Yazar "Yelkikalan, Nazan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe 21.Yüzyılda Girişimcinin Yeni Özelliği : Duygusal Zeka(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2006) Yelkikalan, NazanBir ülkenin kalkınmasında lokomotif görevi üstlenen faktörlerden birisi girisimcilerdir. Basarılı girisimcilik eylemleri ilgili ülkenin ekonomik yapısında refaha ve zenginlige ulasmada, zenginlik kaynaklarını çogaltmada ve issizlige bir çözüm olmak üzere gittikçe daha fazla önem kazanmaktadır. Bununla birlikte sürekli degisen isletme çevresi girisimcileri bu degisime uyumla karsı karsıya bırakmıstır. Andy Grove’un ifadesiyle “ya uy ya öl” kosulları mevcuttur. Yasamını sürekli kılmak isteyen girisimciler için artık isletme eylemlerinde rasyonellik tek basına yeterli olmamakta ve farklı bakıs açılarına ihtiyaç duymaktadırlar. “Duyguların akıllıca kullanımı” anlamındaki duygusal zeka, bu süreçte girisimcilerin en önemli kisisel özelligi olarak karsımıza çıkmaktadır.Öğe Aile işletmelerinin yaşamlarını sürdürebilmesinde sonraki kuşakların duygusal sahiplik algılamasının rolü ve önemi -Türkiye'deki kıdemli işletmeler üzerinde bir araştırma-(2010) Yelkikalan, Nazan; Aydın, ErdalÜlke ekonomilerinin dinamik unsurunu oluşturan ve sosyoekonomik gelişmesinde önemli bir paya sahip olan aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında, bir yandan sosyal, psikolojik ve kültürel özellikleri temel alan aile ile diğer yandan ekonomik niteliği ağır basan ve temellerini rasyonelliğe dayandıran işletmenin uyum içerisinde çalışması büyük önem taşımaktadır. İşletmelerin varlıklarını sürdürülebilir kılmaları noktasında, tüm yaşamsal evrelerde rasyonel temele dayanan düzenlemelere rastlamak mümkündür. Örneğin; işletmeye ve aileye yol gösteren, aile ile işletme ilişkilerinin kurumsallaşmasını gözeten, aile anayasaları, aile konseyleri, aile meclisleri ve stratejik gelişim planları gibi. Fakat yapılan çalışmalar göstermektedir ki, aile işletmelerinde yaşanan sorunların yönetilmesinde ve sürekliliğin sağlanmasında rasyonel düzenlemeler işletmeyi tek başına sürdürülebilir başarıya taşıyamamaktadır. Aile işletmesinin sürdürülebilirliğinde etkili olan aileye ve işletmeye ait ilkeleri, değerleri, normları, vizyon ve misyon anlayışını sonraki kuşak aile üyelerinin sürdürülebilir kılması rasyonel ilkelerin ışığında yapılan düzenlemelerin yanı sıra, duygusal sahiplik olgusunun yaratılabilmesiyle mümkündür. Araştırmanın anakütlesini ülkemizde faaliyet gösteren, İstanbul Ticaret Odası’nda kaydı bulunan, 1930 yılı öncesinde kurulan ve günümüze kadar yaşamlarını sürdüren işletmeler oluşturmaktadır. “Kıdemli İşletmeler” olarak tanımlanan ve kuruluşlarından günümüze kadar sürekliliklerini sağlamış 60 işletmenin sonraki kuşak işletme sahiplerine 6 bölüm ve 40 sorudan oluşan, aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında rasyonellik ilkelerinin yanı sıra duygusal sahiplik olgusunun etkisini ölçmeyi amaçlayan bir anket uygulanmıştır. Aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında rasyonellik ilkelerinin yanı sıra duygusal sahiplik olgusunun etkisinin ölçülmesini amaçlayan anket sonuçları istatistiksel olarak yorumlanarak analiz edilmiştir.Öğe Aile İşletmelerinin Yaşamlarını Sürdürebilmesinde Sonraki Kuşakların Duygusal Sahiplik Algılamasının Rolü ve Önemi : Türkiye’deki Kıdemli İşletmeler Üzerinde Bir Araştırma(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2010) Yelkikalan, Nazan; Aydın, ErdalÜlke ekonomilerinin dinamik unsurunu oluşturan ve sosyoekonomik gelişmesinde önemli bir paya sahip olan aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında, bir yandan sosyal, psikolojik ve kültürel özellikleri temel alan aile ile diğer yandan ekonomik niteliği ağır basan ve temellerini rasyonelliğe dayandıran işletmenin uyum içerisinde çalışması büyük önem taşımaktadır. İşletmelerin varlıklarını sürdürülebilir kılmaları noktasında, tüm yaşamsal evrelerde rasyonel temele dayanan düzenlemelere rastlamak mümkündür. Örneğin; işletmeye ve aileye yol gösteren, aile ile işletme ilişkilerinin kurumsallaşmasını gözeten, aile anayasaları, aile konseyleri, aile meclisleri ve stratejik gelişim planları gibi. Fakat yapılan çalışmalar göstermektedir ki, aile işletmelerinde yaşanan sorunların yönetilmesinde ve sürekliliğin sağlanmasında rasyonel düzenlemeler işletmeyi tek başına sürdürülebilir başarıya taşıyamamaktadır. Aile işletmesinin sürdürülebilirliğinde etkili olan aileye ve işletmeye ait ilkeleri, değerleri, normları, vizyon ve misyon anlayışını sonraki kuşak aile üyelerinin sürdürülebilir kılması rasyonel ilkelerin ışığında yapılan düzenlemelerin yanı sıra, duygusal sahiplik olgusunun yaratılabilmesiyle mümkündür. Araştırmanın anakütlesini ülkemizde faaliyet gösteren, İstanbul Ticaret Odası’nda kaydı bulunan, 1930 yılı öncesinde kurulan ve günümüze kadar yaşamlarını sürdüren işletmeler oluşturmaktadır. “Kıdemli İşletmeler” olarak tanımlanan ve kuruluşlarından günümüze kadar sürekliliklerini sağlamış 60 işletmenin sonraki kuşak işletme sahiplerine 6 bölüm ve 40 sorudan oluşan, aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında rasyonellik ilkelerinin yanı sıra duygusal sahiplik olgusunun etkisini ölçmeyi amaçlayan bir anket uygulanmıştır. Aile işletmelerinin sürdürülebilirliğinin sağlanmasında rasyonellik ilkelerinin yanı sıra duygusal sahiplik olgusunun etkisinin ölçülmesini amaçlayan anket sonuçları istatistiksel olarak yorumlanarak analiz edilmiştir.Öğe Aile şirketlerinde profesyonelleşmeyi yönlendiren bir dinamik: entelektüel sermaye birikimi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2003-02) Yelkikalan, Nazan; Aydın, Erdal[No Abstract Available]Öğe An emprical analysis of determinants of knowledge and technology output: A panel data analysis(International Academy of Business and Economics, 2016) Aydin, Erdal; Yelkikalan, Nazan; Kurt, ÜnzüleInformation technology outputs have taken its place on the basis of economic growth in the world particularly since the 1990s. With growing importance of human capital that was recognized as a production factor with internal growth models, identification of the factors that accelerate information technology outputs placed at the centre of economic progress gained importance. This paper deals with human capital and research, infrastructure, market sophistication, business sophistication and their effects on knowledge and technology output of 17 developing countries during the period 2011-2015. Using the Pooled Ordinary Least Squares method, this paper showed that infrastructure, market sophistication, business sophistication are significant variables in explaining knowledge and technology output. © 2016, International Academy of Business and Economics. All rights reserved.Öğe Başarılı Girişimcilikte Cinsiyetin Rolü : Kadın ve Girişimciler(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2006-06) Yelkikalan, Nazan1990’lı yıllar is dünyası için devrim niteliginde olan gelismelere tanık olmustur. Endüstri toplumunun örgütleri emek gücüne dayanan dolayısıyla erkek egemen bir yapı sergilerken, bilgi toplumu olarak nitelenen son yirmi yıl özellikle son on yılında yasanan dönüsümler sonucunda çalısan prototipini “kadın egemen” olmaya dogru götürmektedir. Temelinde bilgi ve hizmet sektörlerinin oldugu bu yapıda teknolojinin yogun olarak kullanılması is dünyasında daha fazla sayıda kadın isgücü yaratmıstır.