Yazar "Zorba, Nükhet Nilüfer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 8 / 8
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Alternaria Genusu Üyelerinin Meyve ve Sebzeler Üzerine Etkileri(2021) Kaya, Burcu; Zorba, Nükhet NilüferAlternaria yağlı tohumlar, tahıllar, meyve ve sebzelerde bozulmaya neden olan mikotoksijenik bir mikrofungus cinsidir. Gıdaları hasat öncesi ve hasat sırasında çeşitli yollarla enfekte ederek yanıklık, siyah çürüklük olarak adlandırılan bozulmalara neden olmaktadır. Ayrıca düşük sıcaklıklarda gelişim göstermesinden dolayı hasat sonrası depolama ve taşıma sırasında da bozulmaya neden olarak gıda endüstrisinde önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Günümüzde Alternaria genusuna ait türlerin 70 ’den fazla sekonder metabolit ürettiği bilinmektedir. Ancak bu sekonder metabolitlerin bazıları insan sağlığına olumsuz yönde etki eden mikotoksinlerdir. Yapılan birçok çalışmada rapor edilen alternariol (AOH), alternariol metil eter (AME), tenuazonik asit (TeA), tentoksin (TEN) ve altenuen (ALT), Alternaria cinsine ait türlerinin ürettiği en önemli mikotoksinlerdir. Bu derlemede Alternaria türleri, önemli mikotoksinleri, gelişimi ve toksin oluşumuna etki eden faktörleri ve meyve ve sebzelerdeki önemi hakkında yapılan çalışmalar bir araya getirilmiştir.Öğe Biodiversity of ochratoxigenic Aspergillus species isolated from çavuş and karalahna grapes in Bozcaada, Türkiye(2024) Ateş, Gülçin Özcan; Zorba, Nükhet Nilüfer; Şen, BurhanThis study reported the presence and OTA production of ochratoxigenic Aspergillus species isolated from Bozcaada Çavuş and Karalahna grapes. The study was conducted with Aspergillus isolates isolated from grape samples collected during ripening in 2015 and 2016. Thin-layer chromatography was used to determine the secondary metabolite profiles of 290 Aspergillus isolates. Out of these, 122 isolates were found to be possible OTA producers. 43 isolates, selected based on their colony morphology of 122 isolates in different culture media, were identified using calmodulin gene sequencing analysis. The identified isolates were determined to be A. tubingensis, A. carbonarius, A. niger/welwitschia/awamori, A. welwitschia, A. spelaeus, and A. fructus. OTA production was investigated in six isolates. Using HPLC-FLD, these isolates were found to produce OTA in quantities ranging from 3.550 ± 0.240 to 92.346 ± 0.818 ppb. Consequently, OTA-producing Aspergillus species were isolated from grapes. The presence of A. spelaeus and A. fructus was reported for the first time in grapes. A. fructus has been found to be a new record for Türkiye.Öğe Çanakkale bölgesinden alınan midye ve deniz suyu örneklerinin mikrobiyolojik kalitelerinin belirlenmesi(2021) Tosun, Melike Nur; Taylan Yalçın, Gizem; Zorba, Nükhet NilüferBu çalışmada Çanakkale bölgesinde belirlenen 9 farklı istasyondan toplanan 536 midye örneğinin ve her istasyondan alınan deniz suyunun mikrobiyolojik kalitesi belirlenmiştir. Midye örneklerinin toplam mezofilik aerobik bakteri yükünün en yüksek Merkez İskele istasyonunda (3.56 log kob/g) olduğu belirlenmiştir. En yüksek E. coli varlığı ise Gelibolu istasyonunda (1.99 log kob/g) saptanmıştır. Midyelerin mikrobiyel yüklerinin toplandıkları istasyonlar arasında istatistiksel anlamda farklı olmadığı (P>0.05) görülmüştür. Midyelerin toplam mezofilik aerobik bakteri sayısı ile toplandıkları deniz suyunun toplam mezofilik aerobik bakteri sayısı arasında pozitif yönde korelasyon tespit edilmiştir (P<0.05). Gelibolu ve Lapseki istasyonlarındaki mikrobiyel yükün diğer istasyonlara göre daha yüksek olduğu saptanmıştır. Genel olarak değerlendirildiğinde Gelibolu ve Lapseki bölgesi haricinde Çanakkale boğazının farklı noktalarından alınan midyelerin mikrobiyel kalitesinin yasal sınırlar içerisinde olduğu belirlenmiştir.Öğe Carbapenem resistance and biofilm formation status of Enterobacterales isolated from raw milk via molecular versus phenotypic methods(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2023) Özdikmenli Tepeli, Seda; Tosun, Melike Nur; Taylan Yalçın, Gizem; Kaya, Burcu; İpek, Dilvin; Zorba, Nükhet NilüferAntibiotic resistance genes can easily be transferred between bacteria in the biofilm. In the dairy industry, many bacterial species forming biofilms on the surfaces of equipment are widely reported. The experiments reported in this research paper aimed to investigate the carbapenem resistance and biofilm formation properties of Enterobacterales isolates which are spoilage microorganisms obtained from raw milk. In addition, the study determined that whether there was a relationship between the biofilm formation ability or the protein spectra of these isolates. In this study, ninety-two Enterobacterales isolates collected from 173 raw milk samples were investigated. Initially, the isolates were identified as Citrobacter braakii (n = 18), Citrobacter freundii (n = 12), Enterobacter asburiae (n = 1), Enterobacter cloacae (n = 3), Escherichia coli (n = 10), Hafnia alvei (n = 18), Klebsiella oxytoca (n = 1), Serratia fonticola (n = 24), Serratia liquefaciens (n = 4), and Serratia marcescens (n = 1) using MALDI-TOF MS. As a result, carbapenem resistance was determined in 6.5% of the isolates by CIM test, MHT, and the disk diffusion methods, but none of them had blaOXA-48, blaKPC, blaNDM-1, blaOXA23, blaOXA-58, blaOXA-51, blaVIM, and blaIMP genes. This may be due to the effect of other resistance mechanisms such as porin loss or increased flow pump activity. Furthermore, biofilm formation (weak and moderate) was detected in 97.8% of the Enterobacterales isolates. The mass spectra of the moderate biofilm producer isolate of Serratia spp. and the mass spectra of the weak biofilm producers of E.coli presented similarities.Öğe Gıda endüstrisi çalışanları ve stafilokokal gıda zehirlenmeleri(2015) Çakıcı, Nesrin; Zorba, Nükhet Nilüfer; Akçalı, AlperStafilokokal gıda zehirlenmesi (SGZ) başta Staphylococcus aureus olmak üzere enterotoksijenik stafilokoklar tarafından üretilen, enterotoksin içeren gıdaların tüketilmesi sonucu oluşan ve tüm dünyada yaygın olarak görülen önemli intoksikasyonlardan biridir. Özellikle pişmiş ve zengin protein içerikli gıdalara bulaşan S. aureus uygun ortam şartlarında hızla çoğalır. Besin maddesinde 105 kob/g veya daha fazla sayıya ulaşan bakteri tarafından stafilokokal enterotoksinler sentezlenir. 100 gramında en az 100 ng enterotoksin çeşitlerinden birini bulunduran gıdanın tüketilmesi sonucu SGZ'nin klinik belirtileri görülebilir. SGZ bulantı, kusma ve/veya ishalin eşlik ettiği, kendi kendini sınırlayan bir gastroenterittir. SGZ kaynaklı ölüm oranı düşük olmasına rağmen; yaşlılar, çocuklar ve immun sistemi baskılanmış kişiler için bu oran yükselebilir. S. aureus, pek çok vücut bölgesinde, deri ve mukozada hastalık oluşturmaksızın taşınabilir; esas rezervuarının burun bölgesi olduğu düşünülmektedir. Gıda endüstrisi alanında çalışan kişilerin burnunda veya ellerinde bu bakteriye rastlanılmaktadır. Gıda işletmelerindeki söz konusu taşıyıcıların gıdanın hazırlanması, işlenmesi sırasında taşımış oldukları mikroorganizmayı kontaminasyonunda en önemli sebeplerden biridir. Kişisel hijyen kurallarının uygulanmasında yeterli özenin gösterilmemesi, özellikle el yıkama alışkanlığı konusundaki eksiklikler gıda güvenliği konusunda halk sağlığı açısından tehlikeli olabilir. Enterotoksin üreten suşları taşıyan gıda çalışanları SGZ'nin temel kaynağını oluşturmaktadır. Ülkemizde gıda sektöründe çalışanlar için portör muayenesi şartı kaldırılmış olup yerine eğitim verilmesi getirilmiştir. Günümüzdeki uygulamaya göre; SGZ'nin önlenmesinde gıda çalışanlarının kişisel hijyen kurallarına uyması ve gıda güvenliği sistemlerinin uygulanması personelin gıda hijyeni konularında kontrol edilmesini, bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamalıdır. Bu derleme ile S. aureus'un gıda zehirlenmelerindeki yeri, gıda endüstrisi çalışanları ilişkisi ve gerekli hijyen uygulamalarındaki güncel durumun sunulması amaçlanmıştır.beklenmektedir. Gıda işletmecisipersonelin gıda hijyeni konularında kontrol edilmesini,bilgilendirilmesini ve eğitilmesini sağlamalıdır. Buderleme ile S. aureus'un gıda zehirlenmelerindekiyeri, gıda endüstrisi çalışanları ilişkisi ve gereklihijyen uygulamalarındaki güncel durumun sunulmasıamaçlanmıştırÖğe Kitosan bazlı etil pirüvat filmlerin fizikokimyasal, antioksidan, antimikrobiyal ve anti-quorum sensing özelliklerinin belirlenmesi(2021) Kaya, Burcu; Zorba, Nükhet Nilüfer; Caner, CengizBu çalışmada kitosan film formülasyonuna iki farklı (%1 ve %3) konsantrasyonda etil pirüvat ilave edilerek, çevre dostu bir ambalaj materyali geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda hazırlanan film örneklerinin nem, suda çözünürlük, görünür yoğunluk, renk, biyobozunurluk, kimyasallara karşı direnç özellikleri belirlenerek, filmlerin yüzey morfolojisi SEM, fonksiyonel grupları ise FTIR ile karakterize edilmiştir. Ayrıca film örneklerinin antimikrobiyal ve anti-quorum sensing aktivitesi disk difüzyon yöntemi ile belirlenmiştir. Sonuç olarak formülasyona etil pirüvat eklenmesiyle kitosan filmin nem içeriği, görünür yoğunluğu, biyobozunurluğu ve antioksidan aktivitesi artmıştır. SEM görüntüleri incelendiğinde ise etil pirüvatın, kitosan filmlerde gözenekli yapı oluşumuna neden olduğu gözlemlenmiştir. Film örnekleri Escherichia coli O157:H7, Bacillus cereus, Staphyloccocus aureus, Alternaria arborescens, Aspergillus flavus, Penicillium digitatum, Penicillium citrinum ve Penicillum expansum suşlarına karşı antimikrobiyal etki göstermiştir. Buna ek olarak tüm film örneklerinin anti-quorum sensing aktivite gösterdiği tespit edilmiştir. Elde edilen verilere göre özellikle CS-EP1 filminin, doğa dostu alternatif gıda ambalajı olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.Öğe The risk of clostridium difficile as a foodborne pathogen(Nova Science Publishers, Inc., 2021) Taylan, Gizem; Tosun, Melike Nur; Zorba, Nükhet NilüferClostridium difficile (Clostridioides difficile) is an important pathogen that causes diarrhea associated with the use of antibiotics that manifest in symptoms ranging from mild to moderate diarrhea to pseudomembranous colitis in humans. The pathogenicity of C.difficile is primarily associated with its ability to produce toxin A and toxin B. It is also known as a nosocomial pathogen since symptoms are often seen in elderly individuals who have received antibiotic treatment and hospitalized. However, in recent years, C. difficile-related infections have started to occur in young people who have not received antibiotics or hospital treatment, indicating that the source of the disease may be from outside the hospital. The isolation of the agent from water, fertilizer, soil, animals, animal foods, and vegetables supports this view. The genotypic similarities of C. difficile strains obtained from food products with clinical isolates indicate that foods can be one of the sources of C. difficile infection. C. difficile is a risk in non-heat treated foods (e.g., lettuce) and undercooked shellfish (e.g., mussels). Besides, since it is a spore-forming bacteria, the risk of the products consumed by cooking is not eliminated. In this chapter, the place of food sources among the causes of the increase in C. difficile infections and associated control methods will be discussed.Öğe Uçucu Yağların Staphylococcus aureus Üzerine Etkisi(2014) Tepeli, Seda Özdikmenli; Zorba, Nükhet NilüferStaphylococcus aureus kaynaklı hastalıklar gelişen teknolojiye rağmen dünyada oldukça yaygın görülmektedir. S.aureus, gıda kaynaklı intoksikasyonlara neden olması yanı sıra neden olduğu hastane enfeksiyonları ve özellikle antibiyotik dirençli suşları nedeniyle önemli bir patojendir. Günümüzde tüm dünyada mikroorganizmaların kontrolünde doğal ürünlerin kullanımı giderek önem kazanmaktadır. Uçucu yağlar söz konusu doğal antimikrobiyel maddelere bir örnektir. Bitkilerden, özellikle baharatlardan, elde edilen uçucu yağlar çok sayıda kimyasal bileşenden oluşan ve uçucu özelliğe sahip yağlardır. Bu derlemede, uçucu yağlar ve etki mekanizmaları hakkında genel bilgi verilerek uçucu yağların S.aureusun kontrolünde kullanılması ile ilgili yapılan in vitro çalışmalara ve gıdalardaki uygulamalarına yönelik bilgiler değerlendirilmiştir.