Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Dikmen, Mustafa" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Pierre Hadot’nun Felsefe ve Filozof Algısı: Teori ve Pratik Arasında Ruhani Alıştırmalar
    (Bursa Uludağ University, 2025) Dikmen, Mustafa
    Felsefenin mahiyeti hakkında geçmişten günümüze dek çeşitli yorumlar yapılmıştır. Bu noktada felsefenin teoriye daha fazla yatkın oluşu, pratikle ve pratik yaşamdan ari olduğu genel kanı olarak yer edinmiştir. Bu minvalde bu sorun üzerine çalışmalar son zamanlarda felsefe tarihçilerince ve filozoflarca tartışılmıştır. Örneğin Michel Foucault, dolaylı olarak da olsa felsefenin etik düzlemde ele alınması gerektiğini ve bir dönüşümü haiz olduğunu belirten eserler kaleme almıştır. Fakat, Foucault’dan da önce Pierre Hadot, felsefenin “ruhani alıştırma” kavramıyla iç içe geçtiğini ve belirli türden yaşamsal bir dönüşümü içerdiğini belirtmektedir. Stoacılık ve Epikürosçuluktan da önce, felsefenin ilk kez tam anlamıyla ortaya çıktığı Sokrates düşüncesinin bu açıdan okunması gerektiğini düşünen Hadot, felsefenin bugünkü bildik manasından ötede farklı anlamları ve tarzları olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır. Onun bu türden bir sorunsallaştırmayı başlatmasındaki temel etken ise felsefe ve filozof algısının mahiyetinin Sokrates ile birlikte bir varoluş estetiğine dönüşmesidir. Bu noktada Hadot, felsefenin gücünün, yaşama dair iyileştirici ve öğretici noktasının daha fazla görünür kılındığı Antik Yunan düşüncesindeki hattı takip ederek Sokrates, Platon, Aristoteles ile başlayan bu noktanın, Husserl’e kadar giden bir boyutunun olduğunu ifade eder. Modern dönemin sonuna değin giden bu hattın daha iyi anlaşılabilmesi için Hadot açısından filozof ve felsefenin yeniden tanımlanması elzemdir. Bu makalede “felsefe nedir” ve “filozof kimdir” soruları Pierre Hadot’nun düşüncesinden çözüme kavuşturmaya çalışılacaktır. Nitekim Hadot, felsefenin temel maksadının ruhani uygulamalar neticesinde bir dönüşüm yarattığını ve bu dönüşümün de etik düzlemde ele alınması gerektiğini ifade etmiştir. Sorunun çözümü adına özellikle ilkçağ Yunan düşüncesinde felsefeden anlaşılan şeyin ne olduğu sorunsallaştırılacak ve ardından ilkçağ felsefesi ve filozofuna dair önerileri tartışılacaktır [EN] Various interpretations have been made about the nature of philosophy from past to present. At this point, it is generally believed that philosophy is more prone to theory and that it is free from practice and practical life. In this respect, studies on this problem have recently been discussed by historians of philosophy and philosophers. For example, Michel Foucault has written, albeit indirectly, that philosophy should be handled on the ethical plane and that it has a transformation. However, even before Foucault, Pierre Hadot stated that philosophy is intertwined with the concept of "spiritual practice" and involves a certain kind of vital transformation. Thinking that the thought of Socrates, in which philosophy first appeared in its fullest sense even before Stoicism and Epicureanism, should be read from this point of view, Hadot tried to show that philosophy had different meanings and modes beyond its current familiar meaning. The main factor in his initiation of such a problematization is the transformation of the nature of the perception of philosophy and philosopher into an aesthetics of existence with Socrates. At this point, Hadot states that this point, which starts with Socrates, Plato and Aristotle, has a dimension that goes back to Husserl by following the line in Ancient Greek thought, where the power of philosophy, its healing and instructive point about life is made more visible. In order to better understand this line that goes to the end of the modern period, it is essential for Hadot to redefine philosopher and philosophy. In this article, the questions of "what is philosophy" and "who is a philosopher" will be analyzed from Pierre Hadot's point of view. As a matter of fact, Hadot stated that the main purpose of philosophy is to create a transformation as a result of spiritual practices and that this transformation should be handled on the ethical plane. For the sake of the solution of the problem, especially what is understood from philosophy in ancient Greek thought will be problematized and then his proposals on ancient philosophy and philosopher will be discussed.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sokrates ve Kendilik Sorunu
    (2024) Dikmen, Mustafa
    Bu çalışmada Antik Yunan’daki kendilik pratiği Sokrates üzerinden okunmaya çalışılacaktır. Ancak Sokrates felsefesini Platon felsefesi yoluyla öğrenmemizden dolayı, bu soruna Platon felsefesinin de katılması elzemdir. Felsefe tarihinde daha çok sistem felsefesi içerisinde değerlendirilen ve insanın konu edindiği bir felsefe olarak karşımıza çıkan bu düşünce biçiminin Sokrates, Platon ve Aristoteles’e, buradan da Ortaçağ’a dek uzanan uzun bir geçmişe sahip olduğu söylenebilir. Delphi’deki Apollon Tapınağı’nın girişinde altın harflerle yer alan ve Kendini Bil anlamına gelen Gnothi Seauton kavramı, bu geleneğin başladığı nokta olarak işaretlenebilir. Öte yandan Herakleitos’un “Kendimi Araştırdım” ifadesi, yine bu geleneğin bir devamı olarak okunabilir. Bu geleneğin insanı konu etmesi ve insanın ne türden epistemik ve ontolojik koşullarca var olduğunu araştırması, onun doğasını ve erdemlerini konu etmesi, kendilik pratiği açısından okunmaya imkân tanımaktadır. Sokrates açısından kendilik sorununun çözümü adına başlangıç noktası diyalog veya diyalektik bir düşünceyle ilişkide olmaktır. Bu ilişki vasıtasıyla insanın ahlaki bir özne oluşa kapı araladığı ve kendi olma yolunda ilk adımı attığı söylenebilir. Bu yönüyle çalışmada ele alınacak konu Antik Yunan’dan başlayarak, Roma-Helenistik kültürüne ve oradan da modern düşüncede oluşmaya başladığı şekliyle özne düşüncesine uzanan geniş bir yelpazenin ilk ayağı olarak Sokrates’in başlatıcısı olduğunu düşündüğüm bir geleneğin ön izleklerini incelemektir.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim