Lapseki Meslek Yüksekokulu Uygulamalı Araştırmalar Dergisi (2020 - halen)

Bu koleksiyon için kalıcı URI

Güncel Gönderiler

Listeleniyor 1 - 20 / 35
  • Öğe
    Çanakkale Koşullarında Andezitlerde Toprak Oluşumu
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Ekinci, Hüseyin; Yüksel, Aykut
    Çanakkale’nin Çan (Muratlar Köyü) ve Ayvacık (Bektaş Köyü) İlçelerinde yürütülen bu çalışma, yörede yaygın olarak bulunan andezitik kayaçlar üzerinde oluşmuş iki toprak profilinin fiziko-kimyasal ve minerolojik özelliklerini incelemek amacıyla yapılmıştır.Toprak örneklerinde fiziksel ve kimyasal analizler ve bazı mineralojik analizleri (XRD, SEM-EDX ve major oksit) yapılmış ve kimyasal ayrışma indeksi –CIA, plajioklas alterasyon indeksi – PIA ve SİO2/Al2O3 gibi bazı ayrışma oranları hesaplanmıştır Profil 1 yüzeyde kumlu kil tın, yüzey altında ise kil tın - kil, profil 2 ise genellikle kil tın ve kil bünye sınıfındadır. Profil 1 de CIA ve PIA ayrışma indeksleri profil 2 ye göre çok yüksek bulunmuştur. Buna göre feldspatların optimum ayrışma değerine yaklaştığı ve ileri derecede bir ayrışmanın gerçekleştiği saptanmıştır. Belirlenen yüksek değerdeki ayrışmada hidrotermal alterasyon etkili olmuştur. X-Işını difraksiyon (XRD) analiz sonuçlarında profil 1de yüzey horizonlarında kaolinit belirlenmiş, profilin alt katlarında ise yüksek oranda montmorillonite rastlanmıştır. Profil 2 de başat mineraller olarak özellikle feldspatlar ve muskovit belirlenmiştir. Çalışma sonuçları, profil 1’in profil 2 ye göre ileri derecede ayrışma gösteren, daha farklı horizonlara sahip yaşlı bir profil olduğunu göstermektedir. Toprak profilleri toprak taksonomisine göre sırasıyla Ultic Haplustalf ve Mollic Haploxeralf, WRB sınıflamasına göre ise Leptic Luvisol (chromic clayic) ve Leptic Luvisol (chromic) olarak sınıflandırılmıştır.
  • Öğe
    Hasat Öncesi Gibberellik Asit (GA3) Uygulamasının 0900 Ziraat, Van, Early Burlat Kiraz Çeşitlerinin Kalite Özelliklerine Etkilerinin Belirlenmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Gür, Engin; Savaş, Elif
    Gülgiller (Rosaceae) familyasına ait olan kirazın anavatanı (Prunus avium L.) Kuzey Anadolu ve Güney Kafkasya’dır. Ülkemiz kirazın birçok çeşidinin yetiştiriciliğini yapmaya uygun sıcaklığa ve alanlara sahiptir. Bu olumlu özelliklerden dolayı Türkiye, kiraz üretiminde dünyada söz sahibi ülkelerin başında yer almaktadır. Artan üretimle beraber meyvelerde aranan verim ve kalite değerleri de önem kazanmıştır. Meyvelerdeki uçucu aromalar da kalite kriteri olmasından ve bitki gelişim düzenleyiciler ile ilişkilerinin bulunmasından dolayı önemlidir. Üretimde lider konumda olan ülkemizin ihracatta da ilk sırada olması, tüketicilerin taleplerini karşılayabilmesi için yetiştiricilikte yapılacak önemli uygulamalar bulunmaktadır. Bu uygulamalardan biri kaliteyi ve verimi artırıcı etkisi olan gibberellik asit (GA3) uygulamasıdır. 2020 yılında yapılan çalışmamız üretimde önemli illerimizden biri olan Çanakkale İlinin Lapseki İlçesinde bulunan kiraz bahçesinde yürütülmüş; Early Burlat, 0900 Ziraat, Van kiraz çeşitlerinde hasattan 1 ay önce farklı dozlarda GA3 uygulanmıştır. İnsan sağlığı açısından birçok olumlu etkiye sahip olan kirazda yapılan çalışmada, üç çeşit için üç farklı uygulama yapılmış ve pomolojik özellikleri belirlenmiştir. Gibberellik asit uygulanan meyveler ile uygulama yapılmamış meyveler arasında önemli farklar saptanmıştır. Çalışma sonucunda meyve ağırlığı, meyve eni ve boyu, meyve et sertliği, meyve et rengi, SÇKM (% brix) ve TEA değerlerindeki değişimler çeşitler ve uygulamalar arasında önemli görülmüştür.
  • Öğe
    Kekik Uçucu Yağı Bileşenlerinden Timol, Karvakrol ve Alfa-Terpinen’in Yabani Yulaf Üzerine Allelopatik Etkileri
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Coşkun, Yalçın; Taş, İsmail; Oral, Ayhan; Tütenocaklı, Tülay; Türker, Gülen
    Yabancı otlar tarımsal üretimde ürün ve kalite kaybına neden olmaktadır. Yabancı ot kontrolü için kullanılan ilaçların çoğu sentetik kimyasallardan elde edilmektedir. Gelişen teknoloji, bitkiler için zararlı olan kimyasalların kullanımı yerine doğal bitkisel materyallerin kullanımı üzerine araştırmaları artırmaktadır. Bu çalışmada, kekik uçucu yağı bileşenlerinin buğday tarlalarından elde edilen yabani yulaf tohumlarının çimlenmesi ve çim bitkisinin kök uzunluğu üzerindeki allelopatik etkileri araştırılmıştır. Bu amaçla, alfa-terpinen, karvakrol ve timol farklı dozlarda (0, 2, 5, 10 ve 20 µL/Petri kabı) uygulanarak yabani yulaf tohumlarının çimlenme oranı, çim bitkilerinin kök uzunluğu üzerine etkileri araştırılmıştır. Karşılaştırma sonucunda, karvakrol ve timol’ün tohumlarının çimlenme oranı ve çim bitkilerinin kök uzunluğu üzerine etkileri olumsuz ve istatistiksel olarak anlamlı bir düzeyde (P<0.01) iken, alfa-terpinen’in etkisi istatistiksel olarak önemsiz (P>0.05) bulunmuştur. Bu sonuç, araştırmada kullanılan biyo-kimyasalların kışlık bitkilerde yabani yulaf kontrolü için biyo-herbisit olarak kullanılabilme potansiyeline sahip olduğunu düşündürmektedir. Ancak, bu biyo-kimyasallar biyo-herbisit olarak kullanmak için, kışlık bitkiler üzerine etkileri de araştırılmalıdır.
  • Öğe
    Jeotermal Bölgelerde Arazi Yüzey Sıcaklıklarının Sentinel Uydu Görüntüleri Kullanılarak Belirlenmesinin Doğruluk Analizi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Çınar, Hatice Edanur; Erenoğlu, Ramazan Cüneyt
    Doğal afetler kendi iç dinamiklerinde değerlendirildiğinde bir döngü veya yenilenme olarak düşünülse de insanoğlu ve beşer yapılar üstünde çok büyük felaketlere yol açabilmektedir. Özellikle son yüzyılda insanoğlu doğal afetlerin önüne geçemese de insanoğlu üzerindeki etkilerini azaltmaya çalışmaktadır. Bununla beraber doğal afetlerden, hayatımızın her alanında çokça kullandığımız mühendislik yapılarının etkilenmemesi için çaba göstermektedir. Özellikle deprem, heyelan gibi doğal afetlerin ardından mühendislik yapıları olan karayolu, demiryolu vb. yapıların etkilenmesi hem mal hem de can kayıplarını sebep olmaktadır. Bu çalışmada, doğal afetlerin direkt sebep olduğu ya da dolaylı yoldan mühendislik yapılarını etkileyerek meydana gelecek kazaların önüne geçilebilmesi için nesnelerin interneti, bulut bilişimi kullanılarak bir erken uyarı sistemi tasarlanmıştır. Tasarlanan bu sistem sürekli mesafe ölçmeleri yardımı ile söz konusu mühendislik yapısı olan demiryolunda sürekli üst yapı takibi ile üst yapının deformasyonunu ve kaymaları tespit edebilmek için tasarlanmıştır. Tasarlanan erken uyarı sistemi nesnelerin interneti olarak ardunio sensörler ve bulut bilişimi olarak Google Drive teknolojisini kullanmaktadır. Yaptığı tekrarlı mesafe ölçülerini kablosuz ağ aracılığı ile Google Bulut sistemine aktarabilmektedir. Tam otomatik olarak veri toplama, depolama ve analiz gerçekleştirebilen sistem. Gelecekte tüm çalışmalara baz oluşturacağı gibi birçok alanda erken uyarı sistemi olarak kullanılabilir.
