Soyut dışavurumculuğun politik hafızası
Tarih
Yazarlar
Dergi Başlığı
Dergi ISSN
Cilt Başlığı
Yayıncı
Erişim Hakkı
Özet
II. Dünya Savaşı sonrası Birleşik Devletler, New York'ta ortaya çıkan Amerikan avangardı ve Soyut Dışavurumcu hareketi, siyasal tartışmaların yerini alacak türden bir özgürlük düşüncesine uyarlamış ve Amerikan tipi ideal bir yaşam biçimini kurgulamakta kullanmıştır. Dışavurumcu eğilim, Avrupalı köklerine rağmen, geçirdiği Amerikanlaşma süreci sonrasında, Soğuk Savaş politikaları içerisinde, Rusya'nın Stalinizmine karşı bir güç olarak kullanılmış hatta Avrupa'ya servis edilmiştir. Avrupalı avangardların işlerinde geleneksel formların reddiyle ortaya çıkan özgürlük düşüncesi önce Avrupa'yı, ardından Amerika'yı etkilemiştir. Dışavurumculuğun içinde barındırdığı gücü fark eden Amerikan yönetimi bu fikri savaş sonrası hedeflediği finansal ve kültürel bir dünya patronluğu modeline yönelik planlara dahil etmiş, süreci MoMA ve CIA kontrolünde yöneterek, bir kültürel propaganda programı oluşturmuştu. Rockefeller ve Guggenheim gibi güçlü ailelerin de destek verdiği programa, devlet de yüklü bir miktar fon ayırmıştı. Tüm dünyada etkili olması planlanan Kültürel Özgürlük Kongresi bünyesinde yer alan Amerikalı sanatçı ve aydınlar, bir Amerikan Yüzyılı ideali için çalışmıştı. Fikrin Avrupalı köklerine indiğimizde karşımıza çıkan düşünsel ve politik geçmişte ve Alman Weimar Cumhuriyeti örneği, I. Dünya Savaşı sonrasında, özgürlük fikrine sahip çıkmış ve bir yüksek kültür dönemine imza atmıştır. Bu yaklaşımdan yola çıkarak, Amerika'da yaşananların; Fransız avangardlarının deneyimlerinin ve Almanya'nın Weimar aydınlanmasının bir çıkarımı olduğu iddia edilebilir mi? Özgürlük fikrinin sosyalizm ile anılmasına kadar geçen süreçte, komünist düşüncenin tarihsel sonuçları, Amerika'nın komünizme bakışını etkilemiş midir? Anahtar Kelimeler: Avangard, Soyut Dışavurumculuk, Soğuk Savaş, Kültürel Yapılanma, Marksizm, Sosyalizm
The American avant-garde and the Abstract Expressionist movement, which emerged in New York, United States after World War II, adapted the idea of freedom to replace political debates and used it to construct an ideal American-type lifestyle. Despite its European roots, the expressionist tendency, after the Americanisation process it underwent, was used as a force against Russia's Stalinism within the Cold War policies and even served to Europe. The idea of freedom, which emerged with the rejection of traditional forms in the works of European avant-gardes, first influenced Europe and then America. The American administration, realising the power contained in expressionism, included this idea in its post-war plans for a model of financial and cultural world patronage, and created a cultural propaganda programme by managing the process under the control of MoMA and the CIA. The programme was supported by powerful families such as Rockefeller and Guggenheim, and the state allocated a large amount of funds. American artists and intellectuals within the Congress for Cultural Freedom, which was planned to be effective all over the world, worked for the ideal of an American Century. When we go back to the European roots of the idea, we come across the intellectual and political past and the example of the German Weimar Republic, which, after World War I, embraced the idea of freedom and marked a period of high culture. Based on this approach, can it be argued that what is happening in America is an extrapolation of the experiences of the French avant-garde and Germany's Weimar enlightenment? Did the historical consequences of communist thought influence the American view of communism until the idea of freedom became associated with socialism? Keywords: Avant-Garde, Abstract Expressionism, Cold War, Cultural Structuring, Marxist, Socialism











