Yazar "Yener, Ali Ümit" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 11 / 11
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atrial septal defect repair; our early and mid-phase results(Professional Medical Publications, 2014) Ozcan, Sedat; Yener, Ali Ümit; Ozkan, M. Turgut AlperObjective: Atrial septal defect is one of the most commonly encountered congenital heart diseases in adults. The effect of age of the patient to the surgery is disputable. The purpose of this report was to evaluate surgical repair in patients with ASD who are operated in our clinic. Methods: Total 40 patients were subjected to surgical repair due to ASD in Van Yuksek Ihtisas Education and Research Hospital between February 2006 and April 2009. Twenty seven of the patients were female and 13 were male, their ages differed between 8 and 71 and mean age of the patients was 33.70±14.04. Result: Operative mortality did not occur. Two of our patients had coronary arterial disease in addition to ASD. ASD repair was performed together with coronary bypass surgery. Closing of ASD resulted in an increase in left ventricular ejection fraction, and a decrease in pulmonary arterial pressure and cardiothoracic ratio. Recovery in the functional capacity was observed post-surgery according to NYHA. Conclusion: In this series, surgical results of the patients of various ages, with ASD closed were positive.Öğe In non-st-elevation acute coronary syndrome, coronary thrombus formation is not associated with electrocardiographic changes(2014) Yener, Ali Ümit; Özkan, Muhammed Turgut Alper; Çiçek, Mustafa Cüneyt; TemIz, AhmetAntiplatelet agents are important drugs that are used in the treatment of coronary artery disease (CAD). Antiplatelet therapy especially after an acute coronary syndrome (ACS) is crucial. However, approximately 5% of patients who receive coronary stents are expected to require cardiac or non-cardiac surgery within 1 year after percutaneous coronary intervention (PCI). In this review we discuss the scenarios that can reduce the risk of these patients. It is ideal that non-urgent surgery should be delayed for the time to discontinue antiplatelet therapy confidently. The best approach involves the interdisciplinary teamwork with surgeon, cardiologist, anesthetist and patient which review all the related situations.Öğe Is cardiopulmonary bypass simulator efficient for perfusion training?(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2015) Özkan, M. Turgut Alper; Yener, Ali Ümit; Özcan, Sedat; Bekler, Adem; Toman, Hüseyin; Saçar, MustafaHeart-lung machine, used in open heart surgeries performed in cardiovascular surgery department, has been managed by professional groups defined as perfusionists. The preparation for the operation of the heart-lung machine used during open heart surgery, running the machine during operation, monitoring, maintenance, crisis management and use of the machine in a harmony with the team during cardiac surgery require a certain knowledge and experience. We aimed to evaluate the contribution of theoretical and practical training with the support of a heart-lung machine simulator to skills of the students during the associate degree program. First term perfusion undergraduate students who took the same curriculum and took same number of total practical lessons in different years were included in the study. Between 2012-2013, 18 students following 1st term curriculum who had taken practical training in the operating room (Group 1) and between 2013-2014, 18 students following 1st term curriculum who had taken practical training in the simulation laboratory (Group 2), were tested in 50 parameters through knowledge (17), skills (17) and attitude (16). Group 1 was successful in 40.72 ± 3.58 parameters of the 50 parameters, and Group 2 was successful in 42.17 ± 3.55 parameters of the 50 parameters. There was no statistically significant difference between the two groups (p> 0.05). In our study, we evaluated the effect of simulation training with the system we created , and we observed no significant difference between two groups. © 2015, Anatolian Journal of Clinical Investigation. All rights reserved.Öğe Koroner arter baypas greftleme sırasında koroner arter endarterektominin mortalite ve morbidite üzerindeki etkisi(2014) Yener, Ali Ümit; Kervan, Ümit; Korkmaz, Kemal; Gedik, Hikmet Selçuk; Budak, Ali Baran; Genç, Serhat Bahadır; Taşoğlu, İrfanAmaç: Bu çalışmada, koroner endarterektominin (KE) eşzamanlı koroner arter baypas greftleme (KABG) geçiren hastalarda morbidite ve mortalite üzerindeki etkisi araştırıldı.Çalışma planı: Mart 2000 ve Nisan 2010 tarihleri arasında KABG cerrahisi ile beraber eşzamanlı KE ve yama plasti geçiren 587 hasta (KABG+KE grup) retrospektif olarak inceledi. Hastalar randomize bir şekilde seçilmiş ve aynı dönemde KE olmadan KABG cerrahisi geçirmiş 600 hasta (KABG grup) ile karşılaştırıldı. Hasta dosyalarından edinilen büyük parametre serileri ve alt grup analizi ile grupların kapsamlı bir değerlendirmesi yapıldı.Bul gu lar: KABG+KE grubundaki hastalar, KABG grubundakilerden daha yaşlıydı (59.6±10.3'e kıyasla 61.3±7.3; p<0.001). Aterosklerotik risk faktörleri insidansı, üç damar hastalığı ve kararsız angina pektoris şikayetleri KABG+KE grubunda biraz daha yüksekti (p<0.05). Eşzamanlı KE, kros klemp ve kardiyopulmoner baypas süresini uzattı. Ayrıca, ameliyat sonrası toplam entübasyon süresi (12±10.3'e kıyasla 12±7.4 saat; p<0.05) anlamlı şekilde daha uzundu (p<0.05). Miyokard enfarktüsü (p=0.006) ve intraaortik balon pompası gerekliliği (p<0.001) oranları KABG+KE grubunda anlamlı olarak daha yüksekti. Mortalite oranı iki grup arasında farklı değildi.So nuç: Endarterektomi endikasyonu sınırlayıcı bir şekilde ele alınmaya devam edilmelidir. Endarterektomi, anastomozun teknik olarak mümkün görünmediği, sadece tıkanmış, yarı tıkanmış veya ciddi bir şekilde kalsifiye olmuş damarlarda uzun süreli stenoz ile uygulanmalıdır. Endarterektomi, KABG'nin yerine kullanılmamalı ve deneyimli bir cerrahi ekibi tarafından uygulanmalıdır. Öte yandan, konvansiyonel koroner baypas cerrahisine kıyasla KE ek mortalite ile ilişkilendirilemeyebilir.Öğe Management of fracture and dislocation associated with vascular injuries(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2014) Kömürcü, Erkam; Özden, Raif; Kaymaz, Burak; Gölge, Umut Hatay; Göksel, Ferdi; Özcan, Sedat; Yener, Ali ÜmitThe purpose of this study is to identify the factors that affect mortality and morbidity and that contribute to disability in vascular injuries associated with fracture and dislocation. Ninety-seven patients with vascular injuries associated with orthopedic fracture and dislocation in the study by searching hospital files retrospectively.Sixtytwo and thirty-five patients were male and female, respectively. Mean age of the patients was 36.6±12.1 years. The time elapsed between injury and surgical intervention was 3.6±1.9 hours. Tibia, femur and humerus fractures were the most encountered injuries with MESS value of 6.2±2. 2. External fixation and internal fixation osteosynthesis were used in 76 and 12 patients respectively. Vascular injuries were localized most frequently in femoral artery, popliteal artery. Preoperative arteriography was performed in 22 patients. 41 patients had isolated arterial injuries, 54 patients both artery and vein injuries. Priority was given to vascular repair in 68 patients; orthopedic stabilization was performed before the vascular treatment only in 22 patients. Only 4 patients lost their life in the postoperative period. Vascular injuries associated with fracture and dislocation, are major pathologies that must be diagnosed without delay and repaired urgently. There are still disputed issues in the algorithm of the treatment of these injuries and prospective studies are needed with wide patient series. © 2014, Anatol J Clin Investig. All rights received.Öğe Mini Doz Hipobarik Unilateral Spinal Anestezi İle Endovenöz Radyofrekans Tedavisi(2015) Erbaş, Mesut; Kiraz, Hasan Ali; Yener, Ali Ümit; Şimşek, Tuncer; Doğu, Tuğba; Toman, Hüseyin; Şahin, HasanAmaç: Bu çalışma ile alt ekstremite yüzeyel venöz yetmezlik ve buna bağlı gelişen varislerin RFA (radyofrekans ablasyon) ile tedavisinde unilateral spinal anestezi sırasında kullanılan mini doz hipobarik bupivakainin günübirlik cerrahideki etkinliğini araştırmayı hedefledik. Yöntem: Bu çalışma 2012-2013 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Anabilim Dalı bünyesinde Kalp ve Damar Cerrahisi ameliyathanesinde elektif endovenöz radyofrekans ablasyon yöntemi ile tek taraflı varis tedavisi yapılan hastaların dosya bilgilerinin retrospektif olarak incelenmesi ile gerçekleştirildi. Çalışmaya ASA I-II risk grubundaki 18-55 yaş aralığında 40 hasta dahil edildi. Çalışmaya alınan hastalara 1,5 mL %1 izobarik bupivakain \"Marcaine® %0,5 flakon, Eczacıbaşı\" + 3,5 mL distile su karışınımın 3 mL'si 4,5 mg olarak intratekal verildi. Bu dozdaki ilacın son hali 37 °C'de hipobarik olduğu(1) literatür bilgileri ile doğrulandı. Spinal anestezinin duyusal blok seviyesi, motor blok derecesi ve hemodinamik göstergelerden olan kalp atım hızı (KAH), ortalama arter basıncı (OAB) ve SpO2 değerleri spinal anestezi yapıldıktan sonra 15 dk boyunca her 2,5 dk'da bir, daha sonra ameliyat bitimine kadar her 5 dk'da bir kaydedildi. Bulgular: Çalışmamıza 18'ierkek 22'si kadın olmak üzere 40 hasta dahil edildi. Hastaların 2'sinde bulantı/kusma, 2'sinde de bradikardi gözlemledik. Maksimum duyusal blok oluşma süresi 9,18 dk iken maksimum motor blok oluşma süresi 11,3 dk olarak gözlendi. Sonuç: Sonuç olarak elektif endovenöz radyofrekans ablasyon yöntemi ile tek taraflı varis tedavisi yapılan hastalarda unilateral spinal anestezinin etkin bir anestezinin yanında minimal düzeyde yan etki oluşturup ve hasta memnuniyetini artırarak erken taburculuk süresi sağlar.Öğe Preoperatif Bakılan Kan Parametreleri Koroner Baypas Komplikasyonları Hakkında Fikir Verir Mi?(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Yener, Ali Ümit; Bekler, Adem; Özkan, Muhammed Turgut Alper; Kiraz, Hasan Ali; Toman, Hüseyin; Çiçek, Ömer Faruk; Çokkalender, Ömer; Saçar, Mustafa; Özcan, Sedat; Kurt, TolgaKoroner baypas cerrahisi öncesi kan testlerinde bakılan parametrelerle koroner baypas cerrahisi sonrası görülen morbidite ve mortalite arasındaki ilişkinin ortaya konulması amaçlandı.Şubat 2013 - Haziran 2014 tarihleri arasında koroner baypas ameliyatı yapılan 181 hasta çalışmaya dahil edildi. Hastalardan alınan preoperatif hemogram değerleri ve komplikasyonlar kaydedildi.Hastalar NLR?2.78 ( n=60) ve NLR<2.78 (n=121) olacak şekilde iki gruba ayrıldı (NLR: Nötrofil lenfosit oranı). Univariate ve multivariate lojistik regresyon analizi ile mortalite belirteçleri bulundu.Tek yönlü regresyon analizi yapıldığında kros klemp süresi, PLR (platelet lenfosit oranı) ve NLR mortalite ile ilişkili bulunmuştur. Yapılan çoklu lojistik regresyon analizine göre kros klemp süresi, PLR ve NLR koroner baypas sonrası hastane içi mortalite için bağımsız birer risk faktörü olarak tanımlanmışlardır. Ameliyat öncesi bakılan basit kan testleri yardımıyla, koroner baypas cerrahisi geçirecek hastaların ameliyat sonrası morbiditeleri ve oluşabilecek mortaliteleri hakkında fikir sahibi olunabileceği çalışmamızla ortaya konulmuştur.Öğe Preoperatif Nötrofil/Lenfosit Oranının Erken Dönem Arterio-Venöz Fistül Başarısındaki Prognostik Önemi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Çiçek, Mustafa Cüneyt; Çiçek, Ömer Faruk; Özkan, Turgut; Yener, Ali ÜmitKronik böbrek hastaları hemodiyaliz için, en az komplikasyonla en uzun süre açık kalabilen kalıcı arteriyovenöz fistüllere (AVF) gereksinim duyarlar. Pek çok çalışmada AVF’lerin erken dönem cerrahi revizyon gerektiren başarızıslığında inflamasyonun önemi vurgulanmaktadır. Bu çalışmada, inflamasyonun önemli göstergelerinden olan nötrofil/lenfosit oranının AVF’nin erken dönem başarısındaki önemini araştırdık. Çalışmaya, üç merkezde Mart 2013-Şubat 2014 tarihleri arasında arteriyovenöz fistül operasyonu uygulanan ve erken dönem (ilk 48 saat) AVF başarısı retrospektif olarak incelenen 80 hasta dahil edildi. Hastaların başvuru esnasında alınan rutin hemogram sonuçlarına göre inflamasyonun önemli bir göstergesi olan nötrofil lenfosit oranı hesaplandı. Erken dönem AVF başarısı ile nötrofil/lenfosit oranı arasındaki ilişki incelendi. Postoperatif erken dönemde aynı cerrahi teknik kullanılarak yapılan operasyon ile 75 (93.7%) hastaya açılan AVF başarılıyken 5 (6.3%) hastada AVF çalışmadı. AVF başarısız olan gruptaki hastalarda hastaneye başvuru sırasındaki nötrofil/lenfosit oranı AVF başarılı gruba göre istatistiksel olarak anlamlı yüksekti (sırasıyla, NLR:11.3±5.6 ve 7.8±3.8, p=0.02).AVF açılacak hastaların perioperatif dönemdeki inflamasyonun düzeyi ile AVF’ün başarısı arasında bir ilişki vardır ve bu ilişki tedavi ve prognoz tayininde yol gösterici olabilir.Öğe ST elevasyonu olmayan akut koroner sendrom hastalarında koroner arter hastalığı yaygınlığı ile GRACE risk skoru arasındaki ilişki(2015) Bekler, Adem; Erbağ, Gökhan; Şen, Hacer; Turgut, Muhammed; Özkan, Alper; Yener, Ali Ümit; Kurt, TolgaAmaç: Akut koroner olayların global kaydı (GRACE) risk skorunun koroner arter hastalığı (KAH) hastalarındaki prognostik değeri daha önce gösterilmiştir. Biz burada ST elevasyonu olmayan akut koroner sendrom hastalarında (STEO-AKS), KAH varlığı ve yaygınlığı öngörüsünde GRACE risk skoru (GRS) ile Gensini skorunun (GS) karşılaştırılmasını amaçladık. Yöntem: Çalışmaya toplam 154 STEO-AKS hastası alındı. GRS ile ilgili skorlar başvurudaki spesifik değişkenlerle hesaplandı. KAH yaygınlığı GS ile değerlendirildi ve Hastalar GRS' ye göre düşük (GRS140) olarak 3 gruba ayrıldı. GRS ve GS arasındaki ilişki için spearman korelasyon analizi uygulandı. Bulgular: Tüm hastalarda düşük, orta ve yüksek risk gruplarında ortalama yaş (p<0.001), kalp hızı (p = 0.004), GS (p<0.001), anlamlı farklıydı. Hemoglobin ve lenfosit düzeyleri düşük risk grubunda, orta ve yüksek risk grubuyla karşılaştırıldığında anlamlı yüksekti ve yüksek duyarlılıklı troponin-T düzeyleri yüksek risk grubunda düşük ve orta risk grubuyla karşılaştırıldığında anlamlı yüksekti (sırasıyla, p = 0.022, p = 0.020, p = 0.036). Korelasyon analizinde, GRS ile GS arasında pozitif anlamlı korealsyon vardı (r = 0.353, p<0.001). Sonuç: STEO-AKS hastalarında KAH ciddiyetini öngörmek için yüksek GRS yardımcı olabilir.Öğe Steroids and impact on cardiac surgical approach: A review of the literature(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2014) Özkan, Muhammed Turgut Alper; Yener, Ali Ümit; Korkmaz, Kemal; Çİçek, Ömer FarukBecause of their anti-inflammatory, anti-allergic and immunosuppressive properties, corticosteroids are one of the most widely used drugs since 1940. Corticosteroids ward off adverse effects of cardiopulmonary bypass and detrimental alterations associated with activation of the systemic inflammatory response in patients undergoing cardiac surgery with cardiopulmonary bypass. In addition, it is shown that preoperative use of steroids are associated with shorter duration of ventilation, diminished blood loss and transfusion, less use of inotropic agents, lower occurrence of atrial fibrillation, shorter ICU and hospital length of stay. Corticosteroid use in open heart surgery is discussed in this review. © 2014, Anatolian Journal of Clinical Investigation. All rights reserved.Öğe Useage of Intra-aortic Baloon Pump in the Open Heart Surgeries(2015) Ozdemir, Ozden Gulal; Yener, Ali Ümit; Saçar, MustafaSon yıllarda kardiyoloji ve kalp damar cerrahisindeki ilerlemeler sayesinde kalp hastalıklarına bağlı mortalite ve morbidite oranları azalmaktadır. Özellikle düşük kalp debisi sendromu' nun tedavisinde kullanılan IABP kısa sürede yaygın şekilde kullanım alanı bulmuştur ve halen dünyada ventrikül destek cihazları içerisinde en fazla kullanılan cihazdır