Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Öztürk, Muhammed Zeynel" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 5 / 5
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    An assessment of beach ridges on the Kızılırmak delta based on scanning electron microscopy analyses and grain size parameters
    (Türk Coğrafya Kurumu, 2010) Erginal, Ahmet; Öztürk, Muhammed Zeynel
    In this article, beach ridges to the north of the Lake Cernek located in northeast part of the Kızılırmak delta was studied on the basis of scanning electron microscopy analyses and grain size parameters. The analyses results show that the studied sands, contrary to that in coastal dune ridges, belong to successive sandy beach ridges that have formedbehind the prograding delta shoreline. Actually, grain size parameters and spectroscopic and morphological peculiarities of beach ridge sands formed by wave-dominate conditions differ from coastal dune sands of eolian origin. Based on the data obtained,  the samples show very well sorting in standard deviation, negatively skewness and very leptokurtic distribution in terms of kurtosis. Fine to medium grains are predominant, which explains low morphology of beach ridge series. The low kurtosis values are likely associated with the lack of shell fragment within the samples. Electron microscopy analyses demonstrate the predominance of ovoid-shaped angular grains. From the Lake Cernek to the present shoreline, spectroscopic analyses also reveal both paleness in morphological appearance of grains and difference in their elemental compositions. According to data, the analyzed sands correspond to successive beach ridges that have formed as the result of rapid progradation of delta shoreline.Keywords: Beach ridge, Grain size parameters, Scanning electron microscopy, Lake Cernek, Kızılırmak Delta
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Kuzey Kıbrıs kıyılarının (Koruçam burnu-Zafer burnu-Zeytin burnu arasının) kuvaterner jeomorfolojisi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2013) Öztürk, Muhammed Zeynel; Erginal, Ahmet Evren
    Doğu Akdeniz havzası içerisinde yer alan Kıbrıs Adası plaka hareketlerine bağlı olarak gerçekleşen tektonik faaliyetlerden ileri derecede etkilenmiş olup, adanın tektonik yükselimi bu faaliyetlere bağlı olarak günümüzde de devam eder. Tektonik faaliyetlerin yanı sıra, ada Geç Kuvaterner ve Holosen?deki iklim ve deniz seviyesi değişimlerinden de etkilenmiştir. Bu değişimler özellikle kıyı jeomorfolojisinin şekillenmesinde etkili olmuştur ve değişimlerin kanıtları yalıtaşları, yükselmiş denizel depolar, dalga aşınım düzlükleri ve eolinitlerin içerisinde tutulmuştur. Araştırma kapsamında KKTC kıyılarında 23 lokalitede yalıtaşları, 3 lokalitede bol fosilli denizel depolar, 3 lokalitede eolinitler ve 5 lokalitede dalga aşınım düzlükleri incelenmiştir. Lokalitelerden alınan örneklerden jeokimyasal ve jeoistatistiksel analizler ile tarihlendirme çalışmaları yapılarak oluşumların Geç Kuvaterner-Holosen iklim, deniz seviyesi değişimleri ve tektonizma açısından önemleri ortaya konulmuştur. Eolinitlerden yapılan tabaka ölçümlerine göre tabaka yönleri ile günümüz egemen rüzgar yönleri birbirleri ile uyumludur. Buna göre Doğu Akdeniz?de hakim rüzgar yönü eolinitlerin oluştuğu dönemden günümüze kadar önemli bir değişiklik göstermemiştir. Kalsit minerallerinden oluşan menüsküs köprü, köpek dişi yapısı, boşluk dolgusu ve mikritik zarflar gibi çimento yapılarına göre yalıtaşları, gel-git içi ve gel-git ardı koşullarda, G.Ö. 0.442±0.079 ile 5990±0.341 yıl arasında oluşmuştur. Deniz seviyesi eğrisi, yalıtaşlarının 0 m ile -1 m arasındaki alçak deniz seviyesi koşullarında gerçekleşen iki deniz seviyesi yükselim evresinde oluştuğunu gösterir. Yükselen deniz seviyesi koşullarında oluşmasına rağmen yalıtaşları, günümüz deniz seviyesinden daha yukarıda bulunurlar. Bu durum kuzey Kıbrıs?da tektonik yükselim hızının deniz seviyesi yükselim hızından fazla olduğunu gösterir ve bu tektonik yükselim son 6000 yıl içerisinde ortalama olarak 0.04 cm/yıl oranında gerçekleşmiştir. Sonuçlar Türkiye?nin güney sahillerindeki yalıtaşı çalışmaları ile karşılaştırıldığında iki alan arasında kalan ve Misis-Girne Fay Zonu ile sınırlandırılmış Kilikya-Adana Havzası?nda bölgesel bir yükselim olduğu görülür. Toplu yükselim ile birlikte dalga aşınım düzlüklerinden elde edilen verilere göre kuzey Kıbrıs kıyılarında yükselim oranları lokal farklılıklar gösterir.
  • [ X ]
    Öğe
    ŞİLE (İSTANBUL) EOLİNİTLERİNDEKİ ÇÖZÜNME BORULARININ KÖKENİ ÜZERİNE ÖN BULGULAR
    (2018) Öztürk, Muhammed Zeynel; Çakır, Çağlar; Avcıoğlu, Mustafa; Ertek, T.; Evren, Nabi; Erginal, Ahmet Evren
    Tropikal kıyılar ile Akdeniz kuşağı kıyılarındaki karbonat eolinitlerinde yaygın olarak gözlenensilindir ve konik şekilli dikey ayrışma borularının oluşumu halen tartışmalıdır. Bu tür nadirpaleo-kıyı karstı şekilleri, Türkiye kıyılarından ilk kez Şile (İstanbul) batısındaki Doğancılı kıyızonunda, 5 metre kalınlıktaki çapraz laminalı oolitik eolinit tabakaları içinde tespit edilmiştir.Bu çalışmanın temel amacı eolinit kütlesi içerisinde gelişmiş bu şekillerin fizikselözelliklerinin ve gelişim modelinin ortaya konulmasıdır. Eolinitin kuzey kesimindeki falezyüzeyi boyunca çok fazla sayıda ayrışma borusu gelişmiştir. Bu şekillerden bozulmamış olan45 tanesinden şerit metre yardımıyla derinlik, ve çap ölçümleri yapılmıştır. Ölçümlerine göre,çözünme borularının maksimum ağız çapı 60 cm ve derinliği 460 cm'dir. Bazı şekillerdederinlik, eolinitin örttüğü paleosol katmanı ile olan dokanağa kadar yaklaşır. Şekiller çapraztabakalı eolinit içerisinde gelişmiş olmakla birlikte dikey formları üzerinde çaprazlaminasyonun kontrolü yoktur. Boyutlardaki değişkenlik, şekillerin oluşum evrelerininfarklılığı ile ilgili olmalıdır. Birbirine yakın gelişmiş olan çözünme borularının birleşmesiylebileşik formlar oluşmuş, yan duvarların ortadan kalkması sonucu borular \"pinnacle\" denilenmünferit keskin kenarlı bloklara dönüşmüşlerdir. Denizel izotop dönemi (MIS) 6 sonu ile MIS5e başlarına tarihlendirilen eolinitler üzerinde gelişmiş bu şekiller, eoliyen kumlarınınoluşumu ve çimentolanmasının gerçekleştiği daha sıcak ve kurak koşulları izleyen nemlikoşullar altında gelişmiş olmalıdır. Borular içinde kalker kabuk gözlenmemesi, oluşumlarıesnasında kurak evrelerin yaşanmadığını açıklar. Sonuç olarak çözünme boruları organikmaddece zengin topraktan derine sızan CO2 ile asitliği artmış suların yol açtığı erime sonucufosil (örtülü) karst olarak gelişmiş olmalıdır. Çözünme yüzeyde bitki köklerinden vadozzondaki tercihi akış kanallarına aktarılarak makro gözenekler boyunca derine ilerlemiştir.
  • [ X ]
    Öğe
    Uludağ'daki periglasiyal süreçlerin, periglasiyal yerşekillerinin ve bunlari denetleyen etmenlerin incelenmesi
    (Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2009) Öztürk, Muhammed Zeynel; Türkeş, Murat
    Tez çalışmasının amacı, Uludağ'ın alpin kuşağı üzerinde etkili olan periglasiyal süreçleri, bu süreçlere bağlı olarak gelişen periglasiyal yer şekillerini ve bunları denetleyen etmenleri, alanda nasıl bir iklimsel değişimin yaşandığını ve bu değişimin periglasiyal süreç ve şekilleri nasıl etkileyebileceğini araştırmaktır. Çalışmada ulaşılan başlıca sonuçları şu şekilde sıralayabiliriz: (a) Donma-çözülme ve buna bağlı kuvvetli fiziksel ufalanma, zayıf kimyasal ayrışma, yamaç yıkanması, kaya akması, kaya düşmesi ve rüzgar süpürmesi egemen periglasiyal süreçler iken; girland, elenmemiş çember şekilleri, taş kümesi, kaya buzulu, yamaç döküntüsü ve taş kaldırımı egemen periglasiyal şekillerdir. (b) Periglasiyal süreç ve şekillerin dağılışı, bodur ardıcın (Juniperus communis subsp. nana) yayılışı, mermer anakaya ve arazinin eğim özellikleri ile yakından ilişkilidir. (c) Girlandlar genel olarak eğimli yamaçlarda görülürken; çemberler, alpin bitkilerin seyrek olduğu düz ve düze yakın alanlarda gelişme gösterir. (d) Girland ve çemberlerin oluşumunda iki tür alpin bitki (Festuca cyllenica ve Festuca punctoria) önemli bir rol oynar. (e) Yamaç döküntüleri, sirk duvarları boyunca gelişme gösterir ve bu döküntüler zamanla kaya buzuluna dönüşür.İklimsel değişkenlik açısından yapılan analiz sonuçlarına göre ise, aşağıda özetlenen değerlendirmeler ve öngörüler yapılabilir: (a) Uludağ doruklar bölümünde, yaz sıcaklıklarında yaşanan artış, orman üst sınırının daha üst düzeylere çıkması ve bodur ardıçların daha geniş bir alana yayılmasına yol açarak periglasiyal süreç ve şekillerin egemen olduğu alanların daralmasına neden olabilir. (b) Ortalama bulutluluk tutarlarındaki azalma eğilimleri, kuramsal olarak, gündüz güneşlenmenin, gece ise uzun dalga boylu ışımanın artmasına neden olarak, gece ile gündüz arasındaki sıcaklık farkının artmasına yol açabilir. Günlük sıcaklık farkının büyümesi ise, genel olarak fiziksel parçalanmanın ve kütle hareketlerinin artmasıyla sonuçlanabilir. (c) Bu durum, bazı şekillerin (örneğin girlandlarda) bozulmasına yol açabilirken, bazı şekillerin (örneğin kaya buzulları, yamaç döküntüleri gibi) gelişmesine ve yaygınlaşmasına neden olabilecektir.
  • [ X ]
    Öğe
    Uludağ’da girland ve çember oluşumları
    (2011) Türkeş, Murat; Öztürk, Muhammed Zeynel
    Uludağ’ın alpin kuşağı periglasiyal şekil ve süreçlerin etkisi altındadır. Bu süreçler sonucunda oluşan girland ve çemberler en yaygın şekiller olarak karşımıza çıkmaktadır. Uludağ’ın zirve kesimi, Uludağ kütlesinin genel uzanış doğrultusu nedeniyle, su bölüm çizgisinden kuzey ve güney olarak ikiye ayrılır ve her iki bölümde de girland ve çember şekillerine rastlanılır. Ancak her iki bölümde de girland ve çemberlerin dağılışı bodur ardıcın (Juniperus communis subsp. nana) yayılışı ile sınırlandırılır. Kuzey yamaçlarda, bodur ardıçların daha iyi yetişme olanağı bulduğu granodiyorit ve gnayslar üzerinde girlandlar ve çemberler sınırlı ölçüde gelişmiştir. Güney yamaçların büyük bölümünün mermerlerden oluşması, bodur ardıcın yayılışını engelleyerek güney yamaçlarda girland ve çemberlerin daha iyi gelişmesini ve geniş alan kaplamasını sağlamıştır. Girlandların morfolojisini denetleyen temel etmenler, litoloji, yüksek eğim koşulları, girlandın gerisinde bulunan ayrışma ürünü ve döküntü tutarı ile ön cephede yer alan bitkinin özelliğidir. Girlandlar, çeşitli yükseltilerdeki yamaçlar ve sırtlar üzerinde, 2-40° arasında geniş bir eğim aralığında gelişme gösterirken, çemberlerin zirveler arasında bulunan düz ve düze yakın (0-10°) alanlar üzerinde geliştiği görülür. Öte yandan, girlandların oluşumunda birçok alpin bitki türü etkili iken, çemberlerin oluşmasında yalnız iki yumak otu türü etkilidir.

| Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim