Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Gökçe, Oruç Numan" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Ameliyat sonrası karın içi yapışıklıkların önlenmesinde Taurolin, Seprafilm ve Mesofolun etkinliklerinin karşılaştırlması
    (Balıkesir Üniversitesi, 2020) Gökçe, Oruç Numan; Karadayı, Kürşat
    Amaç: Yapışıklık hala genel cerrahinin önemli sorunlarından biri olmaya devam etmekte olup; tedavide fikir birliği oluşmamıştır. Çalışmanın amacı daha önce pek çok çalışmada kullanılan Seprafilm ile bağırsak yapışıklığı konusunda bildiğimiz kadarı ile kullanılmayan Mezofolün ve hakkında farklı görüşler bulunan Taurolidin etkinliklerini araştırmak ve karşılaştırmaktır. Gereç ve Yöntemler: Otuz adet Wistar-Albino erkek sıçan kullanılarak 5 grup oluşturuldu. Çekal abrasyon sonrası grup 1’de ek işlem yapılmadan karın kapatıldı (sham), grup 2’de karın içerisine 2 ml serum fizyolojik verildi, grup 3’te karın içerisine 2 ml Taurolidin %2 verildi, grup 4’e karın duvarı altına 2x2 cm’lik Mesofol uygulandı, grup 5’te karın duvarı altına 2x2 cm’lik Seprafilm uygulandı. Yapışıklıklar; Nair sınıflaması, yapışıklıkların şiddetine göre derecelendirme, tulan alanın yaygınlığına göre tanımlanmış derecelendirme sistemleri olmak üzere üç farklı derecelendirme sistemi kullanılarak değerlendirilmiştir. Bulgular: Tüm sınıflama sistemlerine göre Mesofol ve Seprafilm karın içi yapışıklıkları önlemede etkili bulunmuştur. Seprafilm ile Mesofol arasında istatistiki olarak anlamlı bir fark yoktur. Sonuç: Mesofol ve Seprafilm kullanımı ile karın içi yapışıklıklarda istatistiki olarak anlamlı azalma tespit edilmiştir. Mesofolün karın içi yapışıklıkların önlenmesi amacı ile kullanılabilecek bir ajan olduğunu düşündürmekle birlikte; daha çok çalışma yapılması gerekmektedir
  • [ X ]
    Öğe
    Brusellozun nadir ve atipik sunumu: Akut batın
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2022) Karaayvaz, Serhat; Gökçe, Oruç Numan
    Akut batın cerrahi acil bir durumdur. Akut batının etyolojisinde çok çeşitli hastalıklar yer almaktadır. Nadiren de olsa enfeksiyoz hastalıklar da akut batın tablosuna neden olabilir. Bruselloz zoonotik bir hastalık olup, özellikle gelişmekte olan ülkeler için endemiktir. Ülkemizde de endemik olan bu hastalık önemli bir halk sağlığı sorunudur. Sıklıkla uzamış ateş kliniğine neden olan bu hastalık her türlü organı tutabilir. Tipik tutulumlar arasında kemik eklem tutulumu mevcutken, brusellozun birçok farklı atipik klinik sunumları da olabilir. Bu sunumlardan birisi de gastrointestinal tutulumlardır. Hastalık seyri sırasında retikülo-endoteliyal sistem organı olan karaciğer ve dalak tutulumu olsa da bunlar şiddetli karın ağrısına neden olmaz. Ancak hepatik apse, akut kolesistit, akut peritonit, akut pankreatit, kolit gibi tutulumlar şiddetli karın ağrısına ve hatta akut batına neden olabilir. Bu nedenle karın ağrısı ayırıcı tanısında özellikle endemik bölgelerde tanı konulamayan olgularda bruselloz düşünülmelidir. Bu hastalardan gerekli serolojik tetkikler istenmelidir. Ayrıca bu hastalara multidisipliner yaklaşım gerektiği unutulmamalıdır. Bu derleme çalışmasında brusellozun akut batındaki rolünü incelemeyi amaçladık
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Contribution of Turkey in Liver Transplant Research: A Scopus Database Search
    (Baskent University, 2023) Gökçe, Oruç Numan; Alkan, Sevil
    Objectives: Liver transplantation is considered the most effective treatment modality for end-stage liver failure. The first deceased donor liver transplant in Turkey was performed by Haberal and colleagues in 1988; in 2019, a total of 1776 liver transplant procedures were performed in Turkey. While these are well-known and documented facts, the scientific output of publications on liver transplantation from Turkey is unknown. This study aimed to analyze the contribution of Turkey in liver transplant global research. Materials and Methods: Publications from Turkey on liver transplantation were analyzed using the bibliometric study method. The following research parameters were analyzed: year of publication, institutions and authors, funding, themes, sample population, and methods. We used the Scopus database to research key words containing “liver” or “hepatic” and “transplantation” in the titles, abstracts, and key words. Among duplications or multiple results, only 1 publication was included in the study. Data were analyzed by quantitative and qualitative methods. Results: We identified 45 763 publications on liver transplant. Most of the publications were in the field of medicine (93.48%). Turkey ranked fourteenth with 843 publications. The top productive affiliation was Başkent University, and the most productive author was Prof. Haberal. Conclusions: Among countries, Turkey had the most living donor liver transplants in 2019 and could serve as a model to European countries for donor shortages. Although the United States performs 5 times more liver transplants than Turkey, their publications rate was almost 22 times more. Combining a workload of performing research and publishing along with transplant surgery is together hard to master. Although Turkey has valuable experiences and has opened frontiers in transplantation, publications need to keep up with their hard work and innovations.
  • [ X ]
    Öğe
    COVID-19 ilişkili akut mezenterik iskemi: Derleme
    (Uşak Cerrahi Derneği, 2022) Gökçe, Oruç Numan; Alkan, Sevil
    Koronavirüs hastalığı (COVID-19) akciğer dışı tutulumları ile de mortalite ve morbiditeye neden olmaya devam etmektedir. Enfekte olan kişi sayısı arttıkça, çok farklı klinik sendromlarla ilişkilendirilmiştir. Gastrointestinal tutulumlar ve tromboembolik komplikasyonlar da bildirilmiş akciğer dışı tutulumlar arasındadır. Akut mezenter iskemi de yaşamı tehdit eden, acil bir cerrahi patoloji olup, COVID-19 ilişkili olgular bildirilmiştir. Bu derleme çalışmasında, COVID-19 ilişkili akut mezenter iskemi açısından literatürü gözden geçirmeyi amaçladık.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Development of melatonin-embedded PLGA-PEG6000 nanofiber biomaterial, and investigation of the effects on abdominal adhesion formation
    (SAGE Publications Ltd, 2024) Gökçe, Oruç Numan; Aykora, Damla; Danışman, Merve; Demir, Ufuk; Aydeğer, Cemre; Süner, Salih Can; Oral, Ayhan; Karaboğa, İhsan; Uzun, Metehan
    Abdominal adhesions are still among the most common postsurgical peritoneal inflammation-related complications. Adhesion-related disorders are still highly costly and prevalent due to advances in surgical techniques, treatment methods, and various drugs. The present study aimed to investigate the effects of Poly (D,L-lactide-co-glycolide) (PLGA)- polyethylene glycol (PEG6000) Nanofiber + Melatonin on the abdominal adhesion model in rats. For this purpose, PLGA-PEG6000 Nanofiber + Melatonin matrix was fabricated and implanted in an experimental abdominal adhesion model in rats. Our study consisted of an in vitro and an in vivo part. The degradation and release profile of the matrix and Melatonin (Mel) embedded matrix was performed in vitro. In vivo, the procedure was carried out with 18 Wistar male rats. Rats were divided into three groups as follows: Sham, Matrix, and Mel + Matrix, respectively. Consequent to degradation and release profiling in vitro, an experimental adhesion model was created and fabricated pure matrix (2 × 2 cm2), and matrix (2 × 2 cm2, 0.25 mg melatonin/per matrix embedded) was applied to injury area in related groups. Intra-abdominal adhesion scores were determined on post-op 21st day, under general anesthesia. Following, cecum, peritoneal tissue, and adhesive bands were harvested. Macroscopic analysis (severity of adhesion formation), Hematoxlyn&Eosin and Masson’s Trichrome staining (for the examination of the levels of infiltration of inflammatory cells, fibrosis, and neovascularization) were performed for the evaluation of the effects of Mel embedded and pure matrix Our results indicated that PLGA-PEG6000 Nanofiber + Melatonin matrix was degraded completely in rats abdominal cavity and significantly reduced adhesion formation compared to other groups macroscopically (p < 0.05). On the other hand, the histopathological analysis indicated that the fabricated matrix reduced inflammatory cell infiltration, fibrosis, and neovascularization levels.
  • [ X ]
    Öğe
    Meme enfeksiyonlarında Brucella cinsi bakterilerin rolü
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2021) Alkan, Sevil; Gökçe, Oruç Numan
    Meme enfeksiyonları genellikle polimikrobiyaldir, en sık izole edilen bakteri türü de Staphylococcus au-reus‘tur. Brucella cinsi bakteriler de meme enfeksiyon-larında nadiren de olsa etken olabilir. Bruselloz genel-likle hayvanlarda mastit nedeni olarak bilinse de insan enfeksiyonlarının da bildirimleri özellikle endemik ülkelerden olmaktadır. Brusellozda meme tutulumu bakteriyemi sonucu gelişebilir ve komplike hale gele-bilir. Bruselloz meme tutulumları meme kanseri veya memenin granülomatöz hastalıkları ile karıştırılabilir. Tanısında bakteriyolojik olarak etkenin gösterilmesi esastır. Ülkemizden bildirilen olgular genel literatürde önemli yer kaplamaktadır. Bu derleme çalışmasında meme enfeksiyonlarında brusellozun rolünü literatür eşliğinde gözden geçirmeyi ve bu hastalık hakkında farkındalık oluşturmayı amaçladık
  • [ X ]
    Öğe
    Pankreas kanserlerinde progresyon modellemeleri ve pankreatik intraepitelyal neoplazi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2022) Gökçe, Oruç Numan
    Pankreatik duktal adenokarsinomlar (PDAC) pankreas kanserlerinin %90’dan fazlasını oluşturur. Pankreas kanseri (PK) her iki cinsiyette de en sık dördüncü ölüm nedenidir. En sık PK türleri PDAC olarak sınıflanabilir. Duktal tip olup daha seyrek görülen duktal adenokarsinom varyantları; intraduktal papiller-musinöz kanserlerdir, müsinöz kistik neoplazi, medüller karsinom ve diğer nadir türler vardır. PDAC’lerin 5 yıllık sağ kalımının %10 un altında olması nedeni ile pankreatik prekürsör lezyonların çalışılması ile karsinogenesin mekanizmaları aydınlatılmaya çalışılmaktadır. Günümüzde PDAC’un basamaklı tümör progresyonu şeklinde geliştiği kabul edilmektedir. Ardışık preinvaziv evreler oldukça iyi tanımlanmıştır ve morfolojik olarak farklıdır. Pankreatik intraepitelyal neoplaziler (PanIN) genelde klinik olarak tanınamazlar, ancak yine de invaziv duktal adenokarsinomun en sık öncüleridir. Bu nedenle PanIN’ler pankreas kanseri tanısında ilgi kaynağı olmuştur. Sadeleştirilmiş bir sınıflamada PanIN-1A/B ve PanIN-2’yi low grade PanIN, PanIN-3 high grade olarak ayrılmıştır. Prekürsör lezyonların analizine dayanan mevcut progresyon modeli olan PanIN’in iki öngörüsü vardır: 1) PK genetik değişikliklerde özel bir sıralama ile oluştuğudur (KRAS> CDKN2A> TP53/SMAD4) ve 2) her bir değişim bağımsız olarak oluştuğundan PK gelişimi kademelidir. İntraduktal papiller müsinöz neoplazi (IPMN) pankreatik kistik hastalığın farklı bir antitesidir, gros olarak görülebilen (>5mm) pankreatik dukt hücrelerinden köken alan müsin salgılayan intraduktal epitelyal neoplazidir. İntestinal ve intestinal olmayan IPMN’lerin farklı biyolojik yolaklar izlediğine dair kanıtlar vardır. Tek bir IPMN birden fazla epitel tipi içerebilir. Müsinöz kistik neoplaziler (MCN) pankreasın en nadir kanser öncüsü lezyonlarıdır. Yavaş büyüyen kistik tümörlerdir, pankreasın duktal sisteminden köken almazlar. MCN’de displazi ve fokalite vardır. Premalign durumların tespiti için yapılacak taramalardan fayda görebilecek PanIN, MCN ve IPMN gibi yüksek riskli hastaların belirlenmesi gereklidir, ancak kabul edilebilir bir tarama testi henüz yoktur. Günümüzde tek küratif tedavi opsiyonu radikal yaklaşımlı cerrahi rezeksiyondur. Mekanizma bazlı tedavi seçenekleri gelecekte görülecektir
  • [ X ]
    Öğe
    Solid Organ Transplantasyonunda Sitomegalovirüs Üzerine En Etkili Makalelerin Nicel Bir Çalışması
    (Deneysel, Biyoteknolojik, Klinik ve Stratejik Sağlık Araştırmaları Derneği, 2022) Alkan, Sevil; Gökçe, Oruç Numan; Şahinoğlu, Mustafa Serhat
    Amaç: Bu nicel çalışmada, solid organ nakli (SOT) alıcılarında Citomegalovirüs (CMV) konusunda önceki literatür analiz edildi. Kapsamlı hedefimiz, bu alandaki yayınları keşfetmek ve araştırma noktaları belirlemekti. Gereç ve Yöntemler: Yayınları araştırmak için Web of Science (WoS) veritabanı kullanıldı. Arama stratejisi anahtar kelimeleri olarak şu terimler kullanıldı: "CMV" veya "CMV enfeksiyonu" veya "Sitomegalovirüs" ve "solid organ" veya "karaciğer" veya "hepatik" veya "pankreatik" veya "akciğer" veya "kalp" veya " nakil" veya "organ nakli". Belge türü olarak makaleler seçildi. Dahil edilen yayınların tam metin verileri WoS veri tabanından alındı. VOSviewer (versiyon 1.6.10, Leiden University, Hollanda), ilgili konudaki işbirliği ağını, vurguları ve gelecekteki eğilimleri görüntülemek için bibliyometrik çalışmayı yapmak için kullanıldı. Sonuçlar: Wos Core Collection'dan 2432 sonuca ulaşıldı. Bunların 1390'ı makaleydi. ABD (%29.928) en üst sıralamadaki ülke idi. Almanya, Japonya, İngiltere ve Fransa (%6.043) ilk 5 ülkede yer aldı. Türkiye 16. sırada yer aldı. Yayınların 1351'i (%97.194) SCI-EXPANDED dergilerinde yayınlanmıştı. İlk makale 1971 yılında yayınlanmıştı. Makalelerin 990'ı (%71.87) 2000 yılından sonra yayınlanmıştı. En fazla yayın (%4.892) 2020 yılında yayınlanmıştı. Makalelerin H indeksi 100 idi. Toplam 45063 atıf ve makale başına ortalama 32.42 atıf yapılmıştı. Son 30 yılda atıf ve yayın sayısı artmıştı. Londra Üniversitesi en üst sıralamada yer alan kurum idi. Makalelerin çoğu (%11,871) "Transplantation Proceedings" dergisinde yayınlanmıştı. Sonuç: Bu alandaki yayın sayısı özellikle gelişmekte olan ülkeler için oldukça düşüktür. ABD, Japonya ve Avrupa ülkeleri en fazla yayına sahip ülkelerdi
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    The association of PD-L1 expression and CD8-positive T cell infiltration rate with the pathological complete response after neoadjuvant treatment in HER2-positive breast cancer
    (Springer, 2024) Çetin, Kenan; Kökten, Şermin; Sarıkamış, Bahar; Yıldırım, Sedat; Gökçe, Oruç Numan; Barışık, Nagehan Özdemir; Kılıç, Ülkan
    Purpose: Achieving a pathological complete response (pCR) after neoadjuvant therapy in HER2-positive breast cancer patients is the most significant prognostic indicator, suggesting a low risk of recurrence and a survival advantage. This study aims to investigate clinicopathological parameters that can predict the response to neoadjuvant treatment in HER2 + breast cancers and to explore the roles of tumour-infiltrating lymphocytes (TILs), CD8 + T lymphocytes and PD-L1 expression. Methods: This single-centre retrospective study was conducted with 85 HER2-positive breast cancer patients who underwent surgery after receiving neoadjuvant therapy between January 2017 and January 2020. Paraffin blocks from these patients were selected for immunohistochemical studies. Results: A complete pathological response to neoadjuvant treatment was determined in 39 (45.9%) patients. High Ki-67 index (> 30%), moderate to high TIL infiltration, PD-L1 positivity and high CD8 cell count (≥ 25) were significantly associated with pCR in univariate analyses (p: 0.023, 0.025, 0.017 and 0.003, respectively). Multivariate regression analysis identified high Ki-67 index (> 30%) and CD8 cell infiltration as independent predictors for pCR in HER2-positive breast cancer. Conclusions: High Ki-67 index, and high CD8 cell count are strong predictors for pCR in HER2-positive breast cancer. Tumours with high Ki-67 index, high TILs and CD8 infiltration may represent a subgroup where standard therapies are adequate. Conversely, those with low TILs and CD8 infiltration may identify a subgroup where use of novel strategies, including those that increase CD8 infiltration could be applied.
  • [ X ]
    Öğe
    The Frequency of Pancreatic Enzyme Elevations and Effect on Disease Severity in COVID-19
    (2023) Çeviker, Sevil Alkan; Gökçe, Oruç Numan; Çinpolat, Havva Yasemin
    Aim: In this study, we aimed to evaluate the frequency of pancreatic enzyme elevations in COVID-19-infected patients and to examine the effect on disease severity. Material and Methods: A total of 1249 patients who hospitalized with COVID-19 infection were included. The frequency of pancreatic enzyme elevations and the effect on disease severity in patients infected with COVID-19 were investigated. Results: The pancreatic enzyme elevations (amylase/lipase or both) were detected in 32 of 1249 patients (incidence 2.96%). 32 cases with a mean age of 64.97±5.63 years were included in this study. 30 (93.75%) of the cases were men’s gender. 31 (96.87%) of them had elevated amylase levels, 26 (81.25%) had elevated lipase levels and 25 (78.12%) of them had elevated both amylase and lipase levels. Only 10 (31.25%) of them tested radiological for acute pancreatitis (AP) and there was no radiological finding compatible with AP in any of the limited numbers of abdominal computerized tomography scans performed. 18 (56.25%) of the patients were transferred to the intensive care unit due to clinical worsening and mortality developed in 13 (40.62%) patients. The mean age of the deceased cases was 66.4±6.6 years and there was no statistically significant difference between deceased and survived COVID-19 patients (>0.05). Conclusion: The median lymphocyte count was lower, and the median AST, ALT, and lipase levels were higher in the deceased group. Perhaps close clinical follow-up of patients with pathological findings in these values and radiological imaging, if necessary, may be beneficial in the method of the disease. Keywords: COVID-19; disease severity; pancreatic enzyme elevations.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim