Yazar "Uysal, İsmet" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 14 / 14
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çanakkale Çimento Fabrikası bacalarından çıkan tozların zeytin ağaçlarının gelişimi ve verimi üzerine etkileri(2003) Uysal, İsmet; Karabacak, Ersin; Tütenocaklı, TülayBu araştırma, Çanakkale kentinin 40 km güneybatısında yer alan çimento fabrikası çevresinde bulunan zeytinliklerde gerçekleştirilmiş ve fabrikadan 200 m, 300 m, 500 m ve 5 km (kontrol) uzaklıkta bulunan zeytinliklerden örnekler alınmıştır. Zeytin ağaçlarından alınan örneklerde yeni ve eski filiz boyları, meyve sayısı ve boyutları olmak üzere yapılan morfolojik gözlemlerde 300 m uzaklıkta bulunan ağaçlarda en büyük miktarda azalma ve verim kaybı gözlenmiştir. Bu uzaklıktaki zeytin yapraklarının birim alanında biriken çimento baca tozu miktarının fazlalığı önemli bir etkendir. Ayrıca 300 m'deki zeytin yapraklarının boyutları küçülmesine rağmen palizat parankiması katmanında genişleme görülmüştür. Sonuçta 200 m, 300 m, 500 m uzaklıktaki zeytinliklerde verim kaybı olmakla birlikte, 300 m uzaklıkta en fazla verim kaybı görülmüştür.Öğe Çanakkale kent merkezindeki aktarlarda satılan tıbbi bitkiler(2015) Kökçü, Bahar; Esen, Onur; Uysal, İsmetBu araştırmada, Çanakkale kent merkezinde bulunan ve tıbbi bitki ticareti yapan 10 aktar 2013 yılı sonbahar ve kış aylarında ziyaret edilmiş ve satılan tıbbi bitki drogları incelenerek bilimsel adları belirlenmiştir. Araştırma sonucuna göre, 92 familyaya ait 244 cins ve 280 bitki taksonunun satıldığı tespit edilmiştir. Takson sayısı bakımından en büyük 4 familya Asteraceae (22), Rosaceae (22), Fabaceae (21) ve Lamiaceae (19)'dir. Bu bitkilerin kullanım amaçları; cilt hastalıkları ve saç bakımı (47), solunum sistemi (43), sindirim sistemi (40), üriner sistem (39) ve dolaşım sistemi (38) rahatsızlıkları olarak belirlenmiştir. Bitkilerin en çok kullanılan kısımlarının oranları; %25.24 ile yaprakları ve %16.01 ile meyveleri iken diğer kısımları %13.59 ile tohumları, %13.34 kökleri ve %13.34'lük çiçekleri olarak bulunmuştur. Bu bitkilerin kullanım şekilleri incelediğinde; yaklaşık %25 i yenilerek kullanılırken, diğerleri dekoksiyon, infüzyon, tıbbi yağ ve lapa şekilde kullanılmaktadır.Öğe Çanakkale' de 1991-2001 yılları arasında hava kirliliği sorunu(2002) Uysal, İsmetÇanakkale il merkezinde 1991-2001 yılları kış dönemlerinde $SO_2$ ve PM parametreleri bakımından hava kirliliği seviyeleri araştırılmış ve sonuçlar değerlendirilmiştir. 1991-1992 kış dönemlerinde, $SO_2$ ve PM ölçüm sonuçları itibariyle hem aylık maksimum değerler, hem de kış dönemi ortalaması bakımından kirlilik oranı yüksek olmuş, daha sonraki yıllarda azalmaya başlamış, 1993-1994 kış döneminde PM ölçüm sonuçlarında artma görülmüş, 1996-1997 kış döneminde ise $SO_2$ ölçüm sonuçları itibariyle kirlilik yine artmış ve on yılın en yüksek kış ortalaması değeri görülmüştür.Öğe Çanakkale' de çimento tozlarının bazı bitkilere ve topraklara etkileri(2006) Uysal, İsmet; Müftüoğlu, Nuray Mücella; Demirer, Tuncay; Karabacak, Ersin; Tütenocaklı, TülaySanayileşmeye paralel olarak çevrenin çeşitli yönlerde etkilendiği bilinmektedir. Özellikle sanayi atıklarının arıtma sisteminden geçirilmeden doğaya bırakılması önemli kirlilik nedeni olarak ortaya çıkmaktadır. Arıtma sistemlerinin maliyetinin yüksek olması ve ürünlere yansıması çevreyi korumada önemli engellerdendir. Her türlü sanayi tesisinin ürettiği katı, sıvı ve gaz atıklar doğada ya da doğrudan değişime uğrayarak zararlı etkisini arttırmaktadır. Çanakkale’de sanayi tesisi olan Çimento Fabrikası (AKÇANSA) arıtma ünitesine sahip olmasına rağmen üretim sırasında çevreye toz atıklar bırakmakta ve çevre sorunlarına neden olmaktadır. Bu araştırmada çimento baca tozlarının fabrikanın çevresinde topraktaki, kültür ve doğal bitkilerdeki etkileri belirlenmiştir. Bu amaçla fabrika çevresindeki zeytin yaprağı, Poaceae familyası bitkiler ve onların topraklarındaki kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve demir elementi miktarları belirlenmiştir. Kalsiyum, magnezyum, sodyum, potasyum ve demir elementlerinin miktarları fabrikanın güney yönünde kuzey yönüne göre, sonbahar mevsiminde ilkbahar mevsimine göre daha fazla olduğu tespit edilmiştir. Ayrıca toprak örneklerindeki Ca ve K değerlerinin bölge ortalamasının üzerinde olduğu, gerek bitki gerekse toprak örneklerindeki Na değerlerinin bölgeden alınan örneklerin ortalama değerlerinin çok üzerinde olduğu, bitki örneklerindeki Fe değerlerinin bölgeden alınan bitki örneklerindeki ortalama değerlerin üzerinde yer aldığı belirlenmiştir.Öğe Çevre çıkmazı ve çevre biliminin ana ilkeleri(1999) Uysal, İsmet; Yücel, Ersin; Pirdal, Mehmet; Öztürk, MünirÇevre biliminin temel ilkeleri: karşılıklı dayanışma, canlı ile cansız arasındaki ilişkiler ve herşeyin birbirine bağımlı olmasına dayanmaktadır. Bu ilişkiler doğrultusunda son birkaç yıldır gündeme gelen çevre kirliliği sorunu, çevre çıkmazı kavramının doğmasına neden olmuştur. Çevre sorunları aslında günümüzde gördüğümüz kadar da korkunç değildir. Bugün gördüklerimiz, bugüne kadar yaptıklarımızın birikmiş bir patlamasıdır. Çevre bilimine ait ilkeler doğrultusunda önlem alındığı takdirde, biosferimizi eskisi gibi yaşanabilir hale sokabiliriz. Ancak sorunların büyük bir bölümü modern insana ve teknolojisine bağlanmaktadır. Bu açıdan ekologlar, Afrika ve Asya ülkelerindeki \"Sanayileş veya Yok Ol\" sloganına karşı \"Sanayileş ve Yok Ol\" sloganı ortaya koymuşlardır. Çevre çıkmazının çözümlenmesinde yapılacak en doğru uygulama ise, bu iki slogan yerine \"Ekoteknoloji\" sloganının ön plana çıkarılması olmalıdır. Bu makalede, konu bu yönden ele alınarak genel bir değerlendirilmeye gidilecektir.Öğe Cultivated Salvia species in Turkey(2009) Karabacak, Ersin; Uysal, İsmet; Doğan, MusaTürkiye Salvia florasına yedi tür ve 3 kültür formu eklenmiştir. Bunlar sırasıyla S. coccinea, S. farinacea, S. microphylla, S. officinalis, S. officinalis ‘Incterina’, S. officinalis ‘Purpurascens’, S. officinalis ‘Tricolor’, S. splendens, S. x superba ve S. transylvanica. Bu taksonların morfolojik ve kültür özellikleri tanımlanmış ve bir tayin anahtarı oluşturulmuştur.Öğe Eğimli Kiraz Bahçesinde Toprak Erozyonu ve Kiraz Köklerinin Anatomik Yapısı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-08-01) Parlak, Mehmet; Taş, İsmail; Koyuncu, Şamil; Gür, Engin; Uysal, İsmetÇanakkale’ nin Lapseki İlçesi, sahip olduğu coğrafya ve iklim koşulları nedeniyle Türkiye’nin önemli kiraz üretim merkezlerinden birisidir. Eğimli alanlarda kurulan kiraz bahçelerinde toprak erozyonu sürdürülebilir arazi yönetimini etkilemektedir. Böyle bir özelliğe sahip bahçedeki toprak kaybı ağaçların etrafında oluşan tümseklerin yüksekliği ölçülerek belirlenmiştir. Bu metodla saptanan toprak kaybı yılda 2.14 ton/ha bulunmuştur. Ayrıca kiraz ağacı köklerinde yıllık halkalarda görülen eksantrik yapının sonucu olarak, ksileme ait trakelerde önemli farklılaşmaya neden olmaktadır. Özellikle yıllık halkalar daralırken, bitkide erozyona tepki olarak trake çaplarında belirgin bir artış gözlenmiştir. Yaklaşımımız meyve bahçelerinde toprak erozyon sürecinin ve büyüklüğünün anlaşılmasına yeni bir bakış açısı sağlamanın yanısıra, bitkide verim kaybına neden olan anatomik farklılaşmayı ortaya koymaktadır.Öğe Ethnobotanical aspects of Kapıdağ Peninsula (Turkey)(2010) Uysal, İsmet; Onar, Sinan; Karabacak, Ersin; Çelik, SezginTürkiye’nin Kuzeybatı Marmara Bölgesi’nde yer alan ve 300 km2 yüzölçümü olan Kapıdağ Yarımadası, Balıkesir ili sınırları içerisindedir. Bu yarımadada 2004-2006 yılları arasında etnobotanik bir çalışma yapıldı. Bu araştırmada, yarımadada bulunan 7 köye ait 119 kaynak kişi ile görüşülmüştür. Bitkilerin kullanımı ile ilgili olarak elde edilen bilgiler değerlendirildiğinde, tıbbi (33 familyaya ait 44 takson), gıda 21 familyaya ait 40 takson), boya (4 familyaya ait 4 takson), yakıt (4 familyaya ait 4 takson), süs (5 familyaya ait 5 takson) ve diğer kullanım amaçları (11 familyaya ait 12 takson) olarak sınıflandırılmıştır. Sonuçta, toplam olarak 47 familyaya ait 88 takson etnobotanik özellikleri açısından değerlendirilmiştir.Öğe Kavak deltası (Saros Körfezi) flora ve avifaunası özellikleri, halofit- toprak ilişkisi ve kıyı kumul değişiminin uzaktan algılama ve CBS ile haritalanması(2008) Özcan, Hasan; Uysal, İsmet; Tosunoğlu, Murat; Sümer, Ali; Erginal, A. Evren; Kelkit, Abdullah; Ekinci, Hüseyin[Abstract Not Available]Öğe Morphological, Anatomical and Ecological properties and Conservation Strategies on the Endemic Crocus gargaricus Herb ssp. gargaricus and Muscari bourgaei Baker growing in Kazdağ (Turkey)(2016) Uysal, İsmet; Tunalı, Mine; Kökçü, Bahar; Esen, OnurBu çalışmada, Kaz Dağı'nın pseudo-alpinik alanında dağılan Crocus gargaricus Herb. ssp. gargaricus ve Muscari bourgaei Baker (Top Müşkürüm) iki bitki taksonunun morfolojik, anatomik, ekolojik karakterlerini ve koruma stratejilerini gerçekleştirilmiştir. C. gargaricus ssp. gargaricus'un (Kaz Çiğdemi) karakteristik özelliklerinin; kök korteksinin merkezi silindire doğru gittikçe küçülen oldukça büyük hücrelerden oluştuğu, soğan anatomisinde parçalarında epidermal derin oyuklar ve epidermis altında da bol nişasta içeren parankimatik bir yapısının olduğu, korteks açılı yapısıyla toprak üstü sürgün anatomisinde geniş bir alan kapladığı belirlenmiştir. M. bourgaei'nin karakteristik özelliklerinin; kök korteksinin merkezi silindire doğru gittikçe küçülen farklı boyuttaki hücrelerden oluştuğu, parankimatitik yapı soğan anatomisinde bol miktarda druz kristalini içeren epidermis altında yer almaktadır. Ayrıca ekolojik incelemelerde, bitkinin yetişmesi için habitat özellikleri ve toprağının hem fiziksel hemde kimyasal özellikleri saptanmıştır. Bu bitkilerin yetiştiği bölge olarak Kaz Dağı, özellikle turizme ve otlatmaya açıktır. Öncelikli olarak, bu türler için in-situ koruma çalışmaları zorunludur ve bu amaçla yetişme ortamlarında koruma alanları kurulmalıdır.Öğe Reşadiye (A6, Tokat) ve Çevresindeki Bitkilerin Etnobotanik Özellikleri(2020) Yüzbaşıoğlu, Erkan; Tütenocaklı, Tülay; Uysal, İsmetReşadiye (A6, TOKAT) ilçe merkezi ile 12 belde ve 48 köy olmak üzere toplamda 61 yerleşim yerinde yapılan etnobotanik araştırmada, 120 kaynak kişi ile görüşülmüş ve bölgeden 40 familyaya ait 85 bitki taksonu toplanmış ve bu bitkilerin kullanım amaçları ve kullanım şekilleri belirlenmiştir. Ağırlıklı olarak Rosaceae (%18), Brassicaceae, Lamiaceae ve Asteraceae (%6), Boraginaceae (%5) familya üyeleri kullanılmaktadır. Bu bitkilerden sırasıyla 61 takson gıda (%72), 33 takson halk ilacı –tıbbi (%39), 20 takson hem tıbbi hem de gıda, 2 takson süs (%2) ve 13 taksonun da diğer amaçlarla (%15) kullanıldığı saptanmıştır.Öğe Stachys cretica L. subsp. Smyrnaea Rech Fil. endemik taksonunun morfolojisi, anatomisi ve ekolojisi üzerinde araştırmalar(2002) Uysal, İsmetBu araştırmada Stachys cretka subsp. smymaea'mn (Lamiaceae) morfolojik gözlemleri ile kök, gövde ve yaprağının anatomik özellikleri ayrıntılı bir şekilde incelenmiştir. Bitki kısımlarının biometrik ölçümleri yapılmıştır. Kök anatomisinde sklerankima adacıkları görülmektedir. Öz, ksilem elemanları ile doludur. Gövdede çok az sayıda stomaya rastlanmış olup korteksten sonra iri hücrelerden oluşan nişasta kını görülmektedir. Öz parankimatiktir. Yaprak mezofılinde palizat ve sünger parankiması hücreleri benzer şekillidir. Yaprak amfistomatiktir. Bitkinin toprağı az derecede tuzlu, kireççe zengin, bünye sınıfı tmlı, azotça orta, fosforca zengin, potasyumca yetersiz ve organik maddece orta derecede zengin bulunmuştur.Öğe Stachys thirkei C. Koch (Kekikgiller) türünün morfolojisi, anatomisi ve ekolojisi üzerinde araştırmalar(2003) Uysal, İsmetBu çalışmada Stachys thirkei'nin (Kekikgiller) morfolojik gözlemleri yapılmış ve bitki kısımlarının biyometrik ölçümleri istatiksel olarak değerlendirilerek yorumlanmıştır. Bitki kök, gövde, yaprak ve petalden enine kesitler alınarak anatomik özellikler ayrıntılı kilde incelenmiştir. Bu incelemelerde kök enine kesitinde en dışta parçalanmış durumda periderm gözlenmiş daha sonra da korteks, endodermis, periskl ayırt edilmiştir. Merkezi silindiri halka şeklinde sklerankima demeti kuşatmaktadır. İletim demetinde floem çok az yer kaplarken ksilem özü de dolduracak şekilde genişlemiştir. Ksilemde iki farklı halka gözlenmiştir. Gövde enine kesitinde köşelerde kollenkimatik doku, kortekste klorankimatik doku gözlenmiş ayrıca köşelerde iletim demetlerinin daha iyi geliştikleri görülmüştür. Öz parankimatiktir. Gövde de bol miktarda örtü ve salgı tüyü olup çok az stomaya rastlanmıştı Yaprak, enine kesitinde bifasiyal yapı görülmüş ve mezofilde sünger parankiması hücrelerinin bol kloroplastlı olduğu gözlenmiştir. Yaprakta bol miktarda örtü ve salgı tüyü vardır. Petalde de örtü ve salgı tüyleri bulunmaktadır. Bitki toprağının fiziksel analizlerinde pH'sı hafif alkali karakterli, az derecede tuzlu, çe fakir, maksimum su tutma kapasitesi % 40 ve bünyesi de kumlu-tınlı olarak belirlenmiştir. Toprağın kimyasal analizlerinde ise azotça orta, fosforca çok zengin, potasyumca yetersiz ve organik maddece zengin olduğu görülmüştür.Öğe Thymus zygioides Grisebach var. zygioides’in Morfolojik, Anatomik ve Ekolojik Özellikleri(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-05) Koyuncu, Şamil; Uysal, İsmet; Esen, Onur; Kökçü, Bahar; Şahin, Furkan; Peksüsler, Duygu; Aktura, BaharLamiaceae familyasına ait olan Thymus L. cinsi ülkemizde 46 tür ve tür altı taksonla temsil edilmekte olup, çok yıllık, aromatik ve tıbbi değeri olan otsu bir bitkidir. Önemli bir etnobotanik değere sahip olan Thymus zygioides Griseb. var. zygioides kozmopolit bir taksondur. Çalışmamıza ait bitki örnekleri 2014 yılının Mayıs ayında Lapseki’den (Çanakkale) toplanmıştır. Araştırmamızda bu türün morfolojik, anatomik ve ekolojik özelliklerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Morfolojik özelliklerini belirlemek için bitkinin biometrik ölçümleri lup altında gerçekleştirilmiştir. Anatomik çalışmaları için %70’lik alkole alınan canlı bitki örneklerinin; kök, gövde ve yaprağından parafin metodu kullanılarak enine kesitler alınmıştır. Anatomik özellikleri, yapılmış olan benzer araştırmalarla karşılaştırılmıştır. Bitkinin yayılış alanları belirlenirken; toprak analizleri sonucu değerlendirilmiştir. Bu araştırma sonuçlarının endemik olan varyete ile karşılaştırılması önemlidir. Taksonun biometrik ölçümleri flora kayıtlarından önemli farklılık göstermemiştir.