Yazar "Barutçu, Ozan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 4 / 4
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Clinical significance of Ki-67, c-erbB-2 and E-cadherin expressions in open partial laryngectomy patients(2016) Barutçu, Ozan; Kara, Medine; Muratlı, Aslı; Güçlü, Oğuz; Dereköy, Fevzi SefaAmaç: Bu çalışmada gırtlak kanserlerinde klinikopatolojik değişkenler ile ilgili biyo-göstergeler ve servikal lenf nodu invazyonu, nüks, uzak metastaz ve sağkalım riskleri arasındaki ilişkinin analiz edilmesi amaçlandı.Hastalar ve Yöntemler: Larenks kanseri olan 41 hasta retrospektif olarak incelendi. E-kaderin, Ki-67, c-erbB-2 ekspresyonları, tümörün yeri, farklılaşması, servikal lenf nodu metastazı, perinöral, perivasküler, perikapsüler invazyon riski ile nüks ve sağkalım süresi arasındaki ilişki istatistiksel olarak değerlendirildi.Bulgular: T-evresi ile sağkalım oranları, perikapsüler invazyonu ve en düşük sağkalım oranları arasında anlamlı ilişki bulundu. E-kaderin, Ki-67, c-erbB-2 ekspresyonları ile tümörün klinikopatolojik değişkenleri arasında anlamlı ilişki bulunmadı. Güçlü E-kaderin boyaması ile Ki-67 proliferasyon indeksi arasında pozitif ilişki saptandı.Sonuç: Bu göstergeler larenks kanseri için güvenilir prognostik ve öngördürücü faktörler değildir. E-kaderin ekspresyonu, hücre-hücre adezyonlarını sağlayan farklılaşmış ve daha az invaziv kanserlerde iyi korunup farklılaşmamış kanserlerde azaltılmıştır. E-kaderin ve Ki-67 proliferasyonu arasındaki pozitif ilişki gösteriyor ki larenks kanserlerinin histopatolojik farklılaşması, yüksek proliferasyon indeksine rağmen sürdürülmektedirÖğe Larenks kanserli hastalarda Ki-67, CerbB-2, E-kaderin ekspresyonları ve bu belirteçlerin klinik önemi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2012) Barutçu, Ozan; Dereköy, SefaAMAÇ: Etyopatogenezinde sigara ve alkol kullanımı ile iyonizan radyasyon ve genetik değişikliklerin sorumlu tutulduğu larenks kanserlerinde çeşitli prognostik ve prediktif faktörler söz konusudur. Bunlar başlıca; tümörün klinik patolojisi ve biyolojisiyle ilgilidir. Biyolojik faktörler arasında tümör süpresör genler ve onkogenler başta olmak üzere bazı moleküller yer almaktadır. Sunulan çalışmamızda bu biyolojik faktörlerden E-Kaderin, CerbB-2 ve Ki-67 ekspresyonların larenks karsinomlu olguların klinikopatolojik değişkenler arasındaki ilişkiler araştırıldı.E-Kaderin hücreler arası bağlantıyı sağlayan bir adezyon molekülüdür ve salınımının azalması tümör gelişmine zemin hazırlar. CerbB-2 bir tirozin kinaz büyüme faktörü ve onkogendir. CerbB-2'nin fazla ekspresyonu bir çok malign hastalığın gelişiminde gözlenmektedir ve bu nedenle hücre transformasyonu ve tümör patogenezinde rol oynadığı düşünülmektedir. Ki-67 proteini, bir proliferasyon belirleyici nükleer proteindir. Bu nedenle gerek normal dokularda gerekse neoplastik dokularda, büyüme fraksiyonundaki hücreleri göstermede iyi bir belirleyicidir. Bu çalışmamızdaki amaç larenks kanserli olguların klinikopatolojik değişkenlerden ; nüks ve servikal lenf nodları metastaz riski, uzak metastaz olasılığı ve sağkalım gibi özelliklerle bu belirteçlerin arasındaki korelasyonların ortaya konmasıdır.GEREÇ ve YÖNTEM: Bu çalışmada Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Tıp Fakültesi KBB Anabilim Dalı'nda 2009-2012 yıllarında tanısı konmuş ve tedavisi düzenlenmiş 41 adet larenks karsinomu olgusu değerlendirilmeye alındı. Hastaların klinik öyküsü, yaş ve cinsiyeti, hastalığın tuttuğu anatomik bölgeleri, sigara ve alkol alışkanlıkları ile fizik muayene bulguları TNM klasifikasyonuna göre kayıt edildi. E-Kaderin, CerbB-2 ve Ki-67 belirteçlerin; tümörün lokalizasyonu, T evresi, histopatolojik tanı, tümör diferansiyasyonu, servikal lenf nodu metastazı, perinöral invazyon, vasküler invazyon, kapsüler invazyon, nüks ,eks ve sağkalım açısından karşılaştırılmaları istatiksel olarak değerlendirildi.BULGULAR: Supraglottik kanserli olgularda servikal lenf nodu metastazı oranı, glottik kanserli olgulara göre istatiksel olarak anlamlı bir şekilde yüksek bulundu (p=0,001). T evrelemesinin artması ile sağkalım oranın düşmesi arasında anlamlı korelasyon saptandı (p=0,016). Kapsüler invazyon varlığıyla sağkalım oranın düşmesi arasında istatiksel olarak anlamlı bulundu (p=0,007).E-Kaderin, Ki-67 ve CerbB-2 ekspresyonları ile çalışma grubumuzdaki larenks karsinomlu tüm olguların tümörün lokalizasyonu, T evresi, histopatolojik tanı, tümör diferansiyasyonu, servikal lenf nodu metastazı, perinöral invazyon, vasküler invazyon, kapsüler invazyon, nüks ,eks ve sağkalım arasındaki istatiksel değerlendirmede anlamlı sonuç bulunmadı. E-Kaderin kuvvetli boyanması ile Ki-67 proliferasyon indeksi arasında pozitif korelasyon saptandı (p=0,012).SONUÇ: E-Kaderin, Ki-67 ve CerbB-2 ekspresyonlarıyla larenks kanserli tüm olgularımızın tüm klinikopatolojik değişkenleriyle yapılan istatiksel değerlendirmede anlamlı korelasyon bulunamadı. Bu bulgu çalışılan belirteçlerin güvenilir prognostik ve prediktif faktör olmadıklarını gösterdi.E-Kaderin kuvvetli boyanması ile Ki-67 proliferasyon indeksi arasında pozitif korelasyon saptandı. E-Kaderin ekspresyonun azalmasının larenks kanserlerinde tümörün invazyon özelliğinin, T ve N evrelemesinin artmasıyla ve kötü prognozla ilişkili olduğu düşünülmektedir. Ayrıca bu ekspresyon iyi diferansiye ve daha az invasiv tümörlerde; hücre-hücre adezyonunu sayesinde indiferansiye tümör geçişine karşı korumaktadır. E-Kaderin ile Ki-67 proliferasyonundaki bu pozitif korelasyon bize larenks kanserlerinde histopatolojik diferansiyasyonun yüksek proliferasyon indeksine rağmen muhafaza edildiğini gösterdiÖğe Larenks Kanserli Hastalarımızda K-Ras Mutasyonlar(2014) Kara, Medine; Dereköy, Fevzi Sefa; Güçlü, Oğuz; Özdemir, Öztürk; Sılan, Fatma; Barutçu, Ozan; Tekin, KazımBu çalışmada larenks kanserli hastaların tümöral doku spesmenlerinde baş-boyun kanserlerinin gelişiminde etkili olduğu gösterilen K-ras mutasyon analizi yapılarak bölgemizdeki frekansını tespit etmek amaçlandı.Larenks kanseri tanısı konulan 41 hastanın tümör spesmeninden alınan doku örneklerinde genetik analiz yapılarak K-ras mutasyonu araştırıldı. Sonuçlar literatür bulgularıyla tartışıldı.Vakaların 40’ı (%97,5) erkek, 1’i (%2,5) kadındı. Yaş ortalaması erkeklerde 63,5 (50-81), bayanın ise 44’tü. Yapılan genetik incelemede vakalardan birinde kodon 12 (G12A), birinde kodon 13 (G13D) olmak üzere toplam 2 vakada (%4,87) K-ras mutasyonu saptandı. Kanser oluşumunda 3 gen sınıfının (proto-onkojenler, tümör supressör genler ve DNA onarım genleri) etkisi de önemli yer tutmaktadır. Baş ve boyun skuamöz hücreli karsinomunu başlatan moleküler olaylar ras mutasyonundan başka genetik olayları da içerir. Yapılan çalışmalarda K-ras mutasyonu oranlarının çok yüksek olmadığını göstermektedir.Öğe Larenks Kanserli Hastalarımızda K-Ras Mutasyonları(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2014) Kara, Medine; Dereköy, Fevzi Sefa; Güçlü, Oğuz; Özdemir, Öztürk; Sılan, Fatma; Barutçu, Ozan; Tekin, KazımBu çalışmada larenks kanserli hastaların tümöral doku spesmenlerinde baş-boyun kanserlerinin gelişiminde etkili olduğu gösterilen K-ras mutasyon analizi yapılarak bölgemizdeki frekansını tespit etmek amaçlandı.Larenks kanseri tanısı konulan 41 hastanın tümör spesmeninden alınan doku örneklerinde genetik analiz yapılarak K-ras mutasyonu araştırıldı. Sonuçlar literatür bulgularıyla tartışıldı.Vakaların 40’ı (%97,5) erkek, 1’i (%2,5) kadındı. Yaş ortalaması erkeklerde 63,5 (50-81), bayanın ise 44’tü. Yapılan genetik incelemede vakalardan birinde kodon 12 (G12A), birinde kodon 13 (G13D) olmak üzere toplam 2 vakada (%4,87) K-ras mutasyonu saptandı. Kanser oluşumunda 3 gen sınıfının (proto-onkojenler, tümör supressör genler ve DNA onarım genleri) etkisi de önemli yer tutmaktadır. Baş ve boyun skuamöz hücreli karsinomunu başlatan moleküler olaylar ras mutasyonundan başka genetik olayları da içerir. Yapılan çalışmalarda K-ras mutasyonu oranlarının çok yüksek olmadığını göstermektedir