Yazar "İleri, Burcu" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 9 / 9
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Birleşik ultrases ve sıfır yüklü magnezyum (Mg0) ile yeraltı sularında nitratın kimyasal denitrifikasyonu(2013) Ayyıldız, Önder; İleri, Burcu; Apaydın, Ömer; Acar, Ekrem[Abstract Not Available]Öğe Deri Atıksuyunun Sono-Elektrokimyasal Arıtımı(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-05) Doğu, İrem; Yalçın, Mete; İleri, Burcu; Ayyıldız, ÖnderToksik madde içerikli atıksuların uygun arıtma prosesleri ile arıtıldıktan sonra alıcı ortama deşarj edilmesi çevre kirliliği açısından oldukça önemlidir. Ancak, toksik kirleticilerin gideriminde kullanılan konvansiyonel arıtma yöntemleri çoğu kez yetersiz kalmaktadır. İleri arıtma yöntemlerinin kullanılması durumunda dahi bazen kirletici deşarj standartlarını sağlayacak düzeyde arıtılamamakta veya arıtmanın yüksek maliyetli olmasından ötürü uygulamaları ekonomik olmamaktadır. Deri endüstrisi atıksuyu yüksek konsantrasyonda kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ), biyokimyasal oksijen ihtiyacı (BOİ), askıda katı madde (AKM), toplam katı madde (TKM), toplam kjeldahl-azotu (TKN), yağ ve gres, krom(VI), toplam krom, sülfür, tuzluluk, çözünmüş katı madde, organik azot ve toksik metal bileşiklerini içermektedir. Bu tür atık suların, alıcı ortama deşarj edilmeden önce arıtılmaları ve atıksu yönetmeliklerinde belirtilen sınır değerleri sağlayacak şekilde zehirli maddeler ve inhibitörlerden arındırılmaları gerekmektedir. Toksik kirleticilerin gideriminde etkili olmaları ve geniş kullanım alanlarına sahip olmaları nedeniyle ileri arıtma yöntemleri su arıtımında sıklıkla tercih edilmektedir. Bu çalışmada, deri endüstrisi atıksu örneğinin elektrokimyasal (EC) ve ultrasesin (US) tekli ve birleşik (US/EC) kullanımları ile deri atıksuyun arıtımı sonucunda KOİ, renk ve bulanıklık giderimleri ayrıntılı bir şekilde irdelenmiştir. Alkali şartlarda (pH > 7) yü- rütülen deneysel çalışmalarda, birleşik US/EC prosesleri ile KOİ, renk veya bulanıklık giderim verimleri tekli uygulamalarından elde edilen giderim veriminden oldukça yüksek olduğu gözlenmiştir.Öğe Evsel atık su arıtma tesisi giriş ve çıkış suyunda bulunan organik madde miktarının klor dioksit dezenfeksiyon verimine etkisi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2010) İleri, Burcu; Ayyıldız, ÖnderBu çalışma ile sentetik ve evsel atıksu organik madde yükünün klor dioksit dezenfeksiyon verimine etkisi araştırılmıştır. Bu kapsamda farklı klor dioksit ve organik madde konsantrasyonları kullanılarak atıksu örneklerinde Escherichia coli (E.koli) ve toplam koliform (T.koli) inaktivasyonları incelenmiştir. Bakteri inaktivasyon verileri bazı kinetik modeller kullanılarak açıklanmıştır. Deneysel çalışmaların sonucunda, dezenfeksiyon verimleri karşılaştırıldığında, arıtma tesisi giriş ve sentetik atıksuyunda E.koli inaktivasyon verilerinin benzerlik gösterdiği, çıkış suyunda ise klor dioksit'in bakteri giderimindeki etkisinin daha düşük olduğu tespit edilmiştir. Atıksu kimyasal oksijen ihtiyacı (KOİ) yarıya düşürüldüğünde, ClO2 dezenfeksiyon etkinliğinin (bakteri log inaktivasyonu) yaklaşık 2?3 kat arttığı saptanmıştır.Atıksu içerisindeki organik madde miktarının dezenfeksiyon verimine etkisini belirlemek için her bir arıtma işlemi süresince bakiye ClO2 miktarları uygun zaman aralıklarında ölçülmüştür. Atıksuyun kirlilik derecesinin artmasıyla birlikte bakiye ClO2 konsantrasyonu önemli miktarda azaldığı görülmüştür. Elde edilen sonuçlar CT değerleri ile karşılaştırıldığında, KOİ/ClO2 oranı ile bakteri log inaktivasyon verimleri arasında doğrusal bir ilişki olduğunu göstermiştir. ClO2 bakteri giderim etkisi sentetik ve giriş atıksuyunda benzer iken, çıkış suyunda azaldığı görülmektedir. Giriş atıksuyu ile karşılaştırıldığında klor dioksit ile koliform bakteri öldürme verimi çıkış suyunda daha düşük çıkmıştır. Çıkış suyunda belirlenen düşük klor dioksit dezenfeksiyon etkinliği ortamdaki yaşlı mikroorganizmaların kimyasal dezenfektana karşı daha dirençli olmasından kaynaklanmaktadır.Deney sonuçları atıksu dezenfeksiyonu sırasında KOİ değerinin etkili bir parametre olduğunu göstermektedir. Yüksek dozlarda klor dioksit atıksularda bulunan mikroorganizmaların öldürülmesinde başarılı sonuçlar vermiştir. Yüzeysel suların ve atıksuların dezenfeksiyonu sırasında gerekli dezenfektan miktarının belirlenmesinde atıksu organik kirlilik yükünün önemli bir parameter olduğu sonucu ortaya çıkmıştır. Bu araştırma sonuçlarının su ve atıksu dezenfeksiyon sistemlerinde gerekli klor dioksit dozunun tayin edilmesi konusunda bundan sonra yapılacak çalışmalara da bir referans teşkil edeceği düşünülmektedir.Öğe Heavy Metal Accumulation, Biomarker Responses and Sensitivity to Oxidative Stress in Isopoda Asellus(2014) Kaya, Hasan; Akbulut, Mehmet; Selvi, Kahraman; İleri, Burcu; Duysak, MugeBu çalışmada su kirliğinin Asellus aquaticus türü üzerinde oluşturabileceği muhtemel oksidatif stres, fizikokimyasal parametreler, su ve canlıda ağır metal birikimi ve canlıda biyomarkırlar birarada kullanılarakdeğerlendirilmiştir. Bu amaçla, bazı bölgeleri evsel ve endüstriyel kirliliğe maruz kalan Sarıçay' dan 3istasyon seçilerek A. aquaticus bireyleri toplanmıştır. Örnekleme istasyonları A. aquaticus bireylerininyaşadığı, fiziko-kimyasal parametreler ve ağır metal içeriği yönünden kirli ve temiz olarak yorumlananbölgelerden seçilmiştir. Toplanan A. aquaticus örneklerinin tür tayini yapıldıktan sonra ağır metal (Cu, Fe,Cd, Pb, Zn) ve biyomarkır (Na+, K+-ATPaz, Glutatyon, TBARS) analizleri yapılmıştır. Yapılan su kaliteanalizlerine göre S3 istasyonu en kirli, S2 istasyonu az kirli ve S1 istasyonu temiz istasyon olarakbelirlenmiştir. Kirliliğin artışına paralel olarak glutatyon (GSH) seviyesinde S2 ve S3 istasyonlarında önemlioranlarda artışlar görülmüştür. Bununla beraber lipid peroksidasyonun göstergesi olan TBARS seviyesi ileNa,K+-ATPase enzim aktivitesinde istatistiksel bir fark belirlenmemiştir. GSH seviyesinin kirli bölgelerdegösterdiği ciddi artışlar (3 kat) su kirliliğinin A. aquaticus türünde oksidatif strese neden olduğunugöstermektedir. Bu sonuçlar, kirliliğe maruz kalan nehirlerde su kirliliğinin belirlenmesi vedeğerlendirilebilmesi için ekolojik, fiziko-kimyasal ve biyokimyasal parametrelerin bir aradakullanılabileceğini göstermektedir.Öğe Sono-degradation of Reactive Blue 19 in aqueous solution and synthetic textile industry wastewater by nanoscale zero-valent aluminum(Academic Press Ltd- Elsevier Science Ltd, 2022) İleri, Burcu; Dogu, İremReactive dyes, which are commonly used in the textile industry, are toxic and carcinogenic for the ecosystem and human health. The objective of this study was to investigate the removal of Reactive Blue 19 (RB19) from aqueous solution and synthetic textile industry wastewater using nanoscale zero-valent aluminum (nZVAl), ultrasonic bath (US-40 kHz), and combined US/nZVAl through the consideration of varying experimental parameters such as pH, nZVAl dosage, contact time, and initial RB19 dye concentration. The acidic pH value was an effective parameter to degrade RB19. As the nZVAl dosage and contact time increased, the degradation of RB19 dye from aqueous solution and synthetic textile industry wastewater increased using combined US/nZVAl process. A similar result was obtained for RB19 removal with combined US/nZVAl using 0.10 g dosage at 30 min, whereas it was obtained with nZVAl alone using 0.20 g dosage at 60 min. The sono-degradation process activated the nZVAl surface depending on US cavitation effect and shock waves, and increased RB19 dye uptake capacity with a shorter contact time and lower nZVAl dosage. Increasing the initial dye concentration decreased the removal efficiency for RB19. According to the obtained reusability results, nZVAl particles could be reused for four and two consecutive cycles of combined US/nZVAl and nZVAl alone, respectively.Öğe Tarımsal Sulamada Kullanılan Yenice ve Davutköy Göletlerinin (Yenice, Çanakkale) Ağır Metal Kirliliğinin Belirlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2017-12-26) Selvi, Kahraman; Özdikmenli Tepeli, Seda; İleri, Burcu; Yıldız, RamazanBu çalışmada; Yenice’nin (Çanakkale) en önemli tarımsal sulama kaynağı olan Yenice ve Davutköy Göletlerinin sudaki ağır metal derişimlerinin mevsimsel olarak belirlenmesi amaçlanmıştır. Yapılan analizlere göre; metal konsantrasyonlarının insan kaynaklı faaliyetlerin ve yağışların etkisi ile ilkbahar ve sonbahar mevsimlerinde daha yüksek olduğu belirlenmiştir. Elde edilen veriler ışığında; Yenice ve Davutköy Göletlerinin metal kirliliği açısından bir risk oluşturmadığı, İnsani Tüketim Amaçlı Sular Hakkında Yönetmelik (TS266) ve Yerüstü Su Kirliliği Kontrolü Yönetmeliği (YSKYY)’ e göre I. sınıf kalitede olduğu ve gölet sularının tarımsal sulama için uygun olduğu tespit edilmiştir.Öğe Ultrases Mekanik Kuvvet Etkisi İle Uçucu Külün Yüzey Aktivasyonu Sağlanarak Asit Maden Drenajından Metal Giderimi(2018) İleri, Burcu; Yücel, Deniz Şanlıyüksel; Ayyıldız, ÖnderBu çalısmada, asit maden drenajında yüksek konsantrasyonlarda bulunan metallerin (Al, Co, Cu, Fe, Mn, Ni ve Zn) arıtımında dogal ve modifiye uçucu kül kullanılmıs ve farklı adsorban dozu (5-20 g), adsorpsiyon süresi (0-360 dk), pH (3-6) ve sıcaklık (10-30 °C) parametrelerinin adsorpsiyon verimine etkileri detaylı olarak arastırılmıstır. Yüzey alanını arttırmak ve partikül çapını küçültmek için düsük frekanslı prob (20 kHz) ve banyo (40 kHz) tipi ultrasonik sistemler kullanılmıstır. Dogal uçucu küle kıyasla ultrasonik modifikasyon ile uçucu külün yüzey alanı arttırılarak daha kısa sürede ve düsük dozda metallerin daha yüksek verimle arıtılması saglanmıstır. Metallerin daha yüksek verimlerde adsorplanması amacıyla gerçeklestirilen yüzey modifikasyon islemlerinde 20 kHz ultrases frekansın 40 kHz frekansına göre daha etkili oldugu gerek kinetik adsorpsiyon deneyleri gerekse partikül boyut ve BET analizleri ile teyit edilmistir. Dogal ve modifiye uçucu küllerin kullanıldıgı adsorpsiyon testlerinde, adsorban dozu, adsorpsiyon süresi, pH ve sıcaklık arttıkça Al, Co, Cu, Fe, Mn, Ni ve Zn gibi metallerinin giderim verimleri artmıstır. Metallerin giderim verimleri sırasıyla Fe, Co, Cu, Ni, Zn, Al, Mn seklinde belirlenmistir. Uçucu küllerin geri kazanılarak arıtmada yeniden kullanılabilirligine yönelik yürütülen testlerde ise dogal uçucu külün etkili bir sekilde 3 kez; modifiye uçucu külün ise etkili bir sekilde 4 kez metallerin gideriminde kullanılabilecegi saptanmıstır. Adsorpsiyon hızının ikinci dereceden hız ifadesine uydugu görülmüstür. Termodinamik verilerden 10-30 °C aralıgında metal adsorpsiyonun ekzotermik bir islem oldugu sonucuna varılmıstır. Elde edilen sonuçlar uçucu kül ile metal giderim kapasitesinin iyilestirilmesinde ultrasesin alternatif bir yöntem olabilecegini göstermektedir.Öğe Ultrases Prosesi ile Modifiye Edilen Uçucu Kül Kullanılarak Metil Kırmızısı Boyasının Adsorpsiyon Prosesi ile Giderimi(2019) İleri, BurcuBu çalışma kapsamında, tekstil endüstrisinde yaygın olarak kullanılan metil kırmızısı boyasının doğal ve ultrases prosesiyle modifiye edilen uçucu kül adsorbenti ile arıtılabilirliği araştırılmıştır. Adsorpsiyon deneylerinde adsorbent dozu (1–12 g), adsorpsiyon süresi (10–240 dk), pH (2–10), sıcaklık (10–50 °C) ve başlangıç metil kırmızısı konsantrasyonu (25–125 mg/L) gibi farklı işletme parametre değerlerinin metil kırmızısı giderimindeki etkisi ayrıntılı olarak incelenmiştir. Optimum şartlar altında asidik pH’da doğal ve modifiye uçucu kül için adsorpsiyon kapasiteleri sırasıyla 13,78 mg/g ve 14,52 mg/g olarak belirlenmiştir. Uçucu külün doğal ve ultrases prosesi ile modifiye sonrası yüzeyinde meydana gelen değişimler BET, SEM-EDS, XRF, XRD ve partikül boyut analizleri ile değerlendirilmiştir. Elde edilen sonuçlara göre, ultrases mekanik etkisi ile modifiye edilen uçucu kül yüzey alanı artarken partikül boyutu azalmıştır. Modifiye uçucu kül kullanıldığında daha kısa sürede ve düşük uçucu kül dozunda metil kırmızısı giderimi sağlanmıştır. Modifiye uçucu kül kullanıldığında metil kırmızısı giderimi daha kısa sürede ve düşük uçucu kül dozunda başarılı olmuştur. Adsorpsiyon hızının ikinci dereceden hız ifadesine uyduğu ve uçucu kül adsorpsiyonunun Freundlich izoterm modeliyle uyum sağladığı görülmüştür. Termodinamik verilerden (?G°, ?H° ve ?S°) 10–50 °C aralığında metil kırmızısı adsorpsiyonun ekzotermik bir işlem olduğu sonucuna varılmıştır.Öğe Yenice–Davutköy (Çanakkale) Sulama Göletlerinin Fizikokimyasal ve Mikrobiyolojik Kalitesinin Araştırılması(2017) Selvi, Kahraman; Tepeli, Seda Özdikmenli; İleri, Burcu; Yıldız, Ramazan; Yücel, Mehmet AliBu çalışmanın amacı, sulama göletlerinin mevsimsel su kalitesinin değişimlerini belirlemektir. Dört farklı mevsim için Yenice ve Davutköy sulama göletlerinin 3 farklı örnekleme noktasından yüzey suyu örnekleri toplanmıştır. Bu göletlerin su kalitesini belirlemek amacıyla çözünmüş oksijen, pH, tuzluluk, elektriksel iletkenlik, kimyasal oksijen ihtiyacı, biyokimyasal oksijen ihtiyacı, amonyum, nitrit, nitrat, fosfat, toplam sertlik, klorür ve sodyum adsorpsiyon oranı (SAR) parametreleri incelenmiştir. Ulusal ve uluslararası su kalite standartlarına göre, fiziko-kimyasal parametreler sınır değerleri sağlamaktadır. ABD tuzluluk diyagramında C1-S1 sınıfında yer almaktadır. Tuzluluk ve sodyum değerine göre sulama suyu olarak kullanıma uygun olduğu belirlenmiştir. Yenice ve Davutköy göletlerinin mikrobiyal kalitesi için sıcaklığa bağlı olarak mezofil ve psikrofil aerob bakteri oranı belirlenmiştir. Düşük sıcaklıklarda yüksek seviyede psikrofil bakteri belirlenirken yüksek sıcaklıklarda mezofil bakteri sayısı artmaktadır. Psikrofil aerob canlı sayısı (PAC) mevsimlere göre değerlendirildiğinde, sıcaklık artışına bağlı olarak pearson korelasyon analizine göre istatistiksel olarak önemli güçlü negatif korelasyon bulunmuştur (r=-0,635). Fekal kirlilik indikatörü olan E.coli sayısının yaz mevsiminde Davutköy göletine ait istasyonlarda 110 kob/100ml ve 50 kob/100ml olarak belirlenmiştir. Diğer istasyonlarda ise E.coli tespit edilmemiştir. Elde edilen sonuçlara göre, Yenice ve Davutköy sulama göletlerine ait suların tarımsal aktiviteye uygun olduğu belirlenmiştir.