Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Türkeş, Murat" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 15 / 15
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Akhisar ve Manisa Yörelerinin Yağış ve Kuraklık İndisi Dizilerindeki Değişimlerin Hidroklimatolojik ve Zaman Dizisi Çözümlemesi ve Sonuçların Çölleşme Açısından Coğrafi Bireşimi
    (2011) Türkeş, Murat
    Bu çalışmada, yaklaşık son 30 yıllık dönemde Akhisar ve Manisa ovalarında gözlenen artan su sıkıntısının ve çölleşme süreçlerinin doğasını ve ulaştığı boyutu saptamak amacıyla, Akhisar ve Manisa yörelerinin iklimi ve hidroklimatolojik özellikleri ile iklim değişikliği ve değişkenliği ayrıntılı olarak çözümlendi. Çalışmada, Manisa Ovasını da içeren Aşağı ve Orta Gediz Ovaları ile Akhisar Ovasını temsil eden sırasıyla, Manisa, Salihli, Turgutlu ve Akhisar meteoroloji istasyonlarının uzun süreli verilerinden yararlanıldı. Manisa ve Akhisar yörelerindeki uzun süreli iklimsel değişimler ve eğilimler, yıllık ve mevsimlik normalleştirilmiş yağış indisi (NYİ) ve yıllık kuraklık indisi (Kİ) zaman dizileri kullanılarak çözümlendi. NYİ ve Kİ zaman dizilerinde gözlenen uzun süreli eğilimlerin doğası ve büyüklüğü (istatistiksel anlamlılığı), parametrik olmayan Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı (?) ve parametrik en küçük kareler doğrusal regresyon yöntemleri ile incelendi. Yıllık NYİ ve Kİ zaman dizilerine uygulanan eğilim sınamaları, Akhisar ve Manisa yörelerinde belirgin bir kuraklaşma eğiliminin yaşandığını ve bu eğilimin 1980’lerle birlikte kuvvetlendiğini; 2007-2008 döneminde ise, kuraklık olaylarının şiddetlendiğini gösterir
  • [ X ]
    Öğe
    Çanakkale’nin 2008 Yılı Büyük Orman Yangınlarının Meteorolojik ve Hidroklimatolojik Analizi
    (2012) Türkeş, Murat; Altan, Gökhan
    Subtropikal Akdeniz iklim bölgesinde yer alan Çanakkale, genel olarak yarınemli, yaz döneminde ise kurak iklim özellikleri gösterir. Yaz dönemindeki kurak koúullar ve kurutucu egemen kuzey sektörlü rüzgarlar (özellikle Poyraz), orman yangınlarının oluúması ve yayılması için uygundur. Çalıúmanın baúlıca sonuçları úunlardır: (1) Çanakkale Orman Bölge Müdürlü÷ü'nde (OBM) 2008 yılında üçü 100 hektardan (ha) fazla alanı etkileyen 30 orman yangınında 2070 ha orman alanı zarar gördü. (2) Erinç kuraklık indisinin yıllık de÷erlerine göre, Çanakkale yarıkurak bir iklime sahiptir. Aylık indislere göre ise, Nisan-Ekim ayları arasındaki 7 aylık süreçte kurak koúullar egemendir. (3) Çanakkale, UNCCD kuraklık indisine göre yıllık de÷erlerde yarınemli, aylık de÷erlerde ise Mayıs'tan Eylül'e kadar 5 ay kurak koúulların etkisi altındadır. (4) 2008 yılında Keetch-Byram kuraklık indisi (KBDI) 530 büyüklü÷ündeki en yüksek de÷erine 10.08.2008 günü ulaútı. (5) Çanakkale meteoroloji istasyonunun 2008 yılı verilerine uygulanan KBDI de÷erleri, yılın hiçbir döneminde kesin yangın olur seviyesine ulaúmadı. (6) KBDI, 2008 yılında Çanakkale OBM'de oluúan 30 orman yangınının % 76'sını yangın olasılı÷ının yüksek ve oldukça yüksek oldu÷u düzeylerde yakaladı. (7) Çanakkale øntepe'de çıkan Çınarlı orman yangını, Türkiye'de 2008 yılında yanan alanın en fazla oldu÷u 4 orman yangınından biridir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Climatological evaluation of Haines forest fire weather index over the Mediterranean Basin
    (Wiley, 2014) Tatlı, Hasan; Türkeş, Murat
    Forest fires are the most crucial natural threat to forests and wooded areas. They destroy many more trees than all other natural catastrophes such as parasite attacks, insects, extreme weather events and others. Forest fires, especially in summer and dry autumn/spring periods, are frequent in the Mediterranean basin and represent growing environmental and ecological problems. The aim of this investigation is to determine a climatic pattern of fire-meteorology over the Mediterranean basin via the frequency analysis of the forest fires weather index (FFWI) of Haines. The FFWI values were obtained by using the hourly data derived from reanalysis fields available from the National Centers for Environmental Prediction/National Center for Atmospheric Research (NCEP/NCAR) for the period 1980-2010. High frequency values of FFWI, taken to be a sign of moderate-level risk of forest fires, were obtained on the forests, scrubs, succulents and wooded areas in several countries facing the sea including Greece, Italy, Turkey, Syria, Lebanon, Cyprus, Macedonia, Albania, Serbia, Slovenia, France, Portugal, Spain, Morocco and Tunisia, almost all of which are characterized by dry summer, subtropical Mediterranean climates. As expected, the highest-level risk values are found in the arid desert climate regions: the desert areas of the Sahara and Libya in North Africa and the semi-arid steppe climate regions of the Middle East, as well as the semi-arid environments near the Caspian Sea basin.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Empirical Orthogonal Function analysis of the palmer drought indices
    (Elsevier, 2011) Tatlı, Hasan; Türkeş, Murat
    The aim of the paper is to employ Empirical Orthogonal Function (EOF) analysis to drought indices including Palmer Drought Severity Index (PDSI), Palmer Hydrological Drought Index (PHDI), Palmer Moisture Anomaly (Z) Index (Z-Index), Weighted Palmer Drought Severity Index (WPDSI), and Water Deficit (P-PET) Index and to compare their resultant spatial patterns across Turkey. In this respect, the PDSI, PHDI, Z, WPDSI, Aridity Index (AI) and P-PET Index values are calculated based on observed monthly temperature and precipitation values of the 96 Turkish meteorological stations for the 1929-2009 period, and gridded available water holding capacities (AWHC) in 1-m soil depth are extracted from the soil data sets of the Oak Ridge National Laboratory Distributed Active Archive Centre (ORNL DAAC). By considering the strong match among the PDSI, PHDI, and WPDSI based on the results of the patterns of the first EOFs (EOF1) with the highest eigenvalue, we suggest that using and applying one of these drought indices could be adequate for a drought analysis in Turkey. On the other hand, it is evident that the significant results from the EOF2, EOF3 and EOF4 loadings of the PHDI and WPDSI indices have a similar pattern across Turkey. Therefore, with respect to the geographical autocorrelation and magnitudes of the loading values, it is explained that the PDSI and WPDSI in particular could have originated from the same physical process, and one may have a preference for the effective usage of a combination of PDSI, PHDI and Z-Index. Consequently, in a multi-purpose medium- and long-term drought management plan for Turkey or in any country having similar climatic and physical geographical conditions, using one of the three drought indices along with the Z-Index could be acceptable for successful applications. (C) 2011 Elsevier B.V. All rights reserved.
  • [ X ]
    Öğe
    Küresel iklim değişikliği nedir? Temel kavramlar, nedenleri, gözlenen ve öngörülen değişiklikler
    (Su Vakfı, 2008) Türkeş, Murat
    Fosil yakıtların yakılması, sanayi süreçleri, arazi kullanımı değişiklikleri ve ormansızlaşma gibi çeşitli insan etkinlikleri sonucunda, önemli sera gazlarının atmosferdeki birikimleri sanayi devriminden beri hızla artmakta ve doğal sera etkisi kuvvetlenmektedir. Kuvvetlenen sera etkisinin en önemli ve açık etkisi, Yerküre’nin enerji dengesini üzerinde ek bir pozitif ışınımsal zorlama oluşturarak, Yerküre iklimini ısıtmasıdır. 1906-2005 döneminde küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında gözlenen artış, 0.74 °C’dir. Sera gazlarının atmosferik birikimlerindeki artışların, sıcaklık, yağış, nem, rüzgar gibi değişkenlerde bölgesel ve küresel değişikliklere yol açması bekleniyor. En gelişmiş iklim modelleri, küresel ortalama yüzey sıcaklıklarında 1990-2100 dönemi için, yaklaşık 3 °C’lik en iyi kestirmeyle birlikte olasılıkla 2-4.5 °C arasında bir artış olacağını öngörüyor. Küresel sıcaklıklardaki artışlara bağlı olarak, hidrolojik döngünün değişmesi, kara buzullarının ve deniz buzlarının erimesi, deniz seviyesinin yükselmesi, sıcak hava dalgalarının şiddet ve sıklığının artması, bazı bölgelerde ekstrem yüksek yağışların ve taşkınların, bazı bölgelerde ise kuraklıkların daha şiddetli ve sık oluşması gibi, sosyo-ekonomik sektörleri, ekolojik sistemleri ve insan yaşamını doğrudan etkileyecek önemli değişikliklerin oluşması bekleniyor. Bu bildirinin amacı, hava, iklim, iklimsel değişkenlik ve değişiklik kavramları, geçmişteki iklim değişiklikleri, doğal ve kuvvetlenen sera etkisi ve insan kaynaklı iklim değişikliği ile gözlenen ve öngörülen küresel iklim değişimlerinin bilimsel bir değerlendirmesini yapmaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Palmer Kuraklık İndisi'ne göre İç Anadolu Bölgesi'nin Konya bölümü'ndeki kurak dönemler ve kuraklık şiddeti
    (2009) Türkeş, Murat; Akgündüz, A. Serap; Demirörs, Zerrin
    Çalışma, İç Anadolu Bölgesi’nin Konya Bölümü’nde yer alan Konya, Karaman, Aksaray ve Karapınar istasyonlarındaki egemen kurak dönemlerin, kuraklıkların başlangıç ve bitişleri ile şiddetlerinin Palmer Kuraklık Şiddet İndisi (PDSI) kullanılarak belirlenmesine yöneliktir. PDSI, yağış, buharlaşma-terleme ve toprak su tutma kapasitesini (tarla kapasitesi) girdi olarak kullanır. Buharlaşma-terleme tutarı, aylık ortalama sıcaklık ve toplam yağış değerlerinden yararlanarak Thornthwaite yöntemi ile hesaplandı. Bu çerçevede, önce, istasyon kayıtlarının başlangıcından 2006 yılına kadarki PDSI değerleri, aylık toplam yağış, toprak su tutma kapasitesi ve hesaplanan evapotranspirasyon değerleri kullanılarak hesaplandı. Aylık PDSI ve Nem Anomali İndisi zaman dizilerinin incelenmesi yoluyla ulaşılan başlıca sonuçlar şunlardır: (i) Dört istasyon için belirlenen ortak kurak dönemlerde yağışlarda gerçekleşen azalmalar, % 30 ile % 80 arasında değişir. Yağıştaki azalmalar, özellikle kış ve sonbahar mevsimlerinde daha belirgindir. (ii) Hem kullanılabilir su tutarı (P-PE) hem de PDSI zaman dizilerinin Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı çözümlemesine göre, dizilerde istatistiksel açıdan anlamlı herhangi bir eğilim bulunmamasına karşın, genel bir azalma eğiliminin varlığı (daha kurak koşullara doğru bir gidiş) belirgindir. (iii) 1972-1974 ve 1999-2001 kuraklıkları oldukça şiddetli yaşanmıştır.
  • [ X ]
    Öğe
    Palmer Kuraklık İndisi’ne Göre İç Anadolu Bölgesi’nin Konya Bölümü’ndeki Kurak Dönemler ve Kuraklık Şiddeti
    (Ankara Üniversitesi, 2009) Türkeş, Murat; Akgündüz, A., Serap; Demirörs, Zerrin
    Çalışma, İç Anadolu Bölgesi’nin Konya Bölümü’nde yer alan Konya, Karaman, Aksaray ve Karapınar istasyonlarındaki egemen kurak dönemlerin, kuraklıkların başlangıç ve bitişleri ile şiddetlerinin Palmer Kuraklık Şiddet İndisi (PDSI) kullanılarak belirlenmesine yöneliktir. PDSI, yağış, buharlaşma-terleme ve toprak su tutma kapasitesini (tarla kapasitesi) girdi olarak kullanır. Buharlaşma-terleme tutarı, aylık ortalama sıcaklık ve toplam yağış değerlerinden yararlanarak Thornthwaite yöntemi ile hesaplandı. Bu çerçevede, önce, istasyon kayıtlarının başlangıcından 2006 yılına kadarki PDSI değerleri, aylık toplam yağış, toprak su tutma kapasitesi ve hesaplanan evapotranspirasyon değerleri kullanılarak hesaplandı. Aylık PDSI ve Nem Anomali İndisi zaman dizilerinin incelenmesi yoluyla ulaşılan başlıca sonuçlar şunlardır: (i) Dört istasyon için belirlenen ortak kurak dönemlerde yağışlarda gerçekleşen azalmalar, % 30 ile % 80 arasında değişir. Yağıştaki azalmalar, özellikle kış ve sonbahar mevsimlerinde daha belirgindir. (ii) Hem kullanılabilir su tutarı (P-PE) hem de PDSI zaman dizilerinin Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı çözümlemesine göre, dizilerde istatistiksel açıdan anlamlı herhangi bir eğilim bulunmamasına karşın, genel bir azalma eğiliminin varlığı (daha kurak koşullara doğru bir gidiş) belirgindir. (iii) 1972-1974 ve 1999-2001 kuraklıkları oldukça şiddetli yaşanmıştır [EN] The study aims to determine major drought periods, their starting and ending times and severity at Konya, Karaman, Aksaray and Karapınar stations over the Konya sub-region of the Central Anatolia Region, using the Palmer Drought Severity Index (PDSI). The PDSI is based on precipitation, evapotranspiration and available water capacity of the soil (field capacity). Amount of the evapotranspiration was computed by the Thornthwaite’s method making use of monthly mean temperature and precipitation totals. In this frame, first, monthly PDSI values were calculated by using monthly precipitation and calculated evapotranspiration totals and available water capacity of the soil for the period from beginning of the station records to 2006. Major results reached by examining monthly PDSI and Moisture Anomaly Index time-series are as follows: (i) Decreases in the precipitation amounts in the common periods determined for four stations vary between 30% and 80%. Decreases of the precipitation during these periods are more evident particularly in winter and autumn seasons. (ii) According to the analysis of the Mann-Kendall rank correlation coefficient performed for both usable water amount (P-PE) and the PDSI time-series, although there is no any statistically significant trend in these series, a general decreasing trend (i.e. a run towards the drier conditions) is evident. (iii) The drought events of 1972-1974 and 1999-2001 were considerable severe
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Prof. Dr. Oğuz Erol'a göre Çanakkale Yöresinin jeomorfolojik ve neotektonik evrimi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2007) Türkeş, Murat
    [No Abstract Available]
  • [ X ]
    Öğe
    Sand in My Eyes Fled Effect: An Evidence from Saudi Arabia
    (Springer Science and Business Media B.V., 2018) Tufan, Ekrem; Hamarat, Bahattin; Türkeş, Murat; Al-Zahrani, Ahmed Abdullah
    Psychological, cultural, religious and environmental factors affect human decisions and sometimes cause irrational behaviours. Even this is a common truth, traditional economics claims human is rational and many economic theories based on this idea. Behavioural Finance and Behavioural Economics go against this main assertion and postulates human has bounded rationality. This study investigates influences of the daily weather conditions such as mean and maximum air temperatures, mean and maximum air humidity values and Apparent Temperature Index (ATI) on Riyadh Stock Exchange. Granger Causality Modelhas been applied to these data, and found that daily mean water vapour pressure and daily maximum air temperature variables of the daily weather have affected the Riyad Stock Exchange returns. © 2018, Springer International Publishing AG, part of Springer Nature.
  • [ X ]
    Öğe
    Trends and changes of mean,maximum,minumum temperature and precipitation series in Northern Cyprus
    (2007) Türkeş, Murat; Sarış, Faize
    Çalışmada, Kuzey Kıbrıs'ta bulunan Girne ve Lefkoşa istasyonlarının, mevsimlik sıcaklık ve yağış dizilerindeki uzun dönemli eğilimler ve değişimler araştırıldı. Çalışmanın önemli sonuçları aşağıdaki gibi açıklanabilir: (1) İstatistiksel olarak anlamlı artış (ısınma) eğilimleri Girne'nin ortalama sıcaklıklarında bulunurken, Lefkoşa'nın ortalama sıcaklıkları tüm mevsimlerde istatistiksel olarak herhangi bir eğilime karşı rasgeledir; (2) İstatistiksel olarak anlamlı ve en kuvvetli ısınma r eğilimi, her iki istas}onda ve tüm mevsimlerde temel olarak minimum sıcaklıklarda görülür; (3) Maksimum sıcaklıklardaki artış eğilimleri, Girne'de ortalama sıcaklıklardaki ve her iki istasyonda minimum sıcaklıklardaki eğilimler kadar kuvvetli değildir; (4) Dizilerdeki uzun süreli ortalamadan daha sıcak koşullar, özellikle 1990 yılından sonraki dönemde belirgindir; (5) Yağış dizileri herhangi bir anlamlı eğilim göstermemesine karşın, çoğunlukla uzun süreli ortalamadan daha kurak ya da nemli koşullarla açıklanır.
  • [ X ]
    Öğe
    TÜRKİYE’NİN YAĞIŞ TOPLAMI VE YOĞUNLUĞU DİZİLERİNDEKİ DEĞİŞİKLİKLERİN VE EĞİLİMLERİN ZAMANSAL VE ALANSAL ÇÖZÜMLEMESİ
    (Ankara Üniversitesi, 2007) Türkeş, Murat; Koç, Telat; Sarış, Faize
    Çalışmada, Türkiye’deki 111 istasyonun yıllık ve mevsimlik yağış toplamı ve yağış yoğunluğu dizilerindeki uzun süreli değişiklikler ve eğilimler, zaman ve alandaki özellikleri dikkate alınarak çözümlendi. Yağış verilerinin homojenliği Kruskal-Wallis türdeşlik sınaması, yağış toplamı ve yoğunluğu dizilerindeki eğilimler ise, Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı sınaması yöntemleri ile incelendi. Makalenin başlıca bulguları şöyle özetlenebilir: (1) Yıllık toplam yağışlarda ve yağış yoğunluğu tutarlarında belirgin olan azalma eğilimleri, Akdeniz ve Karadeniz yağış rejimi bölgelerinde daha kuvvetlidir. (2) Kış mevsimi toplam yağışlarında belirgin bir azalma (kuraklaşma) eğilimi bulunmasına karşın, ilkbahar, yaz ve sonbahar toplam yağışlarında genel bir artış eğilimi egemendir. (3) Yağış yoğunluğu tutarları, tüm mevsimlerde bir azalma gösterme eğilimindedir ve bu azalma, toplam yağışlarda bulunan azalmadan hem alansal dağılışın tutarlılığı hem de istatistiksel anlamlılığın büyüklüğü açılarından daha kuvvetlidir. (4) Kış toplam yağışlarında gözlenen azalma eğilimi Akdeniz’de, yağış yoğunluğu tutarlarındaki azalma eğilimi ise Karadeniz yağış rejimi bölgesinde en kuvvetlidir. (5) Yağış yoğunluğundaki azalma eğilimi, yaklaşık 1950 yılından sonra kuvvetlenmiştir [EN] In the study, long-term changes and trends in the series of seasonal and annual precipitation total and precipitation intensity of 111 stations in Turkey were analyzed by considering their spatial and temporal characteristic. Homogeneity of precipitation series and trends in precipitation total and precipitation intensity series were tested with the methods of Kruskal-Wallis homogeneity test and Mann-Kendall rank correlation coefficient test, respectively. Major findings of the paper can be summarized as follows: (1) Apparent decreasing trends in annual precipitation totals and precipitation intensity amounts are stronger in the Mediterranean and Black Sea rainfall regime regions of Turkey. (2) There is an apparent decreasing (drying) trend in the precipitation totals of winter season, while a general increasing trend is dominant in the precipitation totals of spring, summer and autumn. (3) Precipitation intensity amounts have tended to show a decrease in all seasons, and this decrease is stronger than the decrease detected in precipitation totals in terms of both coherence of the spatial distribution and magnitude of the statistical significance. (4) Decreasing trends observed in precipitation totals and precipitation intensity amounts are the strongest over the Mediterranean and the Black Sea rainfall regime regions. (5) Decreasing trend in precipitation intensity became stronger after the year 1950
  • [ X ]
    Öğe
    Türkiye’nin yağış toplamı ve yoğunluğu dizilerindeki değişikliklerin ve eğilimlerin zamansal ve alansal çözümlemesi
    (2007) Türkeş, Murat; Koç, Telat; Sarış, Faize
    Çalışmada, Türkiye’deki 111 istasyonun yıllık ve mevsimlik yağış toplamı ve yağış yoğunluğu dizilerindeki uzun süreli değişiklikler ve eğilimler, zaman ve alandaki özellikleri dikkate alınarak çözümlendi. Yağış verilerinin homojenliği Kruskal-Wallis türdeşlik sınaması, yağış toplamı ve yoğunluğu dizilerindeki eğilimler ise, Mann-Kendall sıra ilişki katsayısı sınaması yöntemleri ile incelendi. Makalenin başlıca bulguları şöyle özetlenebilir: (1) Yıllık toplam yağışlarda ve yağış yoğunluğu tutarlarında belirgin olan azalma eğilimleri, Akdeniz ve Karadeniz yağış rejimi bölgelerinde daha kuvvetlidir. (2) Kış mevsimi toplam yağışlarında belirgin bir azalma (kuraklaşma) eğilimi bulunmasına karşın, ilkbahar, yaz ve sonbahar toplam yağışlarında genel bir artış eğilimi egemendir. (3) Yağış yoğunluğu tutarları, tüm mevsimlerde bir azalma gösterme eğilimindedir ve bu azalma, toplam yağışlarda bulunan azalmadan hem alansal dağılışın tutarlılığı hem de istatistiksel anlamlılığın büyüklüğü açılarından daha kuvvetlidir. (4) Kış toplam yağışlarında gözlenen azalma eğilimi Akdeniz’de, yağış yoğunluğu tutarlarındaki azalma eğilimi ise Karadeniz yağış rejimi bölgesinde en kuvvetlidir. (5) Yağış yoğunluğundaki azalma eğilimi, yaklaşık 1950 yılından sonra kuvvetlenmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Uludağ’da girland ve çember oluşumları
    (2011) Türkeş, Murat; Öztürk, Muhammed Zeynel
    Uludağ’ın alpin kuşağı periglasiyal şekil ve süreçlerin etkisi altındadır. Bu süreçler sonucunda oluşan girland ve çemberler en yaygın şekiller olarak karşımıza çıkmaktadır. Uludağ’ın zirve kesimi, Uludağ kütlesinin genel uzanış doğrultusu nedeniyle, su bölüm çizgisinden kuzey ve güney olarak ikiye ayrılır ve her iki bölümde de girland ve çember şekillerine rastlanılır. Ancak her iki bölümde de girland ve çemberlerin dağılışı bodur ardıcın (Juniperus communis subsp. nana) yayılışı ile sınırlandırılır. Kuzey yamaçlarda, bodur ardıçların daha iyi yetişme olanağı bulduğu granodiyorit ve gnayslar üzerinde girlandlar ve çemberler sınırlı ölçüde gelişmiştir. Güney yamaçların büyük bölümünün mermerlerden oluşması, bodur ardıcın yayılışını engelleyerek güney yamaçlarda girland ve çemberlerin daha iyi gelişmesini ve geniş alan kaplamasını sağlamıştır. Girlandların morfolojisini denetleyen temel etmenler, litoloji, yüksek eğim koşulları, girlandın gerisinde bulunan ayrışma ürünü ve döküntü tutarı ile ön cephede yer alan bitkinin özelliğidir. Girlandlar, çeşitli yükseltilerdeki yamaçlar ve sırtlar üzerinde, 2-40° arasında geniş bir eğim aralığında gelişme gösterirken, çemberlerin zirveler arasında bulunan düz ve düze yakın (0-10°) alanlar üzerinde geliştiği görülür. Öte yandan, girlandların oluşumunda birçok alpin bitki türü etkili iken, çemberlerin oluşmasında yalnız iki yumak otu türü etkilidir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Use of the spectral clustering to determine coherent precipitation regions in Turkey for the period 1929-2007
    (Wiley, 2011) Türkeş, Murat; Tatlı, Hasan
    In this study, we suggest the spectral clustering (SC), a hybrid clustering technique based on singular value decomposition (SVD) and K-means for grouping features of precipitation totals of 96 stations in Turkey. Clustering process establishes an exhaustive set of occupied regimes into distinct climatic zones. Results of the SC satisfactorily represent the influences of the synoptic-scale weather systems including such as the mid-latitude and Mediterranean frontal cyclones, and the mid-latitude travelling and eastern Europe high pressures in winter, sub-tropical Azores high pressure and monsoon low in summer. Results of the SC also well display the influences of local-scale atmospheric disturbances, and direct influences of physical geographical features of Turkey (i.e. exposure, topography, orography, land-sea distribution, continentality and the high Anatolian peninsula) on the geographical variability and coherent distribution of the annual precipitation totals over Turkey. Finally, based on the results of the SC method employed to annual precipitation totals of 96 stations in Turkey for the period of 1929-2007, eight clusters of precipitation coherent zones are determined, namely Black Sea, Northwest Turkey, southern Aegean and western Mediterranean, Mediterranean, West Continental Central Anatolia, East Continental Central Anatolia, Continental eastern and south-eastern Anatolia. Copyright (C) 2010 Royal Meteorological Society
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Use of the standardized precipitation index (SPI) and a modified SPI for shaping the drought probabilities over Turkey
    (Wiley, 2009) Türkeş, Murat; Tatlı, Hasan
    This paper suggests a new methodology for the Standardized Precipitation Index (SPI), for studying different aspects of drought events in Turkey, including intensity, frequency and identifying the spatial and temporal patterns. The classical SPI is locally defined; for instance, for monthly scale or running means, a drought event would begin when the precipitation amount is below its long-term average. However, the proposed method considers the local-time means of the precipitation series by fitting an upper and a lower envelope to precipitation data to obtain the SPI values, thus it explicitly assesses a dry (or wet) spell of weather. When we consider the climatological/meteorological features of precipitation and the physical geographical controls of the climate over Turkey, it is found that the proposed method is more capable of estimating the probability of dry or wet conditions for a station's monthly precipitation totals (or running means) than if the SPI values are obtained using the classical method. Comparisons of the probability values calculated for the long-term series and various time scales have revealed that the proposed method successfully estimates and/or well represents the various precipitation anomalies, particularly the wet and dry extremes. For instance, the probabilities of monthly values obtained by the proposed SPI method being above normal, below normal, near normal (i.e. normal) and extremely dry are more realistic and reasonable than those found by the classical SPI method. In conclusion, one can apply the proposed SPI methodology for determining and monitoring droughts of other semi-arid, dry sub-humid and semi-humid climate regions, where the precipitation series show high seasonality and year-to-year variability, such as in the Mediterranean macro-climate region. Copyright (C) 2009 Royal Meteorological Society

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim