Effects of multi-sensory language teaching on learners’ achievement in English vocabulary knowledge and listening and reading skills
Citation
Çelik, Ş. K. (2016) Effects of multi-sensory language teaching on learners’ achievement in English vocabulary knowledge and listening and reading skills. Yayımlanmamış doktora tezi, Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi, Çanakkale.Abstract
English language teaching has been based on visual and partly audio materials such as a coursebook, and some basic educational technology equipment. Starting from the end of the 20th century the world has seen a widespread use of gadgets with digital screen in all aspects of our lives including in the classroom. However, learning cannot be restricted to two channels especially in the primary classroom where learning should be supported by means of any teaching technique and material to put children's all senses into use and reveal their potential talents. In this respect, it is vital for teachers to use multisensory teaching techniques to accommodate pupils' needs for learning not only hearing but also through touching, doing and experimenting. Thus, this study aimed to investigate the effects of MSLT on 4th grade learners' English vocabulary knowledge, listening and reading skills by employing a quasi-experimental design using two intact classes, one experimental (n=25) and one control (n=26), of Öğretmen Hasan Güney Primary School in Bursa during six-week period of the first term of 2012-2013 academic year. The experimental group was taught English through MSLT including a variety of visual, auditory, and tactual/kinaesthetic materials and activities while the control group was given mainstream coursebook-based instruction. Following a mixed method design, both quantitative and qualitative data collection instruments were used. Before the intervention, the learning style survey was applied to reveal the participants' perceptual learning styles to be used in the design of multisensory materials and activities. The Independent T-test result of the survey indicated no statistical difference between the groups and descriptive results showed that they were predominantly visual, auditory and kineasthetic respectively. Furthermore, three different achievement tests related to vocabulary, listening and reading were administered three testing times including pre-tests, immediate post-tests and a month after delayed post-tests. The pre-tests results revealed no statistical differences between the groups regarding all dependent variables such as vocabulary, listening and reading scores of the treatment groups. The non-parametric Wilcoxon tests were applied to the treatment groups, and yielded statistically significant differences regarding all dependent variables in favour of the experimental design not only in the immediate post-tests but also in the delayed post-tests. In addition, the qualitative data were collected through the learners' diaries and the teacher's blogs and interview to triangulate the quantitative results. Content analysis of such data revealed mostly positive views about learning English as a foreign language through MSLT contrary to coursebook-based learning. The study suggests that the MSLT intervention with its numerous possible visual, auditory and manipulative materials and corresponding activities, despite its limitations, was effective in teaching English vocabulary, listening and reading skills to young learners. Key Words: Perceptual learning style, multisensory language teaching, young learners İngiliz dili öğretimi, ders kitabı ve bazı temel eğitim teknolojisi ekipmanları gibi görsel ve kısmen işitsel materyallere dayalı olmuştur. Yirminci yüzyılın sonlarından başlayarak, dünya, sınıfları da kapsayacak şekilde yaşamımızın her alanında dijital ekranlı cihazların yaygın kullanımına şahit olmuştur. Yine de, öğrenme iki öğrenme kanalıyla sınırlandırılamaz, özellikle de çocukların tüm duyularını işler hale getirmek ve onların potansiyel yeteneklerini ortaya çıkarmak için dil öğrenmenin bazı öğretme tekniği ve materyalleri ile desteklenmesi gerektiği ilköğretimde. Bu açıdan, öğrencilerin dil öğrenme ihtiyaçlarını sadece işiterek değil aynı zamanda dokunarak, yaparak ve yaşayarak karşılamak için öğretmenlerin çok duyulu öğretme tekniklerine başvurmaları hayati önem taşımaktadır. Dolayısıyla, bu çalışma 2012-2013 eğitim öğretim yılı birinci döneminde altı haftalık periyotta Bursa Öğretmen Hasan Güney İlköğretim Okulunda bir deney (25) ve bir control grubundan (26) oluşan iki sınıfta yarı-deneysel model kullanılarak Çok Duyulu Dil Öğretiminin 4üncü sınıf öğrencilerinin İngilizce kelime bilgilerine, dinleme ve okuma becerilerine etkisini araştırmayı amaçlamıştır. Kontrol grubuna İngilizce ana ders kitabı tabanlı bir şekilde öğretilir iken deney grubuna İngilizce çeşitli görsel, işitsel, dokunsal/kinestetik materyal ve aktiviteler içeren Çok Duyulu Dil Öğretimi metodu ile öğretilmiştir. Bir karma yöntem modelini takiben hem nicel hem de nitel veri toplama araçları kullanılmıştır. Program uygulanmadan önce, çok duyulu materyal ve aktivitelerin tasarımında kullanılmak üzere katılımcıların algısal öğrenme stillerini ortaya çıkarmak için öğrenme stili anketi uygulanmıştır. Çalışmanın Bağımsız t-testi sonucu gruplar arasında istatiksel farklılığın olmadığını ortaya koydu ve betimsel sonuçlar katılımcıların ağırlıklı olarak sırasıyla görsel, işitsel ve kinestetik olduğunu gösterdi. Ayrıca, kelime, dinleme, ve okuma ile ilgili üç farklı başarı testleri ön testler, hemen sonrasındaki son testler ve bir ay sonrasındaki gecikmeli son testler olmak üzere üç test süresinde uygulanmıştır. Ön test sonuçları, uygulama gruplarının kelime, dinleme, ve okuma puanları gibi tüm bağımlı değişkenler açısından gruplar arasında istatistiksel olarak hiçbir anlamlı farkın olmadığını saptamıştır. Uygulama gruplarına parametrik olmayan Wilcoxon testleri uygulandı ve bu testler deneysel grup lehine tüm bağımlı değişkenlere ilişkin sadece hemen sonrasındaki son testlerde değil aynı zamanda gecikmeli son testlerde de istatistiksel olarak anlamlı farklılıkları ortaya çıkarmıştır. Buna ek olarak, nicel sonuçları desteklemek için nitel veriler, öğrenci günlükleri, öğretmenin blogları ve görüşmeleri yoluyla toplanmıştır. Verilerin içerik analizi, ders kitabı tabanlı öğrenmenin aksine İngilizceyi yabancı bir dil olarak Çok Duyulu Dil Öğretme metodu aracılığı ile öğrenme konusunda olumlu görüşler ortaya koymuştur. Bu çalışma kısıtlamalara ragmen birçok olası görsel, işitsel ve manipulatif materyalleri ve ilgili aktiviteleri ile Çok Duyulu Dil Öğretme programının çocuklara İngilizce kelime, dinleme ve okuma becerileri öğretiminde etkili olduğunu göstermiştir. Anahtar Kelimeler: Algısal öğrenme stilleri, çok duyulu dil öğretimi, çocuk öğrenenler.