Endüstri 4.0 sürecinde emek piyasası üzerinde odaklanmalarına yol açmıştır. Bu çalışmanın amacı 36 OECD ülkesinin 2007-2018 yılları arası dönemde Endüstri 4.0 sisteminin önemli çıktılarından olan yüksek teknolojili ürün ihracatı ile emek piyasasında işgücü verimliliği arasındaki nedensel ilişkileri panel veri analizi aracılığıyla ortaya koymaktır. Yeni nesil panel nedensellik testlerinden biri olan panel nedensellik testini Emirmahmutoğlu ve Köse (2011)çalışmasında kullanmıştır. Yapılan çalışma sonucunda 8 ülke için yüksek teknolojili ürün ihracatından işgücü verimliliğine doğru tek yönlü; 6 ülke için işgücü verimliliğinden yüksek teknolojili ürün ihracatına doğru tek yönlü ve 3 ülke için ise çift yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Endüstri 4.0 sürecinde, işgücünün de dönüşüm içine girmesi beklenmektedir. İşgücünün istatistiki bilgi ve analitik düşünce yeteneğine sahip olması, organizasyon ve iş süreçlerini iyi anlayabilmesi, değişime kapalı olmaması ve takım çalışmasına yatkın olması ile öngörülen işsizlik oranının düşmesi beklenmektedir
  • Öğe
    Girişimcilik Eğiliminin İş Performansına Etkisi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Boz, Dursun; Duran, Cengiz; Uğurlu, Abdulgaffar
    Kökeni eski zamanlara dayanan girişimcilik, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş ile birlikte giderek önem kazanmıştır. Küreselleşmenin de ekonomik yapı ve işleyiş ile üzerindeki etkileri düşünüldüğünde, ülkelerin değişen ve gelişen dünya düzenine ayak uydurabilmeleri ve gelişmiş ülke sınıfında yer alabilmeleri girişimcilik eğiliminin açtığı fırsatlar sayesinde mümkün olabilir. İnterdisipliner bir konu haline gelen girişimcilik, günümüzde girişimcilik eğilimi konusunu da oldukça önemli hale getirmiştir. Bu önem işletme yöneticileri tarafından işletme hedef ve amaçlarına ulaşmada çalışanların girişimcilik eğilimi ve iş performansının yükseltilmesinde desteklenmelidir. Bu yönü ile bu çalışmanın amacı girişimcilik eğiliminin ve alt faktörlerinin iş performansı üzerindeki etkisinin belirlenmesidir. Bu amaç ile Osmaniye ili Organize Sanayi Bölgesi’nde faaliyet gösteren 4 ayrı demir- çelik ve mermer işletmesindeki 204 beyaz ve mavi yakalı çalışana gönüllülük esasına göre ulaşılmıştır. Yapılan regresyon analizi sonucunda ise girişimcilik eğilimi ve alt faktörlerinin (risk alma, yenilikçilik, proaktiflik, örgütsel yenilenme, rekabetçi agresiflik ve çevre) iş performansı üzerinde pozitif yönlü anlamlı etkiye sahip olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Eğitim ve Makro Ekonomik Ortam Girişimcilik Ortamının Kalitesini Etkiler mi? Üniversite Öğrencileri Üzerinde Bir Araştırma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Adıgüzel, Zafer; Zehir, Cemal; Musluhıttınoglu, Nisa Nur
    The macroeconomic environment may vary depending on the development level of the countries, and in fact, the macroeconomic environment is very important for entrepreneurs in order to evaluate opportunities. In specific, the entrepreneurship activities of university students can be affected by both the education they receive at the university and macroeconomic conditions. Insufficient education in the university and inadequate macroeconomic conditions can prevent young people from pursuing entrepreneurship activities just as the ease of access to financial resources in entrepreneurship activities can enable young people to be enthusiastic about entrepreneurship. In the research, 600 university students studying in various faculties and departments of universities created questionnaires with young entrepreneur candidates. In the findings obtained in the research, university students generally have a desire to turn towards entrepreneurship if both the macroeconomic environment and the quality of university education are effective. The data obtained in the research, after factor analysis and reliability analysis used SPSS 25 Program, correlation analysis; Regression analysis and mediation variable effect were analyzed, and the sobel test and Hayes process were performed.
  • Öğe
    Türkiye’deki Bankaların Türev Ürün Kullanım Yoğunluğu
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Taştemel, Gamze
    Gelişen teknoloji ile finans sektörünün neticesinde ekonomi dünyası küreselleşmiş ve küreselleşen dünya hem yatırımcılar hem de bankalar için riskin daha önemli hale gelmesine sebep olmuştur. Bilhassa küreselleşmenin meydana getirdiği döviz kuru ve faiz riskinin kontrol altına alınması gayesi ile de birtakım finansal araçlar yaşamımıza girmiş ve kullanımları her geçen gün artmaya başlamıştır. Bunların içerisinde türev piyasası araçlarından olan future, forward, swap, opsiyon, ve diğer türev piyasa araçları meydana gelebilecek risklerden korunmak, spekülasyon ve bazen de yeteri kadar gelişim sağlamamış piyasalar içinde arbitraj amaçlı kullanılmaya başlanmıştır. Kurumların, bankaların ve yatırımcıların bu araçları kullanmak suretiyle geleceğe dair belirsizliklerini azaltarak risklerini aşağı seviyelere çekmesi sonucunda türev piyasa araçlarına hem dünya çapında hem de ülkemizde ilgi her geçen gün artmaktadır. Bu çalışmadaki amaç; 2015-2019 yıllarında Türkiye’de finans sektörünün en büyük kurumları olan bankaların, her geçen gün artan türev piyasa araçlarının kullanımlarını analiz etmektir. Çalışmada aktif büyüklüğü en yüksek olan 10 tane banka araştırılmış ve veri analizi ile türev araç kullanımları incelenmiştir. Çalışmanın sonucunda Türkiye’deki bankaların genellikle türev ürün kullanımında alım-satım amaçlı oldukları, her yıl türev kullanım hacimlerini arttırdıkları ve alım-satım amaçlı işlemlerde en büyük payın swapta olduğu görülmüştür.
  • Öğe
    Kurumsal Risk Yönetimi ve Firma Büyüklüğünün Firma Performansı Üzerine Etkisi: BİST Örneği
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Eskin, İlknur; Yerekapan, Ali
    Geleneksel risk yönetimi riskleri ayrı ayrı ele alarak, diğer değişkenlerle bağlantı kurmadan bağımsız olarak değerlendirmektedir. Kurumsal risk yönetimi ise, riskleri ve fırsatları bütüncül bir yaklaşımla tanımlayarak, kurum düzeyinde riskleri yönetmektedir. Bu nedenle firma değerini yaratma, koruma ve arttırma amacı ile kullanılmaktadır. Kurumsal risk yönetiminin hedefi, firmanın performansını arttırarak, rekabet yeteneğinin gelişmesine katkı sağlamaktır. Bu çalışma kurumsal risk yönetimi ve firma büyüklüğünün firma performansı üzerine etkisini incelemeyi amaçlamaktadır. Bu kapsamda öncelikle kurumsal risk yönetimi konusu açıklanmış, daha sonra Borsa İstanbul (BİST) 50 endeksinde işlem gören şirketlerin 2009-2018 yıllarına ait belirlenen finansal verileri regresyon yöntemi ile analiz edilmiştir. Çalışmanın sonucunda; firma büyüklüğü, finansal kaldıraç, kur riski ve sistematik risk ile firma performansı arasında anlamlı bir ilişkinin olmadığı, likidite riski ile firma performansı (aktif karlılık ve faaliyet karlılığında) arasında anlamlı pozitif bir ilişkinin olduğu belirlenmiştir.
  • Öğe
    2019 BM İGR Işığında Türkiye’nin İnsani Gelişme Düzeyinin Dünya İle Mukayeseli Analizi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-08-04) Altan, Rıfat
    Makalenin temel amacı, ekonomik büyüme merkezli kalkınma anlayışından insan merkezli gelişme anlayışına doğru gerçekleşen paradigma değişimine Türkiye’nin ne ölçüde uyum sağladığını analiz etmektir. Bu bağlamda, çalışmada, kalkınmanın kavramsal dönüşümü konusunda bir temel oluşturulduktan sonra, Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı’nın 2019 İnsani Gelişme Raporunda (İGR) sunulan İnsani Gelişme Endeksi (İGE) ve insani gelişmenin farklı boyutlarını yansıtan diğer endeksler ışığında, Türkiye’nin insani gelişme düzeyi irdelenmektedir. Türkiye’nin İGE ve bu endeksi oluşturan alt bileşenlerin göreceli katkıları ve yıllar itibarıyla değişim süreçleri benzer İGE değerlerine sahip bazı ülke ve ülke gruplarıyla mukayeseli olarak analiz edilmektedir. Türkiye’nin her ne kadar ilk kez 2019 İGR’de ‘çok yüksek insani gelişme’ seviyesine sahip ülkeler kategorisinde yer aldıysa da, esasen yıllardır bu endekse sahip olduğu tespiti yapılmaktadır. Çalışmada, Türkiye’nin 1990-2018 döneminde hızlı bir gelişme sağlamakla birlikte nasıl belli ülke gruplarının gelişme hızlarının gerisinde kaldığı; neden maddi serveti, sağlık ve eğitim fırsatlarına yeterince dönüştüremediği ve yoksulluk, cinsiyet eşitsizliği ve eşitsizliğe uyarlanmış insani gelişme gibi insani gelişmenin temel boyutlarında nasıl performans kayıpları yaşadığı ortaya konulmaktadır. Ayrıca, bu sonuçları etkileyen eğitim, sağlık ve kişi başı milli gelir gibi İGE alt bileşenleri incelenerek, İGE’yi aşağı çeken ve dolayısıyla iyileştirilmesi gereken öncellikli alanlara dikkat çekilmekte ve bu yöndeki politikalara ışık tutulmaktadır.
  • Öğe
    İnovasyon Ekosistemleri ve Sürdürülebilir Kalkınma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Hacıoğlu, Volkan
    Innovation is an inherent element for economic growth and development. The nature of innovation requires a comprehensive framework for complex economic relations. From a global perspective and with diminishing limited resources, sustainable development outweighs exponential growth which is generally considered as a mechanical progress. Innovation is the most significant factor for sustainable development. The interactive system of economic environment with both external and internal effects creates innovation ecosystems. In this paper, we examine the close connection between innovation ecosystems and sustainable development in order to search possibilities for improving economic, environmental and social well-being. Besides optimizing internal innovation processes, it is also important to take into account the external social and environmental issues. The analysis of dynamic innovation ecosystems in the context of sustainable development is a quest for new ways of production that provide high standards of life in every part of society not only in the short-run but also in the long-run
  • Öğe
    Bilgi Üretim Süreçlerinde Teknolojinin Rolü ve Gelişme Bölgelerinin Sorunlarına Yönelik Çözüm Önerileri: Türkiye Örneği
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Balan, Feyza; Bezen, Zehra Yıldız
    Türkiye’nin bilgiyi işleme ve bundan sonuç üretebilme potansiyeli olarak tanımlanabilen teknopark oluşumları yapısal olarak diğer öncü ülkelere kıyasla geç kalınmış bir donanıma sahiptir. Bu geç kalınmış donanımın kaynağı incelendiğinde yanlış uygulanan politikaların, kültürel değişimlerin, coğrafi yapının ve savaş gibi teknolojik gelişimi etkileyen faktörlerin oldukça etkili olduğu gözlenmiş ve son yıllarda ise gelişim açısından kararlı bir ivme kazanıldığı görülmüştür. Bu çalışmada öncelikle bilgi üretim süreçleri, bilginin açık bilgiye dönüştürülmesi, insanlık tarihinde bilim ve teknolojinin gelişimi, tarım toplumundan sanayi toplumuna, sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçiş süreçleri açıklanmış ve Türkiye’nin günümüz teknoloji yapısına ulaşana kadar geçirdiği evreler incelenmiştir. Ardından, teknoloji konusunda ileri ülke örnekleri incelenerek bu ülkelerin sosyal, kültürel yapıları da olmak üzere, teknoloji alt yapıları irdelenerek, bu değerlendirmeler çerçevesinde, Türkiye’deki Teknoparkların sorunlarına yönelik çözüm önerileri üretilmeye çalışılmıştır.
