Yazar "Özkan, Adile" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 10 / 10
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe AĞRILI TOTAL OFTALMOPAREZİ İLE SEYREDEN İNDİREKT KAROTİKOKAVERNÖZ FİSTÜL OLGUSU I(2014) Özkan, Adile; Adam, Gürhan; Güllüoğlu, Halil; Çınar, Celal; Uysal, Fatma; Reşorlu, Mustafa; Özdemir, HüseyinÖzet 84 yaşında kadın hasta iki haftadır sağ göz kapağında düşme ve ağrı şikayeti ile başvurdu. Nörolojik muayenesinde sağ gözde her yöne hareketlerinin kısıtlılık ve pitoz saptandı. Sağ gözde direkt ve indirekt ışık refleksi pozitifti. Olgunun görme keskinliği tam olarak değerlendirildi. Kraniyal magnetik rezonans anjiografi tetkikinde 3 D TOF slab sekansında ,superior oftalmik vende dilatasyon ve kavernöz sinüste sinyal artışı izlendi. Serebral anjiografide (DSA) sağda kavernöz sinüs düzeyinde bilateral eksternal karotid arterin multipl meningeal dalından beslenen sağ inferior petrosal sinüse ve superior oftalmik vene direne olan indirekt KKF saptandı. Transvenöz yolla kavernöz sinüs ve inferior petrosal ven koil embolizasyon yöntemi ile fistülde total oklüzyon sağlandı . Tedavi sonrası dördüncü haftada hastanın sağ göz ağrısı tamamen geçti, pitoz ve göz hareketlerindeki kısıtlılık tama yakın düzeldi.Öğe Bilateral anterior inferior cerebellar infarction presenting severe vertigo and hearing loss(Turkish Society of Cerebrovascular Diseases, 2016) Özkan, Adile; Balci, Ça?daş; Şen, Halil Murat; Adam, Gürhan; Özişik Karaman, Handan IşinAnterior inferior cerebellar (AICA) infarctions are rarely seen, and bilateral AICA infarctions are mostly seen in the literature as case reports. Herein, a rare case with bilateral AICA infarction with severe vertigo, nausea and vomiting is presented. A sixty-nine-year-old woman was seen with the complaints of vertigo, tinnitus, nause, vomiting and hearing loss. In neurological examination, a dysarthric speech, horizontal nystagmus, bilateral peripheral facial palsy, right trigeminal hypoesthesia and mild ataxia were also noted. Mild sensorineural hearing loss (%30) was detected in the left ear through audiogram examination. In cranial MR imaging, a bilateral AICA infarction was reported. In addition, there were also bilateral hypoplastic posterior cerebral artery (PCA) and basilar artery stenosis in cranial MR angiography. The sympomts were partially disappeared following anti-platelet treatment. As in this case, in a patient with vertigo, AICA infarct should be kept in mind and detailed neurological examination should be performed. Copyright © 2012 TBDHD.Öğe Bir Epilepsi Polikliniğinin Deneyimleri: Yaşlılarda Epilepsi(2015) Özkan, Adile; Candan, Fatma; Aydın, İlknur Cantürk; Gökçeer, Sevda Yıldız; Özışık, Handan Işın Karaman; Işık, Seda NihalAmaç: Epilepsi yaşlı popülasyonda sık görülen nörolojik hastalıklardan biridir. Çalışmada, 60 yaş üstü ileri yaşta başlayan epilepsi tanısı alan hastaların demografik ve klinik özellikleri, etiyolojik faktörleri, nöbet tipleri ve tedaviye yanıt oranları sunulmuştur. Gereç ve Yöntem: Epilepsi polikliniğine başvuran ve yaşları 60 yaş üstü olan 25 olgu geriye dönük araştırıldı. Bulgular: Hastaların yaş ortalaması 75.0±7.1 ve hastalık süresi 2.32±1.8 yıl idi. Olguların 16 sı erkek, 9 u kadın idi. Çalışmaya alınan hastalarda, serebrovasküler olay (17 hasta), beyin tümörü (1 hasta), araknoid kist (1 hasta), anevrizma (1 hasta) ve miyokart enfaktüsünün (1 hasta) nöbet gelişiminden sorumlu olduğu düşünüldü Geriye kalan dört olguda herhangi bir etiyolojik neden bulunamadı. Hastaların nöbet tipleri; yirmi hastada sekonder jeneralize tonik klonik, 2 hastada basit parsiyel, 1 hastada kompleks parsiyel ve 2 hastada ise status epileptikus nöbetler şeklinde idi. Hastaların %32sinde (n=8) elektroensefalografi bulguları anormaldi. Tedavi açısından değerlendirildiğinde 18 hasta monoterapi alırken; 6sı ikili, bir hasta üçlü antiepileptik ilaç kullanmaktaydı. Takip süreleri içinde 21 olgu nöbetsiz izlendi. Sonuç: Çalışmamızda yaşlı epilepsi hastalarında en sık görülen etiyolojik neden serebrovasküler olaylardı. Nöbet tipi çoğunlukla sekonder jeneralize tonik klonikti, hastalar monoterapiye iyi yanıt verdi ve prognoz iyi seyirliydi.Öğe Evaluating the usefulness of video eeg monitoring in the diagnosis of epilepsy(Anatolian Journal of Clinical Investigation, 2015) Özkan, Adile; Şen, Halil Murat; Özişik Karaman, Handan IşınVideo Electroencephalographic monitoring (VEM) is used in the diagnosis and classification of epileptic seizures. The Video EEGs of sixty six (66) patients admitted to our VEM Laboratory between 2013- 2014 were retrospectively analyzed. VEM results were abnormal in 43.9% of the all cases. Based upon their preliminary diagnosis, patients were divided into three groups: syncope, non-epileptic seizure and epilepsy. Twenty three patients (35% of total) presented with a diagnosis of syncope. Only 13% of these 23 syncope patients had abnormal VEM results. The non-epileptic seizure group consisted of eleven patients (46% of the total). Of these only 5 (17%) had abnormalities on their VEM. The epilepsy group (49% of total) had 66% abnormal VEM results. In all groups, nineteen (76% of total) patients who had normal EEG showed abnormal VEM results. VEM is very successful in establishing the differential diagnosis of non-epileptic seizures. © 2015 Anatolian Journal of Clinical Investigation. All rights reserved.Öğe Lomber Diskektomi Sonrası Damar İçinde Dolaşan Bistüri Parçası(2014) Aras, Adem Bozkurt; Özkan, Ömer Faruk; Alar, Timuçin; Özkan, Adile; Arık, M. Kasım; Koşar, Şule; Kırılmaz, BahadırLomber diskektomi sonrası vasküler komplikasyonlar nadir görülür. Bu işlemden kaynaklanan nadir ve potansiyel olarak hayatı tehdit edici bir postoperatif komplikasyonu sunuyoruz. Yirmi yedi yaşındaki erkek hasta, lomber diskektomi işleminden 1 gün sonra, acil vasküler ünitesine başvurdu. Lomber diskektomi işlemi sonrasında bistüri parçası kırılmış ve sonrasında kaybolmuş. Hastada radyolojik incelemeler yapıldı ve kırılmış bistüri sapının sakrumun anteriorunda olduğu belirlendi. Anterior laparatomi yapıldı. Operasyon esnasında sol iliak ven içinden aniden inferior vena kavaya doğru ilerleyen kitle saptandı. Acil anjiyografi yapıldı. İşlem esnasında bistüri sapı sağ inferior pulmoner artere doğru ilerledi. Daha sonra lateral torakotomi yapılarak parçalanmış bistüri sapı çıkartıldı.Öğe Multipl Skleroz Hastalarında Afektif Mizaç Özellikleri: Duygu Durum Bozukluklarıyla İlişkisi(2016) Özkan, Adile; Altınbaş, Kürşat; Koç, Emine Rabia; Şen, Halil Murat; Karaman, Handan Işın ÖzışıkAmaç: Bu çalışmanın amacı bipolariteyi taramak ve Multipl Skleroz (MS) hastalarında afektif mizaç özelliklerini ve MS hastalarının klinik ve demografik özellikleri arasındaki olası ilişkiyi ve mizaç profillerini araş- tırmaktır. Yöntemler: Toplam 65 MS hastası ile 66 sağlıklı gönüllü HCl-32, Duygu Durum Bozuklukları Anketini (MDQ) ve Temperament Evaluation of Memphis, Pisa, Paris and San Diego-Autoquestionnaire (TEMPS-A) testlerini tamamlamıştır. HCl-32, MDQ ve TEMPS-A skorları hastalar ve sağlıklı gönüllu?ler arasında karşılaştırılmıştır. Bulgular: Kontrol grubuyla karşılaştırıldığında MS hastalarının TEMPS-A ölçeğinin depresif, siklotimik, irritabl ve anksiyöz alanlarında belirgin derecede yüksek skorları vardır. Sekonder progresif hastalarıyla kar- şılaştırıldığında relapsing remitting MS hastalarının MDQ ve TEMPS-A hipertimi skorları daha yüksektir. İnterferon beta 1-b tedavisi alan MS hastalarının MDQ skorları interferon beta 1-a, glitamer asetat ile tedavi edilen veya ilaç tedavisi görmeyen MS hastalarından belirgin derecede yüksektir. Genişletilmiş Özürlülük Durum Skalası (EDSS) skorları Temps-A depresif ve hipertimik mizaçla pozitif olarak ilişkilendirilmiştir. Sonuç: Bulgularımız, MS hastalarında afektif mizaç için yüksek skorların duygu durum bozukluklarının subklinik tablolarını belirtebileceğini önermektedir. RRMS grubunda saptanan yüksek hipertimi skorları ve manik semptomlar bipolarite ile multipl skleroz arasındaki ilişkiyi açıklığa kavuşturabilir. Dolayısıyla, MS hastalarında bipolarite ve afektif mizaç profillerinin taranması klinisyenlerin gelecek duygu durum epizodlarını öngörebilmelerine ve hastalığın şiddeti üzerindeki etkisinin azalmasına yardımcı olabilecektir.Öğe Psikiyatrik Bulgularla Başlayan Sporadik Creutzfeldt-Jakob Hastalığı Olgusu(2015) Özkan, Adile; Cantürk, İlknur Aydın; Candan, Fatma; Işık, Nihal; Karaman, Handan Işın ÖzışıkCreutzfeldt-Jakob hastalığı (CJH) oldukça nadir görülen hızlı seyirli de- mans ve nöropsikiyatrik belirtilerle seyreden bir prion hastalığıdır. Has- talığın klinik özelliklerinin çeşitlilik göstermesi tanı koyma aşamasında güçlük yaratır. Hastalığın ilk bulgusu psikiyatrik belirtiler olabilir. Psiki- yatrik belirtilerin ardından hızlı gelişen demans, ataksi, miyoklonus ile seyreden ve sonrasında CJH tanısı alan erkek hasta, CJHda psikiyatrik belirtilerle başlangıca dikkat çekmek amacıyla sunulmuştur.Öğe Serebrovasküler Hastalık Sonrası Erken ve Geç Dönem Nöbet Gelişimi(2015) Özkan, Adile; Gökçeer, Sevda Yıldız; Işık, Nihal; Aydın, İlknur Cantürk; Candan, FatmaAmaç: Bu çalışmada serebrovasküler hastalık (SVH) sonrası gelişen epilepsi nöbetleri nedeniyle takip edilmekte olan hastaların erken ve geç dönemde oluşan epileptik nöbetlerin tipi, klinik ve demografik özellikleri, tedaviye yanıtları ve prognozlarının karşılaştırılması amaçlandı. Gereç ve Yöntem: Ocak 2000 Nisan 2006 tarihleri arasında SVH öyküsü olan, nöbet geçirerek kliniğimize başvuran 46 hastanın verileri geriye dönük olarak değerlendirildi. İnme sonrası iki haftalık süreç içinde ortaya çıkan nöbetler; erken dönem başlangıçlı nöbet, iki haftadan geç ortaya çıkanlar; geç dönem başlangıçlı nöbet olarak tanımlandı. Bulgular: Poststroke epilepsi tanısı alan 46 hastanın 15inde (%32.6) erken nöbet, 31inde (%67.3) geç nöbet saptandı. Hemorajik inmede erken nöbet, iskemik inmede ise geç nöbet görülme oranının daha sık olduğu tespit edildi. İskemilerde en sık orta serebral arter alanı lezyonu, hemorajilerde ise lober kortikal hematomlar görüldü. Erken dönem nöbet geçirenlerde istatiksel olarak belirgin sol hemisfer, geç dönem nöbet geçirenlerde sağ hemisfer tutulumunun daha sık olduğu tespit edildi (p=0.038). Sekonder generalize tonik klonik (JTK) nöbetler her iki grupta en sık görülen nöbet tipi olmakla birlikte, geç dönemde nöbet geçirenlerde erken döneme göre status ve basit parsiyel nöbetler daha sık olarak gözlemlendi. İnme sonrası nöbetler her iki grupta belirgin olarak monoterapi ile iyi prognoz gösterdi fakat nöbet tekrarlama riski geç dönem nöbet saptananlarda daha yüksek olarak izlendi. Sonuç: Çalışmamızda erken başlangıçlı nöbetlerde sol hemisfer, geç başlangıçlılarda sağ hemisfer tutulumunun belirgin olduğu görülmüş- tür. Her iki grupta; kortikal tutulumun önemli rol oynadığı, en sık görülen nöbet tipinin sekonder JTK nöbetler olduğu ve antiepileptik monoterapi ile iyi prognoz gösterdiği saptanmıştır.Öğe Sporadic creutzfeldt-jakob disease with psychiatric symptoms: A case report(Turkish Association of Nervous and Mental Health, 2015) Özkan, Adile; Cantürk, Ilknur Aydin; Candan, Fatma; Işik, Nihal; Özişik Kahraman, Handan IsinCreutzfeldt-Jakob disease (CJD) is a fairly rare prion disease characterized by rapidly progressive dementia and neuropsychiatric symptoms. The diversity of the disease's clinical characteristics causes diagnostic difficulty. In some cases the initial findings of CJD are psychiatric symptoms. Herein we present a male patient that was diagnosed as CJD after dementia, ataxia, and myoclonus developed rapidly after the onset of psychiatric symptoms.Öğe Subakut Kombine Dejenerasyon Olgusu: Spinal Kordun Atipik Anterior Kolon Tutulumu(2016) Özkan, Adile; Güllüoğlu, Halil; Özışık, Handan Işık KaramanVitamin B12 eksikliğinde; beyin, optik sinir, periferal sinirler ve spinal kordun etkilenmesine bağlı olarak önemli nörolojik belirtiler görülür. Subakut kombine dejenerasyon (SKD), spinal kordun lateral ve posterior kolonlarında dejenerasyon ile karakterize vitamin B12 eksikliğine bağlı bir komplikasyonudur. Biz burada magnetik rezonans görüntüleme tetkikinde (MRG) servikal spinal kordun anterior kolonunda tutulumu olan vitamin B12 eksikliği bağlı subakut kombine dejenerasyon olgusunu sunuyoruz