Öğe Çin’in Dünya Ticaret Örgütü’ne üyeliğinin Türkiye'nin tekstil ve konfeksiyon sektörüne etkileri - SWOT analizi yöntemiyle değerlendirilmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2004-08) Ener, Meliha; Yelkikalan, NazanAfter 15 years of bilateral and multilateral negotiations, China’s WTO membership was approved at the WTO Ministerial Conference in Doha,Qatar in November 2001. Quatas for the export of Chinese textile and confectionary products will be eliminated by 2005. After WTO accession, Chinese firms have gained substantially greater advantages in world textile and confectionary markets. İt is estimated that China’s share of textile market in USA could increase from 7.5% to 15% by the year 2010. In order to compete directly with Chinese textile firms,Turkish goverment requires policies designed to protect and promote domestic textile industries. In this study,essential steps to encourage textile export have been determined by the use of a SWOT analysis. To effective compete with Chinese textile products with lowered price, Turkish firms should establish,some advantages such as quick delivery, flexibile production having higher quality and created well-known trade marks.Öğe Clustering Approach As a Regional Development Tool(Elsevier Science Bv, 2012) Yelkikalan, Nazan; Soylemezoglu, Ergul; Kiray, Abdullah; Sonmez, Rukiye; Ezilmez, Bilal; Altun, MelikeClustering is defined as geographic concentration of companies operating in the same sector as well as having a close buyer and seller relationship with other sectors in the region, using common technologies and sharing a specialized workforce pool that will be provide competitive edge. Specialized suppliers, service providers, universities and companies of the related sector such as commercial enterprises form the clusters. Clustering can occur in a region, sector and even in a country. Turkey is a country where agriculture and livestock sectors are important. According to TUIK (Turkish Statistics Institute) data, approximately 65 % of the population is still employed by this sector. One third of the agricultural activities are based on stockbreeding. Milk yield is one of the prominent items of agricultural products and Turkey is ranked as the world's 15th country in milk yield. Although 13 million tons of milk produced in a year is not sufficient in terms of Turkey's potential, milk yield has been increasing, developing recently and milk processing has become more sufficient. This study reviews the milk producers located in canakkale Region and highlights the clustering characteristics of the sector and establishes the factors having an impact on the clustering. This study examines the clustering status of dairy producers in canakkale region and operating in the same sector. As clearly evidenced by the number of producing plants and animals milked as well as the total amount of milk produced, dairy producers located within the territory of canakkale are clustered in Biga district. The results clearly confirm that there is a clustering in that region. The number of cooperatives and cooperative partners existing in Biga as well as the total amount milk produced and sold here also support these results.Öğe Dünya ve Türkiye üniversitelerinde girişimcilik eğitimi: karşılaştırmalı bir analiz(2010) Yelkikalan, Nazan; Akatay, Ayten; Yıldırım, Hacı Mehmet; Karadeniz, Yasin; Köse, Can; Koncagül, Öznur; Özer, ErayÖzet Son yıllarda önemli konuların başında gelen girişimcilik, yeni iş alanlarının oluşturulmasına ve istihdam sorunlarının çözümüne önemli katkılar sağlamaktadır. Girişimcilik ruhunun oluşması ve başarılı girişimcilerin ortaya çıkmasında girişimcilik eğitimi de önemli bir yer tutmaktadır. Bu çalışmada girişimci, girişimcilik kavramları üzerinde durularak Dünya’daki ilk 100 üniversite ve Türkiye’deki devlet, vakıf üniversitelerindeki girişimcilik eğitimi; üniversitelerin internet siteleri üzerinden; girişimcilik dersi ve ders içeriği, girişimcilik merkezi ve girişimcilik topluluğu/kulübü olup olmadığı başlıkları altında içerik analiziyle incelenmiştir. Elde edilen bulgulara göre; Türkiye’de üniversite düzeyinde girişimcilik eğitiminin ön lisans düzeyinde yoğun olarak verildiği, dünyada ise durumun tam tersi olduğu tespit edilmiştir. Türkiye’de üniversite düzeyinde girişimcilik eğitiminin öneminin anlaşılmasıyla, dünyaya göre eksiklikler giderilerek daha özgün ve işlevsel bir yapıya kavuşturulması daha başarılı girişimcilerin yetiştirilmesi için önemli bir adım olacaktırÖğe Endüstri 4.0 Farkındalığının Belirlenmesi: Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Örneği(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-07-04) Temel, Kemal; Yelkikalan, Nazan; Özcan, SedefEndüstri 4.0 kavramı son sanayi devrimi olarak kabul edilen, teknolojik sistemlerle yeni üretim modelleri geliştirmekle beraber hem toplumlar hem de bireyler üzerinde etkili olmaktadır. Bu durum küreselleşen dünyada değişimin daha hızlı ve etkili olacağının habercisi niteliğindedir. Eğitim süreçlerinin ve geleneksel öğrenme metotlarının hızla değişeceği beklenmektedir. Çalışma üniversite öğrencilerinin Endüstri 4.0 algıları ve bakış açılarını belirlemeye yönelik yapılmıştır. Çalışma kapsamında iktisadi ve idari bilimler fakültesi (İ.İ.B.F.) ile sosyal bilimler meslek yüksekokulunda eğitim gören toplam 1.062 öğrenciye 15 ifade ve 4 boyuttan oluşan Teknoloji Kabul Modeli anketi uygulanmıştır. Veriler, fakülte ve meslek yüksekokulda eğitim gören öğrencilerin arasında algı farkı açısından değerlendirmeye alınmıştır. Çalışma sonuçlarına göre demografik özellikler tanımlayıcı istatistik ile değerlendirilmiş, ölçeğe yönelik faktör analizi uygulanmıştır. Farklılıkların tespiti için t-testi, ANOVA testi uygulanmıştır. Gerçekleştirilen analizler sonucunda elde edilen bulgular ve bu bulgular ile ilgili yorumlamalara çalışmada yer verilmiştir.Öğe Girişimcilik mesleği ve Türkiye'deki iktisadi ve idari bilimler fakültelerinde girişimcilik eğitimi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2006-02) Yelkikalan, Nazan; Kandemir, Gülcan; Serez, MuratEntrepreneur and entrepreneurship terms have been used in business management literature for a long time though there is no consensus on the definitions of the concepts. In the most common expression, an entrepreneur is a creative, innovative, productive, unusual and risk taking individual. On the other hand, entrepreneurship, is the activity of establishing a business using those skills. Today entrepreneurship activity cannot be realized through old-fashioned traditional methods. In order to compete, an entrepreneur has to follow information and implement it into the business applications given the imperatives of the information society. Therefore, an entrepreneur should be trained. Training has turned entrepreneurship into a profession, which would in turn increase the need for business management schools in the society.Öğe İşletme Yöneticilerinin Endüstri 4.0 ve İnsan Kaynakları Yönetimi AlgılarınınBelirlenmesine Yönelik Bir Araştırma(2021) Yelkikalan, Nazan; Kırılmaz, Selma Kılıç; Ayhün, Sena ErdenAmaç – Son zamanlarda, Endüstri 4.0 iş dünyasını ve insan kaynakları yönetimini en çok etkileyen konulardan birisidir. Bu nedenle bu araştırmanın amacı; işletme yöneticilerinin Endüstri 4.0 ve insan kaynakları yönetimi algılarının belirlenmesidir.Yöntem – Araştırmada nitel araştırma yöntemlerinden yarı yapılandırılmış mülakat yöntemi kullanılmıştır. Araştırma için geniş bir literatür taraması yapıldıktan sonra bir soru formu oluşturulmuştur. Oluşturulan bu soru formu, 11 (onbir) işletme yöneticisi ile yüz yüze görüşülerek doldurulmuştur. Görüşmelerden elde dilen veriler Nvivo 12 paket programı yardımıyla analiz edilmiştir.Bulgular – İşletme yöneticilerinin Endüstri 4.0 algıları konusunda; Endüstri 4.0’ın hem olumlu hem olumsuz yönlerinin olduğunu düşündükleri, Endüstri 4.0’a geçiş aşamasında bazı güçlükler yaşadıkları, bazı işletme sahiplerinin işletmelerinin Endüstri 4.0’a hazır ve uygulayıcı olduğunu düşünürken diğer bazılarının dijitalleşme ve donanım konusunda sorunlar yaşadıkları belirlenmiştir. İnsan kaynakları açısından; işletme yöneticilerinin, mavi yakalı çalışanlarda eğitim eksikliğinden kaynaklı beceri sorunlarının olduğunu, Endüstri 4.0 ile birlikte özellikle mavi yakalı çalışan sayısında azalma olacağı yönünde bir beklentilerinin olduğunu, beyaz yakalı çalışanlarda en çok duygusal zekâ, robotik kodlama, yabancı dil ve yazılım yeteneklerine ihtiyaç duyulacağını, mavi yakalı çalışanlarda proje okuması yapabilmenin ve teknik bilginin önemli olacağın, bununla birlikte tüm çalışanlar için; analitik düşünme, ekip çalışmasına yatkınlık, iletişim, problem çözme, tüm çalışanların teknoloji okur-yazarlığı, yaratıcılık ve yenilikçilik becerilerine sahip olmalarının oldukça önemli olacağını düşündükleri belirlenmiştir.Tartışma – Yapılan araştırma sonucunda işletme yöneticilerinin, Endüstri 4.0 kavramı ve insan kaynaklarına etkileri konusunda belli bir düzeyde bilgilerinin ve farkındalıklarının olduğu söylenebilir. Ancak bununla birlikte işletme yöneticilerinin bu değişim ve dönüşümü işletmeleri için bir fırsat olarak görüp proaktif bir şekilde yaklaşmaları gerekmektedir. Endüstri 4.0 ve insan kaynakları alanında ülkemizde sınırlı sayıda araştırma bulunmaktadır. Yapılan araştırma sonuçlarının hem işletmelere hem de literatüre önemli bir katkı sağlayacağı düşünülmektedir.Öğe Makine Öğrenme Yöntemlerinin Depo Yönetim Süreçlerinde Uygulanması:Azure ML Studio Örneği(2021) Çelik, Cemal; Yelkikalan, NazanE-ticaret süreçleri, lojistik tarafta depo ve operasyon faaliyetleri ile birlikte uyumlu ve eş zamanlı çalışmak zorundadır E-ticaret faaliyetleri;sipariş taleplerinin olumlu bir şekilde sonuçlanmasıile gerçekleşen süreçleri içerir. Siparişlerin, doğru ve hızlı bir şekilde yönlendirilmesi, depo teknolojilerinin, ERP sistemleriyle entegre ve sorunsuz çözümüne bağlıdır. Buçalışmanın amacı;gelecekte talep edilecek ürünlerin öngörüsü yapılarak depo kapasitesininverimli bir şekilde yönetilmesini içerir. Çalışmada, ulusal düzeyde faaliyet gösteren bir E-ticaret firmasının verileri Azure ML(Makine Öğrenmesi)Studio’da işlenerek geleceğe dönük öngörü ve talep tahmin değerleri hesaplanmaya çalışılmıştır. Yeni nesil makine öğrenme bulut platformunun tanıtıldığı ve model performanslarının karşılaştırmalı olarak ölçümlendiği çalışma; E-ticaret sektörü ve lojistik faaliyetlerin veriler üzerinden planlanması ve geliştirilmesini hedeflemektedir.Öğe Outsourcing as an Business Strategy and Its Role in International Trade(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dr. H. İbrahim Bodur Girişimcilik Uygulama ve Araştırma Merkezi, 2007-06) Ener, Meliha; Yelkikalan, NazanOutsourcing global ve rekabetçi ticaret alanında yaygın olarak kullanılmaktadır. Outsourcingde sirketler özgün faaliyetleri üzerine odaklanırken, diger hizmetleri yabancı partnerlerinden tedarik etmektedir. Özellikle bazı gelismekte olan ülkeler daha önce gelismis ülkelerin gerçeklestirdigi outsourcing faaliyetlerini yapmaktadır. Bu durum gelismis ülkelerin bazılarında issizlige neden olmaktadır. Gelismis ülkeler avantajlı oldukları sektörlerde outsourcingin isgücü üzerindeki olumsuz etkilerini azaltmaya çalısmaktadır. Outsourcing genellikle telekominikasyon, gayrimenkul, yönetim, lojistik, üretim, müsteri hizmetleri, insan kaynakları ve finansal hizmetlerde uygulanmaktadır. Sirketler outsourcing’in yaygın olarak uygulanması ile yapabilecekleri en iyi isi yapma fırsatını yakalayacaklardır.