Bulgaristan'da Osmanlı maddi kültür mirasının tasfiyesi (1878-1908)

[ X ]

Tarih

2006

Dergi Başlığı

Dergi ISSN

Cilt Başlığı

Yayıncı

Erişim Hakkı

info:eu-repo/semantics/openAccess

Özet

Balkanlarda ulus devletlerin kuruluşu Osmanlı geçmişi ile büyük bir kırılma yaşanmasına, Osmanlı geçmişinin reddine ve Osmanlı mirasının tasfiyesine sebep oldu. Bulgaristan’da saf bir ulusal kimlik inşası ve ulus devletin konsolidasyonu sürecinde Osmanlı mirasının tasfiyesi Avrupalılaşmanın ön koşulu olarak görüldü. Bu nedenle Bulgar modernleşmesi, en başından bir “deosmanizatsiya” hareketine büründü. Ancak, Bulgaristan’da Osmanlı mirasının tasfiyesi mücerret bir modernleşme sorunu olmaktan çok, din taassubu, ulusçuluk ve ulus devlet modelinin telkin ettiği bir zorunluluktu. Bulgar aydını ve devlet adamları Osmanlı hâkimiyetini Hıristiyan Bulgar kültürünün bastırıldığı ve gelişiminin engellendiği bir esaret ve zulüm dönemi olarak telakki ettiler. Bu tahayyül Osmanlı döneminin ve Osmanlı hâkimiyeti ile özdeşleştirilen kurumların, geleneklerin, Türk ve Müslüman grupların, hayrât ve müberrâtın hor görülmesine ve şeytanileştirilmesine sebep oldu. Bulgar kimliğinde artık Şarklı unsurlara yer yoktu. Bu nedenle yeni Bulgar devleti siyasi, idari, sosyal, ekonomik, kültürel, demografik ve dinsel alanlara nüfuz eden Türk, İslami ve Şarklı etkilerin tasfiyesine çalıştı. Bu bağlamda geçmişin istenmeyen unsurları arasında Osmanlı maddî kültür mirası ön sıraya yerleştirildi ve şehirlerin modernleştirilmesi adına çok sayıda Osmanlı eseri yıkıldı. Bulgaristan’da Osmanlı maddi kültür varlıklarının tasfiyesi 93 harbi ile başladı ve Berlin Anlaşmasına aykırı olarak incelediğimiz dönem boyunca sürdü. Bâbıâli ve Osmanlı komiserlerinin çabalarına ve protestolarına rağmen Osmanlı dönemini hatırlatan çok sayıda cami, mescit, minare, medrese, hamam, mezarlık, tekke, türbe, han, kervansaray vb. eser Bulgar belediyeleri tarafından şehirlerin yeniden inşası ve planlanması gerekçeleri ile yıkıldı. Osmanlı eserlerinin tasfiyesi, gerçekte Bulgar hükümetlerinin ülkenin Hıristiyan Bulgar karakterini vurgulamak için uyguladıkları bilinçli bir politikanın sonucuydu. Camiler din taassubu ve ulusçuluğun başlıca hedefiydi. Nitekim bu dönemde şehirlerdeki camilerin çoğu yıkılırken bazıları kilise, müze, okul, hastane, matbaa, depo ve cephaneliğe dönüştürüldü. Mesela Sofya’da savaştan önce mevcut olan 44 camiden yalnızca bir tanesi ayakta kaldı. Sonuç olarak, Bulgaristan’da Osmanlı sonrasında en köklü değişim şehirlerin görünümü, fiziksel yapısı ve mimarisinde meydana geldi.

Açıklama

Anahtar Kelimeler

Arkeoloji, Tarih, Kültürel Çalışmalar

Kaynak

Osmanlı Tarihi Araştırma ve Uygulama Merkezi Dergisi OTAM

WoS Q Değeri

Scopus Q Değeri

Cilt

0

Sayı

20

Künye