Atatürk İlkeleri ve İnkılâp Tarihi Bölüm Başkanlığı Koleksiyonu

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 2 / 2
  • Öğe
    Çizgiler Üzerinden Notalar Savaşı: 1946 Sovyetler Birliği Muhtırası
    (Hacettepe Univ, 2024) Çimenli, Şakire
    Milli Mücadele’nin zaferle sonuçlanmasında bağımsızlık, milliyetçilik, özgürlük, vatan gibi ulusal kavramların manevi bir işlev gördüğü yadsınamaz bir gerçektir. Türk halkının gerek var olma savaşında gerekse de akabinde benimsediği demokratik sistemde hayati fonksiyona sahip olan bu milli değerlerin başlıca gayesi kurulan yeni devleti korumak ve kollamak üzerine bina edilmiştir. Misak-ı Milli sınırlarında filizlenip büyüyen yeni devletin yaşaması bu bilincin her daim taze, canlı, uyanık ve diri tutulmasına bağlıdır. Türkiye Cumhuriyeti’nin hayat sigortalarından biri olan bu milli şuur, vatan topraklarını savunma ve muhafaza etme konusundaki en büyük sınavlarından birini, II. Dünya Savaşı sonlarında Sovyetler Birliği’nin Boğazlar üzerindeki taleplerine karşı vermiştir. Türkiye, SSCB’ye karşı verdiği bu sınavında milli ruhla sarıp sarmalanan ve mizah dünyasının vurucu gücü olan karikatür dünyasından da büyük destek görmüştür. Bilhassa XIX. yüzyılın sonlarından itibaren ülkelerin savaşlarda ve yahut olağanüstü dönemlerde ruhsal mücadeleyi güçlendirmek için kullanmaya başladığı araçlarından olan karikatür, bu niteliği ile tarihin görsel veri kaynaklarından biri kimliğine dönüşmüştür. Tarihi bir done olan karikatürün bu misyonu Sovyetlerin Soğuk Savaş Dönemi’nde Boğazlar üzerindeki istemleri için de söz konusu olmuştur. Bu döneme şahitlik eden çizerler tuvale yansıttıkları renkli, büyülü, komik, ilginç, çekici karikatürleri vasıtasıyla mevcut sorunu kritize edip kamuoyunu bu konuda aydınlatıp bilinçlendirmelerinin yanı sıra SSCB’ye taleplerinin kabul edilemez olduğunun da mesajını vermişlerdir
  • Öğe
    Balkan Paktı ve Balkan İttifakı Evresinde Balkanlarda Zirve Diplomasisi (1952-1954)
    (T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı, 2024) Çimenli, Şakire
    Devletler arası sorunları barışçıl yollar ve yöntemler vasıtasıyla çözmeyi hedefleyen diplomasi, ilgili devletler arasında siyasi, ekonomik, askerî, sosyokültürel bir etkileşim aracı olmasından öte dış politikada meydana gelen meselelere müzakereler yolu ile çareler arama bulma ve bertaraf etme sanatıdır. Diplomasi çeşitlerinden biri olan ve II. Dünya Savaşı sonrasında sık sık kullanılmaya başlanılan zirve diplomasisi de bu sanatta gelinen son duraktır. Diplomasi sanatında gelinen bu son nokta, bilhassa siyasi dengelerin en ufak bir hamle ile alt üst olduğu Soğuk Savaş Dönemi’nde devletlerin en fazla ziyaret ettiği bir uğrak yeri olmuştur. Genellikle devlet veya hükûmet başkanı ve yahut bakanları seviyesinde gerçekleşen ziyaretlerle şekillenen bu diplomasi, Dünyanın Doğu ve Batı olarak iki kutba ayrıldığı Soğuk Savaş Dönemi’nde Sovyetlerin, Balkanlardaki hissedilen nüfuzu ve tahmin edilebilen hegemonyası esnasında da kendini göstermiştir. Sovyetlerin, söz konusu coğrafyada tesis etmeye çalıştığı hükümranlık sistemini benimsemeyen Türkiye ve Yunanistan gibi ülkeler ile Komünizmi uygulayan; lakin boyunduruk altına girmek istemeyen Yugoslavya gibi ülkeleri son derece tedirgin etmiştir. Bu güvensizlik hissinin yarattığı itekleyici güçten hareket eden ilgili devletler varlıklarını devam ettirebilmek için bir uzlaşı yolu olan diplomasi yöntemine başvurarak bölgesel iş birliği ve ittifak antlaşmaları arayışına girmişlerdir. Tehdit unsuru oluşturan devlete/devletlere karşı birlikte hareket ederek gözdağı vermeyi amaçlayan bu girişimlerin temeli taraf devletler arasında gerçekleşen ziyaretler ile atılmış ve ilerleyen günlerde Yunan Kralı I. Paul, Türkiye Cumhurbaşkanı Celal Bayar, Yugoslavya Federal Demokratik Cumhuriyeti Devlet Başkanı Josip Broz Tito (Yosip Broz Tito) gibi devlet başkanları nazarında en üst zirveye taşınarak Balkan Paktı ve sonrasında ise Balkan İttifakı gibi antlaşmaların imza edilmesi ile sonuçlanmıştır. Balkan Paktı ve Balkan İttifakının imzalanması ile son bulan bu zirve ziyaretlerini daha fazla gün yüzüne çıkararak üst düzey diplomasinin önemini vurgulamayı hedefleyen çalışmada; TBMM ve Başbakanlık Cumhuriyet Arşivlerinden, dönemi ihtiva eden gazetelerden ve literatüre ait diğer kaynaklardan istifade edilmiştir.