  • Öğe
    Dönüşümsel ve Etkileşimsel Liderlik Tarzlarının Sosyal Sermaye ve Lider-Üye Etkileşimine Etkisi: Otel İşletmelerinde Bir Araştırma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Erden Ayhün, Sena; Celep, Osman
    Günümüzde hizmet sektöründe faaliyet gösteren işletmelerde lider vasıflı çalışanların istihdam edilmesi, işletmelerin başarısında önem teşkil etmektedir. Hizmet sektöründe kişilerarası iletişimin daha yoğun yaşanması nedeniyle sosyal sermaye ve lider-üye etkileşimi kavramları önem teşkil etmektedir. Hizmet sektörünün ülkemizdeki en önemli temsilcisi turizm sektörüdür. Turizm sektöründeki dönüşümsel ve etkileşimsel liderlik tarzları sosyal sermaye ve lider-üye ilişkisini etkileyebilecektir. Yazında örgüt içerisindeki sosyal sermaye ve lider-üye etkileşimi düzeyinin artmasında ya da azalmasında liderlik türlerinin etkili olduğu açıklanmaktadır. Bu araştırma, Ege bölgesinde turizm sektöründe faaliyet gösteren 4 ve 5 yıldızlı 22 otelin toplam 550 orta, üst düzey yönetici ve çalışanlarıyla yapılmıştır. Araştırmanın amacı; yöneticilerin kendi görevlerini yerine getirdikleri süreçte sahip oldukları etkileşimsel ve dönüşümsel liderlik tarzlarıyla, lider-üye etkileşimi ve sosyal sermaye arasında bir ilişki olup olmadığını belirleyebilmektir. Araştırmada dönüşümsel liderlik algılaması ile sosyal sermaye düzeyi arasında anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişki olduğu belirlenmiştir. Araştırmada etkileşimsel liderlik algılamasının yapısal sosyal sermayeyi azaltacağı bulgusuna ulaşılmıştır. Buna ilaveten araştırma bulguları; yapısal ve ilişkisel sosyal sermaye artarken vefaya, katkıya, saygıya ve etkiye dayalı lider-üye etkileşiminin artacağını belirlemiştir
  • Öğe
    Ekonomik Finansal ve Politik İstikrarın İşsizlik Üzerindeki Etkisi: Türkiye İçin Ardl Sınır Testi Ve Nedensellik Analizi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Yücesan, Mesut; Yağış, Onur
    Bu çalışma Türkiye Ekonomisi üzerinde ekonomik, finansal ve politik istikrarın işsizlik üzerinde yarattığı etkileri ortaya koymak amacıyla hazırlanmıştır. Çalışmada Ocak 2007 ve Aralık 2016 zaman aralığında aylık veriler kullanılarak ARDL Sınır Testi yaklaşımı kullanılmış ve değişkenler arasındaki nedensellik ilişkisinin tespiti için ise Hatemi-J (2012) Asimetrik nedensellik testi tercih edilmiştir. ARDL sonuçlarına göre; Uzun dönemde, ekonomik istikrar ile işsizlik arasında istatistiksel olarak anlamlı ve negatif bir ilişki tespit edilirken, işsizlik ile enflasyon arasında ise istatistiksel olarak anlamlı ve pozitif yönlü bir ilişkin varlığı ortaya konulmuştur. Enflasyon ve işsizlik arasında tespit edilen doğrusal ilişki Türkiye ekonomisinde yaşanan enflasyonist süreç ile artan işsizlik oranlarına paralellik göstermektedir. Model sonuçlarına göre işsizlik ile finansal istikrar ve politik istikrar arasında negatif yönlü istatistiksel olarak anlamsız bir ilişki tespit edilmiştir. Hatemi- J (2012) asimetrik nedensellik testi sonuçlarına göre ise işsizlikten ekonomik istikrara doğru ve ekonomik istikrardan işsizliğe doğru çift yönlü bir nedensellik ilişkisi tespit edilirken, işsizlikteki pozitif şoklardan enflasyondaki pozitif şoklara doğru, işsizlikteki pozitif şoklardan enflasyondaki negatif şoklara doğru ve işsizlikteki negatif şoklardan enflasyondaki pozitif şoklara doğru tek yönlü nedensellik ilişkisi tespit edilmiştir. Ekonometrik uygulama sonucunda ortaya çıkan ARDL sonuçları ile Hatemi-J (2012) Asimetrik nedensellik testi sonuçlarının arasında tutarlılık bulunmaktadır.
  • Öğe
    Finansal Korku Endeksleri Arasındaki İlişkilerin Analizi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Kamışlı, Melik; Temizel, Fatih
    Bir yatırımın başarısı, sağlayacağı getiriye ve bu getiri için katlanılacak riske bağlıdır. Bu nedenle yatırım kararı verilirken risk ve getirinin belirlenmesi gerekmektedir. Ancak günümüzde yatırımın değerini etkileyebilecek risk faktörlerinin belirlenmesi giderek güçleşmektedir. Yatırımcılar yerel göstergelerin yanı sıra bölgesel ve global risk göstergelerini de takip etmek durumunda kalmaktadır. Öte yandan, borsalar arasındaki ilişkilere benzer şekilde risk göstergeleri arasında da ilişkiler bulunabilmektedir. Dolayısıyla yatırımcıların yatırım yapmayı planladıkları finansal varlıkları etkileyen risk göstergelerinin yanında bu göstergeler arasındaki ilişkileri de belirlemesi ve öngörülerinde bu ilişkileri de dikkate alması gerekmektedir. Bu bağlamda çalışmanın temel amacı; finansal korku endeksleri olarak adlandırılan VIX, EURO STOXX 50, CBOE EuroCurrency, CBOE altın ve CBOE petrol oynaklık endeksleri arasındaki ilişkilerin Breitung & Candelon (2006) frekansta nedensellik testi ile analiz edilmesidir. Ampirik sonuçlar ele alınan korku endeksleri arasında farklı frekanslarda nedensellik ilişkileri olduğuna işaret etmiştir.
  • Öğe
    Girişimcilikte Yeni Bir Yönelim: Melez (Hibrit) Girişimcilik
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Özafşarlıoğlu Sakallı, Sibel
    Melez girişimcilik çoğu ülkede ve akademik araştırmalarda yeni bir kavramdır. Bu nedenle çalışmada melez girişimciliğe ilişkin teorik ve uygulamalı araştırmalar çerçevesinde tartışmalara değinerek, bu yeni alana uygulamalı olarak katkıda bulunmak amaçlanmaktadır. Melez girişimcilerin girişimleriyle ilgili motivasyon, davranış ve niyetleri ile ilgili durumu analiz etmek üzere 2019 Nisan ayı içerisinde ABD’de yaşayan biri tam zamanlı girişimci olan diğeri melez girişimci olarak devam eden iki Ahıska Türk’ü ile derinlemesine görüşme gerçekleştirilerek, nitel bir araştırma yöntemi olan yaşam öyküsü tekniği kullanılmıştır. Çalışmadan elde edilen bulgulara göre melez girişimcilerin homojen bir grup olarak görülmemesi gerektiği söylenebilir. Zira hem yapılan görüşmeler neticesinde hem de literatürde bazı melez girişimciler daima ücretli işini devam ettirmeyi düşünürken, bazıları melez girişimcilikten tam zamanlı girişimci olma eğiliminde olduğu görülmektedir. Kendi işini kurma ve bir işi başlatma ile ilgili araştırmalarda melez girişimcilerin tam zamanlı girişimcilerden ayrı olarak değerlendirilmesi gerekir. Melez girişimcilerin ve işletmelerinin daha iyi anlaşılması için daha fazla incelenmesi önerilmektedir.
  • Öğe
    Türkiye’de İşçi/Halk Şirketleri Sürecinin Türksan ve Hastaş Vakaları Üzerinden İncelenmesi*
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Pazarcık, Yener
    Türkiye’de 1961 yılında kitlesel biçimde başlayan Avrupa ülkelerine işçi göçü, devamında pek çok büyük değişimin de öncüsü olmuştur. Sosyal yaşamda, iş, eğitim hayatında ve akla gelebilecek her türlü kamusal/bireysel alanda etkilerini nesillerdir yaşadığımız, hissettiğimiz bu olay, günümüze gelene kadar çok sayıda akademik çalışmanın ve siyasi tartışmanın konusunu oluşturmuştur. Bu çalışma ile 1964 yılında itibaren ortaya çıkmaya başlayan İşçi Şirketi Hareketi üzerinden, süreçler ortaya konulmaya çalışılmıştır. Çalışmada konuyu daha somut kılabilmek için Avrupa ülkeleri ve ağırlıkla Türkiye’de yaşanan 55 yıllık süreç, TÜRKSAN ve HASTAŞ şirketleri temelinde ele alınmıştır. Tüm sürece şahitlik etmiş, hatta paydaş olmuş iki ulusal gazetenin arşivinde, “Türksan, Hastaş, İşçi Şirketi ve Halk Şirketi” geçen tüm metinler belge ve veri seti haline getirilmiştir. Elde edilen 725 belge, haber, ilan/duyuru, reklam, köşe yazısı/görüş, araştırma başlıklarıyla sınıflandırılmıştır. TÜRKSAN ve HASTAŞ vakalarında yaşananları elde edilen belgeler üzerinden yorumlamak için araştırma soruları oluşturulmuş ve elde edilen belgeler ile bunlara yanıt aranmıştır. Özetle araştırmada, İşçi/Halk şirketi olarak isimlendirilen bu iki çok ortaklı kuruluşun, üretim, pazarlama, finansman sorunlarına, akabinde ortaya çıkan sürdürülebilirlik sıkıntıları aşmak için büyük kampanyalar ile yüzlerini tekrar tekrar Avrupa’daki Türk işçilerine, Halk’a dönmelerine, kampanyalarına, çıkar çatışmalarına, ortak ve ortak potansiyeli taşıyanlara olan vaatlerine, yaşanan tartışmalara, siyasilerin konuyla ilişki ve dahillerine, süreç içerisinde ortaya çıkan hayal kırıklıklarına, iki girişimin yaşam öyküsü üzerinden değinilmiş, yaşananlar özetlenmiştir.
  • Öğe
    Yerel’de Mülteci ve Sığınmacılara Yönelik Sosyal Politika Uygulamaları: Balıkesir Örneği*
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Tosun, Salih; Azazi, Hasan
    Türkiye’nin mülteci ve sığınmacılara sosyal politika üretebilmesinin ve sürdürebilmesinde, en büyük etki şüphesiz devlet bütçesiyle arkasında durduğu güçlü ekonomik kaynak aktarımıdır. Ülkemizin bu sosyal politika uygulamalarına verdiği önem kadar, çalışmamıza da konu olan unsur, yerel hizmetin sunumunda görev alan yöneticilerin pratikteki hizmet sunumu ve sığınmacıların tümünü kapsayıcılığıdır. Çalışmamızda, ülkemizin uyguladığı sosyal politikaların yeterli, eksik veya geliştirilmesi gereken yönleri devletimiz adına bu politikaları yerelde uygulayan sosyal politika uygulayıcı kurum ve sivil toplum kuruluşları yöneticileriyle görüşülerek tespit edilmeye çalışılmıştır. Balıkesir ilinde faaliyet gösteren resmi kurum yöneticileri ve STK yetkilileriyle nitel araştırma yöntemlerinden derinlemesine yarı yapılandırılmış mülakat tekniğiyle yapılan görüşmeler konulara ayrılmış ve temalar altında değerlendirilmiştir. Çalışmamızın amacı mülakat gerçekleştirilen katılımcıların tecrübelerini, sığınmacılara yönelik politikalar konusundaki faaliyetlerini, uygulamadaki eksik yönleri ve geleceğe ait planları tespit ederek, yerelde sığınmacılara uygulanan sosyal politika uygulamalarını literatüre kazandırmak hedeflenmiştir. Çalışmamızda birinci bölümde mülteci ve sığınmacıların ülkemizi tercih etme sebepleri ülkelerine geri dönme ihtimali ve vatandaşlık gibi konulara yönelik yönetici görüşleri değerlendirilmiştir. İkinci bölümünde barınma ve sağlık konuları üçüncü bölümde sosyal yardımlara erişim durumları ve çalışma kazanç getirici faaliyetleri dördüncü bölümde eğitim, dil sorunu ve hukuki hakları konusunda yönetici ve yetkilerin görüşlerine başvurulmuştur. Çalışmamız Balıkesir ilinde yetkili 16 kurum ve STK yetkilisine yöneltilen mülteci ve sığınmacılara yönelik, 8 soruya verdikleri yanıtları içermektedir.
  • Öğe
    KOSGEB Uygulamalı Girişimcilik Eğitimleri ve Girişimciliği Geliştirme (Yeni Girişimci) Destek Programı: TR33 Bölgesi İçin Nitel Bir Araştırma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Gürpınar, Koray
    Girişimcilik, günümüz küresel ekonomilerinin geliştiği ve güç aldığı çok önemli bir kaynaktır. Tüm dünyada her geçen gün giderek daha fazla insan kendi işinin sahibi olma ve kendi işini yönetme hayalini gerçekleştiriyor. Ülkemizde ise ekonomik kalkınma ve istihdam sorunlarının çözümünün en önemli faktörü olan girişimciliğin geliştirilmesi , desteklenmesi ve yaygınlaştırılmasını kendine amaç edinen Küçük ve Orta Ölçekli İşletmeleri Geliştirme ve Destekleme İdaresi Başkanlığı(KOSGEB) yeni girişimci adaylarının desteklenmesi ve eğitilmesini sağlamaktadır. Bu çalışmada KOSGEB girişimcilik destekleri kapsamında “Girişimcilik destek programı” ve 2019 yılında devreye giren “Girişimciliği geliştirme destek programı” nda sunulan yeni girişimci desteklerinin ülke ekonomisi ve istihdam politikası açısından önemi araştırılacaktır. Bu çalışmanın amacı; Özellikle girişimcilik destek programının TR-33 bölgesindeki(Afyonkarahisar, Kütahya, Uşak, Manisa) başarı oranının araştırılması ve yine aynı destek kapsamında uygulamalı girişimcilik eğitimlerinin öneminin tespit edilmesi olacaktır. Bu çalışmada TR-33 bölgesinde bulunan KOSGEB uzmanlarının görüşleri ve KOSGEB veri tabanında bulunan 2010-2018 yılları arasındaki veriler üstünden nitel bir araştırma yöntemi uygulanacaktır. Türkiye’de KOSGEB tarafından verilen Uygulamalı Girişimcilik eğitimleri, yeni girişimci destek miktarları ve sayıları istatistiki veriler olarak yorumlanmıştır. Ayrıca bu çalışmada TR33 bölgesi içinde KOSGEB tarafından verilen uygulamalı girişimcilik eğitimlerinin sayıları, ve geri ödemeli ve/veya geri ödemesiz olmak üzere verilen parasal desteklerin Türkiye’deki toplam değer üstünden aldıkları paylarda araştırmaya konu olacaktır.
  • Öğe
    Üniversite Öğrencilerinin Girişimcilik Niyetinin Kişilik Özellikleri Bakımından İncelenmesi: Batman Üniversitesi Örneği
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Aydemir, Yusuf; Yılmaz, Osman
    Yeni ekonomik koşullara uyum sağlayabilmek için girişimcilik politikalarının doğru şekilde belirlenmesinin yanında, bu amaca yönelik kaynakların etkin ve verimli olarak kullanılabilmesi gereklidir. Ayrıca girişimcilik niyeti olan kişilerin ve başarılı girişimcilerin kimler olabileceğinin doğru belirlenmesi de gereklidir. Bu şekilde Batman Üniversitesi örnekleminden yola çıkarak girişimcilik stratejilerine katkı sağlanabilecektir. Bu amaçla; girişimci kişilik özelliklerinin girişimcilik niyeti üzerindeki etkisi Batman Üniversitesinde öğrenim gören öğrenciler üzerinden test edilmiş ve yine bu bağlamda Batman Üniversitesi öğrencilerinin girişimci kişilik yapısına yönelik kişiliğe sahip olup olmadıkları araştırılmıştır. 6 adet hipotez geliştirilmiş ve bu hipotezleri test edebilmek için Batman Üniversitesi öğrencilerine anket uygulanmış ve 915 adet geçerli anket değerlendirmeye alınmıştır. Ölçek altı faktörde (boyut) “yenilikçilik, başarı ihtiyacı, kontrol odağı, risk alabilme, belirsizliğe katlanabilme ve girişimcilik niyeti” olarak toplanmıştır. Yapılan analizler sonucunda, yapılan araştırmanın güvenilir olduğu, girişimcilik niyetine, öğrencilerin kişilik özelliklerinin anlamlı düzeyde etki etmekte olduğu ve Batman üniversitesi öğrencilerinin kişilik yapılarına bağlı olarak yüksek düzeyde girişimcilik niyeti taşıdığı görülmüştür. Bu sonuçlara bağlı olarak kamuya ve tüm ilgililere görüş ve önerilerde bulunulmuştur.
  • Öğe
    Girişimci Davranış: Bir Ölçek Uyarlama Çalışması
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-07-04) Akkoç, İrfan; Çalışkan, Abdullah; Turunç, Ömer
    Bu çalışmanın amacı, Pearce ve arkadaşları (1997) tarafından geliştirilen Girişimci Davranış Ölçeği’nin, Türkçe’ye uyarlanmasıdır. Çalışma, yazılım ve lojistik sektörü olmak üzere iki farklı örneklem grubundan (n=401, n=366) elde edilen veriler ile yapılmıştır. Yapılan istatistiksel analizler sonucunda, ölçeğin orijinal tek faktörlü yapısına uygun şekilde, dilimizde de tek faktörlü bir yapıya sahip olduğu tespit edilmiştir. Yapılan güvenilirlik analizlerinde girişimci davranış ölçeğinin Cronbach Alfa katsayısı, ilk örneklem için ,97, ikinci örneklem için ise, 92 olarak ölçülmüştür. İstatistiksel analizler sonucu elde edilen bulgular, uyarlaması yapılan girişimci davranış ölçeğinin, Türkiye’deki çeşitli sektörlerde çalışanlar için girişimci davranışın ölçülmesinde geçerli ve güvenilir bir ölçek olarak kullanılabileceğini göstermiştir.
  • Öğe
    Türkiye’de Bireysel Emeklilik Sistemi Katılımcılarının Fon Tutarını Belirlemeye Yönelik Bir Analiz
    Pınar Çengelcik, Çağla; Özel, Hasan Alp
    Günümüzde yaşam standartlarının yükselmesi, ortalama yaşam süresinin artması, genç emeklilerin sayısının artması gibi nedenlerle klasik sosyal güvenlik sistemi üzerindeki yükler artmaktadır. Bu nedenle ülke vatandaşlarına emeklilik döneminde belirli bir refah seviyesi sunmayı amaçlayan ülkeler klasik emeklilik sistemine destek olmak amacıyla bireysel emeklilik programlarını teşvik ettiği görülmektedir. Türkiye’de katılımcı fon tutarı, katılımcı katkı payı tutarı, devlet katkı payı tutarı arasındaki ilişki incelendiğinde; uzun dönemde katılımcıların fon tutarı, katılımcıların katkı payı tutarı arasında pozitif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Katılımcıların katkı payında meydana gelen 1 birimlik artış katılımcıların fon tutarını 0.53 birim arttırmaktadır. Dolayısıyla katılımcıların katkı payı tutarının katılımcıların fon tutarını desteklediğini söylemek mümkündür. Devlet katkısının sisteme dahil edildiği 2013’den itibaren bakıldığında ise, uzun dönemde katılımcıların fon tutarı ile devlet katkısı tutarı ve katılımcı katkı payı arasında negatif yönlü bir ilişki bulunmaktadır. Devlet katkı payında meydana gelen 1 birimlik artış katılımcıların fon tutarını 2.62 birim azaltmaktadır. Katılımcı katkı payı tutarında meydana gelen bir birimlik artış ise katılımcıların fon tutarını 0.26 birim azaltmaktadır. Ayrıca, katılımcıların fon tutarı üzerinde devlet katkı payının etkisi, katılımcı katkı payından fazla olmaktadır.
  • Öğe
    Endüstri 4.0 Farkındalığının Belirlenmesi: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Örneği
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-07-04) Temel, Kemal; Yelkikalan, Nazan; Özcan, Sedef
    Endüstri 4.0 kavramı son sanayi devrimi olarak kabul edilen, teknolojik sistemlerle yeni üretim modelleri geliştirmekle beraber hem toplumlar hem de bireyler üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum küreselleşen dünyada değişimin daha hızlı ve etkili olacağının habercisi niteliğindedir. Eğitim süreçlerinin ve geleneksel öğrenme metotlarının hızla değişeceği beklenmektedir. Çalışma üniversite öğrencilerinin Endüstri 4.0 algıları ve bakış açılarını belirlemeye yönelik yapılmıştır. Çalışma kapsamında iktisadi ve idari bilimler fakültesi (İ.İ.B.F.) ile sosyal bilimler meslek yüksekokulunda eğitim gören toplam 1.062 öğrenciye 15 ifade ve 4 boyuttan oluşan Teknoloji Kabul Modeli anketi uygulanmıştır. Veriler, fakülte ve meslek yüksekokulda eğitim gören öğrencilerin arasında algı farkı açısından değerlendirmeye alınmıştır. Çalışma sonuçlarına göre demografik özellikler tanımlayıcı istatistik ile değerlendirilmiş, ölçeğe yönelik faktör analizi uygulanmıştır. Farklılıkların tespiti için t-testi, ANOVA testi uygulanmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda elde edilen bulgular ve bu bulgular ile ilgili yorumlamalara çalışmada yer verilmiştir.
  • Öğe
    Kırsal Alandaki Mikro Kadın Girişimcilerin Kooperatifleşmeye Karşı Tutumları: Agro-Turizm Kadın Kooperatifleri
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-07-04) Serinikli, Nilüfer
    Türkiye’de, tarım sektöründe çalışan nüfusun yaklaşık yarısını kadınlar oluşturmakta ve tarımsal üretimin tüm faaliyetlerinde aktif olarak çalışmaktadırlar. Agro-turizm, tarımsal üretimin tüm faaliyetlerinde aktif olarak çalışan ancak, emeğinin karşılığını alamayan kadınlara istihdam olanağı yaratması ve kadın girişimciliğini güçlendirmesi açısından oldukça önemlidir. Araştırma kırsal alanda yaşayan mikro girişimci kadınların mevcut girişimcilik faaliyetlerini tespit etmek ve kadınların kooperatifleşmeye karşı tutumlarını ortaya koymak amacıyla yapılmıştır. Araştırmanın örneklemini, Edirne ilindeki 21 köy’de yaşayan 364 kadın oluşturmaktadır. Elde edilen verilere göre; kadın girişimcilerin %87,4’ü tarımsal faaliyetlere aktif olarak katıldıkları, %47,8’inin kendisine ait gelir elde ettikleri, %64,3’ü ev içerisinde ve %50’si tarımsal faaliyetlerde alınan kararlarda eşleri ile birlikte karar verdikleri ve %7,1’i kooperatife ortak oldukları tespit edilmiştir. Bunun yanında kadınların kooperatiflere karşı olumlu tutumlar içerisinde oldukları ve kooperatif kurma konusunda istekli olduğu tespit edilmiştir.