Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Akçura, Sevim" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Biplot analysis of monthly variations in essential oil concentration and chemical composition of Pittosporum tobira leaves in Mediterranean conditions
    (Elsevier Ltd, 2023) Akçura, Sevim
    Pittosporum tobira L. (P. tobira) leaves were tested for essential oil and chemical composition monthly for 12 months. Leaves had 0.12–0.25% essential oil depending on the month. January, December, and February leaves had the most essential oil (0.25–0.23%). Low temperatures increased volatile oil content, while high temperatures decreased it. P. tobira leaf volatile oil had 45 components. Sesquiterpenes were the most abundant terpene group (34.93%), with the highest concentrations in May (38.75%) and the lowest in January (30.50%). Alkanes followed (22.1%). This group's highest values (23.81%) were again found in May. Oxygenated sesquiterpenes had the highest September values (21.32%). When analyzed separately, viridiflorol (13.34%), nonane (11.48%), undecane (9.99%), ?-pinene (6.59%), and ?-cubebene (6.02%) were the main components. The volatile oil of P. tobira leaves had the highest viridiflorol (18.64%) in October and the highest nonane (13.79%) in February and December. June had the highest ?-pinene (8.68%) and ?-cubebene (7.88%) ratios. Thus, Mediterranean-grown P. tobira leaves had different volatile oil and volatile components each month. This plant's leaves should be studied in months with the highest volatile components. © 2023
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Bitki gelişimini teşvik edici bakterilerin çörek otu türlerinin (Nigella sativa ve Nigella damascena) tohumlarında kimyasal içerik ve bitki gelişmesine etkileri
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2023) Akçura, Sevim; Çakmakçı, Ramazan
    Bu araştırma, kontrol (bakteri ve gübresiz), kimyasal gübre (8 kg/da azot ve 4 kg/da K2O), çiftlik gübresi (ÇG: 3 ton/da), bir bitki büyüme düzenleyicisi (indol asetik asit, IAA), iki ticari mikrobiyal gübre (BMusaVita ve BMusaGreen) ve azot fikseri, fosfat çözücü, ACC deaminaze ve indol asetik asit üretici bakterilerden oluşturulan altı tekli (Pseudomonas fluorescens RC512, P. fluorescens RC536, P. fluorescens RC481, Bacillus licheniformis RC502, Bacillus megaterium RC16 ve Bacillus subtilis RC210), bir ikili (B. subtilis RC17 + RC512), dört üçlü (RC481 + RC210 + RC16, RC536 + RC210 + RC16, RC536 + RC17 + B. megaterium RC32 ve RC512 + B. megaterium RC07 + Pantoea agglomerans RC58) ve iki adet dörtlü (RC481 + RC210 + RC32 + RC502 ve RC536 + RC502 + Bacillus atrophaeus RC542 + Bacillus coagulans RC65) bakteri aşılamasının Balıkesir Burhaniye'de tarla koşullarında Nigella sativa ve Nigella damascena çörek otu türlerinde gelişme, tohum verimi, uçucu ve sabit yağ oranı, verimi ve kompozisyonu üzerine etkisinin test edilmesi amacıyla iki yıl süreyle yürütülmüştür. Denemeler her iki türde yanyana ayrı ayrı iki deneme seti halinde tesadüf blokları deneme desenine göre ondokuz uygulama ve üç tekekürrürlü olarak kurulmuştur. Bakteriyel etkinlik, aşılayıcı suşuna, tekli, ikili, üçlü ve dörtlü kombinasyonlara, çörek otu türüne ve değerlendirilen parametrelere bağlı olarak değişmiştir. Tekli ve çoklu yeni bakteri formülasyonlarından yüksek etkinlik gösterenler çörek otu gelişmesi, tohum, sabit ve ucucu yağ verim ve komponentlerini denemede kullanılan çiftlik gübresi, ticari biyolojik gübre ve kimyasal gübrelemeye eşit veya daha fazla artırabilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, özellikle yeni ACC deaminaze ve indol asetik asit üretici, azot fikseri ve fosfat çözücü bakterilerden oluşturulan RC512+RC17, RC481+RC210+RC16, RC512+RC07+RC58, RC481+RC210+RC32+RC502 ve RC536+RC542+RC65+RC502 formülasyonları Nigella sativa ve Nigella damascena çörek otu türlerinde kapsül sayısı, kapsülde tane ağırlığı, tohum verimi, sabit yağ oranı ve verimi, uçucu yağ verimi, oleik asit ve linoleik asit gibi sabit yağ bileşenleri ile p-cymene, sabinen, ?-elemene, ?-terpinene ve thymoquinone gibi uçucu yağ bileşenleri dahil gelişmeyi teşvik etmiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Bitki Gelişimini Teşvik Edici Bakterilerin Şam Çörek Otunda (Nigella damascena L.) Bazı Bitkisel Özellikler Üzerine Etkisi
    (2023) Akçura, Sevim; Çakmakçı, Ramazan
    Bu araştırma, kontrol (bakteri ve gübresiz), kimyasal gübre, çiftlik gübresi, bir bitki büyüme düzenleyicisi (IAA), iki ticari mikrobiyal gübre (BMusaVita ve BMusaGreen) ve azot fikseri, fosfat çözücü, ACC deaminaze ve indol asetik asit üretici bakterilerden oluşturulan altı tekli, bir ikili, dört üçlü ve iki adet dörtlü bakteri formülasyonu aşılamasının Balıkesir Burhaniye’de tarla koşullarında Nigella damascena çörek otu türünde bitki boyu, dal sayısı, toplam kapsül sayısı, kapsüldeki tohum sayısı, kapsülde tohum ağırlığı, bitki tane verimi üzerine etkisinin test edilmesi amacıyla iki yıl süreyle yürütülmüştür. Denemeler toplamda 19 uygulama ile tesadüf blokları deneme desenine göre üç tekerrürlü olarak kurulmuştur. BMusaVita, BMusaGreen, RC512 ve RC481 uygulamaları incelenen özelliklerin tamamında, her bir özelliğin genel ortalamasının üzerinde değerlere sahip olmuşlardır. Biplot analizinde kapsülde tohum sayısı ve kapsülde tohum ağırlığı bir grup oluştururken, bitki boyu, bitki tohum verimi, dal sayısı ve kapsül sayısı ikinci bir grup oluşturmuştur. İncelenen özelliklerin yer aldığı bölümlerde RC502, kimyasal gübre, RC481, BMusaGreen, BMusaVita ve RC481+RC210+RC32+RC502 uygulamaları köşegen olarak diğer uygulamalardan ayrılmıştır. En iyi uygulamayı belirlemek için oluşturulan biplot grafiğinde ideal uygulama bölgesine en yakın konumda RC481, BMusaGreen ve BMusaVita uygulamaları yer alırken, bu uygulamaları RC512, RC210, RC536+RC542+RC65+RC502 ve kimyasal gübre uygulamaları takip etmiştir. Bu uygulamalardan RC481 uygulamasının kimyasal gübreye alternatif olarak çörek otu yetiştiriciliğinde biyolojik gübre olarak kullanılabilecek potansiyelinin olduğu değerlendirmesi yapılabilir.
  • [ X ]
    Öğe
    Çanakkale koşullarında karabuğdayda farklı ekim sıklığı ve sıra arası mesafesinin verim ve verim unsurları üzerine etkisi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2013) Akçura, Sevim; İzci, Bahri
    Bu çalışma 2012 yetiştirme sezonunda Çanakkale Dardanos koşullarında iki farklı karabuğday(Fagopyrum esculentum Moench.) çeşidinde tane verimi için en uygun sıra arası mesafe ve ekim sıklığı belirlemek amacıyla yürütülmüştür. Denemede üretim izinli Aktaş ve Güneş çeşitleri bitki materyali olarak kullanılmıştır. Sıra arası mesafe olarak 12,5 cm, 25,0 cm ve 37,5 mesafeler, ekim sıklığı olarak ise m2ye 100, 200, 300 ve 400 adet ekim sıklıkları kullanılmıştır. Deneme tesadüf bloklarında bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre üç tekerrürlü yürütülmüştür. Denemede ana parsellerde çeşitler yer alırken alt parsellerde sıra arası mesafeler altın altı parsellerde ise ekim sıklıkları yer almıştır. Deneme dokuz farklı bitkisel özellik [bitki boyu (cm), bitkide yaprak sayısı (adet), sap çapı (mm), bitkide ana dal sayısı (adet), biyolojik verim (kg/da), tane verimi (kg/da), bin tane ağırlığı (g), protein oranı (%), yatma durumu (%)] incelenmiştir. Araştırma sonucunda Çanakkale koşullarında karabuğday yetiştiriciliği için en yüksek tane verimi için en uygun sıra arası mesafenin 25,0 cm sıra arası mesafe, en uygun ekim sıklığının ise 300 adet/m2 ekim sıklığı olduğu belirlenmiştir. Anahtar sözcükler: Karabuğday, Sıra Arası Mesafe, Ekim Sıklığı, Çanakkale
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Changes in the essential oil content and composition of pelargonium graveolens l'her with different drying methods
    (CSIC Consejo Superior de Investigaciones Cientificas, 2023) Akçura, Sevim; Çakmakcı, Ramazan; Ürüşan, Zeynep
    In this study, the effect of various drying methods (fresh plant, shade-drying, sun-drying, and oven-drying at 30 and 60 °C) on the essential oil (EO) composition of rose-scented geranium were determined. Essential oil samples were extracted by hydrodistillation and analyzed byGC and GC-MS systems. The highest EO contents were obtained in the fresh plant (1.98%). followed by shade-drying (1.34 %) and oven-drying at 30 °C (1.20 %). The main components were citronellol (23.99-39.87%). gcraniol (4.15-17.09%). mcnthonc (4.48-8.34%). linalool (1.96-7.42%), P-caryophyllene (2.63-4.32%), geranyl tiglate (0.99-4.52%), citronellyl butyrate (0.53-5.31%) and cis-rose oxide (0.71-3.15%). The diying methods showed a marked impact on the constituents of the EO samples. The results demonstrat¬ed that drying the aerial parts of fresh geranium, and shade-drying and oven-drying at 30 CC were the best optimal methods to obtain the highest oil yield, and citronellol. geraniol, and linalool contents in the oil.
  • [ X ]
    Öğe
    Çoklu Özellikli Bakteri Esaslı Biyo-Formüllerin Çayın Gelişim, Verim ve Enzim Aktiviteleri Üzerine Etkisi
    (2021) Çakmakçı, Ramazan; Akçura, Sevim; Erat, Mustafa
    Bu araştırma mineral gübre, ticari mikrobiyal gübre ve azot fikseri, fosfat çözücü ve ACC deaminazeaktivitesine sahip bakteri esaslı üçlü kombinasyonlar halinde uygulanan üç farklı mikrobiyal gübreformülasyonunun (BF9: Bacillus megaterium 47/9 + Paenibacillus macquariensis RC696 + Pseudomonasfluorescens 9/7; BF10: Bacillus megaterium RC665 + Paenibacillus macquariensis RC382 + Pseudomonasfluorescens 9/7; BF11: Bacillus simplex RC64 + Pseudomonas putida 3/10 + Burkholderia pyrrocinia RC134)asidik tarla koşullarında üç yıllık sürede çay gelişim ve enzim aktiviteleri üzerine etkisinin belirlenmesi amacıylayürütülmüştür. Deneme tesadüf bloklarında altı uygulama ve dört tekerrürlü (her bir tekerrürde beş çay öbeği)olarak kurulmuştur. Uygulanan bakteri formülasyonları yaprak alanı, yeşil yaprak verimi, klorofil içeriği ve bitkigelişimini teşvik etmiştir. Ayrıca, bakteri formülasyonu aşılamaları yaprakta; glutatyon redüktaz (GR), glutatyonS-transferaz (GST), glukoz 6-fosfat dehidrogenaz (G6PD), 6-fosfoglukonat dehidrogenaz (6PGD), polifenoloksidaz (PPO), peroksidaz (POD), 5-dehidroksişikimat redüktaz (DHSK) ve alkol dehidrogenaz (ADH), enzimaktivitelerini değiştirebilmiştir. Seçilen etkin, aside toleranslı ve çoklu özelliklere sahip bakteri esaslı biyoformülasyonlar, strese karşı bitki toleransı ve adaptasyonunu artırabilir, çay işleme teknolojisinde önemli bir roloynayabilir ve çay ürünlerinin kalite konseptine katkıda bulunabilir. Bu çalışma, bu yerli faydalı rizobakteriizolatlarının, çay mahsulünün büyümesini teşvik etmek için mikrobiyal aşılama veya biyogübre olarak kullanılmapotansiyeline sahip olduğunu ve sürdürülebilir çay yetiştiriciliği için umut verici olduğunu göstermektedir.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Effects of irrigation intervals and irrigation levels on oil content and fatty acid composition of peanut cultivars
    (AcademicPres, 2021) Akçura, Sevim; Taş, İsmail; Kökten, Kağan; Kaplan, Mahmut; Bengü, Aydin S.
    Oil content and fatty acid composition are the most significant quality criteria of peanuts (Arachis hypogaea L.), and these parameters is greatly influenced by irrigation and fertilization practices. A study was conducted to investigate the effects of irrigation intervals and irrigation levels on oil content and fatty acid composition of peanuts, under sandy soil conditions in two consecutive years, using ‘Halisbey’, ‘NC-7’, and ‘Sultan’ peanut cultivars, commonly grown in Turkey. Irrigation levels were arranged based on total evaporation from Class-A pan, and irrigations were applied through drip lines. Irrigation intervals were set as two and four days, and irrigation levels were set as 50% (I50), 75% (I75), 100% (I100) and 125% (I125) of Class-A pan evaporations. Oil content, unsaturated fatty acids (oleic and linoleic acids), and saturated fatty acids (palmitic, myristic, arachidic, behenic and lignoceric acids) were determined. For oil content, treatments were identified as the most appropriate irrigation for a two-day irrigation interval of all cultivars, I100 for four-day irrigation interval of ‘Halisbey’ and ‘Sultan’ cultivars and I75 for four-day irrigation interval of ‘NC-7’ cultivar. Oleic, linoleic, and palmitic acids were the major fatty acids of peanuts. Cultivars exhibited different variations in these fatty acids based on irrigation intervals and irrigation levels. In general, oleic acid contents decreased, but linoleic and palmitic acid contents increased with increasing irrigation levels. The greatest oleic acid contents were obtained from two and four-day irrigation intervals of I50 treatments in ‘Halisbey’ and ‘NC-7’ cultivars and from two and four-day irrigation intervals of I75 treatments of the second year in ‘Sultan’ cultivar. Present findings revealed that for quality peanut production, both irrigation intervals and irrigation levels should be taken into consideration.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Effects of Irrigation Levels on Biochemical Traits of Popcorn Kernels
    (Springer Science and Business Media Deutschland GmbH, 2023) Kaplan, Mahmut; Taş, İsmail; Ciftci, Beyza; Varol, İhsan Serkan; Akçura, Sevim
    Popcorn, directly consumed as foodstuff, is among the most popular products. Biochemical quality traits of popcorn may exhibit significant variations based on growing conditions. Number of studies about the irrigation-dependent changes in biochemical traits of popcorn kernels is quite limited. This study was conducted to determine the effects of different irrigation levels (50%, 75%, 100% and 125% of depleted water from the field capacity) on protein characteristics (crude protein and pepsin protein digestibility), starch characteristics (total starch, resistant and non-resistant starch, amylose-amylopectin content), oil and fatty acids and mineral contents of popcorn kernels. Experimental results were assessed through variance and biplot analyses. Irrigation levels had highly significant effects on biochemical traits of popcorn kernels. Irrigations increased kernel protein and starch contents and decreased dietary fiber and amylose contents. Linoleic acid contents increased and oleic acid contents decreased with increasing irrigation levels. The greatest palmitic and stearic acid contents were obtained from I100 treatments. Na and Fe contents increased with increasing irrigation levels. The greatest Mg and Zn contents were obtained from I100 irrigation level and the greatest Ca content was obtained from I75 irrigation level. In present biplots generated for visual assessment of the changes in investigated traits with irrigation levels, oleic acid, amylopectin and dietary fiber contents were placed into the same sector with I50 treatment; Zn, stearic acid, palmitic acid and Mg contents were placed into the same sector with I100 treatment; the other traits were placed into the same sector with I125 treatment. Two principle components (PC1 and PC2) explained 96.55 of total variation indicating significance of investigated traits based on irrigation levels. It was concluded based on present findings that biochemical traits, fatty acid composition and mineral contents of popcorn kernels could be improved through the use of different irrigation levels and irrigation levels should be arranged based on soil conditions to improve quality traits of popcorn kernels.
  • [ X ]
    Öğe
    İki Lokasyonda Sıra Arası Mesafe ve Ekim Sıklığının Karabuğday Çeşitlerinin Tane Verimi ve Ham Protein Oranı Üzerine Etkisi
    (2020) Akçura, Sevim; İzci, Bahri; Kökten, Kağan; Özdemir, Selim
    Bu çalışma Çanakkale ve Bingöl lokasyonlarında Aktaş ve Güneş karabuğday çeşitlerinde tane verimi veham protein oranı için uygun sıra arası mesafe (SAM) ve tohum sayısını (TS) belirlemek amacıyla yürütülmüştür.Her iki lokasyonda denemeler bölünen bölünmüş parseller deneme desenine göre 3 tekerrürlü olarakkurulmuştur. Bingöl lokasyonunda varyans analizinde hem tane verimi hem de ham protein oranında SAM, TS,Çeşit (Ç) x SAM, Ç x TS, SAM x TS ve Ç x SAM x TS interaksiyonları istatistiksel olarak P<0.01 düzeyinde önemlibulunmuştur. Çanakkale lokasyonunda ise varyans analizi sonuçlarına göre tane veriminde çeşitler hariç diğervaryasyon kaynakları istatistiksel olarak P< 0.01 düzeyinde önemli iken ham protein oranında ise varyasyonkaynaklarının tamamı arasındaki farklar istatistiksel olarak önemsiz olmuştur. Her iki lokasyonda da tane verimive protein oranında uygun olan SAM ve TS belirlemek için regresyon grafikleri oluşturulmuştur. Regresyonanalizinde her iki çeşitte en yüksek tane verimleri hem Çanakkale hem de Bingöl koşullarında 25 cm sıra arasımesafe ve 300 adet/m2 tohum sayısında tespit edilmiştir. Ham protein oranında ise Çanakkale’de Aktaş çeşidindeen yüksek değerler 12.5 ve 25 cm mesafede 300 adet tohum sıklığından elde edilirken, Güneş çeşidinde ise tohumsayısı ve sıra arası mesafeye bağlı olarak ham protein eğrileri değişim göstermiş olsa da ortalamalar birbirineyakın olmuştur. Bingöl koşullarında ham protein oranında ise hem Aktaş hem de Güneş çeşitlerinde en yüksekham protein oranı 12.5 cm sıra arası mesafede 100 adet tohum sayısında tespit edilmiştir. Denemelerinyürütüldüğü bölgelerimizde tane amaçlı karabuğday yetiştiriciliğinde 25 cm sıra arası ve 300 adet/m2 tohumsayısının kullanılması yüksek tane verimi alınmasını sağlayacaktır. Ekim sıklığı ve tohum sayılarının faktör olarakdeğerlendirildiği araştırmalarda, varyans analizi yerine regresyon analizinin kullanılması daha yararlı olacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Preparation and Characterization of Polylactic Acid Based Nanofiber Loaded with Tangerine Peel (Citrus Unshiu) Essential Oil
    (2023) Ertuğral, Tuğba Güngör; Akçura, Sevim
    Electrospinning method used in nanofiber production is an economical method applied with high voltage electricity. Essential oils obtained from natural sources have antioxidant, antimicrobial and antifungal properties and are preferred for production of nanomaterials by electro-spinning method. In this study, tangerine (Citrus unshiu) peel essential oil (TPEO) was obtained by hydro-distillation method and D-Limonene (77.45%) was one of 10 main components in Gas Chromatography Mass Spectrometry (GC-MS) analysis. The composite nanofiber was prepared with 25% TPEO and polylactic acid (PLA). Nanofibers were characterized by Scanning Electron Microscopy (SEM) and Thermogravimetric Analysis (TGA). Essential oil is composited with prominent spheroidal structures in PLA nanofiber according to SEM results, and nanofiber diameter obtained is approximately 76.8 nm. Its decomposition temperature is about 324.8°C. Nanofibers obtained from tangerine peels and their antibacterial properties, can be recommended use for food preservation and medicine fields.
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Sebze Tipi Sakız Fasulyesinde Tuza Toleranslı Genotiplerin Araştırılması
    (Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi, 2021) Akçura, Sevim
    Bu çalışma, 24 adet sebze tipi sakız fasulyesi (Cyamopsis tetragonoloba [L.] Taub.) genotipinin çimlenme döneminde altı tuz konsantrasyonunda (kontrol, 6, 8, 10, 12 ve 15 dS m-1) tuzluluğa toleranslarını fide kuru ağırlıklarına göre belirlemek ve toleranslı genotipleri seçmek amacıyla yürütülmüştür. Sakız fasulyesinin kuru fide ağırlığı tuz uygulamalarından önemli derecede etkilenmiştir. Tuz uygulaması, genotip, tuz uygulaması x genotip interaksiyonu istatistiksel olarak önemli olmuştur (P<0.01). Farklı tuz konsantrasyonlarına göre genotipleri değerlendirmek amacıyla regresyon analizi ve GGE biplot analizi (tuz uygulamaları = çevre) yapılmıştır. GGE biplot analizi toplam varyasyonun %97’sini açıklamıştır. Her genotipe ait oluşturulan regresyon grafikleri ile GGE biplot grafiklerinde genotiplerin konumları birbiriyle uyumlu olmuştur. Kontrol uygulamasında yüksek ağırlığa sahip olan ve tuz uygulamalarına göre ağırlığı daha az değişen G19, G11 ve G4 genotipleri pozitif PC1 ve PC2 değerleri ile tuzluluğa en dayanıklı genotipler olarak belirlenmiştir. Kontrol uygulamasında yüksek kuru ağırlığa sahip olan ancak, tuz uygulamalarıyla ağırlık azalma oranı en fazla olan G12 ve G20 genotiplerine ait PC2 değerleride düşük gerçekleşmiştir. Kontrol uygulamasında düşük ağırlığa sahip olan ve tuz uygulamalarından yüksek oranda olumsuz olarak etkilenen G21 ve G22 genotipleri tuzluluğa en hassas genotipler olarak belirlenmiştir. GGE biplot yönteminde genotip seleksiyonu için kullanılan ortalama eksene göre tuzluluk eşik değeri 10 dS m-1 olarak belirlenmiştir. Tuzluluğa dayanıklı genotipleri belirlemek amacıyla yürütülecek araştırmalarda, regresyon analizi ile GGE biplot analizinin birlikte kullanılması araştırıcıların daha başarılı seleksiyon yapmasını sağlayacaktır.
  • [ X ]
    Öğe
    Vetiver ve Soya Karışım Silajının Fermantasyon Kalitesi, Besleme Özellikler İle Gaz-Metan Üretiminin Değerlendirilmesi
    (2021) Çiftci, Beyza; Akçura, Sevim; Doran, Turhan; Okumuş, Onur; Turan, Ahmet; Kaplan, Mahmut; Kamalak, Adem
    Çalışmanın amacı farklı oralarda karıştırılan Vetiver (V) ve soyanın (S) silaj fermentasyonu, besinselözellikler ile gaz ve metan üretimi üzerine etkisini incelemektir. Bu amaçla Vetiver ve soya bitkileri beş farklıoranda (100V%, 75%V+25%25S, 50%V+50S, 25%V+75%S ve %100S) karıştırılmıştır. İncelenen tüm özelliklerüzerine karışımın etkisi istatistiksel olarak çok önemli bulunmuştur (p?0.01). Araştırma sonuçlarına göre, silajkarışımındaki soya miktarının artmasıyla kuru madde miktarı, ham protein ve ham yağ oranları artmış, asitdeterjanda çözünmeyen lif (ADF) ve nötr deterjanda çözünmeyen lif (NDF) oranları azalmıştır. Vetiver oranınınartması pH seviyesinde düşüş, gaz ve metan üretiminde, metabolik enerji ve organik madde sindirimderecesinde, ham külde, laktik asit oranlarında artış sağlamıştır. Ancak Vetiverin bir çim türü olmasına rağmensoya ile karışımda iyi bir silaj üretimi için yeterli kuru madde miktarına ve uygun pH seviyesine sahip olmadığıgörülmüştür. Kökleri için yoğun yetiştirilen Vetiverin toprak üstü aksamının yalın silaj olarak değerlendirilmesiveya yeni bitkilerle karışımının yapılması gerekmektedir.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim