Sığınmacıların Türkiye işgücü piyasasındaki deneyimleri: Çanakkale ili örneği

Afganistan'da yaşanan savaşlar ve terör olayları, Suriye'de ise devam eden iç savaş; başta Türkiye olmak üzere, birçok ülke açısından benzeri görülmemiş bir sığınmacı krizine yol açmış durumdadır. Uluslararası sözleşmeler ve insan hakları ışığında Türkiye, özellikle Suriyeli sığınmacı krizi karşısında hümanist bir yaklaşım benimseyerek açık kapı politikası izlemiştir. Bu doğrultuda Türkiye, güvenli bir ülke arayan milyonlarca sığınmacının ikamet noktası olmuş ve ardından dünyada en çok sığınmacıya ev sahipliği yapan ülke konumuna gelmiştir. Fakat, sığınmacı sayısının fazla olması, hem Türkiye hem de sığınmacılar açısından kaçınılmaz sorunların ortaya çıkmasına neden olmuştur. Bu sorunlardan biri ise istihdam sorunudur. Menşe ülkelerindeki çatışmalar nedeniyle Türkiye'ye göç etmek zorunda kalmış olan sığınmacıların burada hayatlarını idame ettirebilmesi, istihdam edilerek gelir elde edebilmelerine bağlıdır; ancak sığınmacılar, emek piyasasındaki dezavantajlı konumları nedeniyle çok çeşitli sorunlar ile karşılaşmaktadırlar. Bu çalışmada ele alınan konu; sığınmacıların yaşadıkları deneyimleri, emek piyasaları ve zorunlu göç açısından irdeleyebilmek ve özellikle Türkiye emek piyasasında karşılaştıkları sorunları derinlemesine analiz etmektir. Türkiye istihdam piyasasında yer almış veya almakta olan Suriyeli ve Afganistanlı sığınmacıların tümü araştırmanın evrenini oluşturmaktadır. Kartopu örnekleme yöntemi ile gönüllülük esasına bağlı kalınarak Türkiye'de çalışma deneyimi olan 15 Afganistanlı ve 10 Suriyeli sığınmacı ile görüşmeler yapılmıştır. Mülakat kılavuzu yaklaşımı ile toplanan veriler içerik analizi yapılarak çözümlenmiştir. Araştırma sonucunda; sığınmacıların, hem göç hem de iş bulma sürecinde ilişkiler ağı kuramının oldukça etkili olduğu görülmüştür. Diğer taraftan; sığınmacıların ücretler, çalışma süreleri, işyerinde ayrımcılık ve iş güvenliği konularında önemli derecede sorunlar yaşadığı ortaya koyulmuş ve detaylı bir şekilde analiz edilmiştir.

Wars and terrorism in Afghanistan and ongoing civil war in Syria have led to an unprecedented asylum-seekers crisis in many countries, notably Turkey. In the light of international conventions and human rights, Turkey has pursued an open door policy, especially against the Syrian asylum-seeker crisis by adopting a humanistic approach. In this context, Turkey has been a place of residence for millions of asylum-seekers who seek a safe country and subsequently became a country with most hosted asylum-seekers in the world. However, with the overabundance of the asylum-seekers, inevitable problems have emerged for both Turkey and the asylum-seekers. One of these problems is employment problems. Conflicts in the countries of origin of the asylum seekers compelled them to move to Turkey, taking part in the employment, to earn income in order to sustain their lives. Nevertheless, they are facing wide varieties of problems due to their disadvantaged position in the labour market. This research principally addressed and examined the experiences of asylum-seekers in terms of labour market and forced migration. It particularly analyzed in depth the problems those asylum-seekers faced in the Turkish labor market. The research population includes Syrian and Afghan asylum-seekers with Turkish labor market experiences. Snowball sampling method on a voluntary basis were used; whereby the experiences of working in Turkey were gathered from interviewing 15 Afghan and 10 Syrian refugees. The data collected with the interview guide approach were then analyzed by performing content analysis. From this research, the network theory has been found to be very effective in the process of both migration and employment. Furthermore, it was also revealed and analyzed in detail that asylum-seekers experience significant problems in terms of wages, working hours, discrimination in the workplace and occupational safety.