Yazar "Koçer, Ömer" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Program geliştirmenin ilk basamağı: Yabancı dil olarak Türkçe öğretiminde ihtiyaç ve durum analizi(2013) Koçer, ÖmerYabancı dil olarak Türkçe Öğretimini (YDTÖ) temelleri henüz yeni kurulan bir disiplin olarak ele aldığımızda, öncelikle öğrencilerin ve öğretmenlerin görüşleri ışığında öğrenci ihtiyaçlarını belirlemek, öğrencilerin eğitim ortamına etkin katılımlarını sağlayabilmek açısından önemlidir. Böylece öğrencilerin dil ihtiyaçlarını gidermeye dönük etkili bir eğitim programı geliştirilebilir. Fakat programının tasarlanması ve uygulamaya konulması ile ilgili dış unsurlar da mevcuttur. Yani mevcut durumun da analiz edilmesi gerekmektedir. Bu açıdan bakıldığında bu çalışmada Taba-Tylerın program geliştirme modelinin ilk adımı olan ihtiyaçları belirlemeparametresinden yola çıkılmıştır. Bütüncül tek durum deseninin kullanıldığı mevcut durum çalışmasının amacı, Yabancı Dil olarak Türkçe (YDT) öğrenenlere yönelik etkili bir program geliştirmenin ilk basamağı olan ihtiyaç ve durum analizlerinin nasıl yapılacağını göstermektir. Sonuç olarak, Türkçe Öğretim Merkezinde (TÖMER) YDT öğrenen 40 genç-yetişkin öğrenci üzerine yapılan gözlemlerden, öğrencilerin anketlere ve bir açık-uçlu soruya vermiş olduğu cevaplardan ve YDT öğreten iki öğretmenle yapılan görüşme sonuçlarından elde edilen nitel ve nicel veriler ışığında YDT öğrenen öğrencilerin ihtiyaçlarındaki çeşitlilik ortaya çıkarılmıştır. Bu sonuçlar dikkate alındığında YDTÖ üzerine program geliştirenlerin öğrenci ihtiyaçlarındaki çeşitliliği dikkate alarak program geliştirmeleri gerekmektedir. YDTÖ olarak isimlendirilen bu yeni disiplinin temelleri ancak böyle kurulabilir. Bu çalışmanın sonuçlarından hareketle YDTÖ programı geliştirenler için bazı öneriler geliştirilmiştir.Öğe Sosyal bilimlerde paradigma dönüşümü ve Türkiye’de uygulamalı dilbilimi alanında nitel araştırma(2014) Yüce, Kemal; Eryaman, Mustafa Yunus; Şahin, Abdullah; Koçer, ÖmerBu çalışma sosyal bilimlerdeki paradigma dönüşümünü ve bu dönüşümün uygulamalı dilbilimi alanındaki etkilerini araştırmaktadır. Sosyal bilimlerde post-pozitivist paradigmaya doğru yaşanan dönüşüm vesilesiyle uygulamalı dilbilimi alanında nitel araştırma yöntemleri oldukça önem kazanmış ve kullanımı artmıştır. Bu çalışmanın amacı uygulamalı dilbilimin geleneksel yöntemsel yaklaşımlar ile ilişkisini ve uygulamalı dilbilimde nitel araştırma desenlerinin kullanımını araştırmaktır. Bu amaç için 2000 yılından itibaren uygulamalı dilbilimi alanında yapılan doktora tezleri belirlenerek, araştırma yöntem ve desenleri üzerine kategorik içerik analizi yapılmıştır. Mevcut bulgular ışığında, yapılan doktora tezlerinde her yıl ağırlıklı olarak nicel araştırma yöntemlerinden deneysel ve betimsel tarama yöntemleri tercih edilirken nitel araştırma yöntemlerine ait desenlerin oldukça geri planda olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, Türkiye’de uygulamalı dilbilimi alanında yapılan doktora tezlerinde post-pozitivist paradigmaya doğru bir dönüşümünden söz etmek oldukça güçtür. Mevcut bulgular ışığında uygulamalı dilbilimcilere tavsiyeler verilmiştir.Öğe Yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin hedef kültürle bütünleştirilmiş dersler sonrasında görüşlerinin incelenmesi(2013) Koçer, ÖmerBu çalışma ERASMUS öğrenci değişim programıyla Avrupanın çeşitli ülkelerinden Türkiyeye gelip bir aylık süreçte bir yükseköğretim kurumunda Yabancı Dil olarak Türkçe (YDT) öğrenen 15 üniversite öğrencisiyle yürütülmüştür. Bu çalışmada katılıcıların hedef kültürle bütünleştirilmiş Türkçe dersleri hakkındaki görüşlerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu amaç için kurs sonunda katılımcıların dil becerilerini, kültürel farkındalıklarını, hedef kültüre karşı tutumlarını ve mevcut kursu değerlendirmelerine dönük algılarını belirlemeye yönelik katılımcılara bir açık-uçlu ve dört kapalı-uçlu soru sorulmuştur. Nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması deseninin kullanıldığı bu araştırmada kapalı uçlu sorulardan elde edilen veriler betimsel bir yaklaşımla sayısallaştırılmıştır. Açık-uçlu soruya ait veriler ise QSR NVivo 8 programıyla tümevarımcı içerik analizi yöntemiyle analiz edilmiştir.Sonuç olarak, hedef kültürle bütünleştirilmiş yabancı dil derslerinin başarıya, kültürel farkındalığa ve hedef topluma karşı tutuma olan etkisi üzerine öğrenci görüşleri ve uzman görüşleri arasında anlamlı bir benzerlik olduğu görülmüştür. Yani, hedef kültürle bütünleştirilmiş dil dersleri YDT öğrenen öğrencilerin motivasyonlarına, dil becerilerine, kültürel farkındalıklarına ve hedef kültüre karşı tutumlarına olumlu katkı sağlamıştır. Bu çalışma ayrıca yabancı dil öğretiminde hedef kültürün gerekliliğini savunan uzmanların görüşlerini somut olarak destekler görünmektedir. Bu çalışmanın temelleri henüz yeni kurulmaya çalışılan bir disiplin olmasından dolayı Yabancı Dil olarak Türkçe Öğretimi (YDTÖ) alanında kültür ve dil üzerine yapılacak olan çalışmalara bir örnek teşkil edeceği öngörülmektedir.Öğe Yabancı dil olarak Türkçe öğrenen öğrencilerin süreç - odaklı motivasyon ve benlik algılarına yönelik çoklu - biyografik durum çalışması(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2015) Koçer, Ömer; Şahin, Abdullah; Eryaman, Mustafa Y.Bu boylamsal, geçmişe yönelik ve çoklu biyografik durum çalışmasının temel amacı başarılı bir şekilde Yabancı Dil olarak Türkçe (YDT) öğrenen beş yetişkin öğrencinin YDT öğrenme hikayelerinden hareketle geçmişten günümüze motivasyon değişimleri ve benlik algılarını ortaya çıkarmaktır. Bu amacın, son on yılda Avrupa'da Zóltan Dörnyei ve Ema Ushioda'nın dil öğrenme süreci içerisindeki motivasyon değişimleri üzerine odaklanan çalışmalarıyla karakterize edilmiş 'süreç-odaklı dönem' olarak adlandırılan döneme yenilikçi bir bakış açısı getirebilmesi için önemli olduğu düşünülmektedir. Bu bağlamda, mevcut çalışmada Yin'in (2009) durum çalışması için geliştirdiği yaklaşım kullanılmıştır; çünkü bu yaklaşım araştırmacının mevcut nitel araştırmayı daha ileri boyutlara götürmesine ve kendi okuruna bu araştırmayla ilgili en doğru ve tarafsız bilgileri sunmasına fırsat sağlamıştır. Bu yaklaşımla katılımcılar üzerine araştırılan analiz birimleri belirtilerek modellenmiştir. Mevcut modelde her bir katılımcı YDT öğrenme bağlamında birer durum olarak (analiz birimi) ele alınmıştır. Süreç-odaklı paradigmayla kurgulanan bu çalışma temelde katılımcıların biyografik öğrenme hikâyelerini ortaya çıkarabilmek için araştırmacı tarafından uzun vadede bir dizi görüşme yapılması ve bu biyografilerin okunaklı bir şekilde okura sunulmasından dolayı keşfedici ve boylamsal bir özelliğe sahiptir. Bu çalışmada araştırmacı Duff (2008), Stake (2006) ve Yin'in (2009) çoklu-durum analizleri üzerine olan önerileri ve stratejilerini harmanlayarak özgün bir çoklu-durum analiz (sentez) modeli geliştirmiştir. Bu model sayesinde toplu-durum analizi çatısı altında tekil analiz ve ardından karşılaştırmalı (toplu) sentez olarak iki tür bilgi değerleme yaklaşımı benimsenmiştir. Kronolojik olarak veri analiz süreci şu başlıklardan oluşmaktadır: (a) Görüşmelerin deşifre edilmesi, (b) her bir öğrenme geçmişinin betimsel olarak raporlaştırılması (analiz) ve son olarak (c) çoklu-beş durumun toplu olarak sentez edilmesidir. Yani, katılımcıların her birinin (a) YDT öğrenme hikâyesi bütüncül olarak ele alınırken (b) öğrenme sürecindeki süreç-odaklı motivasyon değişimleri ve benlik algıları iki ayrı alt analiz birimi olarak belirlenmiştir. Sonuç olarak, bireysel her bir durum kendi içerisinde analiz edilmiş ve daha sonra bireysel durumlar karşılaştırmalı olarak toplu sentez edilmiştir. Sonuç olarak, beş katılımcının Türkçe öğrenme motivasyonunda etkisi olan beşi olumlu, ikisi ise olumsuz olmak üzere toplamda yedi baskın/ortak tema belirlenmiştir. Elde edilen bulgulardan hareketle, motivasyon içsel olarak 'dinamik' bir yapıya sahip ise, kesintisiz motivasyon adlı bir kavramın olup olmadığına dair tartışmaların yapılması yerinde olabilir. Bu çalışmanın verilerinin kesintisiz/sürdürülebilir motivasyon olgusuna farklı bir bakış açsından bakabilmek için fikir verici olduğu düşünülmektedir. Böylece, yeni kavramlar üretmeye yönelik yapılacak bu tartışma, başarılı bir şekilde öğrenilen bir dilin altında yatan asıl temel kaynağın neler olabileceği yönünde araştırmacılara ışık tutabilir. Buradan hareketle, bu çalışmadaki katılımcıların başarılı bir şeklide YDT öğrenmelerinin alternatif psikolojik bir güç ile gerçekleşmiş olacağı düşünülebilir. Motivasyon bireyin öğrenme geçmişinde sürekli değişken bir doğa gösterdiği için, nispeten durgun ve uzun süreli psikolojik bir güç bu çalışmadaki katılımcıların öğrenme süreci içerisinde karşılaştıkları tüm zorlukların üstesinden gelebilmelerini sağlamış olabilir. Böylesi bir psikolojik gücün varlığı katılımcıları genel olarak yabancı dil öğrenenlerden farklı kılmış olabilir. Bu güç belki de öğrenmeye adanma ya da koşulsuz öğrenme aşkı olabilir. Alanyazın tarandığında yabancı dil öğrenmede motivasyon araştırmalarının ağırlıklı olarak geleneksel (konvansiyonel) pozitivist paradigma ışığında yapıldığı görülmektedir. Bu bağlamda, konvansiyonel olmayan ve yenilikçi olduğu düşünülen bu çalışmanın sonuçlarının geleneksel ve gelecekteki motivasyon araştırmaları arasında bir köprü görevi görebileceği düşünülebilir.