Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Kaya, Burcu" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Alternaria Genusu Üyelerinin Meyve ve Sebzeler Üzerine Etkileri
    (2021) Kaya, Burcu; Zorba, Nükhet Nilüfer
    Alternaria yağlı tohumlar, tahıllar, meyve ve sebzelerde bozulmaya neden olan mikotoksijenik bir mikrofungus cinsidir. Gıdaları hasat öncesi ve hasat sırasında çeşitli yollarla enfekte ederek yanıklık, siyah çürüklük olarak adlandırılan bozulmalara neden olmaktadır. Ayrıca düşük sıcaklıklarda gelişim göstermesinden dolayı hasat sonrası depolama ve taşıma sırasında da bozulmaya neden olarak gıda endüstrisinde önemli ekonomik kayıplara yol açmaktadır. Günümüzde Alternaria genusuna ait türlerin 70 ’den fazla sekonder metabolit ürettiği bilinmektedir. Ancak bu sekonder metabolitlerin bazıları insan sağlığına olumsuz yönde etki eden mikotoksinlerdir. Yapılan birçok çalışmada rapor edilen alternariol (AOH), alternariol metil eter (AME), tenuazonik asit (TeA), tentoksin (TEN) ve altenuen (ALT), Alternaria cinsine ait türlerinin ürettiği en önemli mikotoksinlerdir. Bu derlemede Alternaria türleri, önemli mikotoksinleri, gelişimi ve toksin oluşumuna etki eden faktörleri ve meyve ve sebzelerdeki önemi hakkında yapılan çalışmalar bir araya getirilmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Çanakkale’nin Yenice ve Bayramiç İlçelerinde Su Ürünleri Tüketiminin Değerlendirilmesi
    (2022) Selvi, Kahraman; Kaya, Burcu; Tepeli, Seda Özdikmenli; Kandemir, Gülcan
    Bu çalışmada, Çanakkale’nin Yenice ve Bayramiç ilçelerinin demografik özelliklerine göre, su ürünleri tüketimini etkileyen faktörlerin belirlenmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda, 2021 yılının Temmuz ayında basit tesadüfi örnekleme metodu kullanılarak, 320 (160+160) bireye yüz yüze anket uygulanmıştır. Sonuç olarak, her iki ilçedeki katılımcıların, balık fiyatlarının normal olduğunu belirtmesine rağmen, balık eti tüketim tercihinin diğer beyaz et ve kırmızı etten sonra geldiği saptanmıştır. Bununla birlikte balığın sıklıkla taze olarak tercih edildiği ve en çok sağlıklı olduğu için tüketildiği belirlenmiştir. İlçelerdeki balık tüketiminin en fazla sonbahar-kış mevsimlerinde ve ayda 1-3 kg olduğu, katılımcıların balık satın alma yerinin en çok pazar yeri olduğu ve pişirme metodu olarak en çok kızartmayı tercih ettiği belirlenmiştir. Yenice’deki katılımcılara göre (%19,4) yemesinin zor olması, Bayramiç’teki katılımcılara göre (%26,9) ise tadı ve kokusu, balık etinin tercih edilmemesindeki en önemli etken olarak tespit edilmiştir. Buna ilave olarak Yenice ve Bayramiç ilçelerinde tüketicilerin sırasıyla %35 ve %53,8 oranlarında balık haricindeki su ürünlerini tüketmediği tespit edilmiştir. Ayrıca her iki ilçe için en fazla tüketilen deniz balığı türü hamsi, en fazla tüketilen tatlı su balığı türü alabalık olarak belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Carbapenem resistance and biofilm formation status of Enterobacterales isolated from raw milk via molecular versus phenotypic methods
    (Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2023) Özdikmenli Tepeli, Seda; Tosun, Melike Nur; Taylan Yalçın, Gizem; Kaya, Burcu; İpek, Dilvin; Zorba, Nükhet Nilüfer
    Antibiotic resistance genes can easily be transferred between bacteria in the biofilm. In the dairy industry, many bacterial species forming biofilms on the surfaces of equipment are widely reported. The experiments reported in this research paper aimed to investigate the carbapenem resistance and biofilm formation properties of Enterobacterales isolates which are spoilage microorganisms obtained from raw milk. In addition, the study determined that whether there was a relationship between the biofilm formation ability or the protein spectra of these isolates. In this study, ninety-two Enterobacterales isolates collected from 173 raw milk samples were investigated. Initially, the