Yazar "Bozcu, Ayşe" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Biga yarımadası (Edremit körfezi civarı) ve gökçeada tersiyer tortullarının hidrokarbon potansiyeli(2014) Bozcu, Ayşe; Bozcu, Mustafa; Durak, GülşahBu çalışma kapsamında kuzeybatı Anadolu?da, Edremit Körfezi çevresi ile Gökçeada?nın Tersiyer çökellerinin hidrokarbon potansiyeli incelenmiştir. Batı ve Kuzeybatı Anadolu?daki petrol ve doğal gaz sahaları içerisinde bu iki alan kritik bölge niteliğindedir. Bu çalışma ile Eosen?den Pliyosen?e kadar karasal ve denizel çökellerin depolandığı bu alanlarda jeolojik, stratigrafik çalışmalar ile bölgedeki bu çökellerin hidrokarbon potansiyeline ilişkin organik jeokimyasal çalışmalar yapılmış ve ana kaya özellikleri belirlenmiştir. Edremit Körfezi çevresinde, kuzeyde Kazdağ yükselimi güneyde ise Kozakdağ yükselimi ile sınırlanmış çöküntü alanlarında yaygın olarak Küçükkuyu Formasyonu yüzeyler. Formasyonu oluşturan litolojiler konglomera, kumtaşı, şeyl ve tüflerden oluşur. Egemen litolojiyi oluşturan organik madde içeren şeyller türbiditik kumtaşlarıyla ardalanmalı olarak bulunur. Küçükkuyu Formasyonu?nun şeylleri organik jeokimyasal çalışmalarla ana kaya yönünden değerlendirilmiştir. Organik jeokimyasal çalışmalar Rock-Eval piroliz, ince tabaka kromatografi, gaz kromatografi (GC), gaz kromatografi-kütle spektrometre (GC-MS)analizleri ile vitrinit yansıma ve toplam kükürt analizleridir. Küçükkuyu Formasyonunun şeyllerinin orta ve iyi derecede ana kaya potansiyeline sahip olduğu, organik madde tipinin Tip II ve Tip III kerojenden oluştuğu, olgunlaşma derecesinin olgunlaşmamış, erken-orta olgun olduğu belirlenmiştir. Gaz kromatografi (GC), gaz kromatografi-kütle spektrometre (GC-MS), sonuçlarına göre karasal organik maddenin baskın olduğu, çoğunlukla anoksik ortam yer yer de oksik ve suboxic koşulların varlığı ve gölsel ana kaya olduğu sonucuna varılmıştır. Toplam kükürt sonuçları da gölsel ortamı desteklemektedir. Gökçeada?da yüzeyleme veren Tersiyer birimleri jeolojik olarak Trakya havzasının güney- güneybatı devamı niteliğindedir. Tersiyer birimleri; Erken?Orta Eosen yaşlı Karaağaç Formasyonu ile başlar, üzerine uyumlu olarak Fıçıtepe Formasyonu gelir. Resifal karbonatlardan oluşan Soğucak Formasyonu Fıçıtepe Formasyonu ile uyumsuzdur. Bunun üzerine türbiditik özellikli Ceylan Formasyonu gelir. Gökçeada?da Oligosen birimlerinin çökelimi Mezardere Formasyonu ile başlar. Bunun üzerine karasal çökellerden oluşan Armutburnu üyesi gelir. Gökçeada?da Karaağaç, Ceylan ve Mezardere Formasyonları?nın ana kaya özelliklerini belirlemek için Rock-Eval Piroliz, ince tabaka kromatografi, GC, GC-MS analizleri ile vitrinit yansıma ve palinolojik analizler yapılmıştır. TOC değerleri % 0.17- 8.5 arasında, ort % 1.16?dır. HI değerleri max. 119 mgHC/gr TOC?a kadar çıkmakta olup, organik madde III. Tip kerojendir. Tmax ve R0 değerlerinin çoğunluğu olgunlaşma derecesinin orta-ileri ve aşırı olgun olduğunu gösterir. GC ve GC-MS sonuçları, birimlerin çoğunlukla karasal organik maddeden türeyen hidrokarbon içerdiği, ana kaya litolojisinin şeyl olduğu, suboksik-anoksik bir ortamda çökeldiğini belirtir.Öğe Organic geochemical characteristics and depositional environment of Lower-Middle Miocene Küçükkuyu Formation, Edremit Gulf, NW Turkey(2017) Bozcu, AyşeThe Lower-Middle Miocene Küçükkuyu Formation crops out extensively in the Edremit Gulf area (NW Turkey). In thisstudy, shale samples from this unit were investigated to evaluate source rock characteristics, depositional conditions, and hydrocarbonpotential. Outcrop samples of the Küçükkuyu Formation were taken from different locations and analyzed by Rock-Eval pyrolysis,vitrinite reflectance (R o ), stable carbon isotope (δ 13 C), total sulfur (TS), gas chromatography (GC), and gas chromatography-massspectrometry (GC-MS). The total organic carbon (TOC) values range from 0.23 to 6.1 wt.% with an average of 1.76 wt.% for thenorthern samples and 0.24 to 2.82 wt.% with an average of 1.66 wt.% for the southern samples around the Edremit Gulf. Hydrogen index(HI) values were up to 606 and 712 mg HC/g TOC in the north and south of the gulf, respectively. Organic matter type in the formationconsists predominantly of Type II and III kerogen with a minor component of Type I kerogen. Tmax values ranging from 414 to 496 °Cin the north and 423 to 446 °C in the south of the gulf indicate that most samples are at the beginning of the oil generation window andare thermally immature or early-mid-mature. Vitrinite reflectance (R o ) and biomarker maturity parameters support this result. Basedon geological observations, biomarker distributions, and TOC/TS ratios, the Küçükkuyu Formation was deposited in a freshwater toslightly brackish water environment under anoxic-suboxic conditions with organic matter input from aquatic organisms and fromterrestrial higher plants. According to Rock-Eval pyrolysis data, the Küçükkuyu Formation mostly has medium to good hydrocarbon- generation potential. However, as these potential source rocks are in general immature and/or early-mature, the hydrocarbon potentialof the study area is very limited.Öğe Yapısal özelliklerin lapya gelişimindeki rolü: Kızılörü dağı doğusu (Korkuteli-Antalya)(2006) Graf, İlksen Koçak; Bozcu, AyşeAntalya'nın kuzeybatısında, Kızılörü dağının doğusunda gözlenen lapyalar, Jura-Kretase (Senomaniyen) neritik kireçtaşları üzerinde gelişmiştir. Sahada lapyaların yapısal özelliklerle olan ilişkilerini ortaya koymak amacıyla lapyaların ana gelişim doğrultuları ve çatlakların kuzeyden sapmaları ölçülmüş, elde edilen veriler gül diyagramlarına aktarılarak değerlendirilmiştir. Hazırlanan diyagramlarda, dairesel şekilli lapyaların egemen doğrultularıyla birincil ve ikincil çatlak yönelimleri arasında KD-GB doğrultusunda büyük bir uyum ortaya çıkmıştır. Hidrodinamik kontrollü çizgisel şekilli lapyaların birincil ve ikincil egemen doğrultularıyla, çatlakların egemen yönelimleri arasındaki ilişkilerse zayıf kalmıştır. Bu sonuçlar, değerlendirilmeye alman lapyalardan delikli lapyalar ve kamenitsalarm büyük ölçüde çatlak kontrollü, oluklu lapyalar ve kanalcıklı lapyaların ise hidrodinamik kontrollü bir oluşum ve gelişim mekanizmasına sahip olduklarını doğrulamaları açısından önem taşır.