Yazar "Özcan, Gülçin" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Bozcaada karalahna ve çavuş üzümlerinin olgunlaşma sürecinde mikrobiyal yükünün, küf türlerinin ve mikotoksin profillerinin belirlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Lisansüstü Eğitim Enstitüsü, 2017) Özcan, Gülçin; Demirel Zorba, Nükhet Nilüfer; eş dnş. Şen, BurhanÇanakkale iline bağlı Bozcaada, 390 48′ kuzey paraleli ile 260 02′ doğu meridyeni arasında bulunmaktadır. Bozcaada'nın en büyük geçim kaynağı bağcılıktır. Bu nedenle çalışmamızda, adaya özgü Çavuş ve Karalahna üzümlerinin mikrobiyal yükü, küf çeşitliliği ve mikotoksin üretim potansiyelleri değerlendirilmiştir. Çavuş ve Karalahna üzümü bulunan toplam 6 bağdan 2015 ve 2016 yılında örnekleme yapılmıştır. Üzümlerin toplam aerobik mezofilik bakteri sayısının 0,00 ile 4,21 log kob/g, maya yükünün 0,00 ile 2,66 log kob/g ve küf yükünün ise 1,67 ile 3,20 log kob/g arasında değiştiği belirlenmiştir. DRBC agar yüzeyine bırakılan 5 tanenin küf kontaminasyonu değerlendirildiğinde, oranın %100 olduğu tespit edilmiştir. Üzümlerden toplam 2264 küf izolatı alınmıştır. Alınan izolatlar cins düzeyinde tanımlanmıştır. 2015 yılında en çok izole edilen cinslerin Aspergillus ve Penicillium olduğu, 2016 yılında ise Alternaria ve Cladosporium olduğu belirlenmiştir. Alınan izolatların %13,78'ni (312 tane) Aspergillus izolatlarının oluşturduğu belirlenmiştir. CCA besiyerlerinde Aspergillus izolatlarının %64,10'unun muhtemel mikotoksijenik ve AFPA besiyerinde %0,96'sinin (3 izolatın) ise muhtemel aflatoksijenik olduğu belirlenmiştir. Bu izolatların 21 tanesinin A. niger/A. acidus, 24 tanesinin A. carbonarius ve son bir tanesinin ise A. ibericus olduğu tespit edilmiştir. Beyaz sporlu iki izolatın A. candidus, kremsi kahverengimsi sporlu izolatın A. terreus, yeşil izolatlardan üçünün A. flavus, birinin A. calidoustus ve diğer birinin A. sydowii olduğu belirlenmiştir. İnce Tabaka Kromotografisi ile 54 izolatın mikotoksin profilleri belirlenmiştir. Buna göre 12 izolatın okratoksin A ürettiği belirlenmiştir. A. niger, A. calidoustus, A. sydowii ve A. flavus türlerinden seçilen toplam 8 örneğin HPLC-FLD ile okratoksin üretim miktarları belirlenmiştir. A. flavus izolatlarından ikisinin aflatoksin üretimleri HPLC ile araştırılmıştır. Okratoksin miktarlarının 0,80 ile 74,01 ng/g arasında değiştiği ve bir izolatın 0,24 ng/g aflatoksin B2 ürettiği tespit edilmiştir.Öğe Çeşitli bitki ekstraktları ile yağlarının antimikrobiyal özelliklerinin in vitro ve gıda sistemlerinde belirlenmesi(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2013) Özcan, Gülçin; Zorba, Nükhet Nilüfer DemirelBu çalışmada bitki, bitki tohum ve yağlarının E. coli O157:H7 ve L. monocytogenes suşları üzerine inhibitör etkisi araştırılmıştır. Agar disk difüzyon yöntemi ile önce yağların seçilen mikroorganizmalar üzerindeki inhibisyon zonları belirlenmiş sonra da mikroorganizmaya karşı en yüksek inhibisyon veren dört yağ seçilerek bu yağların minimum inhibitör konsantrasyonları belirlenmiştir. Son olarak da MİK değerleri doğrultusunda gıda uygulamaları yapılmıştır.Agar disk difüzyon ile E.coli O157:H7'ye karşı en yüksek inhibisyon zonlarını tarçın yağı, limon yağı, kavun yağı ve defne yağı verirken, L.monocytogenes'e karşı ise tarçın yağı, limon yağı, çörek otu yağı ve fesleğen yağı en yüksek inhibisyon zonlarını vermiştir. Bu sonuçlar doğrultusunda mikrodilüsyon yöntemi ile minimum inhibitör konsantrasyonları (MİK) belirlenmiştir. En düşük MİK değerlerini veren tarçın ve limon yağı direkt, ikisi birlikte ve ultrases ile kombinasyonu gıda uygulamasında kullanılmıştır.Gıda uygulamaları sonucunda %0.5 tarçın yağı + %2 limon yağının 1:1 oranında hazırlanan yıkama solüsyonu ile yıkamanın mikrobiyal yükte en fazla azaltmayı yaptığı, %0.5 tarçın yağının normal florayı azaltmadığı ve üremenin devam ettiği, %2 tarçın uygulamasının ise normal florayı 2-3 log arasında azaltma yaptığı ve üremenin bu konumda sabit kaldığı belirlenmiştir. %0.5 veya %2 tarçın yağı uygulamasının marul,maydanoz ve dereotu dokusu üzerinde bir etkisi olmadığını bunun yanında limon yağının konsantrasyonun ne olursa olsun hem tek olarak hem de kombinasyon olarak kullanılmasının ise marul, maydanoz ve dereotu dokusu üzerinde olumsuz etki yaptığı, görsel olarak tüketicinin tüketmeyeceği bir görüntü aldığı belirlenmiştir.Gıda uygulamalarında patojen uygulamalarında ise E.coli O157:H7'ye karşı % 0.5 tarçın yağının tam inhibisyon sağladığı L.monocytogenes'e karşı ise tam bir inhbisyon sağlanmadığı fakat %1 limon yağının uygulamasını L.monocytogenes yükünün 4 log azalttığı belirlenmiştir.Yeni teknolojillerin kullanımı ile doğal antimikrobiyallerin kombinasyonunun antagonistik etkiye sahip olduğunu tarçın yağının tek başına mikrobiyal yükü azaltmasına karşılık ultrases kombinasyonu ile mikrobiyal yükü azaltmadığı aksine üremeyi teşvik ettiği belirlenmiştir.