isolates were identified as Citrobacter braakii (n = 18), Citrobacter freundii (n = 12), Enterobacter asburiae (n = 1), Enterobacter cloacae (n = 3), Escherichia coli (n = 10), Hafnia alvei (n = 18), Klebsiella oxytoca (n = 1), Serratia fonticola (n = 24), Serratia liquefaciens (n = 4), and Serratia marcescens (n = 1) using MALDI-TOF MS. As a result, carbapenem resistance was determined in 6.5% of the isolates by CIM test, MHT, and the disk diffusion methods, but none of them had blaOXA-48, blaKPC, blaNDM-1, blaOXA23, blaOXA-58, blaOXA-51, blaVIM, and blaIMP genes. This may be due to the effect of other resistance mechanisms such as porin loss or increased flow pump activity. Furthermore, biofilm formation (weak and moderate) was detected in 97.8% of the Enterobacterales isolates. The mass spectra of the moderate biofilm producer isolate of Serratia spp. and the mass spectra of the weak biofilm producers of E.coli presented similarities.
  • [ X ]
    Öğe
    Development of novel biodegradable film based on chitosan with borax (sodium tetraborate) and boron nitride and their biological activity
    (Wiley, 2023) Kaya, Burcu; Zorba, Nukhet Nilufer; Caner, Cengiz
    Alternative food packaging materials were prepared using chitosan (CS) that contained borax (B) and boron nitride (BN) (1% and 3% w/w). The produced films were characterised using scanning electron microscopy (SEM), Fourier-transform infrared spectroscopy, and thermogravimetric analysis. In addition, physicochemical, biodegradation, chemical resistance, and biological activities were also investigated. According to the biodegradability study, the highest weight loss among all films was detected in CS-BN1. The images obtained by SEM showed the presence of agglomerates as the concentration of B and BN increased. Besides, the thermal stability of the CS-B and CS-BN were found higher than CS. Moreover, CS-B and CS-BN showed antioxidant, antimicrobial, and anti-quorum sensing activity. Their effects were decreased with increased concentration. Therefore, the CS-B and CS-BN are promising materials to be used in food packaging to enhance food safety, especially for fruit and vegetables by reducing water vapour loss and microbial growth.
  • [ X ]
    Öğe
    Evaluation of Antibacterial Effect of Honey on ESBL and Biofilm-Producing Enterobacterales
    (Kahramanmaras Sutcu Imam Univ Rektorlugu, 2022) Tepeli, Seda Ozdikmenli; Kaya, Burcu; Ipek, Dilvin
    Mastitis is a mammary gland inflammatory disease that causes milk yield reduction and economic losses. Mastitis is bacteriological and antibiotics are usually used for treatment. Alternative natural treatment methods such as bee products, phytotherapy, and essential oils were evaluated to reduce the use of antibiotics in the treatment of mastitis. In this study, the in vitro antibacterial effect of flower and oak honey samples dissolved in distilled water and boric acid (2%) on ESBL and biofilm-producing Enterobacterales pathogens was investigated. The aim was to establish the usability of honey/boric acid solution against mastitis as a natural antiseptic solution for bovine udder surfaces. Honey samples were studied by dissolving in distilled water and boric acid (2%) solvents. There was no significant statistical difference between honey solutions using distilled water and boric acid (p>0.05). Antibacterial effects were increased according to the increasing honey proportion in flower honey solutions. However, the antibacterial activity of oak honey dissolved in boric acid solution was higher than dissolved in distilled water. As a result of the statistical correlation analysis between flower and oak honey samples, antibacterial effects of flower honey samples were determined to be higher than oak honey samples (p<0.05) (R=0.825). An alternative formulation for mastitis treatment with honey and boric acid was developed for the first time in the literature.
