Yazar "Deniz, Osman Murat" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Dinde Hakikat: Dinlerin Çokluğu ve Hakikatin Birliği (Din Felsefesi İle İlgili Bir Deneme) Mortimer J. ADLER, Rağbet Yayınları, İstanbul, 2014, 178 sayfa.(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-11-26) Deniz, Osman Murat[No Abstract Available]Öğe Dini Plüralizm: Dinler Yoluyla Kurtuluş Mu, Dinlerden Kurtuluş Mu?(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-11-26) Deniz, Osman MuratDini plüralizm günümüz din felsefesinin en canlı ve tartışmalı konularından biridir. Bunun nedeni kısmen de olsa din felsefesinin uygulandığı ve öğretildiği çevrenin artan bir şekilde çok kültürlü, çok inançlı, çok dinli bir ortama dönüşmesidir. 21. yüzyılın başları değişik dini geleneklerin farklı teolojilerinin dini plüralizmin meydan okumasına şahitlik ettiği bir dönem olmuştur. Dolayısıyla, dini plüralizm bir şekilde bütün teolojilerin ilgilenmek ve baş etmek durumunda olduğu bir olgudur. Bu makale dinlerdeki hakikat ve kurtuluş fikrinden hareketle dini plüralizm meselesine ışık tutmayı ve küreselleşme kapsamında metafiziksel dini plüralizmin nihai amacına dikkat çekmeyi amaçlamaktadır.Öğe İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası-II: Değerler ve Kavramlar Uluslararası ve Disiplinlerarası Ruh Sempozyumu Çanakkale, 22-23 Ekim 2020 Özet ve Bildiriler Kitabı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020) Deniz, Osman Murat; Yavuz, Şevketİnsanlığın varoluşundan itibaren tartıştığı en önemli konuların başında şüphesiz ruh kavramı gelir. İnsanlığın “insan olarak varlığının devam iksiri / cevheri / unsuru olarak kabul edilen ruh kavramı gerek sosyal ve beşerî bilimlerde, gerekse bilişsel bilimler, fizyoloji, tıp vb. alanlarda asırlardır tartışılmaktadır. Çok sınırlı olmakla birlikte, farklı kültür ve inanç havzalarında varlığı kabul edilmemekte olan ruh kavramı, genel olarak insanlık tarihi boyunca varlığı ve fonksiyonları insanların geneli tarafından kabul görmüş, üzerinde eserler verilmiş ve verilmeye devam etmektedir. Canlı varlığın zihnî kabiliyetlerini ve fonksiyonlarını kuşatan ruh kavramı; akletme, karakter, duygu, şuûr / bilinç, hafıza, algı, tefekkür, vicdan, vb. anlam tayflarını bir bütün olarak kucaklar. Farklı kültür havzası inanç ve felsefelerine göre, ruh olgusu ölümlü veya ölümsüz (ebedî) olarak kabul edilebilmektedir. “Canlının maddî olmayan özü, esası” olarak tanımlanabilecek olan ruh (Arapça الرُّوحُ , rûh); “can, nefes, güç” gibi anlamlara gelmektedir. Kültürel havzalara kuşbakışı olarak göz atılacak olursa, ya bizzat ruh, ya da ruhun fonksiyonlarını içeren birbirlerine yakın kavramlar karşımıza çıkmaktadır. Bunlar şöyle sıralanabilir: Soul (İng.; séla, sawol) “merkez” anlamında; psyché (Yunanca ψυχή “nefes alma”; “esmek, üflemek” fiil kökünden “can, ruh, bilinç” manasında olup, sôma (σῶμα; “beden”)’nın zıddı olarak “ruh ve bilinç” anlamındadır. Nefeş (İbranice נפש ; nefeş), Nefs (Arapça النفس ; en-Nefs) kavramları da ruhun fonksiyonları bağlamında öne çıkan bazı terimlerdir. Klasik Felsefenin paradigma kurucu filozoflarına göre, ruh; zihin ve mantık boyutlarına sahip olmalıdır ki; insan faaliyetlerindeki ilahî boyut tecrübe edilebilsin. Vahiy-eksenli dinî geleneklerde her canlının ruhu (anima: can/lı) olmakla bereber sadece insanın ruhu ölümsüzdür. Hint Kültür Havzası İnançlarında ise--başta Brahmanizm ve Jainizm olmak üzere--yaşayan