Yazar "Tan, Yunus" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Hastanesinde Peripartum Depresyon Yaygınlığı ve Sosyodemografik Faktörler ile İlişkisi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-31) Tan, Yunus; Şahin, Erkan Melih; Yurdakul, Fatih; Çetin, HuriyeAmaç: Bu çalışmanın amacı Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Sağlık Uygulama ve Araştırma Hastanesi’ne başvuran yeni doğum yapmış kadınlarda peripartum depresyonun yaygınlığını saptamak ve bunun sosyodemografik faktörler ile olan ilişkisini araştırmaktır. Gereç ve Yöntem: Bu çalışma ÇOMÜ Tıp Fakültesi Aile Hekimliği Polikliniği ile Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Yenidoğan Polikliniği’ne başvuran yeni doğum yapmış 202 kadın birey ile yürütülmüştür. Çalışmada annelerin sosyodemografik özellikleri sorgulanmış ve peripartum depresyon taraması için Edinburgh Doğum Sonrası Depresyon Ölçeği uygulanmıştır. Bulgular: Çalışmamızda peripartum depresyon sıklığı %15,8 olarak bulunmuştur. Peripartum depresyon yaş, evlenme yaşı, gebelik ve çocuk sayısı, anne eğitim durumu, anne çalışma durumu, annenin depresyon özgeçmişi ve annenin çocuk bakımında aldığı sosyal destek ile ilişkilidir. Anne eğitim seviyesinin artması peripartum depresyon riskini azaltmaktadır. Ev hanımı olduğunu bildiren katılımcıların EDDÖ skoru, çalıştığını bildiren katılımcılarınkinden anlamlı yüksek bulunmuştur. Sonuç: Peripartum depresyon sık görülmektedir ve birinci basamakta gebe ve yeni doğum yapmış anne adaylarının takipleri sırasında akılda bulundurulmalıdır. Peripartum depresyon riskini azaltmak için anne adaylarının eğitim seviyelerinin arttırılması, iş hayatında ve sosyal yaşamda daha etkin rol almaları anlamlı gözükmektedir.Öğe Ruhsal belirtilerin sosyodemografik ve klinik özellikler ile ilişkisi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019) Tan, Yunus; Şahin, Erkan MelihAmaç: Bu çalışmada Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Uygulama ve Araştırma Hastanesi Aile Hekimliği Polikliniği'ne başvuran hastalarda ruhsal belirtileri taramak; tarama sonuçlarının hastaların sosyodemografik ve klinik özellikleri ile olan ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem: Kesitsel, tanımlayıcı desende olan çalışmamız 1 Şubat 2018-1 Kasım 2018 tarihleri arasında polikliniğimize başvuran 18-65 yaş arası 414 katılımcı ile yürütüldü. Katılımcılara yüz yüze görüşme metoduyla sosyodemografik veri formu ve SCL90-R Psikolojik Belirti Tarama Testi uygulandı. Bulgular: Katılımcıların 256'sı (%61,8) kadın, 158'i (%38,2) erkek, yaş ortalaması 33,7±13,6, %47,3'ü fakülte ve üzeri eğitim seviyesinde idi. SCL90-R anketinin GSI ortalaması 0,9±0,5, en yüksek skora sahip alt ölçeği obsesyon (1,3±0,6), en düşük skora sahip alt ölçeği fobik anksiyete (0,5±0,5) idi. Ruhsal durum değerlendirildiğinde en çok obsesyon (1,3±0,6), somatizasyon (1,0±0,6), depresyon (1,0±0,7), paranoid düşünce (1,0±0,7) ve kişiler arası duyarlılık (1,0±0,7) belirtileri saptandı. Aile ve eşi ile ilişkilerin kötü olması her alt ölçekte ruhsal belirtileri arttırıyordu. Genel itibariyle yaşın ilerlemesi ruhsal belirtileri azaltırken, tek başına yaşamak ve çocukluk döneminde fiziksel şiddete maruz kalmak ruhsal belirtileri arttırıyordu. Kadın olmak somatizasyon ve depresyon belirtilerini, eğitim düzeyinin düşük olması somatizasyon ve psikotizm belirtilerini arttırıyordu. Psikiyatrik hastalığı olanların kişiler arası duyarlılık, anksiyete, psikotizm belirtileri, aile ve akrabalarında psikiyatrik hastalığı olanların somatizasyon, obsesyon, depresyon, anksiyete belirtileri yüksekti. Sağlık hizmetleri ve tedavi seçeneklerini sık kullananların somatizasyon belirtileri yüksekti. Sonuç: Çalışmamız benzer çalışmalar ile uyumlu olarak ruhsal belirtilerin, bireyin sosyodemografik ve klinik özelliklerinden etkilendiğini göstermiştir. Ruhsal bozukluklar yüksek kronikleşme eğilimleri ve taşıdıkları tedavi güçlükleri nedeniyle ruhsal belirtiler gözetilerek birinci basamakta erken teşhis edilmelidir. Eş, aile ve toplum ile ilişkilerin düzenlenmesi, eğitim seviyesinin arttırılması, psikolojik ve fiziksel şiddetin önlenmesi, bedensel hastalıkların tedavi edilmesi ruh sağlığının korunması için anlamlı gözükmektedir. Anahtar kelimeler: Sosyodemografik özellikler, klinik özellikler, SCL90-R, ruhsal belirtilerÖğe The Association Between Somatic Symptoms and Sociodemographic and Clinical Characteristics(Duzce Univ, 2020) Tan, Yunus; Sahin, Erkan MelihObjective: Somatization is a psychiatric condition characterized by recurring somatic symptoms that cannot be fully explained by the general medical condition of the individual and are not attributable to another mental disorder. There are physical, psychological and social factors that affect somatic symptoms of individuals. The aim of this study is to screen somatic symptoms of patients admitted to our clinic and to investigate the relationship between scanning results and sociodemographic and clinical characteristics of the patients. Methods: This cross-sectional study included 414 participants aged 18-65 years who admitted to the Family Medicine Clinic of Canakkale Onsekiz Mart University Medical Faculty between February 2018 and November 2018. Sociodemographic data form and SCL90-R (Symptom Checklist 90-Revised) psychological symptom screening test was applied to the participants through face to face interview method. Results: Of all the participants, 256 (61.8%) were female and 158 (38.2%) were male and the mean age was 33.7 +/- 13.6 years. Of all the participants, 47.3% were university graduates or had a higher educational background. The mean score of the somatization subscale of the SCL90-R screening test was 1.0 +/- 0.6. The factors increasing the somatic symptoms were female gender, increasing number of children, being an immigrant, decreasing education level, increasing amount of drug use, increasing number of applications to health institutions, and implementation of alternative medicine techniques, presence of mental illness in families and their relatives. Conclusions: In the present study, the prevalence of somatic symptoms was found to be high and clinically significant. In particular, the social position of women in Turkey, their lifestyles, and their specific characteristics such as using body language more are associated with high somatic symptoms. Emotional disability caused by migrations makes individuals be at greater risk in terms of somatization. The personality development that increases with the education level and increased communication skills reduce the risk of somatization. Symptoms of patients who frequently use health care and treatment options and apply alternative medicine are more significant in terms of somatization.