Yazar "Kaya, Seçkin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Altın Oran (Leonardo Fibonacci) Dikimi ve Mikoriza Uygulamasının Domatesin Verim ve Kalite Özellikleri Üzerine Etkileri(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019-12-24) Türkmen, Cafer; Kaya, Seçkin; Özeren, Mustafa EmreMikoriza’nın domateste beslenme üzerine olan etkileri pek çok kez incelenmişse de, meyve kalitesi üzerine olan etkilerinin belirlenmesi için halen yeni çalışmalara gerek duyulmaktadır. Diğer yandan, altın oran ölçeğine göre yapılan fide dikiminin domateste verim ve kaliteye olası fayda ve zararları konusunda bir çalışmaya rastlanmamıştır. Bu çalışma, tarla koşullarında iki farklı dikim deseninin ve domates fidelerine inoküle edilen Arbusküler Mikoriza (AM)’nın meyve kalitesi üzerine olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla yürütülmüştür. Domates fideleri Standart Dikim (SD) şekli ve bitkilerin sıra üzeri ve sıra arası mesafelere Altın Oran (AO)’ın uygulandığı dikim şeklinde planlanan parsellere; Mikorizalı (M+) ve Mikorizasız (M -) olarak ayrı ayrı dikilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, tek meyve ağırlıkları dikim şeklinden istatistiki olarak etkilenmiştir (p? 0,05). Standart dikim şeklinden elde edilen meyvelerin ağırlıkları AO dikim şekline göre daha yüksek değerler verirken, mikoriza faktörünün meyve ağırlıkları üzerine etkisi istatistiki olarak önemsiz bulunmuştur. Meyve ağırlıklarındaki değişim meyve boyutlarında da görülmüştür (p? 0,05) . Standart dikim şeklindeki meyvelerin boyu ve eni AO dikim şekline göre daha yüksek sonuçlar verirken, meyve boyutlarını mikoriza uygulaması istatistiki olarak etkilememiştir. Meyve kabuk rengi hem dikim şeklinden hem de mikoriza uygulamalarından istatistiki olarak etkilenmemiştir. Suda Çözünebilir Kuru Madde miktarı yüzdesi (%SÇKM) ve Titre Edilebilir Toplam Asitlik yüzdesi (%TETA) özelliklerine, dikim şekli ve mikoriza uygulamalarının istatistiki olarak etkisi olmamıştır. Vitamin C bakımından ise mikoriza uygulamasının her iki ekim şeklinde de bir etkisi görülmemişken SD şekliyle elde edilen ürünlerde C vitamini daha fazla ölçülmüştür (p? 0,05). Sonuç olarak mikoriza uygulamaları her iki dikim şeklinde domates verimi ve kalitesine etki etmemiş; SD şekline göre AO dikim şekli de domatesin verim ve kalitesi yönünden beklenen başarıyı gösterememiştir. Altın oran dikim şeklinde domates bitkileri arasındaki mesafelerin, özellikle küçük parsellerde yetersiz olabileceği sonucuna varılmıştır.Öğe Çanakkale yöresinde bazı sebze türlerinin organik tarım yöntemiyle yetiştirilmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2003) Kaya, Seçkin; Kaynaş, KenanÖZET ÇANAKKALE YÖRESİNDE BAZI SEBZE TÜRLERİNİN ORGANİK TARIM YÖNTEMİYLE YETİŞTİRİLMESİ Bu çalışma Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi deneme alanlarında, Çanakkale ilinde organik tarım bilincini yerleştirmek, var olan üretim potansiyelinin çeşitlenmesini sağlamak, dar gelirli ve tarımdan başka geliri olmayan üreticilere yeni ekonomik kaynakların alt yapısını ve eğitimini sağlamak, çevre bilincini yerleştirmek ve sürdürülebilir hale getirmek amacıyla 2001-2002 yıllarında yürütülmüştür. Çanakkale ülkemizin sebze üretim potansiyeli olarak oldukça önemli bir merkezidir. Çalışmalarda materyal olarak domates, biber, karnabahar ve brokkoli sebzeleri kullanılmıştır. Çalışmalar boyunca organik üretimin gerektirdiği tüm kurallar bir bütün olarak denemelere yansıtılmış ve Tarım ve Köyişleri Bakanlığı' nca yayınlanmış olan yönetmeliklere uygun olarak üretim yapılmıştır. Denemeler 3 tekerrürlü olarak organik ve konvansiyonel parseller şeklinde kurulmuş birebir karşılaştırmalar yapılmıştır. Çalışmalarda bitki besin maddesi olarak biohumin ticari isimli kompost materyali ve orgevit ticari isimli organik kökenli preperatlar ile ahır gübresi kullanılmıştır. Toprak analizleri yapılarak toprağın bitki besin element eksikleri belirlenmiş ve sonuçlara uygun olarak gübreleme yapılmıştır. Kullanılan hazır preperatların organik tarımda kullanılabileceğine dair yetki ve izinleri vardır. Ancak çalışmalarda kullanılan ahır gübresi Üniversitemizin Üvecik' teki çiftliğinden elde edilmiştir. Yetiştiricilikte hastalık ve zararlılara karşı bakır ve kükürt preperatları ile sarımsak ekstraktı, ışık tuzakları ve san yapışkan tuzaklar kullanılmıştır. Gerektiği durumlarda da kültürel ve fiziksel mücadeleler yapılmıştır. Elde edilen meyvelerde verim ve bazı kalite parametreleri belirlenmiştir ve Mstat-C programında istatistiksel olarak işlenmiştir. Domates çalışmaları sonucunda toplam verim ve bitki basma verim, kalite özelliklerinden meyve çapı, meyve boyu, tek meyve ağırlığı, plesanta kalınlığı, meyve eti sertliği, kimyasal özelliklerden de toplam suda çözünebilir kuru madde miktarı, pH, titre edilebilir toplam asillik ve askorbik asit cinsinden vitamin C miktarları belirlenmeye çalışılmıştır. Yapılan analizler sonucunda verim ve bitki başına verim özellilerinin istatistiksel olarak önemli olmadığı saptanmıştır. Ancak organik parsellerden elde edilen verim 5521.777 kg/da iken konvansiyonel parsellerden elde edilen verim 6004.667 kg/da' dır. Bitki başına verim özelliği de aynı paralellikte 39seyretmiştir. Çalışmada ortaya çıkan dekara 500 kg civarındaki bu fark toprak organik maddesinin devamlılığının sağlanamaması, bitki besin maddesi yetersizliği ve yeşil gübreleme yapılmamasına bağlanmıştır. Diğer özelliklerden meyve boyu, meyve çapı, tek meyve ağırlığı, plesanta kalınlığı, meyve eti sertliği, kimyasal özelliklerden de SÇKM, pH, TETA ve L - askorbik asit cinsinden vitamin C miktarları bakımından organik ve konvansiyonel olarak üretilen domateslerde istatistiksel anlamda farklılık bulunmamıştır. Denemelerin organik biber yetiştiriciliği bölümünde Yalova Yağlık 28 biber çeşidi kullanılmıştır. Deneme 2001 ve 2002 yılında tekrarlanmış ve iki yıllık veriler istatistiksel olarak değerlendirilmiştir. Çalışmada toplam verim, bitki basma verim, tek meyve ağırlığı, meyve boyu, meyve çapı, meyve sap kalınlığı, lop sayısı, SÇKM, meyve et kalınlığı, çekirdek evi çapı, çekirdek evi boyu, pH ve L - askorbik asit cinsinden vitamin C miktarları belirlenmiştir. Yapılan istatistiksel analizlerde meyve boyu ve tek meyve ağırlığı dışındaki tüm veriler istatistiksel anlamda önemsizdir. Ancak organik parsellerde üretilen biberlerin meyve boyu ve tek meyve ağırlıkları istatistiksel olarak konvansiyonel biberlerden daha yüksek bulunmuştur. Bitki başına verim ve toplam verim organik parsellerde daha az gerçekleşmiştir buna bağlı olarak tek meyve ağırlığı ve meyve boyu organik parsellerde daha fazladır. Karnabahar ve brokkoli çalışmalarında çeşit olarak sırasıyla Snowball ve Ky- 80 Fİ çeşidi kullanılmıştır. Denemeler sonunda Karnabaharlarda, verim, taç ağırlığı, taç eni, taç boyu, yaprak sayısı, brakte sayısı, sap kalınlığı, TETA, L - askorbik asit cinsinden vitamin C, nişasta, pH ve SÇKM miktarları saptanmıştır. Yapılan istatistik analizler sonucunda pH, SÇKM ve sap kalınlığı dışındaki tüm parametreler önemsiz bulunmuştur. Bu verilerden SÇKM miktarında organik parsellerden elde edilen taçların üstünlüğü göze çarpmaktadır. pH ve sap kalınlığında ise konvansiyonel ürünlerin üstünlüğü gözükmektedir. Araştırıcılar organik olarak yetiştirilen lahanagillerde mineral madde ve kuru maddenin çoğu zaman fazla olduğunu belirtmişlerdir. Konvansiyonel ürünlerdeki pH ve sap kalınlığı farklarının ise bitki besleme kaynaklı olduğu düşünülmektedir. Brokkoli çalışmalarında ise yukarıdaki özelliklerden verim, taç boyu, brakte sayısı, sap kalınlığı ve pH miktarlarında istatistiksel farklar önemli bulunmuş, sap kalınlığı haricinde bu parametrelerdeki değerler konvansiyonel bitkiler lehine olduğu bulunmuştur. 40Sonuç olarak Çanakkale ilinde organik tarım ile ilgili ilk çalışma yürütülmüştür. Yeterli bitki besleme imkanları ve yeşil gübreleme ile daha etkili sonuçlar ve organik parsellerden daha yüksek verim alınacağı düşünülmektedir. Böylece konvansiyonel tarımda elde edilen gıdalar gibi kalite ve verimden çok fazla ödün vermeden organik üretim yapılabilir. Ele alınan çalışmalarda yetiştiricilik periyodu boyunca birtakım zorluklar ile karşılaşılmıştır. Bundan sonraki çalışmalarda daha spesifik ve özellikle gübre dozları ile farklı karışımların kompozisyonlarmm yer aldığı çalışmalara ihtiyaç vardır. 41Öğe Farklı Organik Gübrelerden Oluşturulan Kompostların Domateste Bazı Organik Asitlerin Değişimi Üzerine Etkileri(2018) Kaya, Seçkin; Erken, OkanÜlkemizde tarımsal üretim yapılan toprakların büyük bir çoğunluğu organik madde miktarı bakımındanaz ya da çok az olarak bilinmektedir. Bu nedenle toprağın organik madde içeriklerinin arttırılması tarımsalüretimin önemli unsurlarından birisidir. Topraktaki organik madde miktarı bitkilerin beslenme durumlarınadoğrudan etkide bulunabilmektedir. Bu da verime olduğu gibi meyve kalitesine de etki eder. Bu amaçla, farklıorganik kompostlaştırılmış gübrelerin domatesin kalitesinin önemli bileşenlerinden olan organik asitlere olanetkilerinin belirlenmesi amacıyla denemeler Balıkesir Gönen sınırları içinde bulunan üretici arazilerinde 2013yılında kurulmuştur. Çalışmada kullanılan kompostlaştırılmış organik gübreler hem tekil olarak hem de toprakanalizi sonucunda elde edilen veriler karşılığına denk gelen sentetik gübreler ile karıştırılarak parsellereuygulanmıştır. Uygulanan gübreler, Biyogaz kompostu (BK), biyogaz kompostu + konvansiyonel uygulama(BK+K), Sığır gübresi kompostu (SG), Sığır gübresi kompostu + konvansiyonel uygulama (SG+K),Konvansiyonel uygulama (K), ve hiçbir gübrenin uygulanmadığı kontrol (C) uygulamasıdır. Hasat sonrasımeyveler HPLC ile analizlere tabii tutulmuş ve askorbik asit (mg/100g), oksalik asit (mg/100g), Tartarik asit(mg/100g), Malik Asit (mg/100g), Malonoik asit (mg/100g), Laktik asit (mg/100g), Asetik asit (mg/100g), Sitrikasit (mg/100g) miktarları belirlenmiştir. Laktik asit dışında belirlenen diğer organik asit miktarları istatistikiolarak önemli bulunmuştur. Beslenmede önemli antioksidantlardan olan askorbik asit miktarı kontroluygulamasından 38,74 mg/100g, en düşük ise 25,30 mg/100g ile konvansiyonel olarak yetiştiricilik yapılandeneme parsellerinden elde edilmiştir.Öğe Influence of Simulated Tembotrione Drift on Growth and Yield of Drip-Irrigated Tomato(Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2023) Yıldırım, Murat; Kaya, Seçkin; Mucan, UmutTembotrione is a herbicide belonging to the triketone group, which is commonly used for postemergence weed control in maize fields. However, its application can have unintended effects on plants growing on neighboring land, due to factors such as spray drift, carryover, and residue in soils. These off-target effects can potentially cause harm to non-target plants and ecosystems. Off-target application of tembotrione to tomato plants can result in negative effects such as various patterns of chlorosis and reduction in growth, yield, and quality. These effects can adversely impact tomato plants and their ability to produce healthy fruit. Field trials were conducted to explain the negative effects of tembotrione on tomato plants at a rate of 20% of the recommended dose specified on the label. Several growth parameters were measured during the trial to assess the impact of tembotrione on tomato plants: fresh and dry biomass of plants (g), leaf area (cm2), yield (kg plot−1), fruit length (cm), fruit diameter (cm), titrable acidity (%), soluble solid content (%), and pH. According to the results obtained, tembotrione negatively affected tomato plants. The applied dose of tembotrione mostly had a negative effect on the quality of both the tomato foliage and fruits. However, despite this negative effect, there was no statistically significant impact on the yield. In fact, the yield slightly increased as a result of tembotrione treatment. On the other hand, use of tembotrione caused a decrease in the marketable yield of tomatoes due to a reduction in the visual quality of the fruits. Additionally, the tembotrione drift simulation treatment resulted in an increase of approximately 17.5% in titrable acidity (TA).Öğe Kompostlaştırılmış farklı organik gübrelerin domateste bazı organik asitlerin değişimi üzerine etkileri(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-12-25) Kaya, Seçkin; Erken, OkanÜlkemizde tarımsal üretim yapılan toprakların büyük bir çoğunluğu organik madde miktarı bakımından az ya da çok az olarak bilinmektedir. Bu nedenle toprağın organik madde içeriklerinin arttırılması tarımsal üretimin önemli unsurlarından birisidir. Topraktaki organik madde miktarı bitkilerin beslenme durumlarına doğrudan etkide bulunabilmektedir. Bu da verime olduğu gibi meyve kalitesine de etki eder. Bu amaçla, farklı organik kompostlaştırılmış gübrelerin domatesin kalitesinin önemli bileşenlerinden olan organik asitlere olan etkilerinin belirlenmesi amacıyla denemeler Balıkesir Gönen sınırları içinde bulunan üretici arazilerinde 2013 yılında kurulmuştur. Çalışmada kullanılan kompostlaştırılmış organik gübreler hem tekil olarak hem de toprak analizi sonucunda elde edilen veriler karşılığına denk gelen sentetik gübreler ile karıştırılarak parsellere uygulanmıştır. Uygulanan gübreler, Biyogaz kompostu (BK), biyogaz kompostu + konvansiyonel uygulama (BK+K), Sığır gübresi kompostu (SG), Sığır gübresi kompostu + konvansiyonel uygulama (SG+K), Konvansiyonel uygulama (K), ve hiçbir gübrenin uygulanmadığı kontrol (C) uygulamasıdır. Hasat sonrası meyveler HPLC ile analizlere tabii tutulmuş ve askorbik asit (mg/100g), oksalik asit (mg/100g), Tartarik asit (mg/100g), Malik Asit (mg/100g), Malonoik asit (mg/100g), Laktik asit (mg/100g), Asetik asit (mg/100g), Sitrik asit (mg/100g) miktarları belirlenmiştir. Laktik asit dışında belirlenen diğer organik asit miktarları istatistiki olarak önemli bulunmuştur. Beslenmede önemli antioksidantlardan olan askorbik asit miktarı kontrol uygulamasından 38,74 mg/100g, en düşük ise 25,30 mg/100g ile konvansiyonel olarak yetiştiricilik yapılan deneme parsellerinden elde edilmiştir.Öğe Kırmızı Biberde (Capsicum annuum L. cv. Kapya) Bazı Hasat Sonrası Uygulamaların Depolama Kalitesi Üzerine Etkileri(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2015-12-01) Erdoğmuş, Ayşe Öykü; Kaynaş, Kenan; Kaya, SeçkinKapya biber çeşdi, özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz Bölgelerinde taze tüketim ve endüstriyel açıdan oldukça büyük üretim ve ihracat potansiyeline sahiptir. Çalışmada, Kapya biber çeşidinde farklı hasat sonrası uygulamaların etkileri incelenmiştir. Bu amaçla; Çanakkale ili Merkez ilçesi Çıplak köyünde özel üretici bahçesinden hasat edilen Kapya biberinin meyvelerine hasat sonrası farklı konsantrasyonlarda çörek otu yağı, CaCl2 ve SemperfreshTM uygulaması yapılmıştır. Uygulama yapılan ürünler, 7,5±0,5°C arası sıcaklık ve %90 oransal nem koşullarında 15 ve 30 gün süreyle depolanmışlardır. Her depolama süresi sonunda, depodan çıkarılan biberler 2 gün süreyle 18–20°C sıcaklıktaki raf ömrü koşullarında tutulmuşlardır. Depolama ve 2 günlük raf ömrü sonunda biberlerde bazı kalite özellikleri incelenmiştir. incelenen bu kalite özellikleri; ağırlık kaybı (%), renk (h°), suda çözünebilir kuru madde oranı (%), titre edilebilir toplam asitlik miktarı (%), pH değeri, toplam fenolik bileşik içeriği (mg GAE /100 g) ile depolama süresince çürüme ve bozulma oranıdır (%). Kapya biber çeşidinde yapılan uygulamalar ve depolama sonucunda 15 gün süre ile yapılan depolamada daha fazla olumlu sonuç alınmış, depolama sıcaklığının yapılan uygulamalara etki ettiği gözlemlenmiştir. Çürüme ve bozulma oranı incelendiğinde çörekotu yağı 600 ppm uygulaması başarılı olmuştur. Depolama süreleri uzadıkça meyvedeki bozulmalar artmış özellikle meyvenin uç kısmından sapa doğru giden bozulmalar gözlemlenmiştir.Öğe Screening Organic Acid Contents of Tomato Landraces Collected From Aegean-Mediterranean Region of Anatolia(2024) Kaya, Seçkin; Erken, Okan; Kızılkaya, BayramTomato landraces can serve as valuable sources for breeding new cultivars aimed at enhancing fruit quality in terms of organic acids. Nineteen tomato landraces spread along the Mediterranean coasts of Anatolia were evaluated to determine their basic internal quality parameters and organic acid composition. The parameters assessed included fruit weight, diameter, length, pH, titrable acidity (TA %), soluble solid content (SSC%), SSC/TA ratio, and organic acids, such as oxalic (OA), tartaric (TarA), malic (MA), malonic (MalA), lactic (LA), acetic (AA), citric (CA), and ascorbic acids (AscA). Significant diversity was observed among the different landraces concerning these traits. Citric acid was found to be the most abundant organic acid within the landraces. Notably, the highest and lowest values for CA were recorded in Ege 8 (105.73 mg g-1) and TR62707 (31.10 mg g-1), respectively, making them promising sources for future breeding programs. Ascorbic acid (AscA) exhibited the lowest content among all the organic acids, ranging from 0.06 to 0.12 mg.g-1 (equivalent to 64-116 µg.g-1). Moreover, the landrace TR49646 displayed the highest malic acid content (8.23 mg g-1), making it a potential source for obtaining high malic acid content. Conversely, Ege 6 showed the lowest malic acid content (5.11 mg g-1). For health purposes, the landrace TR63233 was identified as having the lowest oxalic acid content. Multidimensional scale analysis further confirmed the potential candidates identified by the ANOVA and one-way ANOM tests. The results revealed a considerable diversity among the evaluated landraces, and the identified traits could be instrumental in selecting and breeding new cultivars with improved characteristics.