Yazar "Özkan, Ömer Faruk" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 12 / 12
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe A rare reason/cause of esophageal obstruction: Steakhouse syndrome(Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2016) Çıkman, Öztekin; Taş, Şükrü; Kiraz, Hasan Ali; Özkan, Ömer Faruk; Adam, Gürhan; Karaayvaz, MuammerSteakhouse syndrome is an esophageal acute obstruction, due to improperly chewed meat. In most cases the etiology cannot be exactly shown, it is seen more frequently in patients with motility disorders in the lower esophageal sphincter and in alcoholics. Medical history and endoscopic examination are the first to be done for diagnosis. The endoscopic removal of foreign body after the diagnosis of obstruction is the most effective treatment method. © 2016, Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi. All rights reserved.Öğe Bir eğitim ve araştırma hastanesinde kolorektal kanser hastalarının demografik dağılımı ve hastalık özellikleri(2012) Özkan, Ömer Faruk; Kaya, Ümit; Güner, Ali; Cevizci, Sibel; Özkul, Faruk; Sezer, Cem; Reis, ErhanAMAÇ: Kliniğimizde kolon ve rektum kanseri nedeniyle ameliyat edilen olguların yaş, cinsiyet ve hastalık ile ilgili özelliklerini ortaya koymak ve güncel literatür eşliğinde, verilerimizi karşılaştırmaktır.YÖNTEMLER: Kolon ve rektum tümörü tanısıyla ameliyat edilen 123 olgunun dosyaları Trabzon Numune Eğitim Araştırma Hastanesi arşivinden retrospektif olarak taranarak, hastalarda yaş, cinsiyet, tümör lokalizasyonu, cerrahi tedavi şekli ve evresi değerlendirildi.BULGULAR: Çalışmaya dahil edilen 123 hastanın 77 (%62.6)’si erkek, 46 (%37.4)’sı kadındı. Tüm hastaların yaş ortalaması 66,01±14.15 idi. Hastaların 61 (%49.6)’inde rektumda, 24 (%19.5)’ünde sağ kolonda, 18 (%14.6)’inde sigmoid kolonda, 18 (%14.6)’inde sol kolonda, 2 (1.6%)’ sinde senkron tümör saptandı. Histopatolojik incelemede tüm hastalarda adenokarsinom saptandı. Hastaların %11.4 (n=14)’ünde Aster Coller evre A, %29.3 (n=36)’ünde evre B, %48.8 (n=60)’inde evre C, %10.6 (n=13)’ünde evre D olarak saptandı.SONUÇ: Rektosigmoid bölge en sık tümörün saptandığı alan olup, olguların yarısından fazlası ileri evrededir. Yüksek tedavi maliyetleri ve prognozun kötü seyrederek ölümle sonuçlanma olasılığı dikkate alınarak, kolorektal kanser tarama programları daha etkin olarak uygulanmalıdır.Öğe CONN SENDROMUNDA VENÖZ ÖRNEKLEME SONRASI LAPAROSKOPİK SOL SÜRRENALEKTOMİ(2014) Çıkman, Öztekin; Özkan, Ömer Faruk; Kiraz, Hasan Ali; Şen, Hacer; Adam, Gürhan Adam; Özkul, Faruk; Taş, ŞükrüPrimer Hiperaldosteronizm; Aldosteron hormonunun adrenal kortexten genellikle soliter adenom veya bilateral adrenal hiperplaziye bağlı otonom aşırı salgılanması, plazma renin aktivitesinin (PRA) baskılanması ve bunun sonucunda da hipertansiyon ve hipopotasemi ortaya çıkmasıdır. 30-50 yaş kadınlarda daha sık olduğu bildirilmektedir. Cerrahi tedavi planlanan hastalara, adrenal venöz örnekleme (AVÖ) önerilmektedir. AVÖ unilateral hastalığı bilateral hastalıktan ayırmada altın standart olarak görülmektedir. Çalışmamızda, kliniğimizde ilk kez yapılan venöz örnekleme sonrası tanısı konulan sürrenal adenomu olgusunun sunulması amaçlanmıştırÖğe Effect of L-carnitine on regeneration in experimental partial hepatectomy model in rats(Turkish Association of Trauma and Emergency Surgery, 2023) Topçu, Ahmet; Yıldız, Abdullah; Özkan, Ömer FarukBACKGROUND: In cases of major liver resections or ischemic damage made by the pringle maneuver, agents that increase regeneration or manage ischemic reperfusion injury have become a fascinating topic for researchers. The aim of this study is to see how systemic L-carnitine, an antioxidant with thorough research behind it, affects liver regeneration after major hepatectomy in a rat experimental hepatectomy (two-thirds liver resection) model. METHODS: The liver regeneration was evaluated in this study using a rat hepatectomy model developed in the General Surgery Clinic of Health Sciences University, Umraniye Education and Research Hospital’s Laboratory. In the experiment, 15 male and 15 female Wistar Albino rats weighing between 250 and 300 g were used in a way that the genders were mixed. In each group, three groups were formed, including male and female rats randomly selected and ten rats. Gcontrol: 70% hepatic resection + intraperitoneal 0.9% saline, GSham: After laparotomy, the abdomen was closed again without any procedure, Gcarnitine: 70% hepatic resection + intraperitoneal 100 mg/kg L Carnitine was applied. It was applied systemically to GSham and Gcarnitine groups and the same procedure was applied to rats for 4 days at the same time without any restrictions. On the 5th day, the abdomen was entered with relaparotomy after sacrification and liver regeneration was evaluated macroscopically and recorded in the forms developed for each subject. Later, liver tissue was resected and microscopically recorded by measuring mitotic index, binuclear hepatocyte, gall duct proliferation, dilation in central veins, and cell proliferation in the parenchyma. The results obtained were evaluated statistically. RESULTS: According to the results, the L-carnitine group had a statistically significant increase in overall regeneration scoring after hepatectomy in the histopathological assessment as compared to the control group. CONCLUSION: It is thought that L-carnitine, whose many positive effects have been shown experimentally and clinically, has a positive effect on liver regeneration and immunohistochemical researches is required to elucidate this pathway.Öğe Factors Affecting Mortality in Patients who Underwent Primary Suture Repair for Peptic Ulcer Perforation(2018) Işık, Özgen; Dündar, Halit Ziya; Bakar, Burak; Özkan, Ömer Faruk; Öztürk, Ersin; Kaya, Ekrem; Yılmazlar, TuncayIntroduction: Primary suture is the most commonly used emergency surgery procedure for peptic ulcer perforation (PUP).The aim of this study was to evaluate factors affecting mortality in patients who underwent primary suture for PUP.Methods: In total, 103 patients underwent primary suture for PUP between September 2009 and December 2016. Patientdemographics, comorbidities, the time interval between symptom onset and hospital admission, the length of hospital stay,and morbidity and mortality data were retrospectively collected.Results: The median age of the patients was 63 years (min: 22, max: 99 years) and 74.8% were male. In all, 45 patients hadat least 1 comorbidity. The median time interval between symptom onset and hospital admission was 1 day (min: 1, max:10 days). The mortality rate was 10.7%. Non-surviving patients were older, more frequently presented with shock, and moreoften had postoperative pneumonia, compared with survivors. Older age (Odds ratio [OR]: 1.22; p=0.0015) and postoperativepneumonia (OR: 84.2; p=0.0031) were independent risk factors associated with increased mortality.Discussion and Conclusion: Advanced age and postoperative pneumonia were the factors associated with an increased riskof mortality in patients who underwent primary suture for PUP.Öğe Laparoskopik Kolesistektomide Endobag Kullanımının Port Yeri Enfeksiyonuna Etkisi(2017) Taş, Şükrü; Özkan, Ömer Faruk; Kiraz, Aslı; Ercan, Umut; Akgün, Mehmet YılmazAmaç: Laparoskopik kolesistektomi, safra kesesi taşı için altın standart bir ameliyat şeklidir. Erken işe dönüş, daha az ağrı ve düşük insizyon boyutu temel avantajıdır. Laparoskopik kolesistektomide safra kesesinin abdomenden çıkarılmasında kullanılan endobag'in yara yerini koruduğuna dair literatür verileri bulunmaktadır. Bu çalışmada, laparoskopik kolesistektomide safra kesesi ekstraksiyonu sırasında endobag kullanımının port yeri enfeksiyonu üzerine etkisinin değerlendirilmesi amaçlanmıştır. Gereç ve Yöntem: Anabilim dalımızda laparoskopik kolesistektomi uygulanan hastaların dosyaları retrospektif olarak incelendi. Çalışmaya elektif laparoskopik kolesistektomi yapılan ve endobag kullanılan son 20 olgu ile endobag kullanılmayan son 20 olgu çalışmaya dahil edildi. Olguların demografik verileri, postoperatif dönemde yara yeri enfeksiyonu ve diğer morbidite verileri kaydedildi. Bulgular: Endobag kulanılan 20 olgunun 14'ü erkek, 6'sı kadın olup, yaş ortalaması 56'ydı. Kontrol grubunun yaş ortalaması 54 idi. Olguların tamamında preoperatif ultasonografi bulgularında multiple milimetrik kalkül saptandı. Her iki grupta lokal yara yeri bakımı ile kontrol altına alınan birer olguda (%5) yara yeri enfeksiyonu görüldü. Takiplerde, postoperatif hiçbir olguda herniye rastlanmadı. Maliyet açısından bakıldığında, endobag kullanımı kontrol grubuna göre her bir olgu başına 50 TL artışa neden olmuştur. Sonuç: Laparoskopik kolesistektomide safra kesesinin batın dışına alınması sırasında endobag kullanımının, operasyon maliyetini arttırdığını ve perforasyonsuz ameliyatlarda yara yeri enfeksiyonu üzerine etkisinin olmadığı düşünülmektedir.Öğe Lomber Diskektomi Sonrası Damar İçinde Dolaşan Bistüri Parçası(2014) Aras, Adem Bozkurt; Özkan, Ömer Faruk; Alar, Timuçin; Özkan, Adile; Arık, M. Kasım; Koşar, Şule; Kırılmaz, BahadırLomber diskektomi sonrası vasküler komplikasyonlar nadir görülür. Bu işlemden kaynaklanan nadir ve potansiyel olarak hayatı tehdit edici bir postoperatif komplikasyonu sunuyoruz. Yirmi yedi yaşındaki erkek hasta, lomber diskektomi işleminden 1 gün sonra, acil vasküler ünitesine başvurdu. Lomber diskektomi işlemi sonrasında bistüri parçası kırılmış ve sonrasında kaybolmuş. Hastada radyolojik incelemeler yapıldı ve kırılmış bistüri sapının sakrumun anteriorunda olduğu belirlendi. Anterior laparatomi yapıldı. Operasyon esnasında sol iliak ven içinden aniden inferior vena kavaya doğru ilerleyen kitle saptandı. Acil anjiyografi yapıldı. İşlem esnasında bistüri sapı sağ inferior pulmoner artere doğru ilerledi. Daha sonra lateral torakotomi yapılarak parçalanmış bistüri sapı çıkartıldı.Öğe Nadir Bir Olgu Sunumu: Senkron Pankreatik Duktal Adenokarsinom ve Tiroid Medüller Karsinom(2017) Göret, Ceren Canbey; Özkan, Ömer Faruk; Akgün, Mehmet YılmazGünümüzde ilerleyen tedavi yöntemleriyle kanserli hastaların sağ kalım süresi uzamıştır. Bu nedenle ikincil primer tümör görülme sıklığında artış gözlenmektedir. Hastanemize başvuran 52 yaşındaki erkek hastada senkron pankreas duktal adenokarsinomu ve tiroid medüller karsinom tespit edildi. Bu iki tümör birlikteliği daha önce bildirilmediğinden literatürde paylaşmayı amaçladık.Öğe Robotic Low Anterior Resection and TAH+BSO with Transvaginal NOSE(2021) Köksal, Neşet; Özkan, Ömer Faruk; Ünal, Ethem; Kabak, İsmail; Demirpolat, Muhammed Taha; Kıran, GürkanIn the last century, laparoscopic interventions have been developed to minimize the somatic and phsiological effects of surgery. Laparoscopic approaches have become frequently used in colorectal surgery as well. In recent years, robotic surgery has become a recommended practice in rectum surgeries, especially due to better visualisation of the pelvis. In addition to providing a comfortable view in the pelvis, robotic surgery also provides the surgeon with the ability to perform the surgery under three-dimensional view and superior maneuverability in the narrow pelvis. Additionally removing of the specimen via natural ways, that is, transanal, transvaginal, or transgastric, without creating an incision in the abdomen during laparoscopic procedures has gained attention. This approach is called natural orifice specimen extraction (NOSE) and it has been used with increasing frequency in recent years as a preferred method in experienced centers. However, data on NOSE application in robotic rectum surgery is limited, and in this video presentation, we aimed to present a patient who underwent robotic low anterior resection and total hysterectomy for rectum cancer, in which the entire specimen was removed transvaginally (NOSE).Öğe The activity of topical coenzyme Q10 (Ubiquinol) in burned rats: Results from an experimental study(Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi, 2019) Göret, Ceren Canbey; Kiraz, Aslı; Göret, Nuri Emrah; Kılıç, Sevilay Oğuz; Özkan, Ömer Faruk; Karaayvaz, MuammerThe objective of this study was to investigate the effectiveness of topically applied coenzyme Q10 (CoQ10) (ubiquinol) for wound healing in rats with experimentally induced burn injuries. A total of 27 rats were divided into three groups, and administered general anesthesia. No further intervention was performed for Group 1 (Control). Hot water (95°C) was applied to rats in Groups 2 and 3 for 10 seconds. The rats in Group 2 received silver sulfadiazine, whereas those in Group 3 received topical CoQ10. Biopsy samples were obtained at days 3 and 10. In the group treated with CoQ10 (Group 3), there was no statistically significant difference among between Days 3 and 10 in terms of inflammation and epidermal/vascular/collagen damage. In terms of edema, there was a statistically significant distinction among the CoQ10 group (Group 3) at Day 10 and the silver sulfadiazine group (Group 2) at Day 3. In terms of oxygen radicals, there was a statistically meaningful difference among the CoQ10 group and the silver sulfadiazine group at Day 10. This investigation did not demonstrate a beneficial role of treatment with CoQ10 for the healing of burn wounds for most parameters. But in the long term (10 day); immunohistochemical analysis performed to determine edema and oxidative stress showed that treatment with CoQ10 reduced the levels of oxygen radicals in biopsies. The limitation of our study is that the duration is limited to 10 days. For this reason longer term studies were required. © 2019, Yuzuncu Yil Universitesi Tip Fakultesi. All Rights Reserved.Öğe Upper Gastrointestinal Stent Placement: 8 Years’ Experience of a Single Institution(2018) Dündar, Halit Ziya; Işık, Özgen; Bakar, Burak; Özkan, Ömer Faruk; Öztürk, Ersin; Yılmazlar, TuncayIntroduction: Coated and uncoated self-expandable metal stents (SEMS) are increasingly used in the palliation of malignantand benign strictures in the upper gastrointestinal (GI) tract and in the treatment of postoperative anastomotic leakage andfistulas. The objective of this study was to share the experience of one clinic with upper gastrointestinal tract stent placement.Methods: Patients who underwent upper GI tract SEMS placement between 2009 and 2017 were identified, and patientcharts were retrospectively reviewed. The details of patient demographic data, stent type, indication for stent placement,success of stenting, need for stent replacement, morbidity, and mortality were documented.Results: In total, there were 29 patients with a median age of 57.5 years (min-max: 32-80 years), and 58.62% were male. Therewere benign problems in 9 patients. Nine (45%) of the patients with malignancy had esophageal carcinoma, while the remainder(55%) had gastric or esophagogastric junction carcinoma. Indications for stent placement were anastomotic leak(41.37%), esophageal stricture (37.94%), leak after obesity surgery (10.35%), esophageal perforation (6.89%), and tracheoesophagealfistula (3.45%).Discussion and Conclusion: SEMS placement is an effective, safe, and minimally invasive method for the palliation of upperGI tract strictures and the treatment of surgical complications. In this series, the mortality rate in patients who underwentSEMS placement for the treatment of anastomotic leak was high.Öğe Yoğun Bakım Hekimlerinin İntraabdominal Basınç Ölçümü Uygulamaları: Bir Anket Çalışması(2013) Hancı, Volkan; Kiraz, Hasan Ali; Ömür, Dilek; Özkan, Ömer FarukAmaç: Değişik ülkelerde yapılan anketçalışmaları ile intraabdominal basınç (İAB)artışı, abdominal kompartman sendromu(AKS) ve tedavisi ile ilgili hekimlerin görüşlerialınmıştır. Ülkemizde yoğun bakım uzmanlarıarasında bu konuda yapılmış bir çalışmabulunmamaktadır. Çalışmamızın amacı,ülkemiz yoğun bakım uzmanlarının İABölçümü uygulamaları hakkında, web temellibir anket formu yardımı ile bilgi toplamaktır. Gereç ve Yöntem: Etik komite onamı sonrası,ülkemizde yoğun bakım ünitelerinde uzmanolarak çalışan katılımcılarımıza, İAB ölçümüuygulamaları hakkında 10 sorulu web temellianket formu gönderildi. Anket formu değişikülkelerde yapılan anketlerden faydalanılarakoluşturuldu. Gönüllü olarak geri bildirim yapankatılımcıların anket sorularına verdiği cevaplaristatistiksel olarak değerlendirildi. Bulgular: Gönderilen 1215 elektronik postaya144 (%11,85) uzman yanıt verdi. Katılımcıların129 (%89.6) u AKS ile ilgili bilgisi olduğunubelirtti. Seksen altı (%59,7) katılımcı dahaönce İAB ölçümü yaptığını bildirdi. İAB ölçümüsırasında en çok kullanılan yöntem %94,2likoran ile intravezikal ölçüm olarak belirtildi.En çok, AKS geliştiği düşünülen olgulardave klinik olarak endike olduğu zamanİAB ölçümü yapıldığı belirlendi. İAB ölçümüyapmayan katılımcıların ise %43,1 ile enbüyük oranda, İAB ölçümünün nasıl yapıldığınıbilmediği için ölçüm yapmadığı belirlendi. Sonuç: AKS, yoğun bakımda çalışan hekimlerarasında yaygın olarak bilinmesine rağmen,geçmiş çalışmalara benzer şekilde tanı, izlemve tedavi yaklaşımlarındaki farklılıklar dikkatçekicidir.