Yazar "Akçal, Arda" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 20 / 24
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Atıksu Arıtma Suyunun Gazanya Yetiştiriciliğinde Tekrar Kullanılabilirliği(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-12-26) Kahraman, Özgür; Akçal, Arda; Kırıt, NezahatEndüstriyel gelişmeler, hızlı nüfus artışı ve göçler atık su miktarında yükselişe neden olmuştur. Temiz su kaynaklarını kirletilmesi, kaynakların azalması ve kuraklık temiz su ihtiyacını arttırmıştır. Bütün bu etmenler temiz su kaynaklarının etkin bir şekilde kullanımını zorunlu hale getirmiştir. Atık su arıtma suyu sanayi, tarım, orman ve peyzaj alanlarında tekrar kullanılabilmektedir. Bu araştırma, 2015 Nisan-Ekim ayları arasında atık su arıtma suyunun gazanya yetiştiriciliğinde tekrar kullanım şansını belirlemek için yürütülmüştür. Araştırmada kullanılan atık su arıtma suyu Çanakkale, Kepez Arıtma Tesisleri’nden temin edilmiştir. Gazanya bitkileri haftada bir yalnız musluk suyu ya da atık su arıtma suyu ile sulanmıştır. Deneme tesadüf parselleri desenine göre üç tekerrürlü kurulmuş, her parselde dört bitki yer almıştır. Denemeden elde edilen verilere varyans analizi ve Pearson korelasyon testi uygulanmıştır. Sonuçlar Gazanya yetiştiriciliğinde atık su arıtma suyunun sulamada kullanımının uygun olduğunu göstermiştir. Atık su arıtma suyu uygulanan parsellerde musluk suyu uygulanan parsellere göre bitki boyu, çiçek sayısı, kök uzunluğu, kök ağırlığı ve üst aksam ağırlığı bakımından önemli bir artış sağlanmıştır. Bitki çapı, yaprak uzunluğu, çiçek çapı ve çiçek sapı uzunluğu üzerine sulama suyu uygulamalarının etkisi istatiksel olarak önemsiz olmuştur.Öğe Bazı Minyatür Gül Çeşitlerinin Su Stresine TepkilerininBelirlenmesi(2021) Demirel, Kürşad; Akçal, Arda; Çamoğlu, GökhanBu çalışmada, farklı sulama seviyelerinin dört farklı minyatür gül çeşidinin (Rosa Spp, cv. Mandarin, Orange Juwel, Zwergen Fee 09 ve Zwerkönig 78) bitki su tüketimi (ET), fizyolojik (yaprak basıncı, stoma iletkenliği, yaprak sıcaklığı, yaprak klorofil indeksi ve yaprak oransal su içeriği), morfolojik (bitki boyu, çiçek sayısı, tomurcuk sayısı, çiçek çapı, petal sayısı ve spathe rengi) ve biomass (yaprak/gövde/kök yaş ve kuru ağırlığı) özelliklerine etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Denemede dört farklı sulama seviyesi (%100, %75, %50, %25) oluşturulmuştur. Araştırma, 2020-2021 yıllarında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Stresi İzleme ve Termografi Laboratuvarında (BİSİTLAB) 6 ay süreyle yürütülmüştür. Deneme, laboratuvar koşullarında kontrollü şartlar altında gerçekleştirilmiş olup, fotoperiyot 16/8 saat, sıcaklık 23±1 ºC, bağıl nem %40±5 seviyesinde olacak şekilde ayarlanmıştır. Ayrıca, iç ortam ve dış ortam karbondioksit değerlerini ölçen CO2 sensörleri mevcut ölçüm sistemine dahil edilerek takip edilmiştir. Bitkilerin ışıklandırılması, 450 nm ? 660 nm ? 730 nm kombinasyonu ile oluşturulan spektruma sahip özel ışıklandırma sistemi altında yapılmıştır. Çalışma sonucunda, su stresinin her dört çeşitte ölçülen fizyolojik ve morfolojik özellikleri olumsuz yönde etkilediği görülmüştür. Genel olarak su stresini ayırt etmede fizyolojik ölçümlerin morfolojik ölçümlere oranla daha başarılı olduğu söylenebilir. Mandarin, Orange Juwel, Zwergen Fee 09 ve Zwerkönig 78 minyatür gül çeşitlerindeki altı aylık dönemdeki ET değerleri sırasıyla 255.7- 642.3 mm, 293.6-796.3 mm, 277.3-736.2 mm ve 261.8-675.9 mm olarak bulunmuştur. Sonuç olarak, Mandarin?in ET değerlerinin diğer çeşitlere oranla daha düşük olduğu için kuraklığa daha dayanıklı olduğu söylenebilir. Yaprak basıncı değerlerinde Zwergen Fee 09 çeşidinin tüm sulama seviyelerinde sulama öncesi ve sonrası farkların belirgin olduğu görülmüştür. Bu yüzden, Zwergen Fee 09 çeşidinde yaprak basıncı grafiklerine bakılarak sulama yapılabilme potansiyeline sahip olduğu söylenebilir. İleri ki çalışmalarda, peyzaj alanlarında yaygın olarak kullanılan farklı süs bitkilerinin su tüketimlerini belirlemek ve su stresinin bitkilerde oluşturduğu etkileri görmek için daha kapsamlı çalışmaların yapılması önerilmektedir.Öğe Çanakkale Bölgesi İçin Bazı Yeni Kayısı Çeşitlerinin Kış Dinlenmesi, Tomurcuk Dökümleri ve Meyve Tutumları Üzerine Araştırmalar(2014) Engin, Hakan; Akçal, ArdaBu çalı?ma 2006 ile 2014 yılları arasında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Dardanos Yerle?kesiiçerisindeki kayısı koleksiyon bahçesinde bulunan 11 yabancı kayısı çe?idinde yürütülmü?tür. Çanakkale bölgesiiçin yeni olan Ante, Bebeco, Ferriana, Goldrich, Hariot, Nebeb, Palstein, Paviot, Priana, Roxana ve Wilsonkayısı çe?itlerinin kı? dinlenmesi, tomurcuk dökümleri ve meyve tutumları ara?tırılmı?tır. Çanakkale?de2006 2014 yılları arasında, deneme bahçesi yakınında saat ba?ı ölçülen sıcaklıklar kaydedilmi?tir. Soğuklanmasürelerinin tespitinde Kasım ayının ba?ından ?ubat ayının sonuna kadar kaydedilen sıcaklıklar kullanılmı?tır.Çanakkale bölgesinde toplam soğuklanma süresi ara?tırmanın yapıldığı 8 yıllık dönemde 659 ile 1.345 saatarasında hesaplanmı?tır. Tomurcuk dökümleri kayısı çe?itlerine göre farklılık göstermektedir. Priana, Palstein veNebeb kayısı çe?itlerinde 2013 ve 2014 yıllarında %50?nin üzerinde tomurcuk dökülmesi saptanmı?tır. 2013 ve2014 yılları ara?tırılan çe?itlerin genelinde meyve tutum oranı %6?nın altındadır. Palstein ve Goldrich kayısıçe?itlerinde en fazla %17?lik bir meyve tutumu tespit edilirken, Hariot çe?idinde ise %63 oranında saptanmı?tır.Öğe Çanakkale koşullarında saksı bitkisi olarak yetiştirilen Cyclamen hederifolium'da farklı ışıklanma süreleri ve yoğunluklarının, bitki gelişimi ve çiçeklenmesi üzerine olan etkilerinin araştırılması(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2007) Akçal, Arda; Kaynaş, KenanDoğal çiçek soğanı ve yumruları bakımından oldukça iyi bir konumda olan Türkiye, dünya üzerinde en çok Siklamen türünü de bir arada barındıran ülkelerin başında gelmekte ve yumruları yurt dışına ihraç edilen Cyclamen hederifolium türünün de gen merkezlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. Çanakkale bölgesi ve Kazdağı civarına özgü olan bu bitkinin yetiştiği alanların kontrol dışı sökümler sonucunda gitgide azalmaya başlamasıyla birlikte, önemli varlığımız olan bu türün nesli doğal florasında hızla tükenmeye başlamıştır. Bu sebeple araştırmada, Cyclamen hederifolium'un doğadaki tahribatını engelleyebilmek için üretici koşullarında saksılı (iç mekan ) süs bitkisi olarak yetiştirilebilme olanakları ile farklı gün uzunlukları altında değişik ışık şiddeti yoğunlukları'nın, bitki'nin gelişimi ve çiçeklenmesi üzerine olan etkileri incelenmiştir. 2005-2006 yılları arasında, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Dardanos Yerleşkesinde bulunan araştırma ve uygulama merkezinde, ısıtmasız cam sera içerisinde, tesadüf parselleri deneme desenine göre yürüttüğümüz bu çalışma , üç tekerrürlü olarak toplam 90 saksılı bitki ile gerçekleştirilmiştir. Sera koşullarında, değişen ışık şiddeti yoğunluklarına göre, üç farklı fotoperiyodik uygulamaya tabi tutulan bitkiler'de, yaprak çıkışı ve çiçeklenme süreleri ile yaprak ve çiçek sayıları belirlenmiş, bitkinin bazı vegetatif ve generatif organlarında belirli dönemler esas alınarak ölçümler yapılmış, alınan yaprak örnekleri ile labaratuarda klorofil ve toplam şeker analizleri gerçekleştirilmiştir. Sonuç olarak, gündüz yarı gölge ve gece ek aydınlatmalı ortamda yetiştirilen bitkilerde, çiçek verimi ve bitki gelişiminin diğer uygulamalara göre istatistiki açıdan önemli derecede farklılıklar ortaya koyduğu saptanmıştır. Anahtar sözcükler : Cyclamen hederifolium, fotoperiyod, saksılı süs bitkisi, çiçeklenme.Öğe Çanakkale'de Gladiolus grandiflorus (Iridaceae) üzerinde Helicoverpa armigera Hübner (Lepidoptera: Noctuide) 'nın Gözlenmesi(2017) Yücel, Seda; Akçal, ArdaÇanakkale'de Gladiolus grandiflorus (Iridaceae) üzerinde Helicoverpa armigera Hübner (Lepidoptera: Noctuide) 'nın Gözlenmesi Yeşil kurt, Helicoverpa armigera (Hübner), dünyadaki tarım alanlarında yaygın olarak görülen önemli bir zararlıdır. Bu çalışmada, H. armigera laboratuvarda kontrollü koşullarda, 23±2°C, 65% oransal nem ve 16:8 fotoperiyotta, Gladiolus grandiflorus'un yaprak ve çiçeklerinde yetiştirildi. Baş kapsül ölçümleri ve deri değiştirme sayısına göre 5 larva dönemi olduğu belirlendi. Larva gelişme süresi 16,75 ± 4,13 gün ve canlı kalma oranı % 64,1 olarak tespit edildi. Çalışmada süs bitkisi konukçusu üzerinde, larva dönemlerinin gelişme süresi, dişilerin bıraktığı yumurta sayısı ve pupa döneminde cinsiyet tayini belirlendi.Öğe Çanakkale’de Gladiolus grandiflorus (Iridaceae) üzerinde Helicoverpa armigera Hübner (Lepidoptera: Noctuide) ‘nın Gözlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-08-01) Genç, Hanife; Yücel, Seda; Akçal, ArdaHelicoverpa armigera (Hübner), the cotton bollworm, is the serious and commonly known pest in agricultural areas in the world. In this study, H. armigera was reared at 23±2°C, 65% RH and 16:8 h L:D in the laboratory on leaves and flowers of Gladiolus grandiflorus. The eggs were laid singly on the upperside of the G. grandiflorus leaves. There were 5 larval stages based on molts and head capsule measurements. The development of larvae was completed in an average of 16.75 ± 4.13 days and the survival rate was 64.1%. In this study, developmental period of larval stages, adult fecundity and pupal sex differentiation were determined on the ornamental host of the pest.Öğe Çuha Çiçeğinin Morfolojik ve Fizyolojik Özellikleri Üzerine Su Stresinin Etkilerinin Araştırılması(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-29) Demirel, Kürşad; Yıldırım, Deniz; Ayanoğlu, Zehra; Albayrak, Figen; Kuşak, İnci; Ersoy, Çisem; Budak, Nur Betül; Nar, Hakan; Çamoğlu, Gökhan; Akçal, Arda; Çatıkkaş, Gülizar RumeyseBu çalışmada, farklı su stresi seviyelerinin iki farklı (beyaz ve mor çiçekli) çuha çeşidinin bitki su tüketimine (ET), fizyolojik özelliklerine (yaprak sıcaklığı, stoma iletkenliği, klorofil indeksi, yaprak oransal su içeriği), morfolojik özelliklerine (bitki boyu, bitki çapı, çiçek sayısı, petal sayısı, petal uzunluğu, petal eni ve çiçek çapı) ve hasat özelliklerine (kök uzunluğu, kök kuru ağırlığı, bitki yaş ağırlığı, bitki kuru ağırlığı) etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Çalışma, 2019 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Bitki Stresi İzleme ve Termografi Laboratuvarı’nda (BİSİTLAB) yürütülmüştür. Deneme boyunca sıcaklık 20°C’de tutulmuş 16/8 saat fotoperiyot uygulaması yapılmıştır. Denemede, dört farklı sulama konusu (7 gün aralıkla saksıda eksilen nemin kullanılabilir su tutma kapasitesinin %100’üne (kontrol), %75’ine, %50’sine ve %25’ine tamamlanması) oluşturulmuştur. Her sulamadan önce tüm bitkilerde fizyolojik ve morfolojik ölçümler yapılmıştır. Çalışma sonucunda, mor ve beyaz çiçekli çuha çeşitlerinde deneme süresince elde edilen toplam ET değerleri sırasıyla 83-117 mm ve 78-116 mm olarak bulunmuştur. Deneme kapsamında ölçülen fizyolojik özellikler üzerine su stresinin etkisinin her iki çeşitte de morfolojik ve hasat sonu ölçümlerine oranla daha fazla olduğu görülmüştür. Buna ilaveten, aynı su stresi konularında çeşitler karşılaştırıldığında, morfolojik ölçümler bakımından mor çiçekli çuha bitkisinde çiçek sayısı ve çiçek çapı değerlerinin, beyaz renkli çuhaya göre daha büyük olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, su stresi koşulları altında her iki çuha çeşidinin benzer tepkileri gösterdiği söylenebilirÖğe Cyclamen hederifolium Aiton.’un Sera Koşullarında Farklı Fotoperiyot ve Gölgeleme Uygulamalarına Tepkisi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2015-12-01) Akçal, ArdaBu ara?tırma, Batı Anadolu?da doğal yayılı? gösteren Cyclamen hederifolium Aiton.?da ı?ığın bitki geli?imi ile çiçeklenme özellikleri üzerine olan etkilerini belirlemek amacıyla gerçekle?tirilmi?tir. Çalı?mada bitkisel materyal olarak 10–12 cm çevre uzunluğuna sahip sıklamen yumruları kullanılmı?tır. Ağustos ayında torf, kokopit ve perlit (3:1:1) karı?ımından olu?an yeti?tirme ortamına yumrular dikilmi?tir. Sera ko?ullarında yeti?tirilen bitkiler üzerinde farklı fotoperiyot (Kısa Gün: 8 saat, Uzun Gün: 14, 16, 20 saat) ve gölgeleme (tam güneş ı?ığı, %20, %40, %60 ve %80) uygulamaları gerçekleştirilmiştir. Deneme süresince; yaprak çıkış zamanı ve çiçeklenme, yaprak ve çiçek sayısı, petiyol ve pedisel uzunluğu, yaprak alanı, bitki boyu; yaprakta stoma iletkenliği, klorofil içeriği, yaş ve kuru biyokütle parametrelerine bakılmı?, sera içerisindeki iklimsel veriler kaydedilmiştir. Çalışma sonunda ışığın süresi ve ?iddeti bakımından değerlendirmeye alınan bitki gelişim parametrelerine göre, 16 saat fotoperiyot ile %40 gölgeleme uygulamaları altında yeti?tirilen bitkilerin uniform bir geli?me gösterdiği ve süs bitkisi olarak daha kompakt bir hale geldiği belirlenmiştir. Bununla birlikte, fotoperiyot uygulamalarının petiyol, pedisel ve bitki boyu ile yaprak yaş ve kuru biyokütlesi üzerinde; gölgeleme uygulamalarının ise yaprak çıkış zamanı üzerindeki etkisi önemli bulunmamıştır.Öğe Determination of carbohydrate accumulation and plant growth dynamics in snowdrop (Galanthus elwesii Hook.) response to moisture levels in different substrates(University of Life Sciences in Lublin, 2021) Akçal, ArdaIn terms of botany, geophytes are known by their own survival strategy due to have a swollen storage organs. Snowdrops (Galanthus, 20 spp.; Amaryllidaceae) are important type of wild-sourced ornamental bulb genus in all geophyte species. Also, have a great deal of potential for use on landscape designs. Whereas, not much study has been done regarding the growth dynamics of snowdrops at harsh environmental conditions. This experiment was conducted to evaluate the effects of abiotic stress conditions on the performance of snowdrop (Galanthus elwesii Hook.) in soiless culture. Substrates and moisture were the variables. Peat + perlite and cocopeat were used as a substrate in pots. Moisture levels were applied; ML1, ML2 (well-watered and moderately tolerant treatments), ML3 (moderate stress) and ML4 (severe stress). Moisture had a statistically significant effect (P < 0.05) on circunference size, height and weight of the snowdrop bulbs. Plant height and carbohydrate accumulation were also affected by moisture levels in different substrates. The correlation between total carbohydrate (r = 0.95) and starch (r = 0.98) were positively determined. The reduced sugar, total sugar, starch and total carbohydrate values were increased by the severe stress treatment (ML4).Öğe Determination of drought resistance of miniature rose varieties(Routledge, 2024) Demirel, Kürşad; Çamoğlu, Gökhan; Akçal, Arda; Doğan, G. Rumeyse; Cengiz, Selin; Nar, Hakan; Kahrıman, FatihThe researchers aimed to determine the effects of different irrigation levels on plant water consumption (ET), physiological, morphological and biomass traits of four different miniature rose varieties (Rosa Spp, cv. Mandarin, Orange Juwel, Zwergen Fee 09 and Zwergkönig 78). Four different irrigation levels (100% (control), 75%, 50%, 25%) were created in the experiment. The research was carried out at Çanakkale Onsekiz Mart University, Crop Stress Monitoring and Thermography Laboratory in 2020–2021. Water stress negatively affected the physiological and morphological traits measured in all four varieties. The six-month ET values of Mandarin, Orange Juwel, Zwergen Fee 09 and Zwerkönig 78 miniature rose varieties were 255.7–642.3 mm, 293.6–796.3 mm, 277.3–736.2 mm and 261.8–675.9 mm, respectively. Mandarin is more resistant to drought because its ET values are lower than other varieties. © 2024 Informa UK Limited, trading as Taylor & Francis Group.Öğe Discrimination of water stress in pepper using thermography and leaf turgor pressure probe techniques(Elsevier B.V., 2021) Çamoğlu, Gökhan; Demirel, Kürşad; Kahrıman, Fatih; Akçal, Arda; Nar, Hakan; Boran, Ahmet; Eroğlu, İlker; Genç, LeventThe use of technology is spreading rapidly in modern agriculture with remote sensing and sensor technologies becoming more important. The objective of this study is to investigate the possibilities of determining the water stress level and irrigation time in peppers using leaf pressure probes based on turgor pressure and thermography techniques. An experiment consisting of four different irrigation treatments (100%, 75%, 50% and 25%) was conducted in Canakkale province, Turkey in the 2017–2018 summer growing seasons. During this seasons, leaf turgor pressure (Pp) and soil moisture levels were recorded in real time by a remote monitoring system. Thermographic measurements were taken before each irrigation. Data were analyzed using the analysis of variance and regression tree methods. Results show that both Pp and thermal data significantly differed according to water stress. Pp values decreased partially after irrigation and increased until the next irrigation. However, it was observed that it is not enough to decide the irrigation time using results obtained from graphical readings only. Models including meteorological features strengthen the decision-making models. According to the classification and regression tree analysis, it was revealed that there is a potential to separate the treatments, especially in models including thermal indices. Leaf turgor pressure data and thermal indices, which are plant-based monitoring techniques, have the potential to be used in determining irrigation time and distinguishing water stress in the pepper plant. However, there is a need for more studies especially in laboratory conditions, to understand the mechanisms in plants and how environmental conditions affect the responses of Pp probes.Öğe EFFECT OF WATER STRESS ON FOUR VARIETIES OF GLADIOLUS(Parlar Scientific Publications (P S P), 2018) Demirel, Kürşad; Çamoğlu, Gökhan; Akçal, ArdaThis paper aimed to determine the effect of different irrigation levels on four varieties of gladiolus (Gladiolus grandifloras L.). The study was carried out in 2016 at the Agricultural Research Station of Canakkale Onsekiz Mart University in Canakkale, Turkey. Four different types of gladiolus (White Prosperity, Peter Pears, Red Balance, Priscilla) were irrigated by the drip irrigation method. We applied four irrigation levels: 100% (control treatment), in which water was refilled in the root zone up to field capacity and 75%, 50% and 25% of the control treatment. In order to understand the water stress and drought resistance mechanisms of the four varieties, thermal images were used in this study. The amount of irrigation water applied changed depending on the variety. Priscilla consumed more water than the others. Leaf temperature of all gladiolus varieties increased with an increase in water stress. In addition, indices calculated from the thermal imaging changed significantly depending on the irrigation water applied to all gladiolus varieties. Priscilla was found to be more sensitive to water stress than other varieties. It is suggested that the use of thermal imaging with regard to both determination of water stress and selection of drought resistant varieties is a useful method.Öğe Farklı çelik alma dönemleri ile oksin dozlarının kocayemişin (Arbutus unedo L.) köklenme oranı üzerine etkilerinin belirlenmesi(2010) Şeker, Murat; Akçal, Arda; Sakaldaş, Mustafa; Gündoğdu, Mehmet A.Bu çalışma, kocayemiş populasyonunun seçilmiş bitkilerinden farklı dönemlerde alınan yeşil ve yarı odunsu çeliklerinde IBA, NAA ve IBA+NAA büyüme düzenleyicilerinin köklenme durumu üzerine etkilerinin belirlenmesi amacıyla yapılmıştır. Çanakkale’nin Ayvacık, Çan, Eceabat, Merkez ve Lapseki yörelerinde doğal olarak yetişmiş kocayemiş tiplerinden farklı dönemlerde (2006 ve 2007 yıllarının Haziran, Temmuz ve Ağustos ayları) alınan çelikler, IBA (1000, 2000, 4000, 6000), NAA (250, 500, 1000, 2000) ve IBA+NAA (1000+500, 2000+1000, 4000+2000) ppm’lik sentetik oksin köklendirme çözeltileriyle muamele edilerek, içinde perlit bulunan köklendirme ortamına dikilmiştir. Ortamda 60 gün süresince kalan çeliklerin köklendirilmesi ve böylelikle kocayemiş tiplerinin çoğaltılmasına çalışılmıştır. Çalışma süresince en yüksek köklenme oranı, canlılık oranı, kök sayısı ve kök kalitesi ölçümlerle belirlenmiştir. Araştırma bulgularına göre en iyi sonuçlar, 6000 ppm IBA uygulamalarından elde edilmiştir. Kontrol ve NAA uygulamalarından köklenme sağlanamamıştır. Ayrıca, IBA’nın 4000 ppm lik çözeltisi ile IBA 4000 + NAA 2000 uygulamaları da kocayemiş çeliklerinde köklenme sağlamıştır.Öğe Farklı Sulama Seviyelerinin Ceylangözü’nün Bitkisel Özellikleri Üzerine Etkilerinin Belirlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Doğan, Selin; Demirel, Kürşad; Çamoğlu, Gökhan; Nar, Hakan; Akçal, ArdaBu çalışmanın amacı; su stresinin, Ceylangözü’nün (Pelargonium domesticum) bitkisel özelliklerine etkilerinin belirlenmesidir. Bu amaçla; çalışmada, fizyolojik (klorofil indeksi, yaprak oransal su içeriği, yaprak sıcaklığı, stoma iletkenliği, yaprak su potansiyeli), morfolojik (bitki çapı, çiçek sayısı, bitki boyu) ve hasat sonrası (kök uzunluğu, bitki yaş ağırlığı, bitki kuru ağırlığı, kök kuru ağırlığı) ölçümler yapılmıştır. Çalışma laboratuvar koşulları altında saksı ortamında yapılmış ve 5 farklı sulama konusu (saksılarda eksilen nemin kullanılabilir su tutma kapasitesinin %100’üne (S100), %80’ine (S80), %60’ına (S60), %40’ına (S40) ve %20’sine (S20) tamamlanması) oluşturulmuştur. Sulamalar, haftada bir kez yapılmış ve toprak nemi saksı ağırlık değerlerine göre izlenmiştir. Araştırma, 2020 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Ziraat Fakültesi bünyesinde bulunan Bitki Stresi İzleme ve Termografi laboratuvarında (BİSİTLAB) yürütülmüştür. Çalışma sonucunda, sulama konularına göre toplam sulama suyu miktarı ve bitki su tüketimi değerleri sırasıyla 45-130 mm ve 1.4-2.6 mm/gün olarak bulunmuştur. Fizyolojik özelliklerden klorofil indeksi ve yaprak su potansiyeli değerlerinde konular arasındaki fark tüm sulama seviyelerinde istatistiksel olarak önemli bulunurken, çalışmada ölçülen morfolojik özelliklerin tümünde önemsiz bulunmuştur. Sonuç olarak %20 oranında uygulanan bir su kısıtının Ceylangözü bitkisinde, fizyolojik ve morfolojik özelliklerine olumsuz etkilemediği söylenebilir.Öğe Golden Wave? frezya çeşidinde dikim zamanları ile yetiştirme ortamlarının korm ve çiçek oluşumuna etkisi(2014) Akçal, ArdaBu araştırma, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Dardanos yerleşkesinde yer alan ZiraatFakültesi?nin ısıtmasız cam serasında 2012 2013 yılları arasında yürütülmüştür. Araştırmada, Golden Wave?frezya çeşidinin 7 8 cm çaplı çiçek soğanları (korm), bitkisel materyal olarak kullanılmıştır. Çalışmada, farklıdikim zamanları ile farklı yetiştirme ortamlarının frezyada yeni korm (kormel) oluşumu ve çiçeklenme üzerineolan etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır. Araştırmada, Çanakkale koşullarında Ekim ayı ortasındanbaşlayarak 15 gün aralıkla (Ekim 15, Ekim 31 ve Kasım 15) seraya ko rm dikimi gerçekleştirilmiştir. Yetiştirmeortamı olarak toprak, kum, torf, çam kabuğu rendesi ve perlit?in belirli oranlardaki karışımları kullanılmıştır.Vejetasyon sonunda meydana gelen yeni korm miktarı belirlenmiş, ağırlık ve çapları ölçülmüştür. Diki mzamanlarına göre başak uzunluğu ölçülmüş, çiçeklenme zamanı ile birlikte bitki başına düşen başak ve kandilsayıları da tespit edilmiştir. Araştırma sonuçlarına göre, Golden Wave? frezya çeşidinde en yüksek korm üretimdeğeri 31 Ekim?de torf/çam kabuğu/perlit karışımı ile torf/kum/çam kabuğu karışımının olduğu ortama yapılandikimlerde tespit edilmiştir. Benzer şekilde korm ağırlığı ve korm çapı bakımından en yüksek değer torf/çamkabuğu/perlit karışımında saptanmıştır. Başak ve kandil oluşumu bakımında n en düşük değer, 15 Kasım?datoprak/kum/torf karışımına yapılan dikimlerde tespit edilmiştir. Diğer taraftan araştırmada kullanılan yetiştirmeortamlarının başak uzunluğu üzerinde etkili olmadığı görülmüştür. Torf/çam kabuğu/perlit karışımınagerçekleştir ilen dikimlerde ise çiçeklenme bakımından düşük oranda erkencilik sağlandığı belirlenmiştir.Öğe Kum Zambağı Tohumlarının Çimlenmesinde Bazı Bitki Büyüme Düzenleyicilerin Etkisi (The Effect of Some Plant Growth Regulators on Seed Germination of Sea Daffodil)(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2020-12-31) Akçal, Arda; Kelkit, Mehmet[No Abstract Available]Öğe Kış dinlenme ihtiyacı yüksek olan kayısı çeşitlerinin Güney Marmara şartlarındaki soğuklanma sürelerinin, tomurcuk dökümleri, çiçeklenme periyodu ve meyve tutumuna etkileri(2014) Engin, Hakan; Akçal, ArdaGüney Marmara (Çanakkale) şartlarında yetiştirilen baz ı kayısı çeşitlerinde, verimsizlik veya düzenliverim alınamaması en önemli sorunlardan biridir. Bu durumla, kayısı ağaçlarındaki çiçek tomurcuklarınınsoğuklanma ihtiyaçları arasında bir ilişki söz konusudur. Hasanbey, Hacıhaliloğlu, Kurukabuk, Çataloğlu,Hacıkızı, Çöloğlu, Kabaaşı, Alyanak ve Etembey kayısı çeşitlerinde tomurcuk dökümleri, çiçeklenme zamanlarıve meyve tutumları üzerine soğuklanma sürelerinin etkisi araştırılmıştır. Çanakkale?de 2008 2013 yıllarıarasında, deneme bahçesi yakınında saat ba şı ölçülen sıcaklıklar kaydedilmiştir. Soğuklanma sürelerinintespitinde Kasım ayının başından ?ubat ayının sonuna kadar kaydedilen sıcaklıklar kullanılmıştır. ?ncelenenkayısı çeşitlerinde ortalamaların çok üzerinde tomurcuk dökülmesi tespit edilmiştir. Ö zellikle Hacıhaliloğlu,Çöloğlu ve Alyanak kayısı çeşitlerinde bu oran % 80?nin üzerindedir. Yüksek kış dinlenmesine ihtiyaç duyandokuz kayısı çeşidinde ağaçlardaki çiçeklenme süresinin uzadığı, yüksek oranda tomurcukların döküldüğü vemeyve tutumunun (% 0.3 6.3) çok düşük olduğu belirlenmiştir. Söz konusu sorunlar, toplam verimliliği olumsuzetkilemiştir.Öğe Plant-based monitoring techniques to detect yield and physiological responses in water-stressed pepper(Elsevier B.V., 2024) Çamoğlu, Gökhan; Demirel, Kürşad; Kahrıman, Fatih; Akçal, Arda; Nar, HakanToday, the use of sensors and imaging techniques, which are used to obtain information about plants and soil in smart irrigation systems, is rapidly becoming widespread. This study aimed to investigate the usability of leaf turgor pressure and thermal images from plant-based monitoring techniques to detect water stress and the irrigation time of pepper (Capsicum annuum L. cv. “California Wonder”) and to determine their relationship with physiological traits in Canakkale/Türkiye in 2017 and 2018. The four irrigation treatments (100%, 75%, 50%, and 25%) were applied in the experiment. Leaf turgor pressure (Pp), thermal images and physiological measurements were carried out during the growing season. Soil moisture and Pp were monitored in real time by remote. Thermal and physiological measurements were made before each irrigation. As a result of the study, the average evapotranspiration (ETc) was 697 mm, and the yield value was 83.7 t ha−1 under non-stress conditions. Depending on the decrease in ETc, yield values also decreased significantly. Leaf water potential and stomatal conductivity values were statistically different in all irrigation treatments. The change in the activity of catalase (CAT) due to water stress was greater than that of superoxide dismutase (SOD). In this case, it can be said that other physiological traits are more successful than SOD in distinguishing water stress. According to the regression models, significant relationships were determined between both the indices calculated from the thermal images and Pp, yield, and physiological traits. The predictive ability of Pp values has been strengthened with the addition of meteorological properties to the model in general. The highest correlation (R2 =0.63) was between Pp + meteorological properties and CAT. All the regression models between physiological traits and indices calculated from thermal images were statistically significant. The highest R2 values were obtained in August. In this month, the highest correlations were between Crop Water Stress Index (CWSIp) and leaf water potential / stomatal conductivity (R2 =0.91), IGp and stomatal conductivity (R2 =0.80). The predictive power of CWSIp was higher than Stomatal Conductivity Index (IGp). The experiment illustrated that Pp and temperature data, which are plant-based monitoring methods, have the potential to detect water stress in peppers.Öğe Some Important Chemical and Aroma Characteristics of Some New Pepper Cultivars (Capsicum annuum L cv A30706 F1, Capsicum annuum L cv Kılçık F1, Capsicum annuum L cv Bitter F1)(2022) Sarıyer, Tolga; Gündoğdu, Mehmet Ali; Akçal, Arda; Şeker, MuratObtaining agricultural products with better quality is closely related to the development of new cultivars. New cultivars are increasing gradually internationally as a result of the breeding programs. Capsicum annuum L. ‘A30706 F1’, Capsicum annuum L. ‘Kılçık F1’, Capsicum annuum L. ‘Bitter F1’ pepper cultivars are newly developed registered pepper cultivars in Turkey. A30706 F1 is a bitter and black coloured long pepper also called purple coloured, Kılçık F1 is a sweet long thin pepper and Bitter F1 is a hot long thin pepper. Among the cultivars while the highest amount of ascorbic acid (216.35 mg/100g) was determined in A30706 F1, the highest amount of phenolic compounds (63.69 mg GAE/100g) was determined in the Bitter F1 cultivar. Hexanal was found as major aroma component in A30706 F1 and Kılçık F1 pepper cultivars, which creates a sensory perception as fresh, cut grass. Hexanal and E-2-tetradecenal were found as major aroma components in Bitter F1 cultivar. E-2-tetradecenal creates a sensory perception as fatty, waxy, cheesy.Öğe Su Stresinin Sofralık Domatesin Verimi ve Fizyolojik Özellikleri Üzerine Etkileri(2019) Çamoğlu, Gökhan; Demirel, Kürşad; Akçal, Arda; Genç, LeventBu çalışmada, sofralık domateste su stresinin verime, bitki su tüketimine, sulama randımanlarına [sukullanım randımanı (WUE) ve sulama suyu kullanım randımanı (IWUE)] ve fizyolojik özelliklere (stomailetkenliği, yaprak su potansiyeli, yaprak oransal su içeriği ve klorofil) etkilerinin belirlenmesi amaçlanmıştır.Çalışma, 2017 yılında Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Ziraat Fakültesi, Dardanos Araştırma ve UygulamaÇiftliği’nde yürütülmüştür. Deneme, toprakta eksilen nemin tarla kapasitesine tamamlandığı tam sulama(kontrol) ve üç su stresi düzeyi (kontrol uygulamasına verilen suyun %25, %50 ve %75’i) olmak üzere toplamdört uygulamadan oluşturulmuştur. Çalışma sonucunda, su stresine bağlı olarak verim ve fizyolojik özelliklerdeönemli düzeyde azalmalar meydana gelmiştir. Bitki su tüketimi ve verim değerleri uygulamalara göre sırasıyla348-869 mm ve 22.7-72.2 t ha-1 arasında değişmiştir. En yüksek randıman değerleri (WUE, IWUE) %50oranında su kısıtının yapıldığı uygulamadan elde edilmiştir. Ölçülen fizyolojik özellikler ile verim azalmasıarasındaki belirtme katsayıları (R2) 0.47-0.94 arasında değişmiştir. Çalışmanın sonucu olarak, sofralık domatesyetiştiriciliğinde su stresinin bitkiyi olumsuz etkilediği ve fizyolojik özellikler kullanılarak olası verimazalmasının yüksek doğrulukla tahmin edilebileceği söylenebilir