Yazar "Tayyar, Şemun" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bazı soya fasulyesi (Glycine max (L.) Merr.) genotiplerinin ana ürün olarak biga şartlarındaki performansları(2007) Tayyar, Şemun; Gül, M.KemalÖzet: Ülkemizin ihtiyaç duyduğu bitkisel yağ açığının kapatılması ile yüksek yağ ve protein veriminden dolayı önemli bir endüstri bitkisi olan soya fasulyesinin ana ürün olarak Biga şartlarındaki verim ve verim öğeleri iki yıllık yetiştirme periyodunda incelenmiştir. Tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekrarlamalı olarak yürütülen denemede materyal olarak 10 genotip kullanılmıştır. İki yıllık birleştirilmiş varyans analizi sonuçlarına göre genotiplerin verimlerinin 189.0-330.2 kg/da, bitki boylarının 50.5-75.0 cm, ilk bakla yüksekliklerinin 13.1-20.6 cm ve bitkide bakla sayılarının ise 17.9-27.9 adet arasında değiştiği ve ele alınan karakterler bakımından genotipler arasındaki farklılıkların istatistiksel olarak önemli olduğu saptanmıştır. Korelasyon analizleri neticesinde verim ile bitki boyu arasında (r = 0.30**), bitki boyu ile ilk bakla yüksekliği (r = 0.63***) ve bitkide bakla sayısı (r = 0.38**) arasında pozitif ve önemli korelasyonların olduğu bulunmuştur. Dekara en yüksek verim Türksoy çeşidinden alınmıştır.Öğe Biga koşullarında yetiştirilen farklı ekmeklik buğday (Triticum aestivum L.) çeşit ve hatlarının verim ve bazı kalite özelliklerinin saptanması(2005) Tayyar, ŞemunBuğday ıslah programlarının amacı daha verimli ve nitelikli ürün elde etmektir. Bu amaçla ülkemizde bir çok çeşit tescil edilmiştir. Bu araştırmada toplam 34 ekmeklik buğday genotipi (26 çeşit ve 8 hat) materyal olarak kullanılmıştır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak yürütülmüştür. Genotiplerin Biga'da verim ve bazı kalite özellikleri (nem, gluten, gluten indeks, sedimantasyon ve beklemeli sedimantasyon) incelenmiştir. Genotiplerin verimleri 645.9-352.5 kg/da, nem oranları % 12.4-11.7, gluten değerleri 42.5-30.5 g, gluten indeksleri % 97.5-47.5, sedimantasyon değerleri 61.0-30.5 mi ve beklemeli sedimantasyon değerleri 69.0-25.0 mi arasında olmuştur. İncelenen tüm özellikler bakımından genotipler arasındaki farklılık % 1 düzeyinde önemli bulunmuştur. Sonuç olarak; Flamura, Dropia ve Gelibolu çeşitleri yöredeki yetiştiriciler için yeni genotipler olarak tavsiye edilmiştir.Öğe BİGA ŞARTLARINDA YETİŞTİRİLEN TRİTİKALE GENOTİPLERİNİN VERİM ve BAZI KALİTE ÖZELLİKLERİNİN BELİRLENMESİ(Aydın Adnan Menderes Üniversitesi, 2016) Kahrıman, Fatih; Tayyar, ŞemunBu araştırmada ülkemizde yetiştirilen 7 tritikale genotipinin Biga şartlarında verim, verim öğeleri (bitki boyu, başak boyu, başakta dane sayısı ve başakta dane ağırlığı) ve bazı kalite özelliklerinin (protein, gluten, gluten indeks ve sedimantasyon) belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırma Çanakkale ili Biga ilçesi Aşağı Demirci köyünde, tesadüf blokları deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarak 2010-2011 ve 2011-2012 yıllarında yürütülmüştür. İki yıllık birleştirilmiş varyans analiz sonuçlarına göre başakta dane ağırlığı özelliği hariç ele alınan diğer özellikler bakımından genotipler arasındaki farklılıklar önemli bulunmuştur. Kalite özellikleri (protein, gluten, gluten indeks ve sedimantasyon) bakımından genotip, yıl ve genotip x yıl interaksiyonu önemli olmuştur. İki yıllık ortalama değerlere göre genotiplerin verimleri (367.1-277.9 kg/da), bitki boyları (127.1-114.9 cm), başak boyları (15.6-11.8 cm), başakta dane sayıları (30.7-20.9 adet), başakta dane ağırlıkları (1.205-0.980 g), protein içerikleri (% 12.0-9.8), gluten değerleri (% 26.68-22.32), gluten indeks değerleri (% 69.2-61.3) ve sedimantasyon değerleri (22.2-14.2 ml) bulunmuştur. İki yıllık ortalama sonuçlara göre, en yüksek dane verimi Alperbey genotipinden elde edilmiştir. Tatlıcak97 genotipi ise dane kalite özellikleri (protein, gluten, gluten indeks ve sedimantasyon) bakımından en yüksek değerleri vermiştir.Öğe Çanakkale yöresinde nohut bitkisinin kışlık olarak yetiştirilebilme olanakları(2006) Gül, M.Kemal; Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Tayyar, ŞemunGenotip ve yetiştirme koşullarına göre tohumunda %16.4-31.2 o- randa ham protein bulunan nohut hayvansal protein kaynaklarının yetersiz ve pahalı olduğu gelişmekte olan ülkelerde, beslenme açısından ucuz prote- in kaynağı olarak büyük öneme sahip bir yemeklik tane baklagildir. Çanak- kale yöresinde genellikle yazlık olarak ekilen nohut veriminde hava koşul- larına bağlı olarak önemli dalgalanmalar görülmektedir. Yörede geçiş bölgesi iklimi hakim olması nedeniyle kışları Akdeniz ve Ege bölgelerine göre daha sert geçmektedir. Yörede kışlık olarak yetiştirilen tek yemeklik dane baklagil türü bakladır. Nohutun bu yörede Akdeniz bölgesinde olduğu gibi kışlık olarak yetiştirilme olanaklarının araştırılması yüksek verim ala- bilmek bakımından önem taşımaktadır. Yöremizde kışlık nohut yetiştirme olanaklarını araştırmak amacıyla ICARDA kökenli 10 nohut hattı kullanı- larak ÇOMÜ Ziraat Fakültesi bünyesinde yürütülen bu çalışmada deneme- ler 2003-2004 ve 2004-2005 yetiştirme sezonlarında tesadüf blokları de- neme desenine göre 4 sıra halinde 5 m2’lik parsellerde kurulmuştur.Kışa dayanıklılık standart çeşitte % 55.42 iken diğer hatlarda % 70.91 ile % 78.75 arasında değiştiği saptanmıştır. Dane veriminde standart çeşitte 266.92 kg/da, diğer hatlarda da 296.03 kg/da ile 381.68 kg/da ara- sında bulunmuştur. Elde edilen ilk iki yıla ait bulgulara göre, yöremizde kışlık nohut ile ilgili bir çok özelliğin yazlık ekimlere göre daha avantajlı olabileceği; verim özelliği ve makinalı hasada uygunluk açısından kışlık ekimlerin daha avantajlı olabileceği saptanmıştır.Öğe Effects of different sowing times on yield and yield-related traits in bread wheat grown in Çanakkale(2002) Akdamar, Mesut; Tayyar, Şemun; Gökkuş, AhmetBu araştırma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakultesi'nin deneme alanında 1997-98 ve 1998-99 büyüme dönemlerinde yürütülmüştür. Dört ekmeklik buğday çeşidinin (Pehlivan, Gönen, Kate A-1 ve Saraybosna) dört ayrı zamanda (20 Eylül, 10 Ekim, 30 Ekim ve 20 Kasım) ekildiği denemede dane verimi, bitki boyu, m\"deki bitki sayısı, m2'deki başak sayısı, bitkideki başak sayısı, başak uzunluğu, başaktaki dane ağırlığı, başaktaki dane sayısı, bin dane ağırlığı, biyolojik verim ve hasat indeksi incelenmiştir. İki yıllık ortalama verilere göre dane verimi üzerine çeşitlerin ve ekim zamanlarının etkisi önemli bulunmuştur. En yüksek dane verimi (373.1 kg-$da^{-1}$) Pehlivan çeşidinde belirlenmiştir. Ekim zamanlarına göre en yüksek dane verimleri 30 Ekim ve 20 Kasım tarihlerinde yapılan ekimlerden elde edilmiştir. Genel olarak denemede çeşitler ve ekim zamanlarının incelenen verim unsurlarına etkileri önemli olmuştur. Ayrıca dane verimi ile bitki boyu, m deki bitki sayısı, m2'deki başak sayısı, bitkideki başak sayısı, başaktaki dane ağırlığı, bin dane ağırlığı, biyolojik verim ve hasat indeksi arasındaki ilişkilerin önemli ve olumlu olduğu belirlenmiştir. Sonuç olarak Çanakkale ekolojik şartlarında kışlık ekmeklik buğday 30 Ekim-20 Kasım arasında ekilmelidir. Ekimin gecikmesi (20 Kasım) halinde Gönen, daha önce yapılacak ekimlerde Pehlivan çeşidi kullanılmalıdır.Öğe Effects of pretanning effluent originated from leather industry on the germination of rice seeds(Wroclaw University of Science and Technology, 2014) Yapici, Ali Nail; Tayyar, ŞemunThe effects of pretanning effluent obtained from leather processing on the germination and seedling growth of rice were investigated. Undiluted pretanning effluents, and its 1:10, 1:40 and 1:80 dilutions along with tap water were used for irrigation to germinate the seeds. Some morphological characteristics were investigated. No germination occurred in the seeds irrigated with the undiluted pretanning effluent. Elemental analyses of the shoots and roots of rice seedlings were conducted. The lowest contents of C (29.7%), S (0.41%), Cr (1.2 mg/kg) and Na (2933.8 mg/kg) in shoots were detected in control group. The lowest contents of Cu (38.81 mg/kg) and Mn (2225.0 mg/kg) in roots were determined in irrigations with 1:10 dilutions.Öğe Ekmeklik buğday çeşitlerinde dane verimi ve ekstensograf özellikleri üzerinde bir araştırma(2008) Tayyar, ŞemunBu araştırma 2005-2006 yetiştirme döneminde 12 farklı ekmeklik buğday genotipinde verim ve kalite özelliklerinden olan ekstensograf parametrelerinin incelenmesi amacı ile Çanakkale’nin Biga ilçesi Aşağı Demirci köyünde, tesadüf blokları deneme deseninde 3 tekrarlamalı olarak yürütülmüştür. Denemeye alınan çeşitler verim ve ekstensogram özellikleri (45., 90. ve 135. dakikalardaki hamurun Rm, R5, E ve A değerleri) açısından karşılaştırılmış ve incelenen tüm özellikler bakımından genotipler arasında önemli farklılıkların olduğu ortaya konmuştur (P<0.05). Dekara en yüksek verim 604.3 kg ile Tosunbey çeşidinden alınırken, en düşük verim ise 375.1 kg ile Gönen çeşidinden alınmıştır. Verim ve ekstensogram değerleri göz önüne alındığında yörede yetiştirilmeyen Tosunbey, Flamura ve Dropia çeşitlerinin iyi performans gösterdikleri saptanmıştır.Öğe Ekmeklik buğdayda un kalite özellikleri ile dane veriminin karşılıklı etkileşimleri ve uygun çeşit seçimi(2009) Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Tayyar, Şemun; Baytekin, HarunBuğday danesinin kullanım amacı ve fiyatlandırılması büyük ölçüde kalite özelliklerine bağlıdır. Bu bakımdan, çeşit verim denemelerinin sonuçlarını değerlendirmek amacıyla yalnızca verim değerlerinin değil kalite düzeylerinin de göz önünde bulundurulmasında fayda vardır. Bu çalışmanın amacı dane verimi ile un kalite özellikleri arasındaki ilişkileri çevresel etmenlere bağlı olarak değerlendirmek ve Çanakkale bölgesi için dane verimi bakımından denenen çeşitlerden un kaliteleri göz önünde bulundurularak uygun olanları belirlemektir. Bu araştırma çerçevesinde 10 adet ekmeklik buğday çeşidinin 2 yıllık dane verimlerinin yanı sıra un kaliteleri ile ilgili bazı parametreler üzerinde yapılan ölçümler değerlendirmeye alınmıştır. Araştırma sonuçlarına göre, en yüksek verim her iki yıl için Tina ve Nina çeşidinden elde edilmiştir. Un kalite özelliklerinin değerlendirmeleri sonucunda ise Dropia çeşidinin diğer çeşitlere oranla, mevcut çevre şartlarında kalite özellikleri bakımından avantajlı olduğu belirlenmiştir. Korelasyon analizi sonuçlarına göre dane veriminin protein, yaş gluten ve kül oranı gibi bazı kalite özellikleri ile her iki yılda da negatif bir ilişki içinde olduğu görülürken, diğer kalite özellikleri ile olan ilişkisi ise yıllara göre değişim göstermiştir.Öğe Elektromanyetik alanın cardinal üzüm çeşidi kalemlerinin vejetatif gelişimi üzerindeki etkileri(2007) Dardeniz, Alper; Tayyar, ŞemunTemel bir araştırma niteliğindeki bu çalışmada, Cardinal üzüm çeşidinin yıllık dallarına 5, 10, 15, 20 ve 25 dakikalık sürelerde uygulanan 50 Hz 0.15 mT’lık düşük frekanslı elektromanyetik alanın, kalemlerin vejetatif gelişimi üzerindeki etkileri incelenmiştir. Elektromanyetik alan uygulamasına tabi tutulan yıllık dallar dikimden önce 5-6 cm uzunluğunda tek gözlü kalemler şeklinde kesilip hazırlanmıştır. 2003 ve 2005 yıllarında iki yıl süre ile yürütülen araştırma tesadüf blokları deneme desenine göre 4 tekerrürlü olarak kurulmuş ve her tekerrürde 15 adet kalem kullanılmıştır. Araştırmada, düşük frekanslı elektromanyetik alanın Cardinal üzüm çeşidi kalemlerinin gelişme gücü, sürme yüzdesi, köklenme yüzdesi, kök gelişim düzeyi, kök ağırlığı, kök sayısı, sürgün uzunluğu, sürgün ağırlığı, boğum sayısı, ortalama boğum uzunluğu, kök ağırlığı/sürgün ağırlığı ve sürgün+kök ağırlığı parametreleri üzerine etkileri incelenmiştir. Sonuç olarak, iki yıllık ortalamalar göz önünde tutulduğunda Cardinal üzüm çeşidinin yıllık dallarına uygulanan 0.15 mT’lık elektromanyetik alanın gelişme gücü, köklenme yüzdesi, kök gelişim düzeyi, kök ağırlığı, sürgün uzunluğu, boğum sayısı, ortalama boğum uzunluğu ve sürgün+kök ağırlığı parametreleri üzerinde % 5 düzeyinde önemli olduğu saptanmıştır.Öğe Investigation of some seed quality components in winter rapeseed grown in Çanakkale province(2007) Gül, Kemal Muhammet; Egesel, Ömer Cem; Kahrıman, Fatih; Tayyar, ŞemunKolza (Brassica napus L.) serin iklimlerde yetiştirilen en önemli yağ bitkisidir. Türkiye’de toplam yağ üretimi içerisinde kolzanın kayda değer bir önemi yoktur. Yağlı tohumların ithalat maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı yerli kolza üretimi Tarım ve Köy İşleri Bakanlığı tarafından desteklenmektedir. Bu çalışmanın amacı, Türkiye’nin kuzey batısında üretilen yeni kolza çeşitlerinde yağ ve protein oranı, oleik ve linolenik asit oranlarının yanında tohumda istenmeyen maddeler sinapin ve glikosinolat oranlarının belirlenmesidir. Veriler 9 çeşitte ve iki yıllık (2003-2004 ve 2004-2005) tarla denemelerinden elde edilmiştir. Kalite analizleri yakın kızıl ötesi yansıma spektroskopisi (NIRS) ile gerçekleştirilmiştir. Kullanılan çeşitler arasında tüm özellikler bakımından önemli farklılıklar saptanmıştır. Elde edilen verilere göre yağ oranı %43.20 (Alesi)-47.04 (Licrown), protein oranı %15.34 Licrown)-20.53 (Triangle), glikosinolat miktarı 7.59-18.55 ?mol g-1, sinapin asit esterleri 0.29-0.40 mg kg-1, oleic asit oranı %56.92-65.71 ve linolenik asit oranı % 9.55-11.97 değerleri arasında değişim gösterdiği saptanmıştır.Öğe Kolzada (Brassica napus ssp. oleifera) glikosinolat ve sinapin içeriklerinin farklı azot gübrelemesine göre değişimleri(2008) Gül, Muhammet Kemal; Tayyar, Şemun; Egesel, Cem Ömer; Kahrıman, Fatih; Turhan, HakanKolza küspesi önemli bir yem kaynağıdır. Glikosinolat ve sinapin asit esterleri kolza küspesinde kaliteyi düşüren en önemli iki unsurdur. Bu çalışmanın amacı, farklı azot dozlarında (N1: 0 kg/da, N2: 13 kg/da ve N3:26 kg/da), 19 kışlık kolza çeşidinde yem kalitesini ilgilendiren ve olumsuz etkileyen glikosinolat ve sinapin asit esterlerinde azot gübrelemesine bağlı olarak görülen değişimlerin saptanmasıdır. Deneme tesadüf blokları deneme desenine göre iki yıllık süre ile (2004-2005 ve 2005-2006) Çanakkale koşullarında kurulmuştur. Elde edilen sonuçlara göre her iki özellik bakımından çeşitler arasında her gübreleme düzeyinde önemli farkların bulunduğu saptanmıştır. Glikosinolat ve sinapin asit esteri analizleri NIRS (near infrared reflection spectroscopy) ile yapılmıştır. Glikosinolat oranı bakımından bulunan ortalama değerler, azot dozlarına göre sırasıyla 7.75, 8.35 ve 11.05 ?mol gr-1, sinapin asit esterleri için ise 0.24, 0.27 ve 0.36 ?mol gr-1olarak bulunmuştur. Azot gübrelemesine bağlı olarak her iki özelliğin de artış gösterdiği bulunmuştur. Bu bilgiler ışığında yapılacak azot gübrelemelerinde küspe kalitesinin de korunması bakımından dozların iyi ayarlanması gerekmektedir.Öğe Oğulotu Tohumlarının Çimlenmesi ve Fide Gelişimi Üzerine Manyetik Alanın Etkisi(2011) Yalçın, Sevil; Tayyar, ŞemunBu araştırmanın amacı, oğulotu (Melissa officinalis L.) bitkisi üzerine manyetik alanın etkilerini saptamaktır. Manyetik alan (MA) muamelesi için tohumlar saniyede 1 metre yol alan hareketli bir zeminde 3.8-4.8 mT’lık bir MA şiddetine maruz bırakıldılar. Kontrol ve farklı MA (1 kez, 3 kez, 9 kez ve 15 kez) şiddetlerine maruz bırakılan tohumlar, 25 °C’lik etüvde ve iklim odasında, uygun koşullarda çimlendirildi. Çimlenen tohumların 24., 48., 72., 96. ve 120. saatlerdeki optimum MA şiddetini belirlemek için çimlenme yüzdeleri ve kök uzunlukları ölçüldü. MA ile muamele edilmiş tohumlardan elde edilen fidelerin boyları ise 30. günde ölçülmüştür. Sonuç olarak, çimlenme yüzdeleri MA uygulanan tohumlarda kontrole göre 72. ve 96. saatlerde yüksek olmuştur. Kök uzunluğu en fazla 1 kez (8,4 cm) MA’dan geçirilen tohumlarda ölçülmüştür. 1, 3, 9 ve 15 kez MA’dan geçirilenlerde fide yüksekliklerinin kontrole göre azaldığı saptanmıştır.