her varlık ruh sahibidir (jiva, Atmân) ve bedenler sadece bu ruhun fizikî temsilidir. Kozmosa ve kozmostaki varlıklara “ruh” bahşetme--Animizm--neredeyse dünyanın tüm coğrafyalarında geleneksel dinî inşâlardan önce insanlığın genel bir tavrı olarak görünmektedir. Bu dinî tavır ve tutum nehirlere, dağlara, taşlara, vs. eşyaya ruh izafe etme olarak karşımız çıkmaktadır. Öte yandan, farklı yaklaşımlar olmakla beraber, çağdaş bilime göre “bedene can veren manevî nefes” olarak kabul edilebilecek bir olgu yoktur. Bu tavır çağdaş felsefelerin bazılarının metafiziğinde bireyin bilinç ve aklına tekabül etmek üzere “zihin” kavramının kullanılmasına yol açacaktır. İslam terminolojisinde ise, ruh olgusu “tam olarak tanımlanamayan, bilinemeyen şey”dir. Nitekim; وَيَسَْٔلُونَكَ عَنِ الرُّوحِۜ قُلِ الرُّوحُ مِنْ اَمْرِ رَبّ۪ وَمَٓا اُو۫ت۪يتُْ مِنَ الْعِلِْ اِلَّ قَل۪يلاً Sana ruh hakkında soru sorarlar. De ki: ‘Ruh, Rabbimin emir / düzen / iradesindedir. Size ise pek az bilgi verilmiştir.’ (el-İsrâ’, 85) Ruh hakkındaki varoluşsal bir soru aslında insanın özü ve özeti hakkında bir soruya karşılık gelir. Bu açıdan “can, nefes, güç” anlamlarına gelen ruh kelimesi, terim olarak “bedenin zıddı olan; insanın mânevî özünü oluşturan, onu insan yapan ve diğer varlıklardan ayrıştıran cevher”dir. Kelime, Kur’ân’da ana hatlarıyla dört anlamda kullanılır: (a) Canlılarda hayat kaynağı olan güç; insanın manevî özü (el-İsrâ’, 85; el-Enbiyâ’, 91; et-Tahrîm, 12); (b) Vahiy (ve tabii iması Kur’ân) anlamında (en-Nahl, 2; el-Mü’min, 15; eş-Şûrâ, 52); (c) Vahiy meleği olan Cebrâil veya özel melek anlamında (el-Bakara, 87; Meryem, 17; eş-Şuarâ, 193; el- Meâric, 4; el-İsrâ’, 78 – 85 70; el-Kadr, 4); (d) Yaratma, yaratılış. Bu bağlam, Hz. İsa’nın “yaratılış” serüveninin de arka planını verir. Genel görüşe göre, “varlığı canlı tutan ve bedeni yöneten cevher”, --bazılarına göre— “latîf bir cisim” olan ruh, genel maddî özelliklerden ırak gerçek bir varlıktır ve bireye hastır. Bireye hastır; çünkü irade hürriyeti ve buna bağlı sorumluluk ruha aittir. Bu genel açıklama ekseninde, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi organizatörlüğünde “İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası-II: Değerler ve Kavramlar--Uluslararası ve Disiplinlerarası ‘Ruh Sempozyumu’ “ iki ana sütun üzerine oturmaktadır:I. SOSYAL VE BEŞERİ BİLİMLER BAĞLAMINDA RUH TEMALARI 1.1. DİN BİLİMLERİ VE DİNLER TARİHİ EKSENİNDE RUH TEMASI 1.2. TEMEL İSLAM BİLİMLERİ EKSENİNDE RUH TEMASI 1.3. DİL, DÜŞÜNCE VE SANAT EKSENİNDE RUH TEMASI 1.4. İNSAN, TOPLUM VE TARİH EKSENİNDE RUH TEMASI II. BİLİŞSEL BİLİMLER, TIP VE FİZYOLOJİ BAĞLAMINDA RUH TEMALARI 2.1. BİLİŞSEL BİLİMLER EKSENİNDE RUH TEMASI 2.2. TIP BİLİMLERİ EKSENİNDE RUH TEMASI 2.3. FİZYOLOJİ, BİYOLOJİ, VB. BİLİMLER EKSENİNDE RUH TEMASI Sempozyumun ana temaları sadece bunlarla sınırlı tutulmamış, disiplinlerarası yaklaşımlara sahip tüm tebliğler Düzenleme Kurulu tarafından değerlendirmeye alınarak geniş katılımlı uluslararası bir sempozyum programı planlanmıştır. Oldukça fazla başvuru olan sempozyuma ancak doksan civarında yerli ve yabancı akademisyen, yazar, araştırmacının tebliğ metinleri kabul edilmiştir. Öte yandan, yaşamakta olduğumuz küresel salgın sebebi ile yüz yüze yapmayı planladığımız sempozyum iki kez (2-3 Nisan, 2020 || Haziran, 2020) ertelenmek zorunda kalmıştır. Salgının tekrar artış göstermesi sebebiyle sempozyum 22-23 Ekim, 2020 tarihleri arasında uzaktan katılım suretiyle gerçekleştirilmiştir. Özellikle uluslararası sempozyumların hazırlanış süreçlerinin zorluğu bilinen hususlardandır. Böylesi —on dört ayı bulan— zorlu ve meşakkatli süreçte başta Sempozyum Düzenleme Kurulu’nun ve Sempozyum Sekretaryasının emek, çaba ve gayretleri her şeyin üzerindedir. Bundan dolayı her şeyden önce Düzenleme Kurulu’na ve Sempozyum Sekretaryasına en kalbî takdir ve teşekkürlerimi arz etmek isterim. “Niyetler amellerden öncedir” hükmünce, sempozyumumuza taahhüt edilen maddî ve manevî destekler –salgın sebebiyle kullanılamamış olsa da—niyetleri ve taahhütleri çok kıymetli ve değerliydi. Onların taahhütleri deniz feneri olup, bizlere umut ufku çizebilme imkânı verdi…Bu yüzden sempozyumun gerek hazırlanış süreçlerinde gerekse yapılış vetirelerindeki katkı, destek, yardım ve lojistik taahhütleri veren aşağıdaki kişi, kurum ve kuruluşlara kalbî teşekkürlerimizi bir borç addederim: - Değerli Rektörümüz Prof. Dr. Sedat MURAT: Sürecin başından itibaren verdiği destekler ve yüz yüze yapılacağı düşüncesiyle yurtdışından gelecek akademisyenlerin ibatesindeki katkı taahhütleri; - Kıymetli Rektör Yrd. Prof. Dr. Suat UĞUR: Süreç içindeki kıymetli destekleri ve aydınlatıcı, ufuk açıcı ve rota çizici güzel Açılış Konuşması; - İlâhiyât Fakültesi Geliştirme Vakfı ve İÇDAŞ’ın iâşe ve kırtasiye taahhütleri; - Belediyelerimizin (Çanakkale Belediye Bşk. Ülgür GÖKHAN; Ezine Belediye Bşk. Güray YÜKSEL; Lapseki Bel. Bşk. Eyüp YILMAZ; Geyikli Bel. Bşk. Mevlüt ORUÇOĞLU; Biga Bel. Bşk. Bülent ERDOĞAN Beyefendilerin) iaşe ve/ya yol giderlerini ödeme taahhütleri; - Kurumlarımızın (GESTAŞ Çanakkale İl Müdürü Mahir SEVİNÇ; Çanakkale İl Kültür ve Turizm Müdürü (v.) Cemil AGAS Beyefendilerin) taşıma, gezi ve müze ziyaret taahhütleri. Hayırlı, bereketli ve başarılı bir sempozyum olması dilekleriyle başladığımız bu ilim ve bilim şöleni, doksana yakın katılımcının sempozyumumuza getirdiği boyut, ufuk, enerji ve “ruh” ile amacına ulaşmıştır. Böylesi fikir şölenini değerli ve anlamlı kılan tüm katılımcılara—Sempozyum Düzenleme Kurula adına—kalbî teşekkürlerimizi arz ederim.Öğe John Calvin’in Vahiy ve Kutsal Kitap Anlayışı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-11-26) Deniz, Osman MuratBu makale Protestan düşüncenin ve ilahiyatının şekillenmesinde büyük etkisi olan John Calvin’in vahiy anlayışını ele almaktadır. Onun vahiyden ne anladığı incelenmekte, vahiy anlayışı Kitabı Mukaddes hakkındaki düşünceleri ile bağlantılı olarak ortaya konmaktadır. Calvin için özellikle önem arzeden vahyin bilgiye dönük yönü vurgulanmaktadır. Vahiy anlayışı değerlendirilerek günümüz vahiy görüşü bağlamındaki yeri gösterilmeye çalışılmaktadır.Öğe Mâtüridi’de dini çoğulculuk(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2012-10) Deniz, Osman Murat[No Abstract Available]Öğe Pietizm: Kökenleri, Temel Özellikleri ve Gelişimi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-10-04) Deniz, Osman MuratPietizm Hıristiyan düşünce tarihi içerisinde anlaşılması en güç hareketlerden birisidir. Pietizmin mahiyeti ve değeri konusundaki tartışma sürse de, modern Protestan teolojinin pietist değerleri ve inançları içinde barındırdığı yaygın bir kabuldür. Pietizmin, Kant, Hegel ve Kierkegaard gibi pek çok filozofu etkilediği de tartışma götürmez bir olgudur. Bu makalede pietizmin tarihi kökenleri, temel özellikleri ve gelişimi gösterilmeye ve öne çıkan pietistler tanıtılmaya çalışılacaktır.Öğe Troia’dan Çanakkale’ye İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası: Değerler ve Şehir Uluslararası Kongresi Çanakkale, 25-27 Ekim 2018 Özet ve Bildiriler Kitabı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018) Deniz, Osman Murat; Yavuz, ŞevketTroia’dan Çanakkale’ye İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşâsı: Değerler ve Şehir” / International Congress on “The Construction of Human, Creed and Space from Troia To Çanakkale: Values and Cities” adlı uluslararası kongremiz 25-27 Ekim 2018 tarihler arasında yapılmıştır. Kongremizin planlanmasının ve gerçekleştirilmesinin dayandığı gerekçeleri şu şekilde ifade etmek mümkündür: Dünyanın en önde gelen tarihî ve kültürel miraslarından biri olan Troia, “tarihî ve kültürel değer” olarak varlığını binlerce yıldır devam ettirmektedir. 2018 yılı da bu değerin UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesine girişinin (1998) yirminci yıl dönümüdür. Avrupa Parlamentosu da 2018 yılını Avrupa Kültür Mirası Yılı ilan etmiş bulunmaktadır. Bu tarihî bağlama dayanarak, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı da 2018 yılını resmi olarak Troia yılı ilan eder. Tarih-kültür-medeniyet ve değer turizminin merkez destinasyonlarının başında olması gereken Troia--özelde de Gelibolu Yarımadası--, “küresel köy” haline evrilen dünyanın «medeniyet ve kültür» kökenlerini hatırlaması bağlamında bir yadigâr, hatırlatıcı bir kaynaktır. Genelde küresel çatışma ve sorunların yoğunlaştığı, özelde de Türkiye’nin negatif imajı için sürdürülen dezenformasyon girişimlerinin arttığı bir zaman diliminde “kadim insanlık değeri” olan “savunma”, “özüne, köküne ve ocağına” sahip çıkma ve bu uğurda mücadele etmenin ilk proto-modellerinden olan Troia’yı hatırlamak ve “burada-ve-şimdiye” davet etmek oldukça anlamlı bir çaba olsa gerektir. Truvalıların asırlarca önce gerçekleştirdiği “kule /yurt savunması” mücadelesi ve ideali, İlyada Destanı olarak karşımıza çıkar. Bu ideal tarihsel değer, 1915’te Çanakkale Destanı olarak yeniden şekil alır, form bulur. “Söz vücut bulur” hükmünce “destanlar” Büyük İskender’den Gazi Süleyman Paşa’ya, Orhan Gazi’den Gazi Mustafa Kemal’e bilinç kurar, ülkü yoğurur, umut üfler. “Duvarsız sınıflar” haline gelen dünyanın değer kodlarından olan Troia, Anadolu destanlarından ilk modellerinden ise, şüphesiz Çanakkale Destanı da bu destanın can ile ve manâ ile yeniden sahnelenmesinden başka bir şey değildir. Asırlar boyunca insanlığın kolektif bilinç ve genel ideal havuzlarından biri olan Homeros’un İlyada Destanı’nın coğrafyası ve demografyası, 20. asrın başlarında vatan ve kahramanlar olarak Müslüman-Türk adı ile tarihe adeta dönüş yapar. Öte yandan, şüphesiz barış “savaşılanlar” ile yapılır. Bu bağlam da «sulh bedel iledir» ilkesini hatırlatır. «Savaş istisna, barış esastır» ilkesi günümüzün savaşlardan yorgun ve bitkin dünyası için ne kadar da anlamlı, değerli ve önemlidir! Bunlardan da öte, “insan, bulunduğu yere göre temekkün eder / şekillenir” ile “coğrafya kaderdir” (İbn Haldûn) hükmünce, bu topraklar insanlığın antropolojik serüveninin ve kültürel macerasının proto-modellerinden biri; belki de en önde gelenidir. Troia’da olanlar ile Gelibolu’da asırlar sonra meydana gelenler fenomen / olgu olarak pek çok açıdan birbirlerine benzer. Konar-göçer bir hayat tarzından yerleşik düzene geçiş ile klanlardan kabilelilere, oradan da büyük toplumlara ve milletlere evriliş, mekânları da küçük karye, köy, vb. yerleşim birimlerinden büyük şehirlere dönüşümü zorunlu kılmıştır. “Söz; varlığı, mekânı ve inancı inşa ve meşhur eder” hükmü döngüsel olarak da “varlık, mekân ve inanç sözü devamlılaştırır ve yaygınlaştırır” esasını ortaya koyar. Bu açıdan insanları, mekânları, olayları ve olguları konu edinen anlatılar / “söz” (mitos, efsane, esâtir, kutsal metin pasajları, vs.) insanları, inancı ve mekânı unutulmaz kılar, ölümsüzleştirir. Söz; inanç olur (veya inancın en önemli ifadesi sözdür), insanı şekillendirir; insan da mekânı kurar, donatır, inşa eder; kurup, donatıp, inşa ederken aslında inşa da olunur…. İşte bu tarihsel, kültürel ve insanî bağlam bu Uluslararası Kongre›nin çerçevesini çizer, adını belirler: «Troia’dan Çanakkale’ye İnsanın, İnancın ve Mekânın İnşası: Değerler ve Şehir.” Kongre; iki ana sütun üzerine oturur: Manevî Kültür Bağlamında Değerler ve Şehir Temaları. Bu da dört ana tema üzerinde şekillenir. Bunlar: 1. İlâhiyât İlimleri Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 2. Dinlerin Tarihi ve Kutsalın Arkeolojisi Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 3. Dil, Düşünce ve Sanat Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 4. İnsan, Toplum ve Tarih Ekseninde Değerler ve Şehir Teması Maddî Kültür Bağlamında Değerler ve Şehir Temaları. Aynı şekilde dört ana tema ekseninde ele alınır. Bunlar: 1. Coğrafya ve Topografya Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 2. Arkeoloji Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 3. Mekân Psikolojisi ve Topografik Sosyoloji Ekseninde Değerler ve Şehir Teması 4. İklim, Bitki Örtüsü, Toprak Ekseninde Değerler ve Şehir Teması Mevzubahis iki ana sütun üzerine oturan Kongremiz iki gün yoğun akademik tartışmalara, fikir teâtilerine, görüş ve yaklaşım paylaşımlarına sahne olmuştur. Diğer bir ifade ile, gönlü, görüşü, bulunuşu ve katkıları ile pek çok saygıdeğer bilim insanı, fikir emekçisi, yazar ve düşünür “oluşu” mümkün kılıp, “mekânı” şenlendirmişlerdir. Kongrenin üçüncü gününde de teoriyi pratiğe dönüştürme bağlamında Troia ile Çanakkale’yi “kıymet, kutsiyet ve vatan” kılan unsurları yerinde ve tecrübe ile tespit etmek üzere Troia Ören Yeri ile “coğrafyayı vatan kılan” aziz şehitlerimizin mübarek ve mukaddes makberlerinin ziyaretlerini kapsayan Şehitlik Ziyareti gerçekleştirilmiştir. Oldukça başarılı, verimli ve faydalı geçtiğini ve olduğunu düşündüğümüz Kongremizin hazırlanması ve gerçekleştirilmesi safhalarında özverili bir şekilde gayret, destek ve katkılarını esirgemeyen başta Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlâhiyât Fakültesi idarî ve akademik personeline, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Rektörlüğü’ne ve özellikle de her türlü yardımı, dayanışmayı ve dayanağı sağanaklaştıran saygıdeğer Çanakkale Müftümüz Arif Gökce Bey’e kalbî teşekkürlerimi ifade etmeyi bir borç bilirim. Kongremizin hazırlanması ve icra süreçlerinde cansiperane gayret ve çabaları sebebiyle de Kongre Sekreteryası Dr. Öğr. Üyesi Osman Murat Deniz Bey’e teşekkürlerimi ifade etmekten büyük bir memnuniyet duyarım. “İnancı” da, “mekânı” da anlamlı ve mümkün kılan “insan”dır elbette. Bu Kongremizi de mümkün kılan tüm destekçi, katılımcı ve yardımcılara tekrar teşekkürlerimi takdim eder, nice güzel ve bereketli rıhle (ilim yolculukları)’de tekrar beraber olabilme umut ve temennilerini arz ederim.