Yazar "Karadenizli, Aynur" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çanakkale’de hızla önlenen bir tularemi salgınının epidemiyolojik olarak değerlendirilmesi(2011) Otkun, Tatman Müşerref; Akçalı, Alper; Karadenizli, Aynur; Özbey, Nilgün; Gazel, Deniz; Şener, Alper; Güçlü, OğuzTularemi, Francisella tularensis tarafından oluşturulan ve dünyada kuzey yarım kürede görülen bir hastalıktır. Türkiye’de daha az virülan olan F.tularensis subsp. holarctica ile oluşan orofaringeal enfeksiyonlar daha sık görülmektedir. Bu çalışmada, Aralık 2009 tarihinde Çanakkale’nin Biga ilçesinde bildirilen olgular sonrasında bölgede gerçekleştirilen epidemiyolojik araştırma ve sonuçlarının değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Çanakkale Biga ilçesi Balıklıçeşme ve Sinekçi köylerinden iki askerde tularemi bildirimi üzerine, adı geçen köylerde salgın araştırılması amacıyla su örnekleri, boğaz, yara sürüntü örnekleri ve serum örnekleri alınmıştır. Alınan örneklerin kültürleri koyun kanlı, sisteinli kalp agarda (antibiyotikli) yapılmıştır. Besiyerleri 37°C’de, %5 CO2’li ortamda inkübe edilip 10 güne kadar takip edilmiştir. Şüpheli koloniler F.tularensis antiserumu kullanılarak lam aglütinasyon testi ile kontrol edilmiştir. Serumlarda tüp aglütinasyon yöntemi ile antikor varlığı araştırılmıştır. Aglütinasyonu pozitif bulunan tüm serum örnekleri çapraz reaksiyon yönünden Rose Bengal testi ile kontrol edilmiştir. Ayrıca, su ve sürüntü örneklerinde ISFtu2 genine ait prob ve primerler kullanı-larak gerçek zamanlı polimeraz zincir reaksiyonu (RT Taqman PCR; Quantica, Techne Inc, İngiltere) uygulanmıştır. Yapılan kültürlerde üreme saptanmamış; ancak 16 su örneğinin sekizinde, bir lenf bezi akıntısından alınan sürüntüde ve bir boğaz sürüntüsünde F.tularensis PCR’si pozitif bulunmuştur. Alınan 115 serum örneğinin 36’sında 1:20-1:1280 titre aralığında seropozitiflik tespit edilmiştir. İki olguda 1:1280 titrede pozitiflik ve akut klinik bulgular saptanmış ve bu olgular tularemi tanısı ile tedavi edilmiştir. Bu olguların birinde lenf bezi akıntısının PCR’si pozitif iken, diğerinde örnek alınamadığı için PCR çalışılmamıştır. Akut enfeksiyon saptanan bu iki olguda ve seropozitif bulunan diğer 34 olguda epidemiyolojik tek ortak nokta şebeke suyu kullanımıdır. Balıklıçeşme köyünde osmoz yöntemi ile arıtılan suyun içme suyu olarak kullanıldığı belirlenmiştir. Ancak Balıklıçeşme köyünde osmoz öncesi ve sonrası suda ve Sinekçi köyü şebeke suyunda F.tularensis PCR’sinin pozitif olması ve tek ortak noktalarının bu olması nedeniyle su kaynaklı bir salgın olduğuna karar verilmiştir. Köylerde düzenli klorlamanın önemi vurgulanıp, otomatik klorlama cihazı alınması sağlanmıştır. Bu sayede hızlı bir şekilde salgının büyümesi engellenmiştir. Boğaz ağrısı, ateş ve 2 cm’den büyük lenfadenopati ile seyreden, kullanılan beta-laktam antibiyotiklere cevap vermeyen olgularda ayırıcı tanıda tularemi akla getirilmeli ve tanısı için gerekli olan özel testler istenmelidir. Su sanitasyonunun ve klorlamanın önemi hakkında bu konuyla ilgilenen birimlere ve halka devamlı eğitimler verilmelidir.Öğe Epidemiological Evaluation of a Rapidly-Prevented Tularemia Outbreak in Canakkale Province, Turkey(Ankara Microbiology Soc, 2011) Otkun, Muserref Tatman; Alper Akçalı; Karadenizli, Aynur; Ozbey, Nilgun; Gazel, Deniz; Sener, Alper; Guclu, OguzTularemia is a disease caused by Francisella tularensis and widely seen at northern hemisphere of the world. In Turkey, oropharyngeal infections caused by a less virulent serotype F.tularensis subsp. holarctica are more prevalent. The aim of this study was to present the results of an epidemiological research performed after the detection of tularemia cases from Biga county of Canakkale province, Turkey, in December 2009. Following the report of two tularemia suspected cases from two villages (Baliklicesme and Sinekci) of Biga, an epidemiological investigation was undertaken to inspect the situation in this area. Water samples, clinical samples as throat swabs, wound swabs and serum samples were collected. Samples were cultured on heart agar supplemented with sheep blood, cysteine and antibiotics. Cultures were incubated at 37 degrees C in 5% CO(2) and followed for 10 days. Suspected colonies were identified by slide agglutination test using F.tularensis antisera. F.tularensis antibodies were investigated by standard tube agglutination method. Positive results obtained with agglutination test were also checked for a probable cross-reaction with Brucella antibodies by Rose-Bengal test. Water and wound samples were investigated using real-time polymerase chain reaction (RT Taqman PCR; Quantica, Techne Inc, UK) with probe and primers specific for ISFtu2 gene. All of the cultures yielded negative results, however eight of 16 water samples, one lymph node aspirate and one throat sample were found positive in F.tularensis TaqMan RT-PCR test. In tube agglutination test positive antibody titers between 1:20-1:1280 were detected in 36 of 115 serum samples. Two cases with antibody titers of 1:1280 and accompanying acute clinical findings, were diagnosed as tularemia and treated accordingly. Lymphatic drainage fluid samples obtained from one of these patients yielded positive result in PCR, however clinical sample could not be obtained from the other patient. The only epidemiological linkage between these acute cases (n= 2) and the other seropositive subjects (n= 34) was the use of local water supply system. It was learned that water obtained through reverse osmosis system had been used as drinking water at Baliklicesme village. Pre- and post-reverse osmosis system water samples from Baliklicesme village and samples from water supply of Sinekci village revealed positive results for F.tularensis by PCR. Since the only epidemiological relation between these two villages was using local water supply, tularemia cases encountered in this area were attributed to a water-borne epidemic and an automatic chlorination system was set up at each water reservoir in these villages. The establishment of these preventive measures curbed the growth of the epidemic. The cases presenting with throat sore, fever, lymphadenopathy (more than 2 cm), non-responsive to beta-lactam antibiotics, should be further investigated for tularemia. This work emphasizes that systematic setup and control of water disinfection systems are crucial to prevent tularemia outbreaks. Community and related authorities should be educated about the importance of water sanitation and chlorination.