  • [ X ]
    Öğe
    Farklı ticari yıkama çözeltilerinin kiraz mikrobiyal kalitesi üzerine etkisi
    (İstanbul Sabahattin Zaim Üniversitesi, 2021) Kaya, Burcu; Çınar, Aycan; Sobacı, Ferda
    Taze tüketime sunulan kiraz, klimakterik olmayan meyve grubunda yer almaktadır. Bundan dolayı hasat sonrası uygulanacak muhafaza yöntemleri kirazın raf ömrü için oldukça önemlidir. Bu çalışmada soğuk depolarda muhafaza edilerek tüketime sunulan kirazların muhafaza süresi boyunca mikrobiyal kalitesinin arttırılması amaçlanmıştır. Çalışmada Konya Hadim bölgesinden Temmuz 2020 tarihinde hasat edilen Ziraat 0900 çeşidi kiraz örnekleri kullanılmıştır. %2.5 SemperfreshTM, %2 Bioflux ve %3 Bioflux püskürtme, %1.5 Huwa-San ve %1 Flavonin® Food daldırma yöntemleriyle kiraz örneklerine uygulanmıştır. Yıkama çözeltileri uygulanan kiraz örnekleri 15 gün 4°C’de muhafaza edilmiştir. Muhafaza süresi boyunca belirli periyotlarda toplam aerobik mezofilik bakteri sayımı, toplam psikrofil bakteri sayımı, maya-küf sayımı analizleri yapılmıştır. Sonuç olarak kontrol örneği ile karşılaştırıldığında toplam aerobik mezofilik bakteri sayısı için %2 Bioflux ve %1.5 Huwa-San çözeltilerinin yaklaşık 2.5 log KOB/g; toplam psikrofil bakteri sayısı ve maya-küf sayısı için %1.5 Huwa-San çözeltisinin yaklaşık 2 log KOB/g düzeyinde önemli azalma sağladığı belirlenmiştir (P <0.05).  [EN] Sweet cherry offered for fresh consumption is included in the non-climacteric fruit group. Therefore, preservation methods to be applied after harvesting are important for the shelf life of sweet cherries. In this study, it is aimed to increase the microbial quality of sweet cherries that are preserved in cold storages and offered for consumption during the storage period. Samples of Ziraat 0900 variety harvested in Konya Hadim region in July 2020 were used in the study. 2.5% SemperfreshTM, 2% Bioflux and 3% Bioflux with spraying method and 1.5% Huwa-San and 1% Flavonoid® Food with dipping method were applied to samples. Samples to which washing solutions were applied were stored for 15 days (4°C). During the storage period, analyzes of total mesophilic aerobic bacteria count, total psychrophile bacteria count, yeast-mold counts were performed at certain periods. As a result, approximately 2.5 log CFU/g of 2% Bioflux and 1.5% Huwa-San solutions for the total mesophilic aerobe bacteria count; it was determined that 1.5% Huwa-San solution provided a significant decrease of approximately 2 log CFU/g level for total psychrophile bacteria, yeast and molds (P <0.05).
  • [ X ]
    Öğe
    FİLAMENTLİ FUNGUSLARIN (KÜFLERİN) ALTERNATİF BESİN KAYNAĞI OLARAK DEĞERLENDİRİLMESİ
    (2024) Kaya, Burcu; Karagül Yüceer, Yonca
    İnsan nüfusu ile artan besin ihtiyacı, gelecekte yeterli besin maddelerini içeren bir diyete erişimi giderek zorlaştıracaktır. Mevcut bitkisel ve hayvansal kaynaklı besinlerin varlığı iklime bağlıdır ve uzun vadede çevreye olumsuz etkileri olmaktadır. Bu nedenle araştırmacılar, sürdürülebilir diyete geçişi kolaylaştırmak ve teşvik etmek amacıyla alternatif kaynak arayışındadırlar. Filamentli funguslar karmaşık substratları parçalayarak değerli ürünlere dönüştürebilmektedir. Fermantasyon yoluyla elde edilen fungus biyokütlesi, protein, enzim, antioksidan madde, vitaminler, mineraller, çoklu doymamış yağ asitleri, organik asit ve lif gibi önemli esasiyel bileşiklerin kaynağıdır. Filamentli bir fungus olan Fusarium venenatum biyokütlesinden üretilen et benzeri dokuya sahip alternatif besin kaynağının en çok bilinen ticari örneği Quorn’dur. Son dönemde yapılan çalışmalar filamentli fungusları kullanarak gıda endüstrisi atık ve yan ürünlerinden katma değeri yüksek ürünler geliştirilmesi ve sürdürülebilirliğin sağlanmasına odaklanmıştır. Bu derleme filamentli funguslar kullanılarak gıda atık veya yan ürünlerinden biyokütle üretimi, bileşimi ve sağlık üzerine etkileri konularında yapılan çalışmaları kapsamaktadır.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kitosan bazlı etil pirüvat filmlerin fizikokimyasal, antioksidan, antimikrobiyal ve anti-quorum sensing özelliklerinin belirlenmesi
    (2021) Kaya, Burcu; Zorba, Nükhet Nilüfer; Caner, Cengiz
    Bu çalışmada kitosan film formülasyonuna iki farklı (%1 ve %3) konsantrasyonda etil pirüvat ilave edilerek, çevre dostu bir ambalaj materyali geliştirilmesi amaçlanmıştır. Bu kapsamda hazırlanan film örneklerinin nem, suda çözünürlük, görünür yoğunluk, renk, biyobozunurluk, kimyasallara karşı direnç özellikleri belirlenerek, filmlerin yüzey morfolojisi SEM, fonksiyonel grupları ise FTIR ile karakterize edilmiştir. Ayrıca film örneklerinin antimikrobiyal ve anti-quorum sensing aktivitesi disk difüzyon yöntemi ile belirlenmiştir. Sonuç olarak formülasyona etil pirüvat eklenmesiyle kitosan filmin nem içeriği, görünür yoğunluğu, biyobozunurluğu ve antioksidan aktivitesi artmıştır. SEM görüntüleri incelendiğinde ise etil pirüvatın, kitosan filmlerde gözenekli yapı oluşumuna neden olduğu gözlemlenmiştir. Film örnekleri Escherichia coli O157:H7, Bacillus cereus, Staphyloccocus aureus, Alternaria arborescens, Aspergillus flavus, Penicillium digitatum, Penicillium citrinum ve Penicillum expansum suşlarına karşı antimikrobiyal etki göstermiştir. Buna ek olarak tüm film örneklerinin anti-quorum sensing aktivite gösterdiği tespit edilmiştir. Elde edilen verilere göre özellikle CS-EP1 filminin, doğa dostu alternatif gıda ambalajı olarak kullanılabileceği belirlenmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Kitosan nanokompozit filmlerin antimikrobiyal etkinliğinin arttırılması
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2019) Kaya, Burcu; Zorba, Nükhet Nilüfer
    Bu çalışmada Cloisite 30 B, boraks, etil pirüvat, bor nitrür ve limon esansiyel yağı iki farklı konsantrasyonda (%1 ve 3) kitosan polimerine eklenerek, kitosan bazlı nanokompozit filmler üretilmiştir. Filmlerin kalınlığı, nem içeriği, suda çözünürlüğü, görünür yoğunluğu, renk değerleri (L*, a*, b*, Hue°, TCD, WI, YI) belirlenmiştir. Distile su, aktif çamur, 2 N HCl, 2 N NaOH ve %1 NaCl çözeltileri içerisinde film örnekleri 2 ay boyunca muhafaza edilerek, filmlerin zamana karşı ağırlık kayıpları belirlenmiştir. DPPH yöntemi kullanılarak filmlerin antioksidan aktivitesi belirlenmiştir. Ayrıca filmlerin, Staphyloccocus aureus ATCC 25923, Salmonella Typhimurium ATCC 14028, Escherichia coli 0157:H7 EDL 937, Bacillus cereus NCTC 7464, Aspergillus flavus NRRL 21882, Penicillium expansum CECT 2280, Penicillium citrinum CECT 20822, Penicillium digitatum CECT 20795, Alternaria arborescens, Saccharamyces cerevisiae ATCC 9763 ve Candida albicans ATCC 10231 suşlarına karşı antimikrobiyal etkinliği, disk difüzyon, canlı hücre sayım ve spot ekim yöntemi olmak üzere 3 farklı yöntem ile belirlenmiştir. Çalışmada hazırlanan filmlerin kalınlık değerlerinin 0,213-0,312 mm, nem içeriklerinin %12,74-24,98, suda çözünürlük değerlerinin ise %10,48-23,21 aralığında değişiklik gösterdiği tespit edilmiştir. Filmler arasında biyolojik bozunurluğu en yüksek olan filmlerin %1'lik etil pirüvat, bor nitrür ve limon esansiyel yağı filmleri olduğu belirlenmiştir. 2 N HCl içerisindeki en yüksek kimyasal bozunurluk değerini %3 bor nitrür filmi gösterirken, 2 N NaOH içerisindeki en yüksek kimyasal biyobozunurluk değerini %3 limon esansiyel yağı filmi göstermiştir. 60 gün boyunca % 1 NaCl içerisinde muhafaza edilen kontrol, %1 Cloisite 30B, %1 boraks, %1 etil pirüvat, %1 bor nitrür ve %1 limon esansiyel yağı filmlerinin çözelti içerisinde tamamen kaybolduğu belirlenmiştir. Filmlerin DPPH yöntemine göre belirlenen antioksidan aktivitesinin ise %16,74-35,69 aralığında değiştiği tespit edilmiştir. Ayrıca test edilen bakteriler için en yüksek antimikrobiyal etki %1 etil pirüvat ve limon esansiyel yağı filmlerinde belirlenirken, küfler için en yüksek antimikrobiyal etki %1 etil pirüvat ve bor nitrür filmlerinde belirlenmiştir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Machine Learning-Assisted Near- and Mid-Infrared spectroscopy for rapid discrimination of wild and farmed Mediterranean mussels (Mytilus galloprovincialis)
    (Elsevier Inc., 2024) Ayvaz, Hüseyin; Temizkan, Rıza; Kaya, Burcu; Salman, Merve; Menevşeoğlu, Ahmed; Ayvaz, Zayde; Güneş, Nurhan; Doğan, Muhammed Ali; Mortaş, Mustafa
    The objective of this study was to investigate the ability to discriminate between wild and farmed Mediterranean mussels (Mytilus galloprovincialis) using machine learning-assisted near-infrared (NIR) and mid-infrared (MIR) spectroscopy. Mussels are of significant global importance in aquaculture due to their nutritional characteristics, encompassing a rich source of protein, essential fatty acids, various vitamins, and abundant minerals. Additionally, their ease of farming adds to their value as a desirable aquaculture species. The mussels' capacity to reflect environmental quality attributes makes them valuable as biomonitoring agents. However, differences in nutritional composition may arise between wild mussels harvested from natural marine hard-bottoms and those farmed in open artificial systems in the sea. In this study aimed at distinguishing between the two types of mussels, the classification models were created, and the most accurate results were achieved using the FT-MIR spectral data extracted from the interior part of the mussels, while the performance of FT-MIR data obtained from the mussels' shells was slightly lower, with the accuracy of 92% and R2 of 0.87. Still, the accuracies of all the classification models were over 90%. The Ensemble model, trained using FT-MIR spectra from the interior part of the mussel, achieved an accuracy of 98.4%, surpassing the performance of other variable sets. In both NIR and MIR models, spectra from the mussels' interior provide better discrimination than spectra from the outer shell.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Terzialan Göleti’nin (Çan, Çanakkale) sulama suyu kalitesi açısından mevsimsel değişimlerinin değerlendirilmesi
    (Ege University Faculty of Fisheries, 2021) Selvi, Kahraman; Kaya, Burcu; Özdikmenli Tepeli, Seda
    Tarımsal sulama amaçlı yapılan göletlerin su kalitesinin belirlenmesi gerek zirai üretim gerekse sucul canlıların yaşamı açısından büyük önem taşımaktadır. Bu çalışmada, Terzialan Göleti’nde suyun fiziko-kimyasal parametrelerinin ve metal konsantrasyonlarının mevsimlere bağlı değişimleri incelenmiştir. 2019 yılında, dört örnekleme noktasından, mevsimsel olarak alınan su örneklerinin fiziko-kimyasal analizleri APHA (2012) standart metoduna göre, ağır metal konsantrasyonlarının saptanması ise ICP-OES ile yapılmıştır. Göletin su kalitesi Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliği (YSKYY), İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik (İTASHY) ve Türk Standardı İnsani Tüketim Amaçlı Sular (TS266) sınıflarına göre değerlendirilmiştir. Sonuç olarak Terzialan Göleti’nin, Yüzeysel Su Kalitesi Yönetimi Yönetmeliğindeki sınıflandırmaya göre fosfat konsantrasyonu açısından II. sınıf su kalitesi, diğer parametreler açısından I. sınıf su kalitesine sahip olduğu saptanmıştır. Gölet, ABD tuzluluk laboratuvarına göre C2-S1 sınıfında, Wilcox diyagramına göre çok iyi sınıfında olup tarımsal sulama suyu olarak kullanılabilir niteliktedir. Doğal etkilerin yanında mevsimlere bağlı tarımsal ve rekreasyonel faaliyetlerle ilişkili antropojenik etkiler yüzünden su kalitesinde değişimler görülmüştür. Göletin periyodik olarak izlenmesi, çevresel yönetim için yararlı olacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    The use of cheese whey powder in the cultivation of protein-rich filamentous fungal biomass for sustainable food production
    (Frontiers Media Sa, 2024) Kaya, Burcu; Wijayarathna, E. R. Kanishka B.; Yueceer, Yonca Karagul; Agnihotri, Swarnima; Taherzadeh, Mohammad J.; Sar, Taner
    Cheese whey is an industrial by-product that is generated in excess during the cheese production process in the dairy industry. Despite the potential utility of whey, it continues to pose environmental threats in the industry. This study comprehensively evaluates the utilization of two fermentation techniques (solid-state fermentation and submerged fermentation) for producing fungal biomass from cheese whey powder, employing Aspergillus oryzae, Rhizopus oryzae, and Neurospora intermedia for sustainable food production. It has been observed that submerged fermentation is more effective in increasing the protein content of whey powder compared to solid-state fermentation. The highest biomass yield was achieved with A. oryzae (5.29 g/L, 0.176 g biomass/g substrate), followed by N. intermedia (3.63 g/L, 0.121 g biomass/g substrate), and R. oryzae (1.9 g/L, 0.063 g biomass/g substrate). In the bubble column reactor, the protein content of the substrate (78.65 g/kg) increased by 165.54 and 176.69% with A. oryzae (208.85 g/kg) and N. intermedia (217.62 g/kg), respectively. This study has demonstrated that whey powder can be converted into protein-rich biomass through fungal bioconversion. The obtained biomass has the potential to be developed as an alternative food and feed source, contributing to waste management and sustainable food production.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim