Yazar "Önder, Taylan" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 7 / 7
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Acute urticaria with Angioedema in a patient with COVID-19 pneumonia: Favipiravir side effect or a rare cutaneous manifestation(Emergency Physicians Association of Turkey, 2021) Çeviker, Sevil Alkan; Şener, Alper; Yüksel, Cihan; Önder, Taylan; Akça, Anıl; Vurucu, Servan; Güclü, SafiyeCoronavirus disease 2019 (COVID-19) has caused thousands of deaths since it was declared as a pandemic and continues to be one of the most followed topics in the world in terms of its course and treatment. Favipiravir is a broad-spectrum anti-viral agent that has been shown to be effective against various Coronaviruses in vitro. However, as with any drug use, side effects may develop with the use of favipravir treatment. We aimed to present a case of angioedema and acute urticaria whom had COVID 19 pneumonia, that we cannot distinguish as a rare side effect due to favipiravir treatment or COVID-19 cutaneous manifestation. According to the available literature, this is the first case reported in our country.Öğe Bibliometric analysis of global rabies research between 1992-2022(University of Tabriz, 2023) Alkan, Sevil; Önder, Taylan; Mızrakçı, Serpil OğuzRabies is a deadly viral infection for which there is still no definitive cure. Many researchers are making publication on this subject. The current study used bibliometric techniques to examine the rabies literature and highlighted current rabies research trends as well as prospective future hotspots for rabies research. In this bibliometric study, all data were retrieved from the Web of Science Science Citation Index-Expanded (SCI-E) database on January 1, 2023, using the selected terms ("rabies virus" [MeSH Terms] OR "rabies virus" [Text Word] OR "rabies" [MeSH Terms] OR "rabies" [Text Word]) in the title field of the search engine. The search was further narrowed by the document type (article), language (English), and year of publication (1992–2022). According to the used search strategy, we reached a total of 5973 articles. The average number of citations per document was 21.3. Over 300 articles per year were published in the years 2020, 2021, 2019, 2018, and 2017. The rabies literature was written by authors from 158 different countries. The main countries with the highest number of articles on rabies were the USA, China, and France. Germany, India, Brazil, England, Japan, and Canada Research collaboration and cooperation between institutions and researchers in developing countries need to be supported by developed countries. The analysis provides information on the overall situation of rabies research worldwide. The analysis also provides a better understanding of the trends in rabies development over the past 30 years, which can serve as a scientific benchmark for subsequent studies. © 2023.Öğe Çanakkale ili Ezine bölgesinde kene ısırığı ve etkileyen faktörlerin incelenmesi(Refik Saydam National Public Health Agency (RSNPHA), 2021) Yüksel, Buse; Eker, Esen; Önder, Taylan; Özerdoğan, Özgür; Şener, Alper; Oymak, Sibel; Bakar, CoşkunAmaç: Dünya Sağlık Örgütü’ne göre bulaşıcı hastalıkların yaklaşık %17’si vektör kaynaklıdır. Türkiye, iklimi ve bitki örtüsü özellikleriyle kene yaşamına uygun ve kene ile bulaşan hastalıklar açısından riskli bir konumdadır. Bu çalışmanın amacı, Çanakkale ili Ezine ilçesi kırsal alanında bulunan Mahmudiye ve Pınarbaşı köylerinde yaşayanlarda kene ısırığı prevalansının ve etkileyen faktörlerin incelenmesidir. Yöntem: Kesitsel tipteki bu çalışma Çanakkale ili Ezine ilçesi Mahmudiye ve Pınarbaşı köylerinde 2018 yılında yürütüldü. Çalışma öncesinde Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi Klinik Araştırmalar Etik Kurulu’ndan izin alındı. ‘Evrenin Bilindiği Durumlarda Evren Oranını Tahmin Etmek için Örneklem Büyüklüğü’ formülü kullanıldı ve örneklem büyüklüğü 329 kişi hesaplandı. Mahmudiye köyünden 292, Pınarbaşı köyünden 128 olmak üzere toplam 420 kişiye ulaşıldı. Köylerde belirlenen örneklem sayısına ulaşılmak için olasılıksız gelişigüzel örnekleme yöntemi kullanıldı. Araştırmanın verileri yüz yüze görüşme tekniği ile uygulanan anket formu ile elde edildi. Anket formu, demografik özellikler ve kene ısırığı hakkında bilgi durumu ve tutumunu sorgulayan 23 sorudan oluşmaktaydı. Kene ısırığı ile ilişkili risk faktörlerinin incelenmesi için lojistik regresyon analizi yapıldı. Araştırmanın veri toplama aşamasının ardından her iki köyde kadınlara ve erkeklere yönelik olarak kene ısırmasından korunmaları konusunda eğitim verildi. Bulgular: Araştırmada kene ısırığı prevalansı %20 olarak saptandı. Erkek cinsiyet kadın cinsiyete göre 3,4 kat; lise seviyesi altında eğitime sahip olmak, lise ve üstü eğitime sahip olmaya göre 3,0 kat; çiftçilik/ hayvancılık/ziraat teknikerliği/kasaplık ile uğraşmak, diğer mesleklere göre 3,4 kat kene ısırığı riskini artırmaktaydı. Sonuç: Kene ısırığından korunmak için koruyucu önlemler mevcuttur ve koruyucu sağlık hizmetlerinin temeli sağlık eğitimidir. Kırsal bölgede yaşayan, özellikle tarım ve hayvancılık ile uğraşan bireylere yönelik kene ısırıkları hakkında bilinçlendirme için yapılacak eğitimlerin yararlı olacağı düşünülmektedir. Ayrıca kene ısırığının beşte bir sıklıkta olduğu bu kırsal alanda kene ısırığının neden olabileceği sağlık sorunlarının da taranmasını önermekteyiz.Öğe Hepatit B Virüsü Enfekte Bireylerin COVID-19 Pandemisinde Hastalık Takiplerinin ve COVID-19 Aşılanma Durumlarının Değerlendirilmesi(2023) Demiray, Emine Kübra Dindar; Alkan, Sevil; Türkoğlu, Emine; Akyüz, Hatice Öntürk; Konuş, Süleyman; Önder, TaylanAmaç: Bu çalışmada, pandemi sırasında hepatit B virüsü (HBV) ile enfekte hastaların takip, tedavisi, COVID-19 enfeksiyonu geçirme durumları ve bu hastaların COVID-19 aşısı olup olmadığı araştırıldı. Gereç ve Yöntemler: Bu çalışmaya üç katılımcı merkezin Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji polikliniklerine başvuran HBV ile enfekte hastalar dahil edildi. Araştırmada araştırmacılar tarafından oluşturulan, “Katılımcı Bilgi Formu” ve “COVID-19 pandemisinde HBV takip ve tedavi durumu ile COVID-19 aşılanma durumlarını değerlendiren form” kullanıldı. Bulgular: Çalışmaya 445’i (%69,2) kadın, yaş ortalaması 46,4±10,8 yıl olan 643 hasta dahil edildi. Hastaların pandemi döneminde kontrole gitme sıklığı ortalaması 8,88±4,71 ay idi. 378’i (%58,8) pandemi döneminde laboratuvar kontrollerini, 131’i (%20,4) görüntüleme kontrollerini yaptırabilmişti. Hastaların 316’sı (%49,1) pandemi döneminde takipli olduğu doktora/hastaneye ulaşabildiğini belirtmişti. Katılımcıların 77’si (%11,97) COVID-19 enfeksiyonu geçirmiş ve 23’ü (%3,57) hastanede yatarak tedavi görmüştü. 543’ü (%84,44) COVID-19 aşısı olmuştu. Pandemi döneminde HBV hastalarının hastaneye kontrole gitme sıklığının sosyodemografik özelliklere göre karşılaştırılması için yapılan analizlere göre cinsiyet, meslek ve ikamet yerine göre gruplar arasında istatistiksel olarak anlamlı farklılık tespit edilmedi. Eğitim durumuna (üniversite ve/veya üzeri olanlar) ve aylık gelire göre (3500 üzeri olanlar) gruplar arasında istatistiksel anlamlı farklılık saptandı. Sonuç: Pandemi döneminde HBV enfekte kişilerin hastaneye başvuruları azalmış, bunun sonucunda hastalara ait rutin laboratuvar ve radyolojik tetkiklerinin aksadığı saptanmıştır.Öğe Hydatid Cyst of the Spine: A Rare Case Report(Galenos Publishing House, 2022) Çeviker, Sevil Alkan; Yüksel, Cihan; Şener, Alper; Önder, Taylan; Metineren, Mehmet Hüseyin; Özel, Çisil; Akgül, Ömer SerdarHydatid cyst is a zoonotic disease that can affect multiple organs and is difficult to diagnose and treat. Spinal hydatid cyst (SHC) is a rare hydatid cyst involvement observed in 1% of all cases. It can induce various neurological symptoms depending on the region of the involvement. Paraplegia is one of the most prevalent neurological symptoms. In this case report, a 63-year-old male patient with bilateral lower extremity paraplegia was operated on by neurosurgery and diagnosed with SHC at the level of Th 11 vertebra in the pathological examination of surgically removed materials. Thus, we aimed to emphasize the significance of pathological and microbiological examination in the differential diagnosis of spinal disorders. © 2022, Galenos Publishing House. All rights reserved.Öğe Tularemia Outbreak in Western Part of Turkey; Revenge of ‘Mount Ida’(Türkiye Klinikleri, 2021) Alkan Çeviker, Sevil; Şener, Alper; Güçlü Kayta, Safiye Bilge; Eker, Esen; Önder, Taylan; Doğan, EbruObjective: Tularemia is a zoonotic disease. Sporadic cases and outbreaks occur in humans. Here, we report a waterborne outbreak, its clinical presentation, and the results of treatment. Material and Methods: An increase in the frequency of patients presenting with lymphadenopathy from the same region was detected. Patients with serological diagnosis of tularemia were included in the study between December 2018 and April 2019. This case series were evaluated as an outbreak, clinical and laboratory parameters, demographic characteristics, clinical forms of tularemia and laboratory findings such as immunoglobulin M antibody titer for F. tularemia, inflammatory markers (C-reactive protein, leukocytosis, erythrocyte sedimentation rate), choice of first antibiotic treatment, total duration of treatment, initial clinical/laboratory response day, relapse and reinfection ratios have been investigated. The bacteria was investigated from drinking water fountains by polymerase chain reaction (PCR) (16sRNA Nanobiz® F. tularemia). Results: Tularemia was diagnosed serologically in 35 patients. Distribution of clinical forms was glandular (21 cases-60%); ulceroglandular (11 cases-31.4%); oropharyngeal (2 cases-5.7%) and oculoglandular (1 case-2.8%), respectively. First serologic test positivity was 80%. Inflammatory markers such as C-reactive protein, leukocytes, erythrocyte sedimentation rate were high. Antibiotic choice for treatment was streptomycin in 19 cases (54.3%), ciprofloxacin in nine cases (25.7%), gentamicin in four cases (11.4%); doxycycline in three cases (8.6%) respectively. The common suspicious contact was the use of drinking water from street fountains. F.tularemia PCR (16sRNA) was positive in 35 of these fountains (35/80, 43.75%). Conclusion: Tularemia should always be considered in head and neck lymphandenopathies that do not heal or show late recovery. We should keep in mind tularemia in a water-borne outbreak, were high it is rare.Öğe Yoğun bakım ünitesinde alt solunum yolu örneklerinde bakteri üreyen immünkompetan hastalarda CMV reaktivasyonu(2022) Önder, Taylan; Alkan, SevilAmaç: İmmünsüpresif hastalarda Sitomegalovirüs (CMV) reaktivasyonu görüldüğü ve bu durumun olumsuz klinik sonuçlara neden olduğu bilinmektedir. İmmünkompetan hastalarda ise immünsüpresif hastalara kıyasla CMV reaktivasyonu ile alakalı daha az veri bulunmaktadır. Bu çalışmada hastanemizde yoğun bakım ünitesinde (YBÜ) takip edilen, alt solunum yolu örneklerinde bakteri üremesi olan, immünkompetan kritik hastalarda CMV reaktivasyonu varlığını ve reaktivasyonun hastanede yatış günü, ventilatör günü ve mortalite gibi parametrelerle ilişkisini araştırmak amaçlanmıştır. Yöntem: Çalışmaya 01.05.2019 ve 31.03.2020 tarihleri arasında hastanemizde karışık YBÜ'de takip edilen, en az 48 saattir mekanik ventilatör desteği alan, A. baumannii ile ilişkili solunum yolu kolonizasyonu veya ventilatör ilişkili pnömoni (VİP) ön tanısı olan CMV IgG pozitif immünkompetan hastalar dahil edildi. Serum ve endotrakeal aspirat (ETA) örneklerinde Real-time PCR yöntemi ile CMV reaktivasyonu varlığı araştırıldı. Hastalar VİP ve sepsis tablosunda olanlar ve olmayanlar şeklinde iki gruba ayrıldı. Gruplar arasında CMV reaktivasyon oranları ve CMV DNA kopya sayıları karşılaştırıldı. P<0.05 istatistiksel anlamlılık olarak kabul edildi. Bulgular: Çalışmaya 22'si (%64,7) erkek, 12'si (%35,3) kadın olan, 72,2±10,4 (en az 48 – en çok 91) yaş ortalamasına sahip 34 hasta dahil edildi. 27 hastada CMV reaktivasyonu görüldü (%79,4). VİP ve sepsis tablosunda olan hastalarda olmayanlara kıyasla CMV DNA kopya sayısı 5,8 kat fazlaydı ancak bu fark istatistiksel olarak anlamlı bulunmadı (p=0,717). Serumda CMV reaktivasyonu saptanan hastalarda hem hastanede yatış günü hem de ventilatör günü daha fazla bulundu (p=0,047, 0,036). CMV reaktivasyonu ile mortalite arasında ilişki saptanmadı (p=0,774). Sonuç: Çalışmamızda YBÜ'de alt solunum yolu örneklerinde bakteri üreyen immünkompetan hastalarda CMV reaktivasyon oranı %79,4 olarak saptandı ve bu oranın ulaşılabildiği kadarıyla literatürdeki en yüksek ikinci reaktivasyon oranı olduğu görüldü. Ayrıca bu reaktivasyonun uzamış hastane yatışı ve uzamış mekanik ventilatör süresi gibi olumsuz klinik sonuçlarla ilişkili olduğu görüldü. CMV reaktivasyonunu artıran faktörlerin ve reaktivasyonun yarattığı klinik sonuçların incelendiği büyük örneklem hacmine sahip çok merkezli gözlemsel çalışmalara ihtiyaç vardır. Bu çalışmalar sayesinde YBÜ'de takip edilen hastalar arasında kimlerin yüksek CMV enfeksiyonu riskine sahip olduğu aydınlatılacaktır.