Yazar "Benli, Çağhan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Mikrocerrahide dikiş tekniklerinin karşılaştırılmalı analizi etkin cerrahi sonuçlar için hız ve verimliliğin değerlendirilmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2025) Benli, Çağhan; Akyürek, MustafaGiriş ve Amaç: Bu araştırma, mikrocerrahide kullanılan iki farklı dikiş (temel [primer] ve açık döngüsel [open loop]) ve iki farklı düğüm tekniğinin (konvansiyonel ve havadan [airborne]) birbirleriyle kombine ve ayrı ayrı kullanıldığında hızlarını ve farklı seviyedeki tecrübeye sahip mikrocerrahlar tarafından öğrenilebilme eğrilerinin kolaylığını, uygulanabilirliklerini ve sonuçlarını karşılaştırmayı amaçlamaktadır. Havadan sütürasyon tekniği, ince dokularla temas ettiğinde dokuya adeta yapışan sütür materyalini dokuya değdirmeden havada tutarak anastomoz yapmayı hedefler. Açık döngüsel tekniğinde ise damar lümenini kapatma riski olan sütürasyon aşamasında uygun açı bulunduktan sonra döngü şeklinde sürekli bir biçimde geçilerek anastomoz yapılır. Tüm bu teknikler temelde tekniğin ve hızın önemli olduğu mikrocerrahi anastomozlarında hızı ve verimliliği arttırmaya yönelik geliştirilmişlerdir ancak bugüne kadar bu teknikleri birbirleriyle ve farklı uygulayıcı cerrahların öğrenebilme eğrileriyle karşılaştıran bir araştırma literatürde bulunmamaktadır. Özellikle iskemi süresinin önemli olduğu mikrocerrahi anastomozlarda, hız ve tekniğin önemi artmaktadır. Parmak replantayonları gibi mikrocerrahi acillerinde ideal teknik arayışı sürmektedir. Araştırmamızda bu arayışa katkıda bulunmayı amaçladık. Materyal-Metod: Çalışma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Deneysel Araştırmalar Uygulama ve Araştırma Merkezi'nde yapılmış olup 36 adet Wistar albino cinsi 6-8 haftalık dişi sıçan kullanılmıştır. Kullanılan ratların femoral arter ortalama çapı 1.6 mm olup, insan dijital arteri ile benzer büyüklüktedir. 36 ratın herbirindeki 2 femoral arter ayrı ayrı anastomoz modelinde kullanılmış olup toplam 72 anastomoz modelinin hızı ve elektron mikroskobu altındaki sütürasyon değerlendirmeleri ayrı ayrı kaydedilmiştir. Günlük pratikte rutin olarak mikrocerrahi işlemleri yapan 9 farklı mikrocerrahın anastomozlarından çalışmada yararlanılmıştır. 9 cerrahın her biri mikrocerrahi temel eğitim kursunu tamamlamış ve deneyimlerine göre < 1 sene, 1-4 sene ve > 4 sene deneyime sahip cerrahlardan oluşan 3'er kişilik 3 eşit gruba ayrılmışlardır. Yukarıda belirtilen 2 farklı dikiş ve düğüm tekniği birbirleriyle kombine edilerek; temel dikiş - konvansiyonel düğüm (TD-KD), temel dikiş - havadan düğüm (TD-HD), açık döngüsel dikiş – konvansiyonel düğüm (ADD-KD), açık döngüsel dikiş – havadan düğüm (ADD-HD) olmak üzere 4 farklı ölçüm grubu hazırlanmıştır. Hazırlanan grupların her biri cerrahlara teknikler anlatıldıktan sonra uygulatılmış ve süresi kaydedilmiştir. Daha sonra cerrahlar 32 adet kullanılan damarlara benzer çaptaki plastik tüpler üzerinde in vitro deney modelinde her bir sütürasyonu 8 kere pratik etmiş ve yine sıçan üzerindeki 4 adet arter veya ven üzerinde in vivo pratik yapmıştır. Sonrasında bir kez daha her bir sütürasyonu sıçan femoral arteri üzerinde uygulamış ve süreler kayıt altına alınmıştır. Ayrıca >4 sene deneyime sahip cerrahların pratik sonrası attıkları dikiş-düğüm kombinasyonlarının anastomoz hatlarının elektron mikroskobu altındaki dikiş ve düğüm kaliteleri incelenmiş olup yine bu cerrahlar üzerinde çift kör yöntemle önceden belirlenmiş soruların olduğu değerlendirme formu ile tekniklerin farklı kriterlere göre ölçeklendirilmesi sağlanmıştır. Bulgular: Açık döngüsel dikiş ve konvansiyonel düğüm tekniği, en hızlı anastomoz süresine ulaşmış, daha deneyimli cerrahlar ise daha kısa sürede anastomoz yapmıştır. Grupların anastomoz süreleri sıralaması küçükten büyüğe ADD-KD < TD-KD < ADD-HD < TD-HD olmuştur. Özellikle > 4 sene deneyime sahip cerrahlar, < 1 sene deneyime sahip cerrahların 4'te 1'i sürede anastomoz yapmışlardır. "Havadan düğüm" tekniği, öğrenme eğrisi zorluklarına rağmen, pratik yapıldığında anastomoz süresini istatistiki olarak anlamlı olacak şekilde %15 oranında kısaltmıştır. Açık Döngüsel Dikiş kullanılan yöntemlerde sütür aralıkları daha düzenli olurken, Havadan Düğüm kullanılan yöntemlerde ise düğüm kalitesinin arttığı gözlenmiştir. Sonuç: Bu çalışmada, mikrocerrahi operasyonlarında kullanılan çeşitli dikiş ve düğüm teknikleri karşılaştırılmıştır. Farklı deneyim seviyelerine sahip mikrocerrahlar üzerinde yapılan deneyler sonucunda, en hızlı anastomozu sağlayan tekniğin Açık Döngüsel Dikiş – Konvansiyonel Düğüm olduğu tespit edilmiştir. Deneyimli cerrahlar, mikrocerrahiye yeni başlamış cerrahlara göre anastomoz işlemlerini çok daha hızlı tamamlamışlardır. Ayrıca, "Havadan Düğüm" tekniği ile yapılan anastomozlar, pratikle hız kazandıran ve daha kaliteli düğümler sunan bir teknik olarak öne çıkmıştır. Çalışma, bu konuda yapılmış en kapsamlı araştırmalardan biri olarak literatüre katkı sağlamaktadır.Öğe Particular type of high-pressure injection injuries: Oil-based paint guns, a retrospective, single center experience(2022) Akyürek, Mustafa; Benli, ÇağhanObjectives: Oil-based high-pressure injection injuries may cause serious hand injuries. Unless proper surgical interven- tions are performed, this situation contains a high possibility of serious sequels. It is aimed to present the management of high-pressure injection injuries with paint gun. Methods: Between 2013 and 2019, five male patients with the mean age of 34,4, admitted to our clinic with hand injuries and subcutaneous oil-based materials injection caused by high-pressure paint guns. Broad debridement was performed by dissection and adventitiectomy of the vessel and nerve bundles under magnification. Postoperative clinical follow-ups, Quantitative Sensory Testing results, and chemical properties of the injected materials are obtained. Results: Pain was the most common complaint in the early postoperative period. Injected materials were oil-based paints and mineral oils, both have a pH between eight and nine. We observed partial skin and subcutaneous tissue necrosis but none of the patients required amputation. Static two-point discrimination values were obtained post-op 12th month, varied between 7 and 11 mm (mean 8 mm) at the pulp of the affected finger innervated by the affected nerve endings. Cold in- tolerance was the most common complaint in the chronic phase. The worst clinical outcome among these patients, one had chronic infection and fistulas around the injected fingers due to late admission to our clinic by the 6th day of post-injury without any emergent treatment prior. Conclusion: To reduce permanent impairments in high-pressure injection injuries of the hand, early decompression and debridement under microsurgical operation settings are important. Therefore, patients should be operated as soon as possible to improve outcomes.