  • Öğe
    Doğal Afetlerin Mühendislik Yapıları Üzerindeki Etkilerinin Yer Bilimleri Tabanlı Disiplinlerarası Bir Yaklaşımla Erken Uyarı Sistemi Tasarımı
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Bozkurt, Oğuzhan; Erenoğlu, Ramazan Cüneyt
    Doğal afetler kendi iç dinamiklerinde değerlendirildiğinde bir döngü veya yenilenme olarak düşünülse de insanoğlu ve beşer yapılar üstünde çok büyük felaketlere yol açabilmektedir. Özellikle son yüzyılda insanoğlu doğal afetlerin önüne geçemese de insanoğlu üzerindeki etkilerini azaltmaya çalışmaktadır. Doğal afetlerden hayatımızın her alanında çokça kullandığımız mühendislik yapılarının etkilenmemesi için çaba gösterilmektedir. Özellikle deprem, heyelan gibi doğal afetlerin ardından mühendislik yapıları olan karayolu, demiryolu vb. yapıların etkilenmesi hem mal hem de can kayıplarına sebep olmaktadır. Bu çalışmada, doğal afetlerin direkt sebep olduğu ya da dolaylı yoldan mühendislik yapılarını etkileyerek meydana gelecek kazaların önüne geçilebilmesi için nesnelerin interneti, bulut bilişimi kullanılarak bir erken uyarı sistemi tasarlanmıştır. Tasarlanan bu sistem sürekli mesafe ölçmeleri yardımı ile söz konusu mühendislik yapısı olan demiryolunda sürekli üst yapı takibi ile üst yapının deformasyonunu ve kaymaları tespit edebilmek için tasarlanmıştır. Tasarlanan erken uyarı sistemi nesnelerin interneti olarak Ardunio ve bulut bilişimi olarak Google Drive teknolojisini kullanmaktadır. Yaptığı tekrarlı mesafe ölçülerini kablosuz ağ aracılığı ile Google Bulut sistemine aktarabilmektedir. Tam otomatik olarak veri toplama, depolama ve analiz gerçekleştirebilen sistem, gelecekte tüm çalışmalara baz oluşturacağı gibi birçok mühendislik yapısında erken uyarı sistemi olarak kullanılabilir.
  • Öğe
    Çanakkale Yöresindeki Granitik Toprakların Genesisi ve Bazı Özellikleri
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Ekinci, Hüseyin; Tunç, Uğur
    Bu çalışmada Namazgah (Yenice), Evciler (Bayramiç) ve Uluköy (Ezine) Köyü civarında granitler üzerinde oluşmuş üç adet toprak profili incelenmiştir. Bu çalışmada, farklı bölgelerden açılan toprak profillerinden alınan toprak numunelerinin kimyasal analizleri fiziksel analizleri, oksit analizleri, mineralojik (SEM, XRD) analizleri yapılarak açılan profile ait toprakların özelliklerinin belirlenmesi, topoğrafik değişimlerin ve farklılıkların granit kayaçların üzerinde oluşan toprağa ve bu toprakların sınıflandırılması üzerine olumlu ve olumsuz etkilerinin incelenerek ortaya koyma gayesi ile yapılmıştır. Toprak profillerinde genel olarak tınlı kum ve kumlu bünyenin baskın olduğu görülmüştür. Toprak asitliği (pH) genellikle 5 ile 6,9 arasında değişmekte olup asidik ve hafif asidik olarak tespit edilmiştir. Katyon değişim kapasitesi (KDK) değerleri kum içeriğinin yüksek olması nedeni ile düşüktür. İncelenen topraklarda X-Işını difraksiyon (XRD) analiz sonuçlarına göre, kuvars ve feldispatlar dominant minerallerdir. Toprak profillerinde toprak oluşumunun incelenmesinde SiO2/Al2O3 gibi ayrışma oranları ve kimyasal alterasyon indeksi (CIA) gibi indeksler kullanılmıştır. Bu indekslere göre, en yüksek kimyasal ayrışma indeksi 66 olarak bulunmuştur. Araştırma profilleri, analiz sonuçlarına ve morfolojik gözlemlere bağlı olarak toprak taksonomisi ve WRB sınıflandırma sistemine göre sınıflandırılmıştır. Toprak taksonomisine göre profil 1 ve 2 Entisol, profil 3 ise Inceptisol ordolarında, WRB sistemine göre profil 1 ve 2 Arenosol, profil 3 ise Cambisol referans toprak gruplarında sınıflandırılmıştır.
  • Öğe
    Flood Analysis and Mapping Using Sentinel Imagery: A Case Study from Tarsus Plain, Turkey
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Arslan, Enis; Erenoğlu, Ramazan Cüneyt
    Floods are natural disasters that corrupt vegetation, cause loss of lives, and harm economies. There are many cases floods originate, sometimes natural, sometimes man-made. The use of agricultural fields unconsciously, land cover modifications, incorrect city planning can be listed as unnatural reasons. Modeling and mapping the floods, real-time monitoring with satellite are cost-efficient ways of decreasing the causes of floods and helping the authorities to give the exact decisions during or after the event. Synthetic-aperture radar (SAR) satellite imagery helps in monitoring disasters like flooding. The allweather operating capability provides cloud-free day and night imagery, even in the worst weather conditions. In this paper, Sentinel-1 satellite imagery provided by European Space Agency (ESA) is used to investigate the flood event that happened in January 2020 in the Tarsus agricultural field (West Cukurova Region) of Mersin, Turkey. Sentinel-1 imagery for the nearest dates is collected, pre-processed, and thresholded with Otsu’s method and a flood map is obtained. Sentinel-2 satellite imagery for the same study area is used to verify the Sentinel-1 output composite. Spectral indices are applied on Sentinel-2 composite and classification is done with Random Forests, CART, Support Vector Machine (SVM) and Naive Bayes algorithms. Random Forest and SVM algorithms provided the best classification result. Finally, Sentinel-1 and Sentinel-2 products are overlaid as change management.
  • Öğe
    Çanakkale İli İşyeri İlaçlama Uygulamaları Üzerine Bir Araştırma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Kasap, İsmail; Ergen, Yusuf
    Bu çalışma 2018-2019 yılları arasında Çanakkale ilinde işyerleri ilaçlamalarında uygulanan prosedürleri içermektedir. İşyerlerinde özellikle ilkbahar aylarında havaların ısınmasıyla birlikte artan böcek ve vektör problemlerine karşı nasıl bir önlem alınmaktadır, işyerlerindeki ilaçlamaları, işletmeciler kendileri mi? yoksa profesyonel ilaçlama firmaları mı yapmaktadır gibi konularda anket çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalarda 40 adet işyerinde işletme adı, faaliyet alanı, çalışanların yaşı, eğitim durumu, iş tecrübesi, hijyen-temizlik kuralları ve ilaçlamaların sonuçları gibi sorular sorularak anket çalışması yapılmıştır. 40 kişi üzerinde yapılan anket çalışması sonuçlarına göre; işyerlerinde ilaçlamalarının etki durumu sorulduğunda, ilaçlamaların etkili olduğunu belirten 31 kişi (%77,5) ve ilaçlamaların kısmen etkili olduğunu belirten ise 9 kişi (%25) olarak belirlenmiştir. İşyerlerindeki ilaçlamaların ne sıklıkta yapıldığına ilişkin yapılan anket çalışmasında ise 33 kişi (%82,5) ilaçlamaları düzenli olarak ayda bir defa yaptırdığını, çalışanlardan 7 kişi (%17,5) ise ilaçlamaları düzensiz olarak ya da üç ayda bir defa yaptırdığını bildirmiştir. Yapılan ilaçlamaların, hijyen ve temizlik kurallarına dikkat edilmesi durumunda böcek probleminin %80 azaldığı ve başka bir ilaçlamaya gerek olmadığını belirtmişlerdir. Bu sonuçlara göre Çanakkale ilinde işyerlerinde hijyen-temizlik kurallarına önemli oranda uyulduğu ve çevre sağlığına dikkat edilerek böceklerle mücadele edildiği sonucuna varılmıştır.
  • Öğe
    Çanakkale Bölgesi Elma (Malus domestica L.) Çeşitlerinde Budama Artık Katsayısının ve Yenilenebilir Enerji Potansiyelinin Belirlenmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021-06-30) Çiçek, Gıyasettin; Gür, Burak
    Türkiye’de elma budama artıklarının enerji potansiyelinin hesaplanmasında kullanılabilecek budama katsayısının belirlenmesi amacıyla yapılan bu araştırmada, Çanakkale ilinde 3 farklı elma çeşidi ve her çeşit için 2 farklı yaş grubunda, toplam 30 elma ağacında budama çalışmaları yapılmıştır. Starking, Golden Delicious ve Granny Smith elma çeşitlerinden elde edilen veriler ile budama artık miktarı ve budama katsayısı belirlenmiştir. Yürütülen budama faaliyetleri sonucunda elde edilen budama artık miktarının ağaç başına ortalama 0-10 yaş arası çeşitlerde 1,57 kg, 10-20 yaş arası çeşitlerde ise 3,42 kg olduğu belirlenmiştir. En fazla budama artığı sırasıyla Granny Smith, Golden Delicious ve Starking elma çeşitlerinde elde edilmiştir. Türkiye’de elma budama artıklarına ait enerji potansiyelinin belirlenmesi için yürütülen bu çalışmadan elde edilen veriler doğrultusunda budama artık katsayısının 2,5 kg.ağaç-1, kullanılabilir budama artık miktarının 99 252 ton.yıl-1, Türkiye enerji potansiyelinin 2 269 TJ.yıl-1, Çanakkale enerji potansiyelinin ise 32,35 TJ.yıl-1 olduğu tespit edilmiştir.
  • Öğe
    Teke Spermasının Kriyokonservasyonu ve Uygun Yöntem Kullanımı
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Konyalı, Coşkun
    Kriyokonservasyon, üreme biyoteknolojisi, ıslah ve genetik kaynakların korunma ve muhafazası gibi birçok alanda önemli fayda sağlamaktadır. Uygun kriyokonservasyon yöntemleri sayesinde üremede başarı arttırılabilecektir. Özellikle keçiler gibi mevsime bağlı üreme yapısına sahip türlerde kriyokonservasyon büyük avantaj sağlamaktadır. Türlere göre üreme biyoteknolojilerinin geliştirilmesi, sahip oldukları biyolojik farklılıkların bir sonucu olup, dondurma çözdürme sonrası hayatta kalma oranı türlere göre önemli farklılık göstermektedir. Sperma membranının lipid ve protein gibi kompozisyonunu oluşturan bileşenlerin çözdürme sonrası kalite üzerinde etkili olduğu bilinmektedir. Teke spermasının özelliklerinin belirlenerek uygun semen alımı, değerlendirilmesi işlemleri ile dondurma protokollerinin geliştirilmesi üreme performansını arttırıcı önemli unsurlar olup, yapay tohumlama ya da diğer in vitro – in vivo çalışmalarda spermin kullanılabilirliğini etkilemektedir. Kriyokonservasyonun zararlı ve öldürücü etkisinin azaltılması dondurma çözdürme sonrası sperm kalitesi üzerinde doğrudan etkilidir. Dondurmada kullanılan çözelti ve biyolojik ortamların iyileştirilmesi gerekmektedir. Bu bağlamda tekelerde semen alımı, işlenmesi, kriyokonservasyonu ve çözdürme süreçlerini kapsayan protokollerin maliyet, iş gücü ve zaman tasarrufu da sağlayarak uygun sperm analiz yöntemlerin oluşturulması gerekmektedir.
  • Öğe
    Lapseki İlçesi’nin Tarım Potansiyeli
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Yılmaz, Neşe; Gür, Engin; Kaçan, Ali
    Lapseki Marmara Bölgesinde yer almaktadır. Sahip olduğu coğrafik yapı ve ekolojik koşullar sebebiyle ülkemizin tarım potansiyeli ve ürün çeşitliliği yüksek ilçeler arasında yer almaktadır. Topraklarının verimli olması, ikliminin çok sert geçmemesi ilçede tarımsal üretimin önemini daha da arttırmıştır. Lapseki, 361.788 dekar tarım arazisine sahiptir ve bu arazilerin; %32 tarla ziraati arazisi, %18meyve bahçesi, %3’ü sebze ziraat arazisi olarak kullanılmaktadır. Ticari değerli ürünler ön plana çıkmıştır ve bölge halkının üretimini önemli ölçüde etkilemiştir. Bölgede özellikle yoğun olarak meyve yetiştirilmekte ve yüksek kalitede ürün elde edilebilmektedir. Lapseki şeftali, nektarin ve kiraz yetiştiriciliğinde marka haline gelmiştir. Yüksek gelir getiren şeftali yetiştiriciliği, tarım ile uğraşan nüfusun geçim kaynağını oluşturmaktadır. Türkiye şeftali üretiminin %11,10’ luk kısmı Lapseki İlçesinden karşılanmaktadır. Özellikle ihracat açısından önemli olan tür ve çeşitlerin yetiştiriciliğinin yapılması gerek bölge ve gerekse ülke ekonomisi açısından büyük önem taşımaktadır.
  • Öğe
    Etlik Piliç Refahının Tespitinde Yeni Nesil Teknolojik Sistemlerin Önemi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Aydın, Arda
    Bu çalışmanın ana amacı, yeni nesil teknolojilerin ve yöntemlerin etlik piliçlerin refah seviyelerini belirlemek için nasıl kullanıldığını belirlemektir. İnceleme için sorulan ilk soru, "Hangi teknolojiler refahla ilgilidir?” İkinci soru ise, bu teknolojik sistemler ile etlik piliçlerin refah düzeyi belirlenebilir mi?" Etlik piliçlerin değerlendirilmesi için kullanılan Refah Kalitesi® protokolü, kullanılan teknolojik sistemlerin analiz edilmesi için bir çerçeve olarak kullanılmıştır. Araştırmada, Web of Science ve Scopus veri tabanlarından elde edilen hakemli makaleler kullanılmıştır. Çalışma sonucunda elde edilen verilere göre, refah kalitesi protokolü içinde yer alan “İyi sağlık” ilkesi, yeni nesil teknolojilerin kullanıldığı çalışmalarda ele alınan ana kriterken, en az gözlemlenen ilke “iyi beslenme” ilkesi olarak tespit edilmiştir. Bu çalışmada aynı zamanda teknolojik sistemlerin kullanımlarına göre (konum, üretim sistemi ve ölçülen değişkenler) değerlendirilmesi gerçekleştirilmiştir. Sonuçlar, yeni nesil teknolojilerin ana odak noktasının etlik piliç tesisleri ile ilgili sorunlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bununla birlikte piliçlerin serbest dolaştığı sistemlere, mezbahalara ve taşıma sorunlarına daha az dikkat edildiği görülmektedir. Yeni nesil teknolojilerin kullanımı ile elde edilen değerli çıktılar göz önüne alındığında, bu teknolojilerin etlik piliç üretiminde kullanımı, çiftçi adaptasyonunu da dikkate alarak teşvik edilmeye devam edilmelidir.
  • Öğe
    Türkiye’de 2000-2020 Döneminde Tarımsal Destekleme Politikalarının Gelişiminin İncelenmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Yüceer, Sema Ezgi; Tan, Sibel; Semerci, Arif
    Bu çalışmada Türkiye’de 2000 yılından günümüze kadar olan tarımsal destekleme politikalarında yaşanan değişmeler ve gelişmeler incelenmiştir. Çalışmanın ana materyalini ikincil kaynaklardan elde edilen veriler oluşturmuştur. Değerlendirilen bulgulara göre; 2019 yılında Türkiye’nin tarımdan elde edilen gayri safi üretim değerinin yaklaşık %13’ü uygulanan tarım politikaları sonucunda oluşmaktadır. Bu değer AB ve OECD ortalamalarının altında iken; ABD’nin üzerinde seyretmektedir. Türk tarım sektörü; uluslararası kuruluşlar tarafından belirlenen politikalar sonucunda olumsuz olarak en fazla etkilenen sektörlerden biridir. Türkiye’nin olumsuz etkilenmemesi yönünde etkili olacak tedbirler alınması ve mevcut durumun ülkenin kendi iç dinamikleri özelinde değerlendirmesi gerektiği düşünülmektedir.
  • Öğe
    Kum Zambağı Tohumlarının Çimlenmesinde Bazı Bitki Büyüme Düzenleyicilerin Etkisi (The Effect of Some Plant Growth Regulators on Seed Germination of Sea Daffodil)
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Akçal, Arda; Kelkit, Mehmet
    [No Abstract Available]
  • Öğe
    Edremit Körfezi ile Bayramiç Kazdağları Yörelerinden Elde Edilen Zeytinyağların Kimyasal Özellikleri ve Uçucu Bileşenlerinin Karşılaştırılması
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Gündoğdu, Mehmet Ali; Nergis, Osman
    Bu çalışma, Çanakkale ili Bayramiç ilçesi ile Balıkesir ili Edremit Körfezi yöresinde yetiştirilen Ayvalık çeşidi zeytinlerinden elde edilen zeytinyağlarının kalite özellikleri ile aroma bileşenlerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Bu amaçla, Çanakkale ili Bayramiç ilçesine bağlı 9 farklı köy ile Edremit Körfezinde yer alan 9 farklı yöreye ait optimum bakım koşullarında yetiştirilen zeytin ağaçlarından 3 farklı olgunluk döneminde (yeşil, alaca, siyah) hasat edilmiştir. Araştırma sonunda, meyvelerin olgunluk indeksleri ile zeytinyağlarının kalite özelliklerinde yöreler arasında istatistiksel anlamda önemli farklılıklar belirlenmemiştir. Buna karşın, uçucu bileşenlerinde ise; her iki yörede de önemli farklılıklar saptanmıştır. Özellikle aldehit, alkol ve ester bileşen grupları dikkati çekmektedir. Her iki yörenin aroma bileşenleri arasındaki farklılığın klimatolojik farklılıklardan ileri geldiği düşünülmektedir. Klimatolojik farklılıkların başında ise Bayramiç yöresinin Kaz Dağı zirvesinin kuzey batısına düşmesi ve yüksek rakımda yer alması gelmektedir. Edremit Körfezi yöresi ise aynı dağın güney yamacında yer almaktadır. Kaz Dağı’nın her iki yöneyi de yüksek oksijen içeriğine sahip olmasının yanında, Bayramiç yöresinin Kuzey Ege denizinden gelen serin rüzgarların ve iyotlu havayı yüksek oksijenle buluşturması zeytin yetiştiriciliği ve zeytinyağı nefaseti bakımından avantaj sağlamıştır. Zeytincilik için nispeten serin bir yer olan Bayramiç yöresi bu sayede zeytinyağında olumlu aroma bileşenleri bakımından farklı değerler kazanmıştır.
  • Öğe
    Lapseki Ekolojisinde Yaygın Bir Şekilde Yetiştirilen Şeftali Çeşitlerinin Pomolojik Özelliklerinin Belirlenmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Gür, Engin; Gündoğdu, Mehmet Ali; Şeker, Murat
    Bu araştırma, 2020 yılında Çanakkale ilinin Lapseki ilçesindeki üretici bahçelerinden alınan şeftali çeşitlerine ait meyvelerde yürütülmüştür. Pomolojik analizleri yapılan şeftali çeşit ve genotipleri: Isabella, Merril Gem Free, Royal Glory, Royal Gem, Extreme Glow, Summer Red, Glohaven, Crest Haven, Extreme July, Red Elegant, J. H. Hale, Extrem486, Extrem568, Royal Jim, Black Abdos ve Sırrı’dır. Çeşitlerin meyve ağırlıkları 154,53–485,0 g, meyve sertlikleri 0,84–10,79 kg/cm2; suda çözünür kuru madde miktarları %7,53–%14,50; tire edilebilir toplam asit içerikleri ise 0,26–1,24 g/100mL arasında değişmiştir. Bu bölgede yetiştirilen şeftali çeşitlerinin coğrafi işaret tescilinin yapılarak ulusal ve uluslararası pazarlarda marka değerinin oluşturulması için bu tür çalışma sonuçları büyük önem taşımaktadır. Çalışma ile bu çeşitlerin bazı kalite parametreleri belirlenmiştir.
  • Öğe
    Deprem Kültürü ve Farkındalık Çalışmaları: Şili ve Elazığ Depremlerinin Karşılaştırılması
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Yolcu, Mehmet; Bekler, Tolga
    Yerküre kendi iç dinamikleri ile birçok yeriçi kaynaklı doğal döngünün ev sahibidir. Depremlerde bu doğal döngünün bir sonucu olan yer hareketleridir. Bu hareketlerin farklı ölçekteki küçük ve büyük etkileri her zaman afetlerin en önemli unsuru olmuştur. Yıkım etkileri nedeni ile depremler savunmasız toplumlar karşısında ciddi can ve mal kayıpları oluşturmaktadır. Dünyada yıkıcı depremlerin önemli bir kısmı genelde levha sınırlarında olmaktadır. Türkiye de tektonik konumu ile bu levhaların göreceli hareketinden oldukça etkilenen ve yoğun sismik hareketlin yaşandığı ülkelerden birisidir. Dünyanın en yıkıcı depremlerinin yaşandığı Şili’de yine bu tektonizmanın en çok tahrip ettiği ülkelerin başında gelmektedir. Farklı tektonik levhaların tehdidi altında olan Türkiye ve Şili’de meydana gelen depremlerin ekonomik, toplumsal ve yapısal etkileri çoğu zaman depremlerin özelliklerine göre de değişken olabilmektedir. Bununla beraber aynı büyüklükte iki depremin oluşturduğu etki de farklı olabilmektedir. 24 Ocak 2020 Elazığ (Mw=6.8) ve 1 Ağustos 2019 San Antonio-Şili (Mw=6.8) depremleri bu argümana iki örnek deprem olarak incelenmiştir. Özellikle deprem öncesi afete hazırlık ve deprem sonrası kriz yönetimi aşamaları yanında müdahale ve iyileştirme aşamalarında depremlerin yıkıcı karakterine bağlı nasıl irdelenmesi gerekliliği öne çıkabilmektedir. Dünyadaki model ülkeleri incelediğinde geçmişte yaşadıkları büyük depremler milat noktası olmuştur. İncelenen bu iki depremde toplumların istek ve katılımı ile kamusal yönetim anlayışının deprem kültürüne göre oluşturulduğu görüşü hâkim olmaktadır. Bu durum depremler konusunda farkındalığın uygulama ve deprem zararlarının azaltılması aşasında oldukça önemli bir rol oynadığını da göstermektedir.
  • Öğe
    A Comparison of Graph Centrality Algorithms For Semantic Distance
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Arslan, Enis; Turan, Erhan; Tülü, Çağatay; Orhan, Umut
    Semantic networks are kind of datasets used for natural language processing (NLP). Distance measurement for semantic networks, which are generally based on a graph structure, is a vital requirement for semantic analysis on concepts. Centrality measures can be used for calculating the semantic distance between concepts in a semantic network. In this paper, we evaluated graph centrality algorithms including PageRank, Hyperlink-induced Topic Search (HITS), and Betweenness Centrality on a semantic network, which was created from a Turkish dictionary dataset. Centrality measures special to these algorithms are used to calculate the semantic distance between synonym pairs in the semantic network. Also, we have used a simple centrality method beside the other three popular centrality algorithms to find out the most accurate and cost-effective method on our semantic network. Working on a bipartite model of the network which increases the complexity of implementation for centrality algorithms and performing calculations on a semantic network, that can be expanded with new nodes and edges, are two major challenges to overcome. Considering all these conditions, results from each algorithm are compared to pick out an optimal method for the semantic network.
  • Öğe
    Bazı Üzüm Çeşitlerinin Doku Kültürü Yöntemiyle Mikroçoğaltımı Üzerine Bir Araştırma
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Türkmen, Onur Sinan; Balı, Elif Ahsen; Baytekin, Gülhan; Dardeniz, Alper; Şahin, Esra
    Asmanın (Vitis vinifera L.) virüsten arî sağlıklı ve hızlı çoğaltımı, asma fidancılığı yönünden önemlidir. Bu araştırmada, ‘ÇOMÜ Dardanos Yerleşkesi Ziraat Fakültesi Çiftliği Bitkisel Üretim ve Araştırma Birimi’ ‘Sofralık Üzüm Çeşitleri Uygulama ve Araştırma Bağı’nda yer alan ‘Yalova İncisi’ ve ‘Yalova Çekirdeksizi’ üzüm çeşitleri materyal olarak kullanılmıştır. Besi ortamı olarak Murashige Skoog temel besin ortamı kullanılmıştır. Öncelikle, üzüm çeşitleri sterilize edilerek mikroçoğaltımı gerçekleşmiştir. Bu bitkilerden elde edilen eksplantların en iyi geliştiği besi ortamı tespit edilmiştir. Bu amaçla 4 farklı dozda (0,0 mg/L BA, 0,5 mg/L BA, 1,0 mg/L BA ve 2,0 mg/L BA) benzilaminopürin (BA) büyüme düzenleyicisi içeren ortamlar değişken olarak kullanılmıştır. Denemeler üç tekerrürlü olacak şekilde planlanmış ve her ortama 3 adet eksplant yerleştirilmiştir. Araştırmanın sonucunda, her iki üzüm çeşidinde de kök boğazı sürgün sayısı (adet) bakımından en yüksek değerlerin, en yüksek hormon uygulaması olan 2,0 mg/L BA dozu içerikli ortamdan elde edildiği saptanmıştır.
  • Öğe
    Kırklareli İli Büyükbaş Hayvan Çiftliklerinde Aydınlatma Koşullarının Değerlendirilmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Demir, Cihan; Aydın, Arda; Kocabey, Süreyya; Tuna, Murat
    Hayvan çiftliklerindeki aydınlatmanın düşük olması durumunda süt veriminin etkilendiği ve yüksek olduğunda ise çiftliğin enerji tüketimi konusunda zarara yol açtığı bilinmektedir. Bunun yanında yetersiz aydınlatmanın hayvanların sağlık ve refah düzeyini de etkilediği bilinmektedir. Bu gerekçelerden dolayı, bu çalışmada, süt hayvancılığı yapılan çiftliklerde kullanılan aydınlatma sistemlerinin ölçümü ve sonuçların uluslararası standartlar ile karşılaştırılması amaçlanmıştır. Bu amaçla, Kırklareli ili sınırları içerisinde bulunan iki adet modern süt çiftliğinin farklı alanlarından ölçümler alınmıştır. A çiftliğinin sağımhane çukurunda gerçekleştirilen ölçümlerde, ASAE standartlarına göre 500 lüx olması gereken aydınlık şiddeti 152 lüx olarak tespit edilmiştir. B çiftliğinde ise bu değer 124 lüx olarak ölçülmüştür. Sonuç olarak, mevcut sistemlerle yapılan aydınlatmanın standartlara göre yetersiz kaldığı, tespit edilmiştir. Doğru aydınlık seviyelerinin verimli aydınlatma cihazlarıyla elde edilmesinin enerji verimliliği üzerine olası etkileri konusunda çiftçilere tavsiyelerde bulunulmuştur. Eksiklikler ve yanlış uygulamalar belirlenerek yapılması gereken çözüm önerileri ortaya konulmuştur.