Yazar "Ataşoğlu, Cengiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 6 / 6
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Çanakkale Koyun ve Keçi Yetiştiricileri Birliği üyesi keçicilik işletmelerinde teknik sorunların belirlenmesi üzerine bir araştırma(2006) Koyuncu, Emrah; Pala, Akın; Konyalı, Aynur; Ataşoğlu, Cengiz; Daş, Gürbüz; Ersoy, İ. Erbil; Uğur, FeyziÇanakkale yöresindeki süt keçisi yetiştiriciliğine yer veren tarım işletmelerinin yapısal özelliklerinin belirlenmesi amacıyla il merkezine bağlı 9 köyde 20 işletme ile anket çalışması yapılmıştır. Ankete katılan yetiştiricilerin ortalama yaşı 47 ± 8.8 olup, ortalama sürü büyüklüğü 55.7 ± 36.2 baş olarak saptanmıştır. İşletmeler genelinde en yoğun yetiştirilen keçi ırkı Saanen (% 84.21) olup bunu sırasıyla Maltız (% 52.63) ve Kıl Keçisi (% 42.11) izlemektedir. İşletmelerdeki ortalama çoğuzluk oranı 0.59 ± 0.21 olarak bulunmuştur. Görüşülen işletmelerdeki tahmini günlük süt verimi ortalama 2.32 ± 0.90 ve laktasyondaki süt verimi 363 ± 144 litre olarak tespit edilmiştir. Yetiştiricilerin % 65'inin barınak tipi klasik ağıl olarak nitelendirilebilecek bir yapı türünde olmakla birlikte, % 20'sinde sundurma bulunmakta, %15'inde ise işletme ahırı keçi barınağı olarak kullanılmaktadır. Barınaklar genel durum itibariyle sınıflandırılacak olursa, % 39'u iyi, % 50'si orta ve % 11'i kötü olarak nitelendirilebilir. İşletmelerin % 75'i sürülerini köy ortak merasına çıkartmaktadır. Ortalama oğlak ölüm oranı 0.30 ± 0.19 olan isletmelerde, en çok görülen sağlık problemleri dış parazitler (% 68.42), solunum yolu hastalıkları (% 52.63) ve göz hastalıktandır (% 42.11). İşletmelerin % 84.21'inde hayvanlara çeşitli koruyucu aşıların yaptırıldığı saptanmıştır. Sonuç olarak, Kıl keçilerine göre süt verimleri daha yüksek olan Saanen ve Maltız melezlerinin sayısı işletmeler genelinde arttırılmalıdır. Küçük aile işletmeciliğinde fiziki alt yapı yetersizliği verimi olumsuz yönde etkilemektedir. İşletmelerde keçi için etkin bir sağlık koruma takvimi veya programı tüm yıl boyunca uygulanmalıdır.Öğe Farklı nişastaların karışık rumen mikroorganizmaları tarafından in vitro koşullar altındaki fermantasyonu üzerine farklı azot kaynaklarının etkileri(2005) Ataşoğlu, Cengiz; Yurtman, İ.Yaman; Koç, Fisun; Tuncel, Barış; Uzatıcı, AhmetLiteratürde yer alan bazı çalışmalar, proteinlerin parçalanma ürünleri olan peptidlerin ve amino asitlerin rumende kolay fermente edilebilir enerji kaynaklarını fermente eden mikroorganizmaların çoğalmasını teşvik ederek rumen fermantasyon etkinliğini artırdığını ileri sürülmektedirler. Bu çalışma ile farklı azot kaynaklarının (amonyak (A); amonyak+peptid; (A+P)) değişik nişasta kaynaklarının rumenden temin edilen mikroorganizmalar tarafından fermantasyonu üzerindeki etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Sabahleyin yemleme öncesi 4 farklı koyunun rumeninden elde edilen rumen sıvısı in vitro koşullar altında değişik azot (amonyak; 255 mg/L ve peptidler; 5 g/L) ve nişasta (buğday, çavdar, mısır ve tritikale; 6.67 g/L) kaynakları ile inkübe edilmiştir. Bu in vitro çalışmada, peptidlerin çalışmada enerji kaynağı olarak kullanılan buğday, çavdar, mısır ve tritikale nişastalarının fermantasyon hızı (inkübasyonun 2. saati hariç) ve bu nişastaları fermente eden mikroorganizmaların hücre protein sentez etkinliği üzerine herhangi bir etkisinin bulunmadığı tespit edilmiştir (P>0.05). Azot kaynağının, asetik asit miktarı üzerinde etkisi saptanmamış olmasına rağmen (P>0.05), propiyonik asit miktarını önemli düzeyde artırmıştır (P<0.05). Bütirik asit miktarı da azot formundan etkilenmeyen bir diğer uçucu yağ asididir (P>0.05). Azot kaynağının toplam UYA üretimini önemli düzeyde etkilediği saptanmış (P<0.05), yapılan analizler sonrasında A+P uygulamasının önemli ölçüde daha yüksek toplam UYA ile sonuçlandığı sonucuna ulaşılmıştır (P<0.05).Öğe Farklı probiyotik kaynaklarının oğlaklarda büyüme üzerine etkileri(2007) Ataşoğlu, Cengiz; Yurtman, İ.Yaman; Savas, Türker; Tölü, Cemil; Daş, Gürbüz; Akbaü, Ülkü Hande Işıl[Abstract Not Available]Öğe Influence of ammonia concentration on $ ^15N$-ammonia incorporation and de Novo amino acid synthesis by the non--cellulolytic ruminal bacteria, Prevotella bryantii $B_1$4, Selenomonas ruminantium HD4 and Streptococcus bovis ES1(2002) Ataşoğlu, Cengiz; Wallace, R. JohnThe influence of ammonia concentration on 15N-ammonia incorporation and de novo synthesis of amino acids by three predominant non-cellulolytic species of ruminal bacteria, Prevotella bryantii B14, Selenomonas ruminantium HD4 and Streptococcus bovis ES1, was investigated. The medium contained pancreatic casein hydrolysate (comprising mainly peptides with some amino acids) at a concentration of 1 g/litre and additions of graded concentrations of 15NH4Cl. When the initial concentration of ammonia increased from 0.045 to 0.436 g N/L in the growth medium, the proportion of cellular nitrogen and amino acid nitrogen derived from ammonia by P. bryantii and S. ruminantium increased (ranging from 0.33 to 0.84 for cellular-nitrogen and from 0.23 to 0.67 for amino acid-nitrogen) (P<0.001), but S. bovis incorporated a fixed proportion of ammonia and peptides in all media except for the lowest ammonia containing medium (P>0.05). Glutamate and aspartate were the most highly labelled amino acids with 15N, whereas 15N enrichment in proline was lower than that in other amino acids in all species, followed by phenylalanine in P. bryantii, lysine in S. ruminantium and phenylalanine, valine and lysine in S. bovis, indicating preferential incorporation of these amino acids from pancreatic casein hydrolysate. The results of the present study, thus, suggest that the concentration of ammonia has an important effect on de novo synthesis of bacterial cellular-nitrogen and amino acids in the non-cellulolytic ruminal bacteria and this effect depends on bacterial species.Öğe Potential nutritive value of browse foliages from Pinus pinaster, Prunus amygdalus and Ulmus glabra(2010) Ataşoğlu, Cengiz; Canbolat, Önder; Şahin, Sefer; Baytekin, HarunKimyasal kompozisyon ve in vitro gaz üretim tekniği kullanarak tür ve hasat zamanının ağaç yapraklarının besleme değeri üzerine etkilerinin araştırılması bu çalışmanın amacını oluşturmuştur. Ağaç yaprakları erken Mayıs, Temmuz ortası, erken Eylül ve Ekim ortasında hasat edilmiş ve kimyasal kompozisyonları belirlenmiştir. Inkübasyonun 0, 3, 6, 12, 24, 48 ve 96 saatlerindeki gaz üretim değerleri saptanmıştır. Yaprakların kimyasal kompozisyonu tür ve hasat zamanına bağlı olarak önemli düzeyde değişim göstermiştir. Ham protein içeriği 73.6 g $Kg^{-1}$ KM (Pinus pinaster) ile 124.5 g $Kg^{-1}$ KM (Ulmus glabra) arasında değişim göstermiştir. Pinus pinaster (530.0 g $Kg^{-1}$ KM) ve Ulmus glabra (413.3 g kg-1 KM) toplam lif içerikleri Prunus amygdalus’tan (326.4 g $Kg^{-1}$ KM) yüksek bulunmuştur. Test edilen türler arasında en yüksek kondense tanen içeriği Pinus pinaster yapraklarında (167.1 g $Kg^{-1}$ KM), daha sonra Ulmus glabra (157.7 g $Kg^{-1}$ KM) ve Prunus amygdalus (61.9 g $Kg^{-1}$ KM) yapraklarında saptanmıştır. Yaprakların gaz üretimi ve in vitro fermantasyon parametreleri tür ve hasat zamanına bağlı olarak önemli düzeyde değişim göstermiştir. En yüksek gaz üretimini Prunus amygdalus yaprakları sağlamıştır. Bunu sırasıyla Ulmus glabra ve Pinus pinaster takip etmiştir. Erken Ekim ortasında hasat edilen yapraklar en yüksek gaz üretimini sağlarken bunu sırasıyla Eylül ortası, erken Mayıs ve Temmuz ortasında hasat edilen yapraklar takip etmiştir. Prunus amygdalus ve Ulmus glabra yapraklarının tek başına veya karışık otlatılmaları durumunda keçilerin ve koyunların beslenmesi açısından potansiyel besleme değerine sahip oldukları sonucuna varılmıştır. Buna karşın, Pinus pinaster yapraklarının küçükbaş hayvanların besleme durumunu desteklemesi muhtemel değildir ve kullanım etkinliğini artırmak amacıyla N ile desteklenmelidir.Öğe Yaş, süt verimi, süt bileşenleri ve mera kompozisyonundaki değişimlerin Türk saanen keçilerinde süt konjuge linoleik asit miktarına etkilerinin incelenmesi(2007) Ataşoğlu, Cengiz; Ülkü, Hande Işıl; Pala, Uysal Çiğdem; Yüceer, Karagül Yonca[Abstract Not Available]