Yazar "Çoban Oran, Filiz" seçeneğine göre listele
Listeleniyor 1 - 2 / 2
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
Öğe Post-Amerikan Dünya Düzeninde Kimlik Politikaları: Yeni Çin Kimliğine Karşı ‘Büyük Amerika’(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-10-31) Çoban Oran, FilizUluslararası İlişkiler Teorilerinde realist paradigma son dönemde ekonomik bir güç olarak yükselişinin Çin’i diğer devletler için ‘tehdit’ oluşturan saldırgan politikalara iteceğini iddia etmektedir. Özellikle ABD, Çin’in bölgesel bir hegemon güç olmaması için Pekin’i çevreleme stratejisi izlemektedir. Buna karşı, Çin Çalışmalarında Çin dış politikasında barış ve uyum politikalarının imparatorluk döneminden beri sürdürüldüğü iddia edilmekte ve ‘yeni Çin’in’ büyük güç politikaları izlemediğinin altı çizilmektedir. Bu karşıt iddiaları sınamak amacıyla bu çalışma, ABD’nin Çin tehdidi algısına post-yapısalcı perspektifle bakmaktadır. Bunun amaçla, öncelikle Çin dış politikasını tarihsel olarak ele alıp 21. yüzyılda Çin yükselişinin ne yönde olduğunu araştırmaktadır. Bu araştırmayla iki sonuca ulaşılmaktadır: Çin’in geleneksel pasifist dış politika söylemine rağmen ABD’nin yeni Çin kimliğini kendine ‘tehdit’ olarak görmesi 21. yüzyılda ABD’nin dünyadaki yerini yeniden tanımlama ve güçlendirmesine de hizmet etmektedir; ABD’nin bu yaklaşımı paradoksal biçimde yeni Çin’i saldırgan politikalara yöneltebilecek ‘aktif savunma’ stratejisi izlemesine neden olmaktadır.Öğe Türkiye-AB İlişkilerinde Yeniden Canlanmadan “Hedef Değişimine” Doğru(Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, 2018-02) Çoban Oran, FilizSon on yıldır Türkiye’nin Avrupa Birliği üyelik yolundan uzaklaştığı ve Türk Dış Politikası’nda bir “oryantasyon değişimi” olduğuna ilişkin tartışmalar yoğunlaşmıştır. Bu bağlamda bu çalışma, Charles Hermann’ın tanımladığı dış politika değişim kategorilerini kullanarak Türkiye-AB ilişkilerindeki değişimi açıklamayı amaçlamaktadır. Arap baharının başlangıcından beri bölgede artan istikrarsızlık ve Suriye iç savaşının tetiklediği mülteci krizinin etkileri Avrupa’nın en önemli sorunlarından biri olmuştur. Göçmenler için Ortadoğu’dan Schengen bölgesine geçiş ülkesi olması bakımından Türkiye’nin Avrupa’yı düzensiz göçten koruyan bir tampon devlet olması Türkiye’nin Avrupa Birliği için önemini arttırmıştır. Bu süreç 2015 yılından beri sınır güvenliği ve göç yönetimi konusunda Türkiye’nin işbirliğini sağlamak için üyelik görüşmelerini ve vize serbestliği programını hızlandırarak Türkiye-AB ilişkileri yeniden canlanmasına neden olmuştur. Bu çerçevede, bu makale Türkiye-AB arasındaki yeniden canlanan ilişkilerin iki nedenle kopma noktasına geldiğini saptamaktadır: AB üye ülkelerinde yükselen popülizm ve yabancı düşmanlığı ve Türkiye’de 15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan darbe girişimini takip eden gelişmelerle artan Avrupa şüpheciliği söylemi. Sonuç olarak, ilişkilerde “tam üyelikten stratejik ortaklığa” bir “hedef değişimi” sürecinin başladığını iddia